İlgilenenlerin bilecekleri gibi, ülkemiz de her 21 Mart tarihi ‘Nevruz Bayramı’, 22 Mart tarihi ‘Dünya Su Günü’, 21-27 tarihleri arası da ‘Orman Haftası’ olarak kutlanıyor… O nedenle ben yazıma ‘Nevruz Bayramı’ hakkındaki sığ-yetersiz bilgilerimi siz sevgili okurlarımla paylaşarak başlamak istiyorum…
Şöyle ki; kayıtlara göre, Bahailer bahsime konu bayramı (Naw-Rûz) derler ve bugünü salt bir bayram olarak değil, aynı zamanda tatil günü olarak ta değerlendiriyorlarmış. Ancak, sünnîlerde ‘Nevruz Bayramı’ diye bir bayram inancı veya uygulaması yok! O nedenle, ben ‘bizim dinîmize ve inancımıza göre böyle bir (dînî) bayram olmasa ve gelenek göreneklerimiz veya törelerimiz arasında olsa bile, hak etmediğimiz bir Nevruz’un bayramını kutlamanın da gereksiz olduğunu düşünüyorum! Onun için ben sözü bir canlı için olmazsa olmazlardan ikisi olan ‘Su Günü’ne ve ‘Orman Haftası’na getirmek istiyorum:
Bizim inanç ve îmanımıza göre ilk insan olan Adem Atamızın (a.s) yaratılışı diğer insanlar gibi değil, Yüce Yaratıcı’nın-Cenab-ı Hakk’ın sonsuz-sınırsız gücünün kuvvetinin mûcizevî tacellisi olarak ‘annesi babası olmadan’, su ve toprak karışımı bir çamurdan yarattığı gibi, daha sonraki insanlar, Âdem (a.s) oğulları, meselâ Hâbil ile Kâbil kardeşler Âdem Babamız ve Havva Anamız arasında kurulan bir muhabbet ve birliktelik sonunda oluşan bir damla sudan yaratılmışlar… Yani, ilk insan sulu-su karışımı bir topraktan yaratıldığı gibi, öldüğünde de mübârek cesedi yine su ile yıkandıktan, su ile abdest aldırıldıktan sonra ve temiz olarak toprağa verildi-defnolundu!
Kısacası; ilk insan Âdem Babamız ile Havva Anamız da onlardan olan evlâtlar da bir damla sudan yaratıldıkları gibi, öldüklerinde de suyla temizlenerek toprağa veriliyorlar… Yani insanoğlunun dirisi de, ölüsü de suya ve toprağa, artı toprağın verdiği nimetlerden biri olan ormanlara-ağaçlara muhtaç… O halde bizim, suyu olabildiğince tasarruflu kullanmamız, ormanlarımızı-ağaçlarımızı gözümüz gibi korumamız ve topraklarımıza iyi bakmamız gerekmez-îcap etmez mi? Elbette eder… Amma velâkin, birçok nîmeti olduğu gibi, biz su nîmetinin de ağaçlarımızın ve topraklarımızın da kıymetleri-değerlerini bilmiyoruz maalesef!
Deprem uzmanları ‘Burdur Depreme hazır değil!’, su uzmanları ‘Sulak alanlar Günü, susuz alanlara dönüştü!’ ve ‘Burdur da su krizi kapıda!’, ‘Ormanlarımızı ve topraklarımızı koruyalım!’ gibi uyarılarda bulunurlar, dolayısıyla da etkili ve yetkililerin dikkâtlerini muhtemel, hattâ ‘geldim-geliyorum’ diyen tabii-doğal âfetlere çekmek isterlerken ve etkililerin de, yetkililerinde ellerinden fazla bir şey gelmezken; en önemli görev biz vatandaşlara düşüyor… Yani, her şeyi devletten beklemek yerine biz üzerimize düşeni yapalım! Meselâ dere yataklarına konut yapmayalım, genelde Ülkemizin, özelde de İlimizin 1. Derecede deprem kuşağı üzerinde oturduğunu, yani deprem fay hatlarının altımızdan geçtiğini unutmayalım! Dolayısıyla da inşaatlarda kaliteli malzeme kullandığımız gibi, malzeme den çalmayalım! Sularımızı tasarruflu kullanalım, ormanlarımızı yer kazanmak maksadıyla-kasten veya ihmalen ve sorumsuzca (anızlarımızı) yakmayalım. Dolayısıyla da içinde yaşayan binlerce canlı varlığı diri diri yanmalarına neden olmayalım! Ayrıca verimli topraklarımızı birtakım denemelerle veya ihmallerle verimsiz hâle getirmeyelim! İçindeki böcekleri ve benzer durumda olan zararlıları yok edeceğiz… derken toprağı bilinçsizce ilaçlamayalım! Dolayısıyla da toprağımızı, suyumuzu, gıdalarımızı ve insanımızı zehirlemeyelim! Artı arazimizi suluyor, meyve sebzelerimizi suluyoruz derken suyumuzu tüketmeyelim!
