Yaşı müsait olanların iyi hatırlayacakları ve buruk bir sevinç yaşayacakları gibi, Kahraman Silâhlı Kuvvetlerimiz (TSK) Kıbrıs Türklerini-soydaşlarımızı Rumların katlinden kurtarmak için 20 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs’a bir çıkarma yapmıştı! Çünkü Kıbrıs Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı seçilen Baş pis!kopos Makarios öncülüğünde kurulan EOKA adlı, güya (Kıbrıs Milî Mücadele Örgütü) Rum tedhiş örgütü, Kıbrıs Türklerine karşı amansız bir saldırı başlatmış ve bir gecede yüzlerce masum Türk’ü katlettiği yetmemiş gibi katliamlarını durdurmak yerine artırarak devam ettirmişti!
Aslında Uluslararası anlaşmalar uyarınca Türkler ile Rumlar arasında ortaklık 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında her iki halka eşit siyasal hak ve statü verilmişti… Ancak Rum tarafı Ortaklık Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte Türklerin Adadan uzaklaştırılması ve varlıklarının sıfırlanması, ardından da Ada’nın Yunanistan’a bağlanması (ENOSİS) yolunu açmıştı! Ve EOKA örgütünün başı olan Nikos Sampson, Yunan Cunta Hükümetinin desteğiyle, 15 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs’ın tamamını Yunanistan’a bağlamak maksadıyla Başpiskopos Makarios’a karşı bir darbe gerçekleştirerek Ada’nın yönetimi ele geçirmişti…
Bu oldubitti de Kıbrıs’ın bir Yunan Adası olması demekti! Amma velâkin, o sırada Ülkemiz de ferâsetli ve oldukça basîretli bir Hükümet vardı. Yani, Başbakanlığını rahmetli Bülent Ecevit’in, Başbakan Yardımcılığını da yine rahmetli, ferâsetli ve dirayetli Prof. Dr. Necmeddin Erbakan Hocamızın yaptığı dönemin T.C Hükümeti; ENOSİS’ ci Sampson’un ham hayallerini gerçekleştirmemesi için 20 Temmuz da ‘Kıbrıs Türklerinin Yeniden doğuşları’ olarak nitelendirilen ve ‘Barış Harekâtı’ adı verilen, dolayısıyla da tarihe böyle kazınan bir harekât başlatmış ve o harekât, Kıbrıs’ı Türklerin elinden almak isteyen Rumlara ve Yunanlara haddini bildirmişti!
Barış Harekâtı sırasında ben de askerden yeni terhis olmuş, dolayısıyla da Harekâta fiilen katılamadığım için şehid ya da gâzî olma bahtiyarlığına ulaşamasıştım… Ancak sefer görevi emri almıştım. Yani Barış Harekâtının geniş kapsamlı bir savaşa dönüşmesi hâlinde derhal askere alınacak ve Kahraman Ordumuzdaki yerimi alacaktım… Allah’tan Barış Harekâtı büyük bir Türk-Yunan savaşına dönüşmedi ve ateş yandığı-yakıldığı yerde söndürüldü…
Ve ben bu çıkarmaya katılmadım ama Yusuf İnce adlı bir komşuma evlendiği gün sefer görevi tebliğ edilmiş ve aynı gün Askerlik Şubesi’ne başvurarak Silahlı Kuvvetlere katılması istenmişti… Ve benim o komşum ve arkadaşımın, hayatının en mutlu gününde, evlendiği gün eşinden ayrılmasına gönlüm razı olmadığı için, kendisine moral destek vermek için bile olsa, ‘Yusuf! Senin yerine askere ben gideyim ve Barış Harekâtına ben katılayım…’ demiştim…
Ülkemiz de çok sayıda görev ve terör şehidi olduğu gibi gâzimiz de var bu gazilerimizin büyük bir kısmı, şükürler olsun dimdik ayakta ve hayattalar… O nedenle ben de ‘bir Çanakkale Şehidi torunu’ olarak başta şehid dedem İsmail Özer olmak üzere tüm şehidlerimize ganî ganî rahmetler, gâzilerimize de sağlık sıhhat ve âfiyetler diliyorum. Ancak bugünkü konum Kıbrıs olduğu için sözü tekrardan Kıbrıs Barış Harekâtı’na getirmek istiyorum:
Müslümanların savaşları Bedir’le başlamış ve dünya durdukça da olacaktır… Ve TSK’nın bundan tam yarım asır-50 yıl önce (20 Temmuz 1974 tarihinde) başlatıp büyük bir başarı ile sonuçlandırdığı Kıbrıs Barış Harekâtı hem Kıbrıs Türkü’nün toptan imhasını önlemiş hem de müstakil bir Türk Devleti îlân edilmesine vesile olmuştu… Yani Barış Harekâtı büyük ya da geniş çaplı bir savaş olmasa da küçümsenemeyecek kadar ciddi bir savaştı ve Kahraman Ordumuz Rum tedhişçileri inlerinde vurarak Kıbrıs Türk halkını hem imhâ edilmekten kurtardı hem de bağımsızlıklarını kazanmalarının yolunu açtı.
