O yıllar öyleydi dostum…
Cebimizde o akşam sinemaya gitmek için 50 kuruşumuz varsa bizden bahtiyarı olmazdı.
Büyüklerimizden dayak yemediğimiz gün mutlu olurduk.
Her gün anamızın evde yaptığı mısır ekmeğinden bıktığımız için, 25 kuruş verip de çeyrek “fırın ekmeği” alabilirsek, kendimizi kral sofrasında sanırdık…
Fırın ekmeğini bulabilmişsek, yanında yemeğe filan gerek yoktu. O ekmek, tek başına bizim için “ Dirmil kebabı” sayılırdı.
Hele bir de bakkalın sattığı haşlanmış yumurtalardan bir tane alıp da, öğle yemeği için, taa cehennemin dibindeki evimize gitmekten kurtulmuşsak… emin olun kendimizi büyük bir ziyafet sofrasında kabul ederdik.
Sabahçı olduğumuz zamanlar öğleyin eve gelir gelmez öküz gütmeye gönderilmezsek, köy ağasının çocuğuymuşuz gibi sevinirdik.
Ortaokula giderken -1 adet - takım elbisemiz varsa, bize, zengin aile çocuğu, derlerdi.
Yazılılar okunduğu gün “9.5 dan 10” alırsak sevinçten uçardık.
Hele bir de yabancı ülkelerdeki kızlardan bir mektup arkadaşı edinip de yabancı dilimizi geliştirme gibi bir lüksümüz olduysa, sormayın gitsin…Havamızdan geçilmezdi.
Neydi bu hallerimiz?
Küçük şeylerle mutlu olmak…
Hoş, zaten “ büyük şeyler” le, hiç işimiz olmadı ya…
Oysa şimdiki çocuklar öyle mi ?
Yirmi dört saat bomboş otursalar da…
İstedikleri harçlığı her gün alsalar da…
Cep telefonunun en pahalısına sahip olsalar da…
Yazın, bilmem ne sahilinde tatil yapsalar, bilmem kaç yüz kanallı televizyonda istedikleri filmi izleseler, müziğin her türlüsüne doysalar , sosyal medyada dünyanın her tarafından yüzlerce arkadaş edinseler de…
Yine mutsuzlar, yine mutsuzlar…
Neden ?
Neden olacak!
Günümüzün en mutsuz insanları, neden en zengin ülkelerde; en mutluları ise niçin Afrika ülkelerinde yaşıyorsa ondan…
Yani…
Mutluluğun sırrı bellidir dostum:
1- Teknolojiden mümkün mertebe uzak duracaksın…
2- Hayattan beklentini düşük tutacaksın…
3- Hep yukarıya değil bazen de aşağıya bakmasını bileceksin…
RAMAZAN’INIZ MÜBAREK OLSUN!
Haa, ramazan demişken…
Kendinize maddi ve manevi ödül vermek istiyorsanız oruç tutun.
“Manevi”sini anladık da “maddi”si ne oluyor demeyin…
Oruç gerçekten vücudun zekatı hükmünde bir ibadet.
Bir ay boyunca fazla kiloları vermek, vücutta biriken toksinleri atmak, organları dinlendirmek için bulunmaz bir fırsat.
2025
Ramazan Canural'ın 'İmamoğlu'nu yargılayacak olan mahkeme heyetinden istirhamımdır' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın ELVEDA EY ŞEHR-İ RAMAZAN! adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Ne derece doğrudur bunlar?!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Yasal olan her şey meşru ve hukuka uygun mudur?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Kırmızı et yüzümüzü hep kızartacak mı?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Sünnetullah affetmez' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Muhalefetin görevi iktidarın önünü açmak mıdır?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Dost Acı Söyler ' adlı köşe yazısı... Devamı
Vali Tülay Baydar Bilgihan, Burdur'daki Kemal Solmaz Ortaokulu'nu ziyaret etti. Öğrencilerle buluştu, eğitimi yerinde inceledi.
Burdur’un Bucak ilçesinde Köylere Hizmet Götürme Birliği Encümen Seçimi tamamlandı. Seçimde 2 muhtar ve 2 il genel meclisi üyesi görev aldı. Toplantıya Kaymakam Bayram Gale başkanlık etti.
Burdur Valisi Tülay Baydar Bilgihan, merkez ilçeye bağlı üç köyü ziyaret ederek halkın taleplerini dinledi. Çatağıl İlkokulu’nda öğrencilerle buluştu.
Burdur Valisi Tülay Baydar Bilgihan, köy hizmetleri için muhtarlarla toplantı yaptı. Yeni encümen üyeleri seçildi, hizmet planları görüşüldü.
Antalya'da üç yıl önce sahipsiz köpeklerden kaçarken kamyonun altında kalarak hayatını kaybeden 10 yaşındaki Mahra Melin Pınar'ın babası Murat Pınar, "Sokakta köpek olmayacak denmesine rağmen neden hala sokaktalar?
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Bucak İşletme Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü 3. sınıf öğrencileri, sosyal sorumluluk projesi kapsamında Kocaaliler İlkokulu ve Ortaokulu’nu ziyaret etti.
Yorumlar (0)