Ülkemizin tarımı veya ziraatıyla ‘az çok’ ilgilenenlerin hatırlayacakları gibi, Türkiye Kent Konseyleri Birliği Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, bundan bir müddet önce yaptığı bir açıklama da âtıl vaziyette bekletilen arazilerle alâkalı olarak bir rapor hazırladıklarını ve bu raporu Tarım Orman Bakanlığı’na sunacaklarını belirtmişti. Yılmaz, konu ile ilgili olarak yaptığı açımlamasın da, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 81 ilde toplam 1, 500 milyon hektarlık ‘ekilmeyen, atıl vaziyette bekletilen’ tarım arazisi olduğunu hatırlatmış ve şunları ilâve etmişti:
“Yapılan hesaplamalar göstermekte ki, dünya genelinde bir kıtlık ve gıda krizi yaşama ihtimali giderek arttığı bilim çevrelerinde ve sıklıkla gündeme getirilmektedir. Türkiye gibi 4 mevsimi yaşayan ve bereketli toprakları olan bu sorunu ekilmeyen arazileri veya alanları tarıma kazandırarak aşabiliriz. Ve küçük üreticileri koruyucu bir yaklaşım içerisinde tarımsal üretim artırılmalıdır. Uygulanan ‘Kent Tarımı’ gibi projelerle yerinde üretim ve tüketim desteklenirken, kentlerin dışında kalan köylü ve çiftçiyi de maliyete ezdirmemek gerekir. Maalesef Türkiye dünyanın en pahalı soğanını patatesini, etini sütünü üretir hale geldi. Bunu aşmak için bir tarım politikası ve tarımsal kalkınma planının hazırlanmasın noktasında Kent Konseylerinde biriken deneyimimizi; tüm bilgi ve birikimlerimizi sahaya yansıtmak istiyoruz. Kırsal kalkınmanın temeli kooperatifçiliktir. Bu sebeple kırsalda çiftçi örgütlenmelerini artırarak küçük ve orta boy aile işletmelerinin sistem dışına çıkarılması önlenmelidir. Gıdaya erişimin bu kadar zorlaştığı bir ortam da verimli alanların âtıl vaziyette kalması kabul edilemez. Teknolojinin ve bilimin başkenti olan Ankara da teknoloji firmaları hem savunma sanayiinde hem de sağlık sektöründe başarılı. Ankara’daki teknoloji firmaları yeteneklerini akıllı tarım uygulamalarına da aktarabilirler ve âtıl tarım arazileri veya alanlarında hem tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgeleri (İ-OSB) kurulabilir hem üretim, hem de istihdam artışı sağlanabilir”
Hasılı; Türkiye Kent Konseyleri Birliği Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, ülkemizin tarım politikası hakkında geniş geniş araştırma, incelemeler yapmış veya yaptırmış ve bunları bir rapor haline getirerek Tarım ve Orman Bakanlığına sunacaklarını belirtmişti!
Yine herkesin bildiği gibi, bizde başta Millî Eğitim Bakanı olmak üzere sık sık bakanlar ve bakanlık kadroları değişiyor, değiştiriliyor ama icraatlar da ciddi bir değişiklik yaşanmıyor maalesef. Ki, önceki günde biri Sağlık, diğeri de Çevre ve İklim Değişikliği Bakanı olmak üzere iki bakan daha değişti. Ve bu bakanlıklarda ne değişecek bekleyip göreceğiz…
Sadede geliyor ve şimdi de asıl konuma girmek istiyorum:
