Bizim gençliğimiz de sadece TRT’nin bir tane televizyon kanalı vardı ve bu kanal haber akışı dışında ve genelde yabancı sinema filmleri ile TV. dizilerini oynatırdı… Ve bu film veya dizilerden aklımda kalan biri Dallas, biri Filâmingo Yolu, diğeri ise Yalan Rüzgârı’ idi ve bizler genç olmanın ve yeni televizyona kavuşmanın heyecanı ile bu diziler izlerdik. Gerisi neyse ne amma Dallas adlı dizi filmin de açıklığın saçıklığın sınırı olmadığı gibi, Yalan Rüzgârı’ndaki kadın erkek ilişkilerinde de herhangi bir sır ve sınır olmadığı gibi, yalanın da bini bir para idi! Yani o dizi de oyuncular, rol icabı bile olsa en yakın akrabalarıyla dahî gayriahlâkî ilişkiler kurabiliyorlardı! Amma velâkin, insanının yüzde 98-99’u Müslüman olan koca bir ülkenin kendileri yerli ama kafaları yabancı, güyâ Avrupalı, sözde çağdaş-ilerici-medenî ve lâik; görünüşte Müslüman, yaşayışta ise gayrimüslimden hiç farkı olmayan kanalların sahipleri, yöneticileri bu kanalların dizi ve sinema filmleri ile birlikte reklâmları yabancı kanalları aratmadığı gibi, oyuncuları Dallas’ın Ceyar’larını, Bobi’lerini ve Pamele’laranı ve benzerlerini dahî sollar hâle geldiler-getirildiler maalesef!
İyi bir televizyon, dolayısıyla da tv dizisi izleyicisi olmamakla birlikte ‘olmayan’ boş zamanlarımda yerli ve millî, maddî mânevî içerikli konuları ve ülke geneli ile birlikte gönül coğrafyamızı ilgilendiren problemleri, çözüm yollarını işleyen programları, yapımları, yorum ve yorumcuları, film ve dizileri de izlemeye çalışırım. Yenilerini pek izlemedim ki, dizilerin birçoğu sezon finali yaptılar. Yani, Dallas’ları aratmayan dizilerin ve reklâmların başrol ya da orta yol oyuncuları, sezon boyunca kazandıkları külliyetli miktardaki paralarının bir kısmını bir-iki ay gibi kısa bir sürede harcayabilmek veya günlerini gün edebilmek için tatile girdiler! Gerisi neyse ne amma, bir zamanlar benim de aralarında bulunduğum atv gibi bir kanala İslâm ahlâkıyla bağdaşmayan ve bizim aile yapımıza uymayan reklâm, dizi ve sinema filmlerini ben hem yakıştıramıyor hem de Türk aile yapısına uygun bulmuyorum. Dolayısıyla da tel’in ve protesto ediyorum ama RTÜK ile Rekâbet Kurulunun ne işe yaradığını sormadan da edemiyorum?
