31 MART SEÇİMLERİ’NİN SONUCUNU ‘16 MİLYON EMEKLİ…’ BELİRLEYECEK!
Yalan Dünyada yaşanan iç ve dış savaşlar, âfetler, felâketler ve bilhassa Gazze’de yapılan soykırımlar bir yana, Cennet misali ülkemizde yaşanan deprem, sel, çığ düşmesi ve heyelan gibi arzî ve ârîzî âfetlerin, kolera ve benzer hastalıkların birçok insanımızın canını aldığı bir dönem de bu aşağıdaki yazacaklarım anlamsız, hattâ gereksiz görülebilir; ancak her şeye rağmen ve hayatta kalan insanlar için hayat devam ediyor ve son insan kalıncaya kadar da devam edecek… O nedenle ve genelde tatminsiz insanlar, özelde de ailede tek kişisi emekli olan ve başka geliri de olmayan aileler maddî sıkıntılar çekiyorlar. Ve bahsime konu emekliler sıkıntılarını kendi aralarında ve bilhassa arkadaşları arasında paylaştıkları gibi, seslerini yetkililere duyurmak için biz gazetecilerden de ricacı oluyorlar… Onun için ben, sevgili okurlarımdan ve değerli yetkililerden bu aşağıda dile getireceğim şeylerin bir şikâyet konusu değil, genel bir tespit ve özel bir teşhis ile birlikte müracaat konusu olarak görmelerini istirham ediyorum:
Şöyle ki; resmî verilere göre Ülkemizde ‘şu anda’ yüzde 20’si memur, yüzde 80’i de işçi olmak üzere toplam 16 milyon emekli vatandaş var. Ve bu emeklilerin sayıları, evlâtları, torunları ve diğer yakınlarıyla birlikte kaça tekabül eder bilmiyorum ama, ‘karı koca’ emeklilerle birlikte 24 milyon civarında seyredeceğini tahmin ediyorum. Ve gayet tabiidir ki bu 24 milyon emeklinin tamamı seçmendir… O nedenle, emeklilerin tamamı 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak olan Yerel Seçimlerde sandık başına gidecek, oy kullanacak ve siyasi tercihini yapacaktır. Ve Ülkemizdeki toplam seçmen sayısı (2023 te yapılan Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerine göre) 64 milyon, oy kullanan sayısı da 54 milyon civarında idi. Bu tablo, sayı ve oran da Türkiye’deki seçmenlerin önemli bir bölümünü emeklilerin teşkil ettiğini gösterir…
Memur emeklilerinin durumlarını iyi bilmiyorum ama SGK’dan emekli olan çalışmaya da mecbur kalan bir vatandaş ve nâçiz bir gazeteci olarak işçi (SGK) emeklilerinin durumlarını az çok biliyor ve kendilerinin maaşlarına yapılan artışlardan memnun olan kişi sayısının az olduğunu görüyor, duyuyor ve biliyorum. Ve herhangi bir kamu kurumanda çalışıp ta SGK’dan emekli olan işçi emeklileri hem kıdem tazminatı ve birikmiş ikramiyeleri alıyorlar hem de herhangi bir özel teşebbüsten emekli olanlara göre daha yüksek emekli maaşı alıyorlar. Ki benim dönemimde ‘zorunlu tasarruf’ diye bir sistem vardı bu ister özel olsun ister kamu çalışanı tüm işçiler zorunlu bir tasarruf sahibi yapılıyor, emekli olan işçiler de bu birikimlerini alabiliyorlardı. Ki, ben herhangi bir kıdem tazminatı veya birikmiş bir ikramiye alamadığım gibi, 8 yıl boyunca ve bir kamu bankasına ‘kendi ellerimle ve her ay’ yatırdığım o paralarımı dahî ‘belgeleyemediğim için…’ alamamıştım.
Her neyse; bugünkü konum ben mücrim değil, dar gelirli ve az maaşlı emekliler… O nedenle ben emeklilerimizin geneline ve maaşlarına dönüyor ve iktidara ya da iktidar partisine mensup milletvekillerine bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyorum:
EŞİT ÖDEMEYE EŞİT ‘EMEKLİ MAAŞI VERİLMELİ’ AMA EMEKLİLERDE AÇ SUSUZ BIRAKILMAMALI (2. BİR İŞTE ÇALIŞMAK ZORUNDA KALMAMALI)
Herhangi bir kamu kurumundan emekli olanlar ayrı, özel şirketlerde çalışanlar veya kendi işyeri olup ta BAĞ-KUR’a ödediği prim üzerinden emekli olanlar arasında maaş farkı olması tabiidir. Yani, 2. Basamaktan emekli olan bir kişi ile 12. Basamaktan emekli olan bir kişinin aynı maaşı alması doğru da olmaz, hakkâniyete de uymaz… Amma ve lâkin elinde olmayan nedenlerden dolayı veya imkansızlıklar nedeniyle ve yıllar önce ödemeye başladığı düşük pirim nedeniyle bir BAĞ-KUR ya da SGK emeklisi de açlığa veya yokluğa terk edilmemeli ve ikinci bir işte daha çalışmak zorunda kalmamalı! Çünkü sosyal devlet ilkesi bunu gerektirir…
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; çalışanların konuları ayrı, inançlı îmanlı emekliler aza kanaat, çoğa şükrediyorlar… Ancak, emekliliklerini de sefalet, yokluk veya darlık içinde geçirmek, âhir vakitlerinde sürünmek istemiyorlar… Ve birçok konu da olduğu gibi, ben bu konuda da elçiyim ve mâlûm olduğu üzere elçiye de zeval olmaz!’ diyor, herkese ‘kanaatkâr’ saygılar sunuyorum.
Allah’ın (c.c) ismine sığınıyor ve O’na tevekkül ediyorum. Allah’ım! Yanılmaktan, yoldan sapmaktan, zulmetmekten ve zulme uğramaktan, câhillik etmek ve câhilce tavırlara mâruz kalmaktan Sana sığınırım. (Hadis)
İNSAN İÇİN ANCAK ÇALIŞMA VE
GAYRETİNİN KARŞILIĞI VARDIR…
Necm Sûresi, âyet 39
ÇALIŞANA ÜCRETİNİ, TERİ SOĞUMADAN
VERİNİZ… Hz. Muhammed (sav)
YAPMAN GEREKEN HAYIRLI, YARARLI İŞLERİ
YARINA BIRAKMA! BAKARSIN YARIN OLUR DA
SEN OLMAZSIN. Ve FIRSAT KARINCA YÜRÜYÜŞÜ
LE GELİR, YILDIRIM HIZI İLE GİDER… Hz. Ali (r. a)
İNSANI YAŞAT Kİ, DEVLET YAŞASIN
Şeyh Edebâli
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)