Hemen herkesin az çok, mağdurlarının ise içi kanayarak, yüreği yanarak ve ciğeri parçalanarak hatırlayacakları gibi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; 28 Şubat Postnodern, pardon Pismodern Darbesi’nin planlayıcılarından, senaristlerinden, oyun kurucularından, başrol, pardon boşrol oyuncularından, kısaca bânîlerinin bazılarını affetti!.. Affedilen boşrol oyuncularından biri olan ve bağımsız yargı organları tarafından müebbet hapis cezasına çarptırılan, cezası da İstinaf Mahkemeleri ve Yargıtay tarafından onanarak kesinleşen emekli Paşa Çetin Doğan; kendisi, partisi ve yol arkadaşları da büyük bir 28 Şubat mağduru olan Cumhurbaşkanı tarafından affedilmesini değerlendirirken Erdoğan’a minnet duymak ve teşekkür etmek yerine; affedilmesinin hemen ardından, yani daha cezaevinin çıkış kapısında yaptığı açıklama da “Af söz konusu değil! Doğrudan doğruya Anayasal görevin Cumhurbaşkanı tarafından net olarak yerine getirilmesidir…” demiş! Çetin Doğan Paşa’dan pek kalır yanı olmayan Erol Özkasnak’da “Bu karar, Anayasa da belirtilen Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkisinin gereğini yapmasıdır. Üstelik bir yıl gecikmeli olarak… Bir yıl bizim yaşımızdaki insanlar için de uzun bir süredir…” demiş!
Bildiğim kadarıyla ‘Af diye tanımlanan 104. Madde de ve Cumhurbaşkanına verilen yetki de “Cumhurbaşkanı sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle kişilerin cezalarını hafifletir veya kaldırır.” Deniliyor. Yani ilgili madde Cumhurbaşkanına iki ayrı yetki veya tercin hakkı vermiş. Ve bunlardan biri cezayı hafifletme, diğeri ise cezayı tamamen kaldırma. Ve Cumhurbaşkanı, bahsime konu mahkumlar için en toleranslısını tercih etmiş… Yani Cumhurbaşkanı bu kişiler için yapabileceğinin en iyisini yapmış! Çünkü Erdoğan bu kişileri affetmek yerine cezalarını hafifletme cihetine gidebilirdi! Ama O öyle yapmayarak af yetkisini kullanmış… Ancak yine de bu beylere yaranamamış… Çünkü bu beyler Cumhurbaşkanına teşekkür etmek yerine ‘hem bizi bir yıl fazladan içeride tuttu hem de af değil, Anayasanın ilgili maddesini uyguladı…’ demişler!
O nedenle ben bu beyler veya vârisleri ileri de ”Erdoğan bizi (veya yakınlarımızı) bir yıl fazladan cezaevinde tuttu… O nedenle kendisinden davacıyız…’’ diyebilir, dolayısıyla da Erdoğan’a ceza ya da tazminat davası açabilirler diye düşünüyorum…
Von Schiller, ‘affetmek iyi insanların intikâmıdır’ der, doğru da söyler… Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan 28 Şubat davasında cezalar alan emekli paşalardan Erol Özkasnak, Yıldırım Türker, Fevzi Türkeri, Aydan Erol, Cevat Temel Özkasnak, Çetin Doğan ve Çevik Bir’in kalan hapis cezalarını kaldırmış! Yani Erdoğan 28 Şubat’ın bânilerini bir nevî affetmişti! Diğer paşalar ne dediler veya demediler bilmiyorum ama Çetin Doğan ile Erol Özkasnak Erdoğan’a teşekkür etmedikleri gibi tam tersine kahretmişler…
Ve buraya kadar olanı affeden ile affedilenler arasında geçtiği için herkesi ilgilendirmeyebilir!.. Ancak, doğrudan olmasa da dolaylı yollardan ‘bir 28 Şubat mağduru olarak’ beni ilgilendiren tarafları var. Meselâ; ben sakallı olduğum için askerî birliklere, garnizonlara, hattâ biri ikiz 3 oğlumun 3’nü birden askere yolladığım evlâtlarımın yemin merasimlerine bile alınmadığım ve benzer manevî baskılara maruz kaldığım gibi, 3 oğlum da sadece İmam Hatip Lisesi (İHL) mezunu oldukları için polis ve subay astsubay yapılmadılar… Hadi bunlar neyse ne amma, Millî Görüşün (MG) kurucu Başkanı ve 54. T.C Hükümeti’nin Başbakanı olan merhum Prof. Dr. Necmeddin Erbakan’ın kendisine, dava arkadaşlarına ve, ve, ve sırf başörtülü oldukları için üniversitelerden atılan, başörtüleriyle üniversitelerde, hattâ İHL’lerde ve İlâhiyat Fakültelerinde okuyan kız öğrencilere yapılan çirkin muameleler, uygulanan zulümler, çektirilen maddî mânevî işkenceler, ne öğrenciler ne de ebeveynleri unutmadıkları ve unutmayacakları için; Erdoğan bahsime konu mahkûmları affederken mağdurlara sordu mu veya danıştım mı bilmiyorum ama ‘bana veya bizim aileye danışmadı ve sormadı…’ diyorum. Hadi ben ve ailem neyse ne amma, sırf ‘İHL’li, İlâhiyatlı, başörtülü ve sünnet sakallı oldukları için’ dünyaları karartılan insanlar öğrenciler, öğretmenler, öğretim üyeleri veya görevlileri ve darmadağın edilen aileler bu kişileri kolay kolay affedemezler… Ki, bu zatı muhteremler de zaten af edilmeyi bir lütuf değil, bir mecburiyet olarak görüyorlar… Dolayısıyla da affeden makamın sahibine teşekkür etmedikleri gibi dünyalarını zehir ettikleri kişilerden de affedilmelerini beklemek gibi bir erdem göstermiyorlar!