Sürekli okurlarımın bilecekleri veya hatırlayacakları gibi, ben genelde hatırlattığım ve özelde vurguladığım gibi, köylü, çitçi ve 4 çocuklu bir ailenin en küçük evlâdı, artı, hisseli ve azda olsa bağı bahçesi ve arazisi olan bir kişi olsam da (köyde ikâmet etmediğim ve çiftçilik yapmadığı için) bu yaşıma kadar çok az bağcılık bahçıvanlık-bahçecilik yapmış alan bir köylüyüm! O nedenle ben çiftçilik veya ziraatçılık konusunda fazla bilgi ve beceriye sahip değilim. Ama sahasında uzman, alanında otorite olan ve bünyesinde çok sayıda uzman bulunduran Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanlığı ve Kent Konseyleri Başkanlığı gibi güçlü ve organize olmuş sivil toplum teşkilâtlarımız olduğunu biliyorum ve bu teşkilatların çalışmalarını arada bir de olsa takip ediyorum. Dolayısıyla da Ülkemizin tarımı ve ziraatçiliği hakkında bilgi sahibi oluyorum. O nedenle, geçtiğimiz günlerde Türkiye Kent Konseyleri Başkanı Halil İbrahim Yılmaz’ın, Türkiye genelinde ve âtıl durumda bekletilen tarım alanları veya arazileri konusunda hazırladığı raporu da dikkatlice okudum ve çok beğendim. Çünkü asıl görevi fahrî bir kent planlayıcısı olan bu Konseyin Başkanı, Tarım ve Orman Bakanlığı gibi bir araştırma yapmış veya yaptırmış ve bu raporunu Tarım ve Orman Bakanlığına sunacaklarını belirtmişti… Ben de bu ülkenin koskoca bir Tarım Bakanlığı ve bu Bakanlığın on binlerce personeli ve sahasında yetişmiş elemanı, uzmanı, teknisyeni, teknikeri, mühendisi, veterineri, doktoru, doçenti, profesörü bile var! Ve ‘bu kadar muhterem uzman, bugüne kadar Kent Konseyleri Başkanlığının yaptığı ya da yaptırdığı rapora benzer bir rapor hazırlamadılar mı, yoksa hazırladılar da bu raporları sayın bakanlar askıya mı aldılar, yoksa hasıraltı mı ettiler acaba?’ diye sormak istiyorum. Ki, geçtiğimiz günlerdeki bir yazım da (Devletin bir tarım politikası yok ama komşum ve 93’lük Hüseyin Dedenin var!) başlıklı bir yazı yazmış ve bu yazımda bazı hatırlatmalar ve nâçiz tavsiyelerde bulunmuştum! Ve bugün de benzer hatırlatmalarda bulunacağım ve ‘fahri bir görevi yürüten, ancak âtıl vaziyette ve yıllardır bekletilen verimli arazileri işin uzmanlarına inceletmiş olan Kent Konseyi Başkanını ve üyelerini tebrik edeceğim. Ama asıl işleri Ülkemizin tarımını, ormanını ve hayvancılığını geliştirmek olan Tarım ve Orman Bakanlığının etkililerine ve yetkililerine ‘siz neyle uğraşıyorsunuz?’ diye sormak istiyorum!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; Türkiye sevdalısı ve toprak tutkunu bir köylü ve nâçiz de bir gazeteci olarak ben şahsen ülkemiz de üretilen tarım ürünlerinin birkaç kat daha arttırılabileceğini ve kalitelerinin yükseltilebileceğini görüyor, duyuyor ve biliyorum. Ancak, bazı vatandaşların her şeyi devletten ya da belediyelerden bekledikleri gibi, bakanların her şeyi Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan beklediklerini; O’nun da her şeye ayrı ayrı el atmasının veya talimat vermesinin imkânı olmadığını-olmayacağını ve olmadığını da hatırlatmak istiyor, herkese ‘bereketli’ saygılar sunuyorum.
SİZDEN BİRİNİZ, ELİNDE BİR FİDAN OLSA VE
KIYÂMET KOPUYOR DAHÎ OLSA ONU DİKSİN!
Hz. Muhammed (sav)
TOMURCUK DERDİNDE OLMAYAN AĞAÇ ODUNDUR!
Hz. Mevlânâ (r.aleyh)
TARLADA İZİ OLMAYANIN HARMANDA YÜZÜ OLMAZ!
Atasözü
TOPRAKTA DEĞİL MÂRİFET, TAŞTAN KAYADAN SU
ÇIKARMAK, AĞAÇ BİTİRMEKTİR; DÜZ YOLDA YÜREMEK
KOLAY, HÜNER UÇURUMLARI AŞIP MAKSUDA ERMEKTİR!
Özlü sözlerden
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Ben sizi kesin hoş bulurum, siz de beni hoş görürsünüz İnşaallah!!!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)