Hemen herkesin bildiği gibi Ülkemiz, Bölgemiz ve İlimiz de geçtiğimiz kış ayı dahîl uzun süredir şiddetli bir kuraklık hüküm sürmekteydi… Ancak kentlerde yaşayan ya da hayvancılık, tarım ve toprakla uğraşmayan kişi, kurum ve kuruluşların bundan ya hiç haberleri yoktu ya da kıtlığın en önemli habercisi olan kuraklığın farkında değildi. Fakat tarımla toprakla ve hayvancılıkla az çok ilgilenen kişi, kurum ve kuruluşların temsilcileri ve benim gibi köy kökenli ve çiftçi ailelerin evlâdı olan kişiler bu riskli durumu iliklerine kadar hissediyorlardı! Yani yağmurdan beslenen kişilerin gözleriyle elleri hava da, dilleri ise dua da idi! Ve bu kişilerin duaları kabul oldu da mı yoksa sâbî çocukların, saçı sakalı ağarmış ve beli bükülmüş ihtiyarların, meczup veya mecnunların ya da yerde sürünen sürüngenlerin veya gökyüzünde uçan meleklerin ya da denizlerde yüzen semeklerin yüzü suyu hürmetine mi bilmiyorum ama Cenab-ı Hakk 2-2,5 aydır genelde ülkemize, özelde de bölgemize ve ilimize bol bereketli yağmurlarını yağdırıyor elhamdülillah. Bu rahmetin şükrünü edâ etmemiz ve felâkete ya da âfete dönüşmemesi için alnımızı secdeden kaldırmasak yine ödeyemeyiz herhalde!
BİRÇOK ŞEYİN OLDUĞU GİBİ, YAĞMURUN DA
AZININ KARAR, ÇOĞUNUN ZARARI OLABİLİR!
Yazı başlığımda da hatırlattığım gibi, ben ‘toprakla, tarımla, hayvancılıkla veya ziraatla ilgisi alâkası olmasa bile hayatın gerçeklerini bilen gören ve tabii ki ağzı dualı olan kişilerin, dil ağız bilmez hayvan ve haşerelerin hatırına olsa gerek 2-2,5 aydır bereketli yağmurlarını gönderen Yüce Yaratıcıya olan dua, ibâdet ve taat borcumuzu bir şekilde ödeyelim, dolayısıyla da hem bu rahmetlerin felâkete dönüşmesini önlemeye çalışalım, hem de arkasının kesilmemesi için niyaz da, yalvarış yakarışta bulunalım! Çünkü yılların verdiği kuraklığın telâfisi uzun sürecektir!’ diye düşünüyorum…
ŞÜKÜR NÎMETİ ARTIRDIĞI GİBİ, İNKÂR
YA DA ŞÜKÜRSÜZLÜK DE AZALTABİLİR
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırını saymayı düstur edinen ve bir bardak çay ikram eden kişiye teşekkür eden; asgarî ücretle (ki, isterse âzamî ücretle olsun) günde 8-10 saat çalışan; yani insanlar çalıştıkları kurum veya kuruluşların sahiplerine günde ortalama 8-10 saatlerini ayırırlarken; dünyayı, yeri göğü emrine âmâde kılan, sayısız nîmetleriyle doyuran, yediren, içiren ve giydiren Cenab-ı Allah’a günde 80-90 dakikalarını bile ayırmıyor-ayıramıyorlar maalesef! Ondan sonra da kuraklığa ya da aşırı yağış nedeniyle oluşan sellere kahır ediyorlar; kaynak sularının olmazsa olmazı durumunda olan kar ve yağmurlar için de ‘Kar esareti ve yağmur rezâleti…’ gibi lâflar ediyorlar!
Daha da önemlisi, insanlar kıtlık ya da darlık ve hastalıkları ânında istedikleri herhangi bir nimete veya sağlığına kavuştukları anda nîmetin Sahibini.. unutuyorlar! Dolayısıyla da ne Rabblerine şükür, ne de (hak eden) kullarına teşekkür biliyorlar. Oysa şükür nîmeti artırdığı gibi, şükürsüzlük bereketi ortadan kaldırır, nîmeti azaltır, hattâ sıfırlayabilir! Teşekkürsüzlük ise bir çeşit nankörlük olur!
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; yukarıda da vurgulamaya çalıştığım gibi, dünyamız da, bölgemiz, İlimiz ve ülkemiz de uzun süredir çok ciddi bir kuraklık hüküm sürüyordu! Ki, koca koca denizlerde, göl, gölet ve barajlarda sular azalmaya, göl, gölet ve barajlar kurumaya başlamış; dolayısıyla da bazı şehirler, kasaba ve köyler bırakın sulama ya da kullanma suyunu, içme suyunu bile bulma derdine düşmüşlerdi! Ve yine yukarıda bahsettiğim zevatın yüzü suyu hürmetine olsa gerek Mevlâ son 2-2,5 aydır yağmurlarımızı yağdırdı. Dolayısıyla da insanlığa, hayvanata ve nebâdata can suyu verdi elhamdülillah. Amma bu yetmez! Çünkü insanımızın, topraklarımızın, göl, gölet ve barajlarımızın bu yağan kar ve yağmurlardan kat be kat daha fazlasına ihtiyacı var. Çünkü kuraklığın tarihi oldukça eski, uzun ve derin olduğu gibi, topraklar, hayvan ve haşerelerde, insanlarda suya çok muhtaçlar!
