Yaşı müsait olanların çok iyi bilecekleri veya hatırlayacakları gibi, mâlûm çevreler, yani ‘denizden babam çıksa yerim’ veya ‘ister helâl olsun ister haram, ver Allah’ım ver, bu kulun ne versen yer!’ diyecek kadar aç gözlü olan insanlar inançlı îmanlı Anadolu sanayicilerini, iş insanlarını, üreticilerini ve tüccarlarını öz vatanlarında parya muamelesi yapar ve ‘Yeşil Sermaye’ yaftasıyla karalarken; şimdide başta Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan olmak üzere değişik İslâm ülkelerinden gelen ve gelecek olan yatırım ve turistler için ‘Arap Sermayesi’ veya ‘Arap Parası…’ gibi yaftalarla karalamaya, dolayısıyla da engellemeye çalışıyorlar!
Yani, günümüzde bazı insanlar Hıristiyanlardan ya da Siyonistlerden veya gayrimüslim ülkelerden gelen her şeyi başlarına taç yaparlarken, genelde İslâm Ülkelerinden, özelde de Arap Ülkelerinden- Araplardan gelen ve gelecek olan (turistler dahil) tüm yatırımları ayaklarının altına alıp tepiniyorlar! Ve bunu bazıları bilmediklerinden dolayı, bazıları da iyi niyetli olmadıklarından, hattâ art niyetli olduklarından dolayı yapıyorlar! Meselâ; Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ile aramız açıkken ya da iyi değilken Erdoğan’ı suçlayan çevreler bu ülkelerle aramızı düzelttikten sonrada da Erdoğan’ı Arap Sermayesini, hattâ Petro Dolar ve doğalgaz zengini turistleri ülkeye yönlendirmesinden dolayı eleştiriyorlar! Ancak bu çevreler Erdoğan’a ne kadar zarar veriyorlar bilmiyorum ama ülkemizin üreticisine, sanayicisine, tüccarına ve sanâtkârına, kısaca ekonomisine büyük zararlar veriyorlar…
Doğrudur ya da değildir, orası ayrı bir konu, Atalarımız faydası-yararı çok olsa da herhangi bir nedenden, hattâ çok gereksiz bir sebepten dolayı karşılaşmak, konuşup görüşmek istemedikleri kişiler için ‘Ne Şam’ın şekeri ne de Arap’ın yüzü’ şeklinde bir deyim gerçekleştirmişler… Ülkemizde yaşayan bazı insanlar ve bilhassa tuzu kuru kişiler de ‘ne kadar faydalı veya yararlı olursa olsun Şam’dan şeker, Arabistan’dan yatırım, Araplardan turist, dolayısıyla da döviz gelmesin!’ diyorlar, demek istiyorlar! Oysa âdeta büyük bir köy hâline gelen, globalleşen, harita üzerinde ve coğrafi sınırları ile birlikte aralarında uzun mesafeleri olsa da; bugün Çin’den Japonya’ya, Avrupa’ya, Asya’ya ve Amerika’ya varıncaya kadar ülkelerin tamamı birbirleriyle komşu ve ulusal, hattâ kişisel çıkar dostları oldular… Ki, günümüzde ve dünyamız da AB-Avrupa Birliği veya Gümrük Birliği gibi birlikler-oluşumlar var ve bu ülkeler arasında vize uygulaması dahî yok! Yani bu ülkeler birbirlerinin ülkelerine istedikleri gibi girip çıkabiliyor ve istedikleri şeyleri alıp satıyorlar! Amma velâkin ne İslâm Ülkeleri ne de Türk Devletleri arasında ‘Azerbaycan hâriç’ herhangi bir birlik, ittifak veya iş birliği var! Ve ‘İslâm Konferansı Teşkilâtı’ gibi adı gibi kendisi de garip ve hiçbir işe yaramayan bir oluşum var!
Dünya üzerinde kaç trilyon Dolar, Sterlin, Euro ve diğer ülkelerin paraları dolaşıyor bilinmediği gibi, renkleri de bilinmiyor ve kimse bu paraların renklerini ve kaynaklarını sormuyor! Ama söz konusu Türkiye ve İslâm Ülkeleri oldu mu ve bilhassa Arap Ülkelerinden gelen paraların ve turistlerin rengi sorgulanıyor-sorguya, hattâ linçe tâbi tutuluyor! Oysa turistlerin milliyetlisi milliyetsizi, paraların veya sermayenin de renklisi renksizi olmaz olamaz, helâli haramı olur! Ki, bizim etki ve yetki alanımız dışında edinilen sermayelere de paralara da müdahale etme gibi bir durumumuz da olmaz-olamaz!
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; yıllarca ülkemiz insanını, lâik, antilâik, ilerici gerici, çağdaş çağdışı, sağcı solcu, Türk Kürt ya da değil gibi yaftalarla bölmeye parçalamaya çalışan insanlar; ‘Anadolu Aslanı’ diye tâbir edilen İş insanlarının, sanayici ve tüccarlarının alın terleriyle kazandıkları paralarıyla oluşturdukları büyük küçüklü işletmeleri, fabrikaları, kurdukları şirketleri ellerindeki güçlü basın yayın organları vasıtasıyla kategorize ettiler ve adına da ‘Yeşil Sermaye’ diyerek aforoz etmeye çalıştılar ve bir çoğunda da başarılı oldular maalesef.
Şimdi de Arap Ülkelerinden gelecek olan yatırımları ‘Arap Sermayesi’, turistleri de ‘pis Arap parası’ falan filan diyerek engellemek istiyorlar… Ve bunu en çok kendi sermayeleri veya sınırsız para kaynakları nereden ve nasıl geldiği belli olmayan, olsa bile dillendirilmeyen- dillendirilemeyen çevreler yapıyor…
Eskiden neyse ne amma, bunu son birkaç yıldır, cirimleri küçük olsa da cürümleri cirimlerinden kat be kat daha büyük olan, sesleri ya da gürültüleri olabildiğince yüksek çıkan çevreler yapıyor! Çünkü onların memleket ve millet veya din diyanet ve devlet gibi kutsal, olmazsa olmaz bir değerleri ve dertleri, kaygıları yok! Çünkü onlar için her yer Türkiye ve her yol mubah! Yani onların asıl maksatları harp etmek değil, vatan kurtulsun veya asıl gayeleri üzüm yemek değil, Türk-Türkiye veya Müslüman dövmek!’ diyor, herkese ‘millî’ saygılar sunuyorum.
TÖVBEDEN MAKSAT GÜNÂHI BİLİP YAPMAMAKTIR.
AMEL-İ SÂLİHDE BULUNMAKTAN MARSAT, KENDİNİ
BEĞENMEMEKTİR… ŞÜKÜRDEN MAKSAT ACZİNİ
İTİRAF EDİP KULLUĞUNU BİLMEKTİR…
Hz. Ömer (r. a)
KİMİN DÜŞÜNCESİ, ARZUSU, MAKSADI YEMEK İÇMEK
(DÜNYA) İSE; KIYMETİ BAĞIRSAKLARINDAN ÇIKARDIĞI
KAZURAT (DIŞKI) KADARDIR!
İmam-ı Şafî (r. aley)
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)