Taceddin Akbaş

Az da olsa yağmurun duasını yaptık ancak, şükrünü eda etmeyi unuttuk

Taceddin Akbaş'ın 'Az da olsa yağmurun duasını yaptık ancak, şükrünü eda etmeyi unuttuk' adlı köşe yazısı

Taceddin Akbaş

Hemen herkesin bildiği gibi Ülkemiz, Bölgemiz ve İlimiz de geçtiğimiz kış ayı dahîl uzun süredir şiddetli bir kuraklık hüküm sürmekteydi… Ancak kentlerde yaşayan ya da hayvancılık, tarım ve toprakla uğraşmayan kişi, kurum ve kuruluşların bundan ya hiç haberleri yoktu ya da kıtlığın en önemli habercisi olan kuraklığın farkında değildi. Fakat tarımla toprakla ve hayvancılıkla az çok ilgilenen kişi, kurum ve kuruluşların temsilcileri ve benim gibi köy kökenli ve çiftçi ailelerin evlâdı olan kişiler bu riskli durumu iliklerine kadar hissediyorlardı! Yani yağmurdan beslenen kişilerin gözleriyle elleri hava da, dilleri ise dua da idi! Ve bu kişilerin duaları kabul oldu da mı yoksa sâbî çocukların, saçı sakalı ağarmış ve beli bükülmüş ihtiyarların, meczup veya mecnunların ya da yerde sürünen sürüngenlerin veya gökyüzünde uçan meleklerin ya da denizlerde yüzen semeklerin yüzü suyu hürmetine mi bilmiyorum ama Cenab-ı Hakk 2-2,5 aydır genelde ülkemize, özelde de bölgemize ve ilimize bol bereketli yağmurlarını yağdırıyor elhamdülillah. Bu rahmetin şükrünü edâ etmemiz ve felâkete ya da âfete dönüşmemesi için alnımızı secdeden kaldırmasak yine ödeyemeyiz herhalde!
BİRÇOK ŞEYİN OLDUĞU GİBİ, YAĞMURUN DA
AZININ KARAR, ÇOĞUNUN ZARARI OLABİLİR!
Yazı başlığımda da hatırlattığım gibi, ben ‘toprakla, tarımla, hayvancılıkla veya ziraatla ilgisi alâkası olmasa bile hayatın gerçeklerini bilen gören ve tabii ki ağzı dualı olan kişilerin, dil ağız bilmez hayvan ve haşerelerin hatırına olsa gerek 2-2,5 aydır bereketli yağmurlarını gönderen Yüce Yaratıcıya olan dua, ibâdet ve taat borcumuzu bir şekilde ödeyelim, dolayısıyla da hem bu rahmetlerin felâkete dönüşmesini önlemeye çalışalım, hem de arkasının kesilmemesi için niyaz da, yalvarış yakarışta bulunalım! Çünkü yılların verdiği kuraklığın telâfisi uzun sürecektir!’ diye düşünüyorum…
ŞÜKÜR NÎMETİ ARTIRDIĞI GİBİ, İNKÂR
YA DA ŞÜKÜRSÜZLÜK DE AZALTABİLİR
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırını saymayı düstur edinen ve bir bardak çay ikram eden kişiye teşekkür eden; asgarî ücretle (ki, isterse âzamî ücretle olsun) günde 8-10 saat çalışan; yani insanlar çalıştıkları kurum veya kuruluşların sahiplerine günde ortalama 8-10 saatlerini ayırırlarken; dünyayı, yeri göğü emrine âmâde kılan, sayısız nîmetleriyle doyuran, yediren, içiren ve giydiren Cenab-ı Allah’a günde 80-90 dakikalarını bile ayırmıyor-ayıramıyorlar maalesef! Ondan sonra da kuraklığa ya da aşırı yağış nedeniyle oluşan sellere kahır ediyorlar; kaynak sularının olmazsa olmazı durumunda olan kar ve yağmurlar için de ‘Kar esareti ve yağmur rezâleti…’ gibi lâflar ediyorlar!
Daha da önemlisi, insanlar kıtlık ya da darlık ve hastalıkları ânında istedikleri herhangi bir nimete veya sağlığına kavuştukları anda nîmetin Sahibini.. unutuyorlar! Dolayısıyla da ne Rabblerine şükür, ne de (hak eden) kullarına teşekkür biliyorlar. Oysa şükür nîmeti artırdığı gibi, şükürsüzlük bereketi ortadan kaldırır, nîmeti azaltır, hattâ sıfırlayabilir! Teşekkürsüzlük ise bir çeşit nankörlük olur!
