Cenab-ı Hakk biz mücrimleri bir Kurban Bayramı arifesine daha ulaştırdı elhamdülillah… O nedenle ben daha yazımın başında Allah (c.c) ‘başta önümüzdeki Çarşamba günü idrak edecek olduğumuz bayramımız olmak üzere bizleri daha nice nice bayramlarda buluşturur, birbirimizle konuşturur, kucaklaştırır ve bu bayramın İslâm Âlemi’nin kurtuluşuna, İnsanlık Âlemimin ise uyanışına vesîle kılar inşaAllah’ diye dua ediyor, niyazda bulunuyorum… Ayrıca geçtiğimiz bayramlarda aramızda olup da bu bayram da olmayan-olamayan tüm mûmin ve mîmine kardaşlerimize ganî ganî rahmetler diliyorum. Şimdi de Kurban Bayramı hakkındaki sathî ya da sınırlı görüş ve düşüncelerimi siz sevgili okurlarımla paylaşmak istiyorum:
RAMAZAN BAYRAMI ŞEKER BAYRAMI OLMADIĞI GİBİ
KURBAN BAYRAMI DA BİR “ET BAYRAMI..” DEĞİLDİR!
Biz ahir zaman Müslümanları birçok şeyi mecrasından uzaklaştırıp özünü yozlaştırdığımız gibi, 12 ay da 2 kez kutladığımız mübârek Ramazan ve Kurban bayramlarımızı da amacından saptırıyor, hattâ isimlerini bile değiştiriyoruz maalesef…
Çünkü Devletin radyosu ve televizyonu olan TRT bile bir zamanlar Lübnan’da yaşanan iç savaşı dinleyicilerine ve izleyicilerine yıllarca “Sağcı Hıristiyanlarla, solcu Müslümanlar çatışıyor veya çarpışıyor…” şeklinde haberleştirdiği gibi; mübârek ramazan bayramını da ‘şeker bayramı’ olarak anons, dolayısıyla da lânse etti. Ki, Utanmasaydı mübarek Kurban Bayramını da ‘et bayramı’ olarak lânse veya anons edecekti!
KURBANLARIMIZ BİZİM SIRAT KÖPRÜSÜ BİNİTLERİMİZ
OLACAK! O NEDENLE KURBANLARIMIZ GÜÇLÜ OLSUN
Meselâ; Hz. Sâlih (a.s)’in devesi, Hz. Süleyman (a.s)’ın karıncası, Ashab-ı Kehf’in köpeği gibi bazı hayvanların hem ruhlarının hem de bedenlerinin Cennete girecekleri rivâyet olunur. Dolayısıyla da bazı hayvanların yollarının da sırat köprüsünden geçeceği yorumu yapılır!
Bu rivâyetlerden ve yorumlardan anlaşıldığı kadarıyla, hayvanların ruhları bâkî kalacak ve bütün hayvanların ruhları kendilerine has bir âlem de bâkî kalacak… Yani bazı hayvanların hem ruh, hem de bedenleri ile cennete girecekleri rivâyet olunurken, bazılarının sadece ruhları ile cennete girecekleri belirtilir!
Bu konu da Sevgili Peygamber’imiz Hz. Muhammed (sav), “Kurbanlarınızı sağlam ve güçlü olanlardan seçin! Çünkü onlar sırat köprüsünde sizin binitleriniz olacaktır…” buyururken; Bediüzzaman Hazretleri de, ‘‘Peygamber Efendimiz, Allah (c.c) için kesilen kurbanların sırat üstünde sahiplerine Burak gibi olacakları müjdesidir. Yani kurbanlar Cenab-ı Hakk’ın, yapılan ibâdete vermeyi vaad ettiği bir mükâfattır” diyor!