Velhâsıl-ı kelâm; Ülkemizin diğer bakanlıkları, kurum ve kuruluşları ayrı, Tarım Orman Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ziraat Odaları Birliği Başkanlığı ve isimleri şu anda aklıma gelmeyen bir çok etkili ve yetkili kurumu-kuruluşu olduğu gibi; buraların sahasında yetişmiş, otorite olmuş-olması lâzım gelen çok sayıda uzmanları var… O nedenle bu uzmanlar görevlerini yapmıyorlarsa yaptırılmalı, yapıyorlarsa performansları arttırılmalı… Gerekirse ek ücret verilerek ya da ülke içinden veya dışından uzmanlar temin edilerek her gün bir kartopu gibi büyüyen su, toprak, orman artı can çekişmekte olan hayvancılığımıza can suyu verilmeli!
Hülâsâ-i netice; hemen her şeyin ‘olmayan’ bir gününü, haftasını, ayını, hattâ yılını kutluyoruz… Ancak, bunları ‘dostlar işbaşında görsün’, ya da amirlerimiz memnun olsun kabilinden kutlamalarla geçiştiriyoruz… Oysa bizim sularımız, topraklarımız-tarımımız, ormanlarımız artı hayvancılığımız çok ciddi bir şekilde SOS-alarm veriyor! Ve bu alarm bırakın il ve ülke genelimizi ve insanımızı, yöneticilerimizi ve konuların sorumsuz sorumlularını dâhi bir cenderenin içine sokabilecek kadar, yani tıpkı bir kar topu gibi büyüyerek geliyor! Ancak çok az etkili ve yetkilimiz ile az sayıda vatandaşımız bunun farkında… O nedenle ben, ‘Cenab-ı Allah önce yöneticilerimize, sonrada vatandaşlarımıza bâsiret, ferâset, dirâyet ve gayret versin!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
İŞTEN ÖNCE TEDBİR, PİŞMANLIĞA YER BIRAKMAZ!
Hz. Ali (r.a)
AKIL SONRADAN AH ÇEKMEK İÇİN DEĞİL,
DÜŞÜNÜP TEDBİR ALMAK İÇİNDİR!
Hz. Mevlânâ (r. aleyh)
İKNÂ EDİLMİŞLERLE YOLA ÇIKILMAZ
YOLA İNANMIŞLARLA ÇIKILIR!
İsmet Özel
KENDİMİ BAZEN YARIM KALMIŞ BİR PROJE
BAZEN DE GERÇEKLEŞMİŞ BİR FELÂKET
SENARYOSU GİBİ HİSSEDİYORUM!
Rûhi Mücerret, Murat Kenteş
FARK ETMEK ACIYDI AMA GEREKLİYDİ!
Sokak dedesi
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Ormanlarımızı… ateşe veriyor, sularımızı boşa akıtıyor, topraklarımızı.. Yakıyoruz! Olmayan nevruz’un bayramını yapıyoruz!' adlı köşe yazısı.... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Erdoğan'ın tek rakibi var o da enflasyon canavarı!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'LGBT'yi savunan milletvekili ve alkolü savunan gazeteci' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Bir Çanakkale Torunu'nun naçiz klavyesinden 'İmankale Destanı!'' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Yapay zekanın ve vahşi kapitalizmin hakim olduğu bir devirde ‘Müslümanca yaşamak’ pek kolay bir şey olmasa gerek!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Kardeş ülke Kazakistan’ın büyükelçisi Rumlara kardeşlik yapanken, Türklere kalleşlik yapmış!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Bugün 'Dünya Tüketici(yi) Haklar(ı) günü!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın ''Tıp Bayram Kutlu' tüm doktor veya hekimlerimiz mutlu olsun' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Allah 'Bu Millete' bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Devlet, PKK'ya ve uzantılarına 'Ya teslim olun ya da imha olmaya razı olun!' dedi' adlı köşe yazısı... Devamı
Orman Haftası kapsamında Gölhisar Orman İşletme Müdürlüğü, 5 ilçe ve 1 beldede vatandaşlara toplam 10 bin fidan dağıttı.
Kocaaliler Belediyesi Petrol Ltd. Şti, 20 yıl süreyle yıllık 995 bin TL + KDV bedelle ihaleyi kazandı. Tek katılımcının yer aldığı ihale, Orman İşletme Müdürlüğü’nde yapıldı.
Çanakkale’nin Bayramiç ilçesine bağlı Evciler köyünde tarlada başlayan yangın, ormanlık alana sıçradı
Mersin'de çıkan orman yangını 15 ekibin 3 saatlik müdahalesiyle kontrol altına alınırken, yaklaşık 1,5 hektar alanın zarar gördüğü öğrenildi.
Burdur Bucak Millet Ormanı’ndaki 21 ve 22 numaralı sahaların 20 yıllık işletme hakkı için ihale düzenlenecek. Detaylar ve ihale şartları haberimizde!
Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı’nın düzenlediği "Tarım, Orman ve İnsan Ulusal Fotoğraf Yarışması’nda dereceye giren ve sergilenmeye değer bulunan fotoğraflar, illerde sergilenmeye başlandı. Detaylar haberimizde..
Yorumlar (0)