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; yukarıda da vurgulamaya çalıştığım gibi, dünyamız da, bölgemiz, İlimiz ve ülkemiz de uzun süredir çok ciddi bir kuraklık hüküm sürüyordu! Ki, koca koca denizlerde, göl, gölet ve barajlarda sular azalmaya, göl, gölet ve barajlar kurumaya başlamış; dolayısıyla da bazı şehirler, kasaba ve köyler bırakın sulama ya da kullanma suyunu, içme suyunu bile bulma derdine düşmüşlerdi! Ve yine yukarıda bahsettiğim zevatın yüzü suyu hürmetine olsa gerek Mevlâ son 2-2,5 aydır yağmurlarımızı yağdırdı. Dolayısıyla da insanlığa, hayvanata ve nebâdata can suyu verdi elhamdülillah. Amma bu yetmez! Çünkü insanımızın, topraklarımızın, göl, gölet ve barajlarımızın bu yağan kar ve yağmurlardan kat be kat daha fazlasına ihtiyacı var. Çünkü kuraklığın tarihi oldukça eski, uzun ve derin olduğu gibi, topraklar, hayvan ve haşerelerde, insanlarda suya çok muhtaçlar!
BİR YUDUM SUYA BİN… ŞÜKÜR GEREKİRKEN
DÜNYA KADAR SUYA NE KADAR ŞÜKRETSEK
NE KADAR DUA ve HAMDETSEK YİNE AZDIR!!
Velhâsıl-ı kelâm; biz inananlar hayata olduğu gibi, yemeğe, içmeye, giymeye, yani her meşru ve helâl şeye besmele, hamdele ve selveleyle başlar, şükürle sonlandırırız. Yani biz bir lokma ekmeği yemeye, bir yudum suyu içmeye bile bir besmele ile başlar, bin bir şükürle sonlandırırız ve bizleri yoktan var eden, yediren, içiren, giydirip kuşatan Mevla’ya olan şükür borcumuzu duayla, namaz ve niyazla, ibâdet-u taatla, hayır ve hasenatla öderiz-ödememiz gerekir?
Her neyse; bugünkü yazımı yaşanmış bir hikâye ile noktalamak istiyorum, o hikâyede şöyle:
Gazneli Mahmud Han, İslâmı yaymak için Hindistan’a tam 18 sefer düzenler. Ve son sefedinde şiddetli bir direnişle karşılaşınca, Allah’a (c.c) “Ey Allah’ım! Bu savaştan galip çıkarsam, kazandığım bütün ganimetleri yoksullara dağıtacağım..” şeklinde bir söz verir. Savaşın sonunda galip gelen Gazneli, ganîmetleri yoksullara dağıtmaya başlar. Ancak bazı vezir ve komutanları “Aman Sultanım! Siz bu birbirinden değerli ganîmetleri, altınları incileri fakir fukaraya dağıtırsanız onlar bunların kıymetini bilmezler ki, devletin hazinesinin bunlara ihtiyacı var…” şeklide görüşle bildirirler! Dolayısıyla da Sultan’ın kafasını karıştırırlar. Gazneli de, Gazne de doğru ve açık sözlülüğüyle tanınan bir âlimi yanına çağırır ve durumu kendisine anlattıktan sonra ne yapması gerektiğini sorar: O mübarek de “Bunda tereddüt’e düşecek bir durum yok Sultanım! Eğer Allah’a (c.c) bir daha işiniz düşmeyecekse, adamlarınızın dediğini yapın! Ama Allah’a bir daha işiniz düşecekse verdiğiniz sözü yerine getirin..!” der!
Bin mürcim de ‘bu yağmurlar bize yeter artar, falan filan demeyelim, yağmur nîmetinin şükrünü eda etmeyi unutmayalım!’ diyor, herkese ‘şükürlü’ saygılar sunuyorum.
SAHİP OLDUKLARINA ŞÜKRETMEYİ BİLMEYENİN,
KAYBETTİKLERİNE İSYAN ETME HAKKI YOKTUR!
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (r.aleyh)