BİR YUDUM SUYA BİN… ŞÜKÜR GEREKİRKEN
DÜNYA KADAR SUYA NE KADAR ŞÜKRETSEK
NE KADAR DUA ve HAMDETSEK YİNE AZDIR!!
Velhâsıl-ı kelâm; biz inananlar hayata olduğu gibi, yemeğe, içmeye, giymeye, yani her meşru ve helâl şeye besmele, hamdele ve selveleyle başlar, şükürle sonlandırırız. Yani biz bir lokma ekmeği yemeye, bir yudum suyu içmeye bile bir besmele ile başlar, bin bir şükürle sonlandırırız ve bizleri yoktan var eden, yediren, içiren, giydirip kuşatan Mevla’ya olan şükür borcumuzu duayla, namaz ve niyazla, ibâdet-u taatla, hayır ve hasenatla öderiz-ödememiz gerekir?
Her neyse; bugünkü yazımı yaşanmış bir hikâye ile noktalamak istiyorum, o hikâyede şöyle:
Gazneli Mahmud Han, İslâmı yaymak için Hindistan’a tam 18 sefer düzenler. Ve son sefedinde şiddetli bir direnişle karşılaşınca, Allah’a (c.c) “Ey Allah’ım! Bu savaştan galip çıkarsam, kazandığım bütün ganimetleri yoksullara dağıtacağım..” şeklinde bir söz verir. Savaşın sonunda galip gelen Gazneli, ganîmetleri yoksullara dağıtmaya başlar. Ancak bazı vezir ve komutanları “Aman Sultanım! Siz bu birbirinden değerli ganîmetleri, altınları incileri fakir fukaraya dağıtırsanız onlar bunların kıymetini bilmezler ki, devletin hazinesinin bunlara ihtiyacı var…” şeklide görüşle bildirirler! Dolayısıyla da Sultan’ın kafasını karıştırırlar. Gazneli de, Gazne de doğru ve açık sözlülüğüyle tanınan bir âlimi yanına çağırır ve durumu kendisine anlattıktan sonra ne yapması gerektiğini sorar: O mübarek de “Bunda tereddüt’e düşecek bir durum yok Sultanım! Eğer Allah’a (c.c) bir daha işiniz düşmeyecekse, adamlarınızın dediğini yapın! Ama Allah’a bir daha işiniz düşecekse verdiğiniz sözü yerine getirin..!” der!
Bin mürcim de ‘bu yağmurlar bize yeter artar, falan filan demeyelim, yağmur nîmetinin şükrünü eda etmeyi unutmayalım!’ diyor, herkese ‘şükürlü’ saygılar sunuyorum.
SAHİP OLDUKLARINA ŞÜKRETMEYİ BİLMEYENİN,
KAYBETTİKLERİNE İSYAN ETME HAKKI YOKTUR!
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (r.aleyh)
2025
Taceddin Akbaş'ın 'BUTSO ile MAKÜ 'Örnek bir' kararın altına imza atmış' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Burdur Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüğü, adıyla mütenasip hizmetler vermeye devam ediyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Hayvanlarımıza 'İyi bakalım ki' onlar da bize hizmet etsinler' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Bu gidişle ya Trump ABD'yi yer ya da ABD Trump'ı' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Uyuşturucu bataklığı kurutulmalı ki gençler bu bataklıktan kurtulsunlar' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Mesai saatleri yazın ayrı kışın ayrı düzenlenmeli!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Düğün değil, bayram değil TÜSİAD birilerini niye öptü?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Ailemizi ve kadınlarımızı 6284 sayılı yasayla değil; 1424 ya da 1446 yıllık yasalarla çok daha iyi koruruz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Bir zamanlar biz de millet hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgililer Günü kutlu Berat Gecemiz mübarek olsun' adlı köşe yazısı... Devamı
Yağmur Beauty Güzellik Salonu’nun düzenlediği Altın Yağmuru kampanyası, müşterilerine altın ve özel hediyeler sunarak dikkat çekmeye devam ediyor.
Burdur ve ilçelerinde bu hafta hava durumu yağışlı geçecek. Çarşamba, Cumartesi ve Pazar günleri yağmur etkili olacak. Detaylar için hemen tıklayın!
Çeltikçi Belediyesi, kapalı yağmur kanallarını açarak sel ve su baskını riskini azaltıyor. Başkan Ramazan Ezin yaptığı açıklamada, "Özde çalışıyoruz!" dedi. Detaylar için tıklayın.
Kepez Belediyesi Baraj Mahallesi Hasan Polatkan Caddesi ve Göksu Mahallesi Nene Hatun Caddesi'ndeki yağmur suyu sorununu drenaj hattı ile çözdü.
Fethiye’de eğitim gören ve başarısıyla tanınan 12 yaşındaki Yağmur Sena Şakır, genç yaşında hayata veda etti. Tefenni’de gözyaşları arasında defnedildi. Detaylar haberimizde.
Yağmur Beauty Güzellik Salonu Sahibi Ayşegül Bülbül, Slimwell Group’un Belek’te düzenlediği Yıldızlar Kongresi’nde ödül aldı. Sektördeki başarısı taçlandı!
Yorumlar (0)