Hâsılı; içinde kendisi bulunmayan bin aydan daha hayırlı bir geceyi (Kadir Gecesini) barındıran ve Peygamber Efendimizin, “Ümmetim ramazan ayının ehemmiyetini bilmiş olsaydı her ayın ramazan ayı olmasını isterdi…” buyurduğu bir ayın sonunda kutlanan bir bayrama, yani mübârek Ramazan Bayramına ‘şeker bayramı’ diyen zihniyetin sahipleri Kurban Bayramına ‘et bayramı’ demiyor, diyemiyorlar ama dünyalık menfaatleri için kestikleri ya da kestirdikleri kurbanlarının etlerini besmelesiz yiyerek içerek ve şükürsüz tüketerek mübârek bir bayramı et bayramına çeviriyorlar… Oysa bu bayram bir et bayramı olmadığı gibi, esas olan kesilen kurbanların etini 3’e bölmek, bir kısmını kendisine ayırmak, bir kısmını eşiyle dostuyla yemek daha uygun iken, tek başına yiyerek içerek, artı tatillerinden.. istifâde ederek kutluyorlar! Bu konuda ve Hac Sûresi’nin 37. Âyet-i Kerîmesinde, “Unutmayın ki, kurban olarak kestiğiniz hayvanların ne etleri ne de kanları Allah’a (c.c) varacak değildir. Sizden Allah’a ulaşacak olan tek şey takvânızdır. Allah böylece o hayvanları hizmetinize verdi ki, sizi doğru yola ilettiği için tekbir getirerek Allah’ın büyüklüğünü tasdik ve îlan edesiniz… Resûlüm! Artık o iyilik eden ve işini güzel yapanları müjdele!” buyruluyor.
He neyse; genelde olduğu gibi bu bayram ki yazımı da tüm inananların kurban bayramlarını cân-ı gönülden kutlayarak ve Alvarlı Efe Hazretlerinin bayramı mükemmel bir şekilde özetlediği şiirini köşeme iktibas ederek noktalamak istiyor, herkese saygılar sunuyorum.
CAN BULA CÂNÂNINI, BAYRAM O BAYRAM OLA,
KUL BULA SULTANINI, BAYRAM O BAYRAM OLA.
HÜZN-Ü KEDER DEF OLA, DİLDE HİCÂB REF OLA,
CÜMLE GÜNÂH AFF OLA, BAYRAM O BAYRAM OLA.
MEVLÂ BİZİ AFF EDE, GÖR NE GÜZEL ‘IYD OLA,
CÜRM-Ü HATALAR GİDE, BAYRAM O BAYRAM OLA.
FEYZ-İ MAHABBET-İ HAKK, NÛR-İ HİDÂYET SİYAK,
CENNET-İ ÂLÂ DURAK, BAYRAM O BAYRAM OLA.
HAKK’I SEVEN MERD-İ ŞİR, KALBİ OLUR MÜSTENÎR,
ALLAH (c.c) OLUR DESTİGÎR, BAYRAM O BAYRAM OLA.
EL TUTA KİTÂBINI, DİL TUTA HİTÂBINI,
CAN TUTA ŞİTÂBINI, BAYRAM O BAYRAM OLA.
MEVLÂ’YI CANDAN SEVEN, RIZA’YI HAKK’A EREN,
LÜTF-İ HÜDÂ’YA GÜVEN, BAYRAM O BAYRAM OLA.
HAKK’I SEVEN DÎL-Ü CAN, AŞKI EDEN HAYRAN,
FETH OLA BÂB-I CİNÂN, BAYRAM O BAYRAM OLA.
GANÎLER EDE KEREM, REF OLA DERDİ VEREM,
SAHÎ OLAN MUHTEREM, BAYRAM O BAYRAM OLA.
NÛR-İ HİDÂYET DOLA, DİLDE HİDÂYET BULA,
NÂSIRIN ALLAH (c.c) OLA, BAYRAM O BAYRAM OLA.
TEVHİD EDE ZEVK İLE HAKK’I SEVEN AŞK İLE
TASDİK İNERSE, BAYRAM O BAYRAM OLA.
DİLDEKİ RAHMÂN OLA, DERTLERE DERMÂN OLA,
ÂZÂDE FERMÂN OLA, BAYRAM O BAYRAM OLA.
LÜTFİ’YE LÜTF-U KEREM, DÂHİL-İ BÂB-I HAREM,
DAİMA ALLAH (c.c) DİREM, BAYRAM O BAYRAM OLA:
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)