Bu içerik size ne hissettirdi?

  • 1
    BEĞENDİM
  • 1
    ALKIŞ
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ÜZÜLDÜM
  • 0
    KIZDIM
  • 0
    ŞAŞIRDIM
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    GÜLDÜM

Yorumlar (0)

Bu içerik ile ilgili henüz yorum yazılmamış

Taceddin Akbaş Diğer Yazıları

02
MAYIS

2024

'Dünya Basın Özgürlüğü Günü' ve gazetecilerin özgürlükleri

Taceddin Akbaş'ın ''Dünya Basın Özgürlüğü Günü' ve gazetecilerin özgürlükleri' adlı köşe yazısı Devamı

01
MAYIS

2024

Karayolu güvenliği ve trafik haftası ile iş güvenliği haftasını kutlarken!

Taceddin Akbaş'ın 'Karayolu güvenliği ve trafik haftası ile iş güvenliği haftasını kutlarken!' adlı köşe yazısı Devamı

30
NİSAN

2024

Bayramlar kavga dövüş değil barış nedeni olmalı

Taceddin Akbaş'ın 'Bayramlar kavga dövüş değil barış nedeni olmalı' adlı köşe yazısı Devamı

29
NİSAN

2024

Bugün ben 'Kardeş Haftası'na bir daha değinmek istiyorum

Taceddin Akbaş'ın 'Bugün ben 'Kardeş Haftası'na bir daha değinmek istiyorum' adlı köşe yazısı Devamı

29
NİSAN

2024

Gün 'Hazreti Mevlanaları ve Hacı Bektaş-ı Velileri örnek alma günü

Taceddin Akbaş'ın 'Gün 'Hazreti Mevlanaları ve Hacı Bektaş-ı Velileri örnek alma günü' adlı köşe yazısı Devamı

27
NİSAN

2024

Kardeşlik haftası kutlu tüm müslümanlar kardeş olsun

Taceddin Akbaş'ın 'Kardeşlik haftası kutlu tüm müslümanlar kardeş olsun' adlı köşe yazısı Devamı

25
NİSAN

2024

ABD'nin İsrail'e 26 milyar dolar yardım etmesi Gazze'nin 26 milyar yerinden vurulması demektir!

Taceddin Akbaş'ın 'ABD'nin İsrail'e 26 milyar dolar yardım etmesi Gazze'nin 26 milyar yerinden vurulması demektir!' adlı köşe yazısı... Devamı

25
NİSAN

2024

'Veteriner Hekimlerin günleri kutlu' Türkiye İstatistik Kurumu var olsun

Taceddin Akbaş'ın ''Veteriner Hekimlerin günleri kutlu' Türkiye İstatistik Kurumu var olsun' adlı köşe yazısı Devamı

23
NİSAN

2024

Temel ihtiyaç mallarından KDV alınmamalı

Taceddin Akbaş'ın 'Temel ihtiyaç mallarından KDV alınmamalı' adlı köşe yazısı Devamı

23
NİSAN

2024

Bugün 'Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı' Günü

Taceddin Akbaş'ın 'Bugün 'Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı' Günü' adlı köşe yazısı Devamı

İlgili Haberler

Baharın Gelmesiyle Yağmur Duaları Arttı
Bölgesel

Baharın Gelmesiyle Yağmur Duaları Arttı

Kütahya’nın Gediz ilçesinde baharın gelmesiyle yağmur bekleyen vatandaşlar yağmur duasına çıkarak kuraklığın sona ermesi için dua etti.

Kuraklığa Karşı Birlik! Burdur'da Yağmur Duası
Bölgesel

Kuraklığa Karşı Birlik! Burdur'da Yağmur Duası

Burdur'un Gölhisar ilçesi ve Yusufça beldesinde kuraklığa karşı yağmur duası etkinlikleri düzenlendi. Etkinliklere binlerce kişi katıldı.

Bucak Kuşbaba Köyünde yağmur duası edildi
Bölgesel

Bucak Kuşbaba Köyünde yağmur duası edildi

Tüm Türkiye'de olduğu gibi kuraklıkla burun buruna olan Burdur'un Bucak ilçesine bağlı Kuşbaba Köyünde de dün yağmur duası edildi.

Düğer Köyü'nde Yağmur Duası Yapıldı! Eller Semâya Açıldı, Dualar Edildi!
Bölgesel

Düğer Köyü'nde Yağmur Duası Yapıldı! Eller Semâya Açıldı, Dualar Edildi!

Burdur'un Düğer Köyü'nde kuraklığa son vermesi için yemekli bir dua etkinliği düzenlendi. Köy Muhtarı Hasan Hüseyin Kartal ve İl Müftüsü Ali Hayri Çelik'in de katıldığı etkinlikte dualar edildi, niyazlarda bulunuldu.

AKUT Bodrum, Yağmurda Mahsur Kalan İşçilere Anında Müdahale Etti
3. Sayfa

AKUT Bodrum, Yağmurda Mahsur Kalan İşçilere Anında Müdahale Etti

Muğla’nın Bodrum ilçesinde yağmur nedeniyle kayan toprağın altında kalan 2 işçi, AKUT gönülleri tarafından kurtarılarak sağlık ekiplerine teslim edildi.

Eskişehir'de şiddetli yağmur etkili oldu
Bölgesel

Eskişehir'de şiddetli yağmur etkili oldu

Eskişehir’de sabah saatlerinde etkisini gösteren sağanak yağış, hazırlıksız yakalanan esnafa zor anlar yaşattı.