Bazı sözüm ona millî, ya da ulusal televizyon kanallarında yayınlanan abuk sabuk diziler, sözde realite şovlar, güyâ beceri ve direnç yarışma programları kırkta bir Rahmâni iş yapsalar bile, genelde şeytâni işler yapıyorlar maalesef… Ve bu durumdan şikâyetçi olan 30 bine yakın kişi veya aile, 10 ay gibi kısa bir sürede Radyo Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) şikâyatte bulunmuş ve bu yayınların daha sıkı denetlenmesini, dolayısıyla da yararlı hâle getirilmesini istemiş haklı olarak…
Meselâ, ben çok izlemem ama bir ara banim de aralarında bulunduğum Sabah Grubu’nun güyâ milliyetçi muhafazakâr kanalı olan ATV’de ve Esra Erol tarafından yapılan Gündüz Kuşağı’nın bir kaç bölümünü izledim… Ve benim izlediğim o bölüm de, Kahramanmaraş’tan, yani adı üzerene kahraman olan bir ilden katılan Hasan Akbulut adlı bir vatandaş; 6 yıllık eşi ve 4 çocuk anası olan karısının TikTok’da tanıştığı 15 yaşındaki bir çocuğa (!) kaçtığını söyledi… Ve başta kadının kocası, programın yapımcısı Esra Erol ve kanalın avukatı Hülya Hanım olmak üzere programın müdavim yorumcuları, kaçan kadının ne kadar kirli çamaşırı veya mahremi varsa tamamını ortaya koydular! Dolayısıyla da batılı tasvir edip cahilleri cesâretlendirdiler! Benzer ahlâksızlıkları özendirdiler, en azından hatırlattılar! Ki, karısı kaçan adam, 4 çocuk anası olan karısının sosyal medya üzerinden kendisine yergiler yağdırırken, kaçtığı 15 şaşındaki çocuğa övgüler yağdırmasından yakındı… (4 çocuk yapana kadar aklın nerde, gönlün kimdeydi be kadın..?)
Ara başlığım da her ne kadar bu programların kaş yapmak gibi bir niyetleri olduğunu belirttiysem de, bu programları yapan kişi, kurum veya kuruluşların niyetleri keşke kaş yapmak olsaydı! Ben ona bile razıydım! Yani ben ‘bu programları yapan kanal veya yapımcılarının asıl maksatlarının toplum hayrına ya da kişi veya kişiler yararına iş yapmak olmadığını’ düşünüyorum! O nedenle, ben ‘bahsime konu programları yapan kişilerin keşke tüm niyet veya asıl maksatları hayra vesîle olmak, yani dargınları barıştırmak, gerçekten evlenmek isteyenleri evlendirmek olsa ve yanlışlıkla veya kazara hata veya yanlış yapmış olsalardı…’ diyorum. Ama öyle olmadığını, asıl niyetlerinin reyting yapmak, para ve şöhret kazanmak olduğuna inanıyorum… Çünkü ‘insanların niyetlerinin maksatlarından daha önemli olduğunu biliyorum...
Başta da belirttiğim gibi, ben tv’lerde yayınlanan şov ve benzer programları kolay kolay izlemem… (Hele hele TV8 de yıllardır yayınlanan ne idüğü ve kime hizmet ettiği belirsiz olan Survivor programı nedeniyle bu kanalı hiç ama hiç izlemem…) Ama kananlar arasında gezinirken dolaştığım sırada Star tv’de ve sabah kuşağında yayınlanan ve şarkıcı Seda Sayan tarafından yapılan programa ne zaman rastlasam Karamanlı’lı bir ailenin dünürleriyle yaşadığı anlaşılmaz inat ve ısrarlarına ve benzer programlarına tanık olur ve anında zap yaparım! Ki, bahsime konu olan Karamanlı aile geçen yıl da aynı kanalda ve sezon boyunca Seda Sayan’ın programında kalmış, dolayısıyla da ele âleme rezil olmuştu..!
Şu kadarını da hatırlatayım ki, iyi bir televizyon izleyicisi olmadığım için diğer kanalları da fazla izleyemiyorum ama birçoğunun benzer programlar yaptıklarını tahmin ediyor, duyuyor ve biliyorum… O nedenle ve kendimce o kanalları boykot ediyor, hiç olmazsa kendimi tatmin ediyorum!
Ülkemizde, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) adı altında ve radyo ve televizyon kanallarını saniye saniye dinlemekle ve izlemekle görevli, etkili ve yetkili olan bir üst akıl veya Kurul var! Ve bu Kurul’un, bahsime konu programları veya kanalları gerektiğinde uyarma, para cezası verme ve gerektiğinde yayın durdurma gibi önemli görevleri ve ciddi yetkileri var… Ancak ne hikmetse bu Kurul bahsime konu yapımları ya iyi izlemiyor, ya da izlemekle yetiniyor! Değilse bu kanallar bu kadar pervasız, bu kadar pespaye programlar yapmaz-yapamazlar!
Her neyse; ara başlığımda da hatırlattığım gibi, televizyonların birçoğunda yayınlanan dizi filmlerin içeriklerinde genel, özel ve yerel ahlâk kurallarının hiçbirine uyulmadığı gibi, isimlerinde bile meymenet yok! Meselâ bunlardan biri ‘Aldatmak’, diğeri ise ‘Yalı Çapkını’. Halbuki, bizim inanç ve imanımıza göre aldatmak ve çapkınlık yapmak büyük günâhlardandır! Cünkü bu konuda Peygamber Efendimiz (sav) “Aldatan bizden değildir” ve mealen ‘çapkınlık, yani zina yapmak haramdır’ buyurur!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; Türk televizyonlarında yayınlanan Amerikan vâri diziler ve ne idügü belirsiz veya kime yaradığı bellem belirsiz yapımlar sıkı denetlenmeli! Yani ne dinimize imanımıza, ne de örf ve adetlerimize uymayan programlarının ve dizilerin devam etmesine izin verilmemeli! Ve bu tür yapımları denetlenmesi ‘basın yayın organlarına müdahale’ olarak değerlendirilmemeli veya demokrasi ya da demokrasi kuralları ile izah edilmemeli!’ diyor, herkese ‘ahlâkî’ saygılar sunuyorum.
AHLÂK CEMİYETİN TEMELİDİR…
MEMLEKETLER VEYA TOPLUMLAR PARASIZLIKTAN
DEĞİL, AHLÂKSIZLIKTAN ÇÖKERLER…
AHLÂK OLMAYAN YERDE, KANUN BİRŞEY YAPAMAZ!
HER BİNANIN BİR TEMELİ VARDIR, İSLÂM BİNÂSININ
TEMELİ DE GÜZEL AHLÂKTIR…
AHLÂK DA, SANATTA OLDUĞU GİBİ HİÇ KONUŞULMAZ
ANCAK YAŞANIR! Anonim
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)