Hemen hepimizin bildiği ve yüreği yanarak hatırladığı gibi, eli kanlı, binlerce mâsum insanımızın, çoluk çocuğumuzun, kadın ve kızımızın kâtili olan terör örgütü PKK; bundan tam 31 yıl önce, yani 5 Temmuz 1993 tarihinde ve gecenin bir yarısında Erzincan’ın Kemaliye İlçesine bağlı Başbağlar Köyüne kanlı bir baskın düzenlemiş ve o baskında tam 33 masum köylüyü, sivil vatandaşı katletmişti! O nedenle ben daha yazımın başında tüm teröristlere lânet ediyor, başta Başbağlarlılar olmak üzere vefat eden tüm terör kurbanlarına ganî ganî rahmetler, gâzî ve yaralılarına âcil şifalar, asil ve necip milletimize ve yakınlarına da sabır selâmetler diliyorum. Şimdi de sevgili okurlarıma, Başbağlar Katliamı hakkında kısa hatırlatma yapmak, bilgi vermek, ondan sonra da kendi görüş ve düşüncelerime geçmek istiyorum:
Binlerce insanın katili olan PKK’lılar, bundan 31 yıl önce de, şehir merkezine tam 220 kilometre uzaklıkta bulunan Başbağlar Köyüne (5 Temmuz gecesi) bir baskın gerçekleştirmiş, akşam namazını kıldıktan sonra camiden çıkan 28 kişiyi köyün meydanında toplayarak; kendilerine karşı çıkan 5 köylüyü de evlerinde yerlerinde yakarak katletmiş, kadınların kızların çeyizlerini, takı ve benzer eşyalarını çalmış-yağmalamış, ardından da evlerini yerlerini ateşe vererek kaçmışlardı! Sonrası ise mâlûm…
Yine hepimizin acı acı, ciğerleri yanarak ve içi kanayarak hatırlayacağı gibi, 9 Temmuz tarihi ‘Srebnenitsa katliamının-soykırımının’ 29. Yıldönümü!
Yani, ll. Dünya savaşından sonra ‘ve 9 Temmuz 1995 tarihinde’ yaşanan ve 8 binden fazla sivil Boşnak’ın hunharca öldürüldüğü-katledildiği, dolayısıyla da kayıtlara ‘Bosna Hersek/Srebrenitsa Soykırımı’ olarak geçtiği katliamın 29. Yıldönümü! O nedenle ben, Başbağlılar gibi katledilen Srebrenitsalı Boşnak kardeşlerimize de Cenab-ı Allah’tan ganî ganî rahmetler, milletimize baş sağlığı, yakınlarına sabr-ı cemil ve ecri cezil diliyor, zâlimler için de ‘yaşasın cehennem…’ diyorum!
Biz inananlar değil bir masum insanı, hayvanları dahî öldürmeyiz! Hele hele yakarak veya işkence yaparak hiç öldürmeyiz-öldürtmeyiz! Hattâ bize (mânen) ölü gelen bir kişi bizde dirilir-bizde hayat memat bulur! Amma velâkin, PKK’lılar, Başbağlar da 33 masum insanı cami çıkışında, Sırplar da Bosna Hersek de yine 8 binden fazla sivil ve masum insanı ya yakarak ya da silahla vurarak katletmişlerdi! O nedenle ben ‘iyi ki varsın İlâhi Adâlet ve zalimler için yaşasın cehennem! Yoksa beşerî adalet bu kadar fazla ve acımasız câninin, kâtilin ve hâinin hakkından gelemez…’ diyorum!
Çok uzaklara gitmeye gerek yok, daha dün denebilecek kadar önce ve toplu olarak işlenen cinayetlerden ve gerçekleştirilen katliamlardan biri Srebzenitsa’da ve Başbağlar da olduğu gibi; Emperyalist ABD destekli, Kapitalist ve sessiz Avrupa ve güya Müslüman İslâm ülkesi köstekli Siyonist İtrail(!) de aylardır Gazze’de soy kırım yapıyor… Ve bu katliamlarda da 10 binlerce Gazzeli kardeşimiz katlediliyor… Ancak Türkiye ve bir iki ülke dışında kimse bu soykırıma ‘dur’ demiyor-diyemiyor, hattâ sorumsuzca seyrediyor maalesef!
Velhâsıl-ı kelâm; Müslüman bir kişi de olmaz-olmaması gerekir ama bazen insanlar yanılıp şaşırabiliyor ve şaşmalar sonunda bazıları (Mevlâ korusun) ya intihar etmeye yöneliyor ya da birilerini öldürmeyi planlıyor! Ve bazıları da bu fikrini açık açık beyan ediyor! Ki, benzer bir olaya ben de şahit olmuştum…
O olay da kısaca şöyle idi: Bundan uzun bir süre önce ve bir gün ben Gazeteciler Cemiyetinde ve yalnız başıma oturmakta iken bir beldenin süt kooperatifi başkanı olduğunu ifade eden bir vatandaş, öfkeli ve titrek bir ses tonuyla Cemiyete telefon açarak, bana ‘uzun süredir alacağını alamadığı bir süt fabrikasını yakıp yıkacağını söylemiş ve bizim de bunu haber yapmamızı istemişti. Ben de o anda gazeteciliğimi bir kenara bırakarak-askıya alarak o kişiyi nerde nasıl sonuçlanacağı belli olmayan düşüncesinden vaz geçirmiştim… Çünkü o kişinin öfke krizine girdiğini, dolayısıyla da cinâyet bile işleyebileceğini, ardından da intihar dahi edebileceğini anlamıştım!
Hülâsâ-i netice; bizim dînimiz de ve kültürümüzde öldürmek olmadığı gibi, öldürmeyi düşünen insanları bu büyük günâhlardan biri olan düşüncesinden caydırmak vardır… Ancak, Tanrı tanımaz olan ve merhametin (M)’si bulunmayan insanlar veya öldürmekten zevk alan PKK ve benzer örgütlere mensup olan insan suretli yamyamlar değil bir ya da birkaç kişi, onlarca, yüzlerce, hattâ binlerce milyonlarca insanın ölümüne neden olan katliamlar hız kesmeden devam ediyor maalesef… O nedenle ben tüm kâtilleri, cânileri, hainleri ve benzerlerini lânetle, mağdurlarını ise rahmetle anıyor, herkese saygılar sunuyorum.
CANIM KUDRET ELİNDE OLAN ALLAH’A (c.c)
YEMİN EDERİM Kİ, BİR MÛ’MİNİN ÖLDÜRÜLMESİ
ALLAH KATINDA, DÜNYANIN ZEVAL BULUP YOK
OLMASINDAN DAHA BÜYÜK BİR (HADİSE)DİR!..
KIYÂMET GÜNÜ İNSANLAR ARASINDA İLK
GÖRÜLECEK DÂVÂ, KAN DÖKMEKLE İLGİLİ OLANLARDIR!
EĞER SEMÂ VE YERYÜZÜ EHLİ, BİR MÛ’MİNİN KANINI
(HAKSIZ YERE DÖKME GÜNAHINA) İŞTİRAK ETSELERDİ
ALLAH ONLARIN HAPSİNİ BİRDEN CEHENNEME ATARDI!
Hz. Muhammed (sav)
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)