İlgilenenlerin veya ilgililerin bilecekleri gibi, Ülkemiz de 2024-2025 Adlî Yılı geçtiğimiz pazartesi günü açıldı. O nedenle ben bu yılın başta İlimizde görev yapan hâkim, savcı, avukat ve adliye çalışanları olmak üzere tüm yargı mensuplarına ve çalışanlarına hayırlı uğurlu olmasını; hâkim ve savcıların alacakları ve mahkemelerin verecekleri kararların tamamının isâbetli ve hakkâniyetli olmasını diliyorum… Ayrıca duruşma ve soruşturmalarda, elden geldiğince mahremiyet kurullarına uyulmasının gereği üzerinde durmak istiyorum ve bunu da vaktiyle bir mahkeme de yapılan bir duruşmadan veya yargılamadan örnek vererek yapmak istiyorum:
Sürekli okurlarımın hatırlayacakları gibi, aşağıda iktibas edeceğim bir yargılama metodunu veya usulünü daha önce de yazdım. Ancak mahremiyet kurullarının askıya alındığı gününüz Türkiye’sin de bu durumun mahkemelerimize de yansıyabileceğini düşündüğüm, bazen de bunun yaşandığını gördüğüm ve duyduğum için aynı hikâyeyi bugün bir kez daha yazacağım, dolayısıyla da ilgililerin dikkâtlerini çekmeye çalışacağım:
Osmanlıca ve mükemmel bir eser olan Nevâdir-i Süheyli’de geçen hikâye şöyle:
Sarayının penceresinden çevreyi seyretmekte olan Hükümdarın gözüne karşıdaki bir evin hanımı takılır ve himayesindekilere ‘’Şu karşıdaki ev ve hanım kimin?’’ diye sorar. Onlar da ‘’Hizmetçiniz Firuz’un efendim” derler. Ve Hükümdar, gözüne kestirdiği o kadını elde edebilmek için bir tuzak hazırlar ve Firuz’u yanına çağırarak eline bir senet tutuşturup “Bu senedi al, falan köye git, borçluyu bul ve senedi tahsil etmeden gelme!” der. Masum Firuz da Hükümdarın emrini yerine getirmek için hazırlığını yapar ve yola koyulur. Ancak biraz gittikten sonra evde unuttuğu senedi almak üzere geri döner. Firuz’u evinden uzaklaştırdığını düşünen Hükümdar, Firuz’un evinin kapısını çalar ve kapı daha açılır açılmaz evin sağ sedirine oturma ukâlâlığı yapar! Evin Hanımı da ‘’Kim bu münasebetsiz misâfir? Ki, izin almadan evin sağ sedirine oturma cesaretinde bulunuyor?” diye sorar! Ve Hükümdar kendinden emin bir şekilde “Ben Kocan Firuz’un efendisiyim. Yani Hükümdarım’’ şeklinde karşılık verir. Evin hanımı da oldukça sert bir üslupla “Efendiler hizmetçilerinin sofralarına göz dikmezler, onun yokluğunu fırsat bilerek nâmus düşmanlığına yönelmezler. Şunu iyi bilin ki, bir feryadımla tüm mahalle buraya toplanır, senin nasibine de linç edilmek düşer!” der. Hükümdar da bu sert tavır ve konuşma karşısında şaşırırken, Firuz’un unuttuğu senedi almak üzere eve dönmekte olduğunu anlayınca, evin arka kapısından kaçmaktan başka çare bulamaz. Amma velâkin kendisine kurulan tuzağı fark eden Firuz, ilk tepkisini ortaya koyar ve Hanımına “Eşyalarını topla, Babanın evine git. Çünkü bana bu evi yıkmak düşüyor artık” der. Kocasını hayret ve üzüntü içinde dinleyen Kadın şaşkın bir şekilde “Sen evi yıkacaksın da ben nerede kalacağım?’’ der. Kocası ise şu mânîdar cevabı verir:
“Senin için artık herhangi bir kaygı kalmadı. Çünkü Hükümdar sana sarayında çok güzel odalar ayıracak ve imkânlar verecektir. Yani sen bundan sonra çok daha iyi güzel yerlerde yaşayacaksın…” der. Ve kadın kocasına daha fazla direnemeyerek baba evine gider. Fakat olayın iç yüzünü kardeşine anlatamaz. O nedenle kardeşi de Firuz’a giderek kardeşini baba evine göndermesinin nedenini niçinini sorar. Firuz da olayın iç yüzünü açıklayamayınca durumu Hükümdarın sarayında bulunan kadıya taşımak zorunda kalır. Ve mahkeme ne karar verirse ona göre hareket etmeyi düşünür. Olayın iç yüzünü bilmeyen kadının kardeşi de durumu kadı efendiye şöyle bir misalle anlatır:
“Ben bu adama, çiçekli, fidanlı ve yemyeşil bir bahçe emânet etmiştim. Bu adam da şimdi çiçeklerini koparıp yeşilliğini yok ettikten sonra harap ettiği bahçeyi bana geri vermek istiyor…” der. Tam da sözün burasında araya giren Firuz, “Hayır. Ben bahçeyi harap etmedim…” der. Kadı da ‘’O zaman bahçeyi niçin iade ediyorsun?’’ deyince de Firuz, “Efendim, ben bir ânı gördüm ki, bahçeme bir aslan girmiş ve gezinmiş. Düşündüm ki, bahçeme giren bu aslanla ben bir daha karşılaşacağım. Ben onu öldürmek isterken o kuvvetli olduğu için beni parçalayacak. Sonuç böyle tatsız olacaktır. İyisi mi, öyle kötü bir muameleye maruz kalmaktansa bahçeyi sahibine iade edeyim dedim’’ derken Hükümdar devreye girer ve “Firuz-Firuz! Beni iyi dinle! Bahçene âdi bir aslanın girdiği doğrudur. Ancak zarar verdiği veya bundan sonra zarar vereceği doğru değildir. Ki, öylesine temiz ve asil bir bahçen var ki, değil vahşi bir aslanın girmesi, kuduz bir köpek bile girse zarar veremez. Bundan emin ol ve bahçene sahip çık! Çünkü bahçen çok temiz. Temiz ve asillerin hakkı da terk edilmek değil sahip çıkılmak olmalıdır. Bunu da asla unutma!” der. Hükümdarın bu konuşmasını pürdikkat dinleyen Firuz da bir rahatlama olur ve “Evet asiller ve doğrular terk edilmemeli, sahip çıkılmalı. O nedenle ben de mülküme sahip çıkıyor, iade etmekten vaz geçiyorum…” der.
