Yaşı 40’ın üstünde olan herkesin acı acı hatırlayacağı gibi, bugün 28 Şubat 1997 de gerçekleştirilen Posmodern, pardon pismodern ve 5’li çete destekli askerî darbenin 27. Yıldönümü. O nedenle ben bilmeyen ya da unutan sevgili okurlarımı bu kansız ama gözyaşı, haksızlık hukuksuzluk ve vicdansızlık dolu darbenin hakkında bilgi vermek, ondan sonra da kendi görüş ve düşüncelerimi siz sevgili okurlarımla paylaşmak istiyorum:
Asil ve necip Milletimizin Kurum’un kendisine ‘Peygamber Ocağı’, askerine de ‘Mehmetçik’ adını verdiği bir Ordunun taklarını ve askerlerini Milletin sokaklarında (Ankara’nın Sincan İlçesinde) yürüten dönemin kudretli paşalarından biri olan Çevik Bir bu hadsizliği “Demokrasiye balans ayarı yaptık” diyerek demokrasiyi demokrasi adına katletmiş; bir başka paşa olan Hüseyin Kıvrıkoğlu da, “28 Şubat bin yıl sürecek” diyerek bağlı olduğu Hükümeti, Hükümet Başkanını, Cumhurbaşkanını ve cumhurun ta kendisini tehdit etmişti!
Şöyle ki; Demokrasi tarihimizin kara lekesi olan 28 Şubat Postmodern Darbesi’nin ayak sesleri 1995 yılında yapılan Genel Seçimlerde Millî Görüşün lideri ve Refah Partisi’nin Genel Başkanı Prof. Dr. Necmeddin Erbakan’ın iktidara gelmesiyle duyulmaya başlamıştı… Yani, Genel Seçimlerde merhum Erbakan’ın Partisi RP sandıktan birinci parti olarak çıkmış ve Erbakan Çiller ile yapılan görüşmeler sonunda Refahyol adı altında bir koalisyon hükümeti kurmuş ve o hükümette RP Genel Başkanı Prof. Dr. Necmeddin Erbakan Başbakan, DYP Genel Başkanı Prof. Dr. Tansu Çiller de Başbakan Yardımcısı olarak görev almıştı. Ancak zinde güçler ve lâikçi asker ve kukla çeteler bu koalisyondan hiç hazzetmemişler ve bu koalisyon hükümetini devirmek için her türlü yola-alavereye dalavereye baş vurmuşlardı! Meselâ kurgu ve tuzak olduğu her halinden belli olan Ali Kalkancı’lar, Fadime Şahin’ler, Müslim Gündüz ve saireler ellerinde baston, üzerlerinde cübbeler ve başlarında sarıklarla ülkemizde cirit atıyorlar ve her mel’aneti işliyor ve bu mel’anetleri de anlaşmalı-sözleşmeli medya kuruluşlarına servis ediyorlar; dolayısıyla da Müslümanlığı ve Müslümanları ahlâksızların menşei, kötülüklerin kaynağı gibi göstererek Refahyol Hükümetini düşürmek istiyorlardı… Ve bunda başarılı da oldular. Ki, bendeniz o zaman aktif bir muhabir idim ve olup bitenleri yakından takip ediyordum ve engellemek için bir şey yapamadığım için çok üzülüyordum…
Kısacası; Ülkemiz yıllardır askeri darbelerle anılırdı! Çünkü Ülkemizin 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül gibi darbe geçmişi vardı. Ancak adına ‘Postpodern Darbe’ denilen 28 Şubat’ın Darbesi’nin en büyük destekçileri “5’li Çete” olarak adlandırılan Çetenin üyelerinden diğer 2’si ne dedi veya demedi onu bilmiyorum ama Çetenin 5 üyesinden 3’ü durumunda olan Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral, DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, TİSK Genel Başkanı Refik Baydur yıllar sonra o gün yapılanları şeylerin yanlış olduğunu itiraf etmişler ve 5’li Çetenin mimarının dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in olduğu yolunda iddialarda bulunmuşlardı!
Velhâsıl-ı kelâm; yılları ayrı, ancak 28 Şubat tarihinin benim hayatımda biri mutlu 2’si de mutsuz eden, hattâ içimi kanatan iki hatırası var. Mutlu tarafı, 28 Şubat tarihinde askerliğimin en zor dönemi olan 4 aylık eğitim ve acemilik dönemimin bitip, ustalık dönemimin başlaması. Ve iki mutsuzluğumdan biri aynı tarihte Babamın vefat etmiş olması! sabah namazı için kalktığı köydeki evimizin 2. Katında bulunan merdiven boşluğundan düşerek ve beyin kanası geçirerek vefat etmiş olması ve benim bundan 4,5 sonra haberim veya bilgim olması! Diğeri ise 28 Şubat Postmodern Darbesinin gerçekleştirilmiş olması!
Ve ara başlığımda da vurgulamaya çalıştığım gibi, 28 Şubat döneminde ve Çevik Bir Paşa’nın başkanlığında kurulan bir Batı Çalışma Grubu (BÇG) vardı ve bu Grup İlimiz başta olmak üzere Ülkemizin hemen her yerinde aktif idi. Ve 28 Şubat Postmodern Darbesinin yapılmasında en büyük pay bu Grubundur! Gerçi bu Grubun başında bulunan Çevik Paşa dahil yıllar sonra yargılanmış ve hak ettikleri cezaya çarptırılmışlardı ama bu cezalar birçok insanı bu Darbenin mağduru olmaktan kurtarmaya yetmemişti!
Hülâsâ-i netice; ‘Postmedern Darbe’ olarak nitelendirilen ve bin yıl süreceği iddia edilen, ama 10 yıl bile sürmeyen Darbenin o darbe öncesinde ve sonrasında büyük devletimize, cennet misali ülkemize ve asil milletimize verdiği veya vereceği zararlar bin yıl olmasa da yüz yıl sürmesinden endişeleniyorum! Ve darbecilerin önce ülkelerini, daha sonra da kendilerini darbelediklerini biliyorum! Dolayısıyla da Cenab-ı Allah bu Millete bir daha 28 Şubat ve benzer darbeler yaşatmasın!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
KİM BİR HAYRA DELÂLET EDERSE ONU İŞLEYEN
GİBİ ECİR-SEVAP ALIR… Hz. Muhammed (sav)
EN KÖTÜ SİVİL YÖNETİM DAHÎ, EN İYİ ASKERÎ
YÖNETİMDEN İYİDİR! Alparslan Türkeş (Başbuğ)
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)