Daha doğrusu ve kısacası, dönemin Hükümeti’nin tam yerinde ve zamanında başlattığı Çıkarma Harekâtı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin ilânına, bu îlanın Anavatan Türkiye’nin gücünün-kuvvetinin büyüklüğüne, Yavruvatan Kıbrıs’ın da Türkiye’nin bir parçası olduğunu dosta düşmana göstermiştir… Ve herkesin bildiği gibi, Kıbrıs Türkleri, Ada da o gün bugündür özgürce ve herhangi bir saldırıya maruz kalmadan yaşıyorlar elhamdülillâh… Ve Kıbrıs Türkü Anavatan Türkiye’ye çok şey borçlu olduğu gibi, T.C vatandaşları da genelde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne, özelde de Kıbrıs Türküne ömür boyu sahip çıkmalıdır ve çıkacaktır da!
20 Temmuz 1974 tarihinde T.C Hükümetinin başında Bülent Ecevit ile Prof. Dr. Necmeddin Erbakan bulunuyordu… Ve büyük Devletimizin, onca imkânsızlığa, siyâsi ve fizîkî zorluğa rağmen, Kıbrıs Türkü’nü katliamdan kurtarmak ve Ada’nın tamamının Yunanistan’a bağlanmasını önlemek maksadıyla başlattığı çıkarma harekâtı; şehidleri ayrı, bugün aramızda olan Kıbrıs Gâzileri’nin anlatımlarıyla daha iyi anlaşılabilir… O nedenle ben ilgilenen ya da merak eden sevgili okurlarımın Kıbrıs Barış Harekâtına katılan gâzilerimizi dinlemelerini öneririm… Ve bu konu da dönemin Hükümet Başkanı Ecevit ile Yardımcı Erbakan’ı, yine dönemin Genel Kurmay Başkanı ve tüm silâh arkadaşlarından vefat etmiş olan tüm kahramanları rahmet ve minnetle, yaşayan gâzi ve diğer katılımcılarına, daha sonra da Rum kesiminden ayrı olarak Kıbrıs’ı ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ olarak îlân eden tüm etkili ve yetkililere sağlık sıhhat ve afiyetler diliyorum… Ve ben bu konu da son olarak ‘Kıbrıs Türklerini katliamdan kurtarma ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yapma harekâtına katılamamanın ezikliği, ancak sefere hazır olmanın mutluluğunu yaşadığımı hatırlatmak istiyor, herkese saygılar sunuyorum.
KAHRAMANLAR CESARETLERİ SAYESİNDE
ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN GELİRLER..!
KAHRAMANLIK, BELİRSİZLİK VE TEHLİKE
KARŞISINDA KARARLILIKLA İLERLEMEKTİR!
İNSAN SAVAŞIN NE OLDUĞUNU ANCAK
BİTTİĞİ ZAMAN ANLAR! Anonim
SAVAŞ HERKESLE YAPILIR, BARIŞ ANCAK
ONURLU İNSANLARLA YAPILIR!
Fatih Sultan Mehmed
BİR TÜRK SON NEFESİNİ VERMEDEN
SON SÖZ SÖYLENMEMİŞTİR! Ertuğrul
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)