Ve böylece en mahrem ve fitneye çok müsait olan bir mahkeme ilginç teşbih ve güzel temsillerle doğru sonuca ulaşır. Çünkü kimse bahçeden ve aslandan başka başka mânâlar çıkaramaz…
Bendeniz de ‘Adliye Teşkilâtlarımızın veya yargılama metotlarımızın tamamı da aynıdır herhalde. Ki, Başsavcılığını Osman Kara gibi bir Beyefendi’nin yaptığı Burdur Adliyesinde görevli hâkim ve savcılar da mahkemeler de yaptıkları yargılamalar esnasında mahremiyet kuralları hususunda gerekli hassasiyeti gösterdiklerine veya göstereceklerine inanıyorum. Ancak, davacı veya davalıların ya da tanıkların aynı hassasiyeti göstermediklerini görüyor, duyuyor ve yinelenmemesini diliyorum. Ve bu konu da son olarak ‘bu yılın da bundan sonraki Adli Yılların da Yargı ve Adliye mensuplarına hayırlı uğurlu olmasını; adliyelik olan suçsuz vatandaşlara kolay geldiği, suçlulara ise hak ettikleri cezaların verildiği bir yıl olmasını diliyor, herkese ‘âdil’ saygılar sunuyorum.
ADÂLET GÜZELDİR. FAKAT DEVLET BÜYÜKLERİNDE
OLURSA DAHA GÜZELDİR!.. Hz. Muhammed (sav)
BİR ASRIN ÎCAPLARINA VE MİLLETİN HAKÎKÎ
İHTİYAÇLARINA GÖRE KANUN YAPMALIYIZ! Atatürk
AHLÂKÎ NİZAM, ADÂLET SAYESİNDE KURULABİLİR
VE HİÇBİR ŞEY ONSUZ DEVAM EDEMEZ. Lacordaire
NE YAPARSAN YAP, ADÂLETİN TERAZİSİNDEN ŞAŞMA
ÇÜNKÜ, HERZAMAN KAZANAN SEN OLURSUN. Anonim
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Derken 'Receb-Şaban' İşte geldi gidiyor 'Mübarek ay' Ramazan!' adlı köşe yazısı Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Mansur Yavaş, Ekrem hızlı giderken gün battı ve hava karardı erkenden' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Her gecemiz Kadir, her gelenimiz Hızır (A.S) ve Ramazan Bayramımız mübarek, günümüz kutlu olsun!!' adlı köşe yazısı.... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Tarım da düşüşün önünü alamazsak her şeyi satın almak zorunda kalırız!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Deliye Olsa da Esasında Akıllı Ve Sağlıklı İnsana Her Gün Bayram' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Ormanlarımızı… ateşe veriyor, sularımızı boşa akıtıyor, topraklarımızı.. Yakıyoruz! Olmayan nevruz’un bayramını yapıyoruz!' adlı köşe yazısı.... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Erdoğan'ın tek rakibi var o da enflasyon canavarı!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'LGBT'yi savunan milletvekili ve alkolü savunan gazeteci' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Bir Çanakkale Torunu'nun naçiz klavyesinden 'İmankale Destanı!'' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Yapay zekanın ve vahşi kapitalizmin hakim olduğu bir devirde ‘Müslümanca yaşamak’ pek kolay bir şey olmasa gerek!' adlı köşe yazısı... Devamı
Burdur Valisi Dr. Türker Öksüz, 2024-2025 Adli Yılı açılış törenine katılarak adliye mensuplarına başarılar diledi. Törene milletvekilleri, belediye başkanı ve adliye personeli de katıldı.
Antalya Adliyesi'nde yapılan 2024-2025 Adli Yılı Açılış Töreni'nde konuşan Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanı Oğuzhan Yaşar, “Adalete güven endeksini daha da yukarılara taşımak en büyük amacımızdır” dedi. Detaylar haberimizde..
Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez başkanlığındaki heyet, 2023-2024 adli yıl açılışı dolayısıyla Anıtkabir'i ziyaret etti. Detaylar haberimizde..
Burdur Valisi Türker Öksüz, adli yıl açılışı töreninde tüm adliye mensuplarına yeni adli yılın hayırlı olmasını diledi.
Burdur'da Adli Yıl açılışı, Burdur Adalet Sarayında düzenlenen törenle yapıldı. İşte detaylar...
7,7 büyüklüğündeki deprem Myanmar'ın merkezini vurdu. Deprem Çin ve Tayland'da da hissedildi. Bazı binaların yıkıldığı belirtildi.
Yorumlar (0)