Yaşı müsait olan ve memleket meseleleriyle az çok ilgilenenlerin hatırlayacakları gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘yaşlandıkları… gerekçesiyle’ kesinleşmiş hapis cezalarının kalan kısımlarını evlerinde yerlerinde yatarak tamamlanmalarını sağlanan paşalardan biri dönemin başarılı İçişleri Bakanlarından biri olan Meral Akşener’e de hakaret etmişti! Amma velâkin Meral Hanım bu kişi(ler)den davacı olmamış; yine 28 Şubatçılar, dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan’ı da bakan yerine koymamışlardı! Ancak rahmetli Kazan da aynı Akşener gibi davacı olmamış, amma velâkin dönemin Başbakanlık Müsteşarı olan merhum Hasan Celal Güzel, Mahkeme de 28 Şubatçıların ülkeye ve ülke insanına verdikleri maddi mâneî zararların canlı şahidi ve mağduru olarak ifade vermiş ve sanıklardan dibine kadar davacı olmuş; mahkeme de 28 Şubatçıların önemli mağdurlarını birer birer dinlemiş ve suçları sabit görülen paşalara bazı cezalar vermişti! Ancak toplum baskısından mı veya başka bir nedenden midir nedendir bilmiyorum, Erdoğan ‘Cumhurun başı olarak’ bazı paşaları affetmiş… Cumhur affeder mi etmez mi onu bilmiyorum ama, ben affetmem!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
KÖTÜLERİ ACIMAK, İYİLERE ZULÜMDÜR. ZÂLİMLERİ AFFETMEK MAZLUMLARA ZULMETTİR! Dede Korkut
2025
Taceddin Akbaş'ın 'BUTSO ile MAKÜ 'Örnek bir' kararın altına imza atmış' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Burdur Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüğü, adıyla mütenasip hizmetler vermeye devam ediyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Hayvanlarımıza 'İyi bakalım ki' onlar da bize hizmet etsinler' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Bu gidişle ya Trump ABD'yi yer ya da ABD Trump'ı' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Uyuşturucu bataklığı kurutulmalı ki gençler bu bataklıktan kurtulsunlar' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Mesai saatleri yazın ayrı kışın ayrı düzenlenmeli!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Düğün değil, bayram değil TÜSİAD birilerini niye öptü?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Ailemizi ve kadınlarımızı 6284 sayılı yasayla değil; 1424 ya da 1446 yıllık yasalarla çok daha iyi koruruz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Bir zamanlar biz de millet hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgililer Günü kutlu Berat Gecemiz mübarek olsun' adlı köşe yazısı... Devamı
24 Şubat 2025'te oynanacak Galatasaray - Fenerbahçe derbisini, Sayanora Cafe Bilardo’da dev ekranda izleyebilirsiniz. Adres ve detaylar için hemen tıklayın!
Tekirdağ'ın Muratlı ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 1 kişi yaralandı.
Antalya'nın Alanya ilçesi D-400 karayolunda meydana gelen kazada 1 kişi hayatını kaybetti, 1 kişi de yaralandı.
Burdur'un Bucak ilçesinde motorun yayaya çarpması sonucunda yaya yaralandı.
Kırıkkale'de kontrolden çıkan otomobilin beton duvara çarptığı kazada 2 kişi ağır yaralandı. Detaylar haberimizde..
Burdur'un Bucak ilçesinde meydana gelen trafik kazasında motor sürücüsü yaralandı.
Yorumlar (0)