Kısacası; huzur ve güven verici, bazı hastalıkları tedâvi edici, millî, maddî mânevî değerleri hatırlatıcı, tabii ki genelde yerel ve millî, özelde de ulusal konuları işleyen ve iyi güzel aile örneği, tablosu içeren program ve dizi filimler, insanların kendilerini evlerinden yarlerinden dışarı attıkları, gecelerin kısaldığı, gündüzlerin ise uzadığı yaz aylarında çok izlenmese de, kış aylarında izleyicilere ilaç gibi gelebiliyor! Yani TV kanalları, gazete sayfaları da tabii, devamlı kara mizah yerine aydınlık mizahı içinde barındıran, terapi özelliği ve güzelliği, meselâ karagöz-hacivat misali dizileri çekmek, pozitif ya da olumlu yayınlar yaparak madden ve mânen bunalım içinde olan, işsizlikten güçsüzlükten ve parasızlıktan iyice daralan bunalan insanımızı azda olsa rahatlatmaları gerekir! Ancak dizilerin ve yayınların birçoğu olumsuzluğu, hırsızlığı, çalıp çırpmayı, kandırmayı, dolandırmayı, kavgayı gürültüyü, şiddeti ve bilhassa eşler arası aldatmayı, daha da beteri nikâhsız yaşamayı ve gömlek değiştirir gibi eş değiştirmeyi işliyor, teşvik ediyor. Yani bahsime konu TV’ler ahlâksız dizi, mesnetsiz yayın ve pespaye reklâmlar toplumumuzun patolojik fotoğrafını çekiyor, genel yapısını ortaya koyuyorlar. Ancak bu tür olumsuzlukları, fotoğrafları, kareleri zamanlı zamansız, gerekli gereksiz ve döndürüp döndürüp gösteriyorlar. Dolayısıyla da var olan kötülükleri, çalkantıları, olumsuzlukları-huzursuzlukları bazen gereğinden fazla abartıp insanların psikolojilerini bozuyorlar, bazen de küçümseyip özendiriyorlar!
Kısacası, sosyal medyanın, dergilerin, gazetelerin ‘bilhassa’ magazin program ve haberlerinin yayınları ayrı… Ama bazı TV’lerin birçok film, dizi filim, reklâm, haber, yorum ve görüntüleri ile birlikte magazin programları konusunda ya ifrat yapıyorlar ya da tefrite kaçıyorlar! Ancak tek görevi bu kanal ve yayınları izlemek ve gereğini yapmak olan RTÜK’de, Rekâbet Kurulu da bütün bu olup bitenleri izlemekle yetiniyor! Dolayısıyla da büyük bir vebalin altına giriyorlar!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; Üçkâğıtçılığın, hırsızlığın, soysuzluğun, yolsuzluğun, dolandırıcılığın, kandırmacılığın, aldatmacılığın, işkenceciliğin envai türlüsünü izleyicilerine evire çevire gösteren diziler ve reklâmcılar, topluma ve bilhassa gençlere hatta çocuklara iyi-güzel örnek olmak yerine çok kötü örnek oluyorlar maalesef. Yani kısa ya da uzun metrajlı filmler ve dizi filmleri, bozulan toplum yapısını, kişileri ve aileleri düzeltmeye yönelik çalışmalar yapmak yerine, tam tersine insanları daha da bozacak ve eşlerin zaten açık olan aralarını iyice açacak diziler veya bölümler çekiyorlar ve gerçek hayatın zaten bozuk olan genel ahlâkını daha da bozuyorlar, kötü gidişi daha da hızlandırıyorlar! Yetkililerden de buna bir ‘DUR’ diyen çıkmıyor..!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
İSLÂM DA İYİ BİR ÇIĞIR AÇAN KİMSEYE, BUNUN SEVÂBI VARDIR. O ÇIĞIRDA YÜRÜYENLERİN SEVÂBINDAN DA KENDİSİNE VERİLİR. FAKAT ONLARIN SEVÂBINDAN HİÇBİR ŞEY NOKSANLAŞMAZ-EKSİLMEZ! HER KİM DE İSLÂM DA KÖTÜ BİR ÇIĞIR AÇARSA, O KİŞİYE ONUN GÜNÂHI VARDIR! VE O KÖTÜ ÇIĞIR DA YÜRÜYENLERİN GÜNÂHLARINDAN ONA DA PAY AYRILIR! FAKAT ONLARIN GÜNÂHLARINDAN HİÇBİR ŞEY EKSİLMEZ-NOKSANLAŞMAZ(!)
Hadis-i Şerif
BİR GENCİ BOZMANIN EN İYİ YOLU, ONA AYNI DÜŞÜNENİ FARKLI DÜŞÜNENDEN DAHA ÇOK SAYMAYI ÖĞRETMEKTİR
Friedrich Netzche
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)