Sürekli okurlarımın bilecekleri gibi, bir önceki yazımda, ‘Ülkemizde 28 Nisan 4 Mayıs tarihleri arasında (adı olsa bile uygulaması olmayan) “Kardeş Haftası” olarak kutlandığını hatırlatmış ve bu önemli Haftayı kendimce değerlendirmeye çalışmıştım! Ancak, günümüzde en çok ihtiyaç duyduğumuz ‘kardeşlik’ konusunu bir hafta ile sınırlamanın yanlış olacağını veya yetersiz geleceğini düşündüğüm için aynı konuyu bugün biraz daha açmak, dolayısıyla da mükerreren değinmek istiyorum. Buna da yaşanmış bir hikâye ile başlamak istiyorum:
Hikâye şöyle; Emevî Valilerinden biri olan ve doğum tarihini bilmiyorum ama 714 yılında ve ardında büyük bir nefret bırakarak ölen, yani tebâsından bazılarını öldürten, bazılarını çeşitli işkencelere tâbi tutan, dolayısıyla da ‘’Zâlim” lâkabıyla tanınan, ünlenen, anılan, meşhur olan Emevî Valilerinden biri olan Haccac; bir gün beldesinin erkeklerini bir meydanda toplar ve meydanda yaktırdığı ateşin içine atarak öldürmek ister! Beldenin erkeklerinin yakılarak öldürülecek oldukları meydanda toplanan kadınlardan birinin, diğer kadınlardan daha fazla ağlayıp sızladığını, yanıp tutuştuğunu gören Haccac-ı Zâlim, o kadını yanına çağırarak bunun nedenini, niçinini veya sebebini sorar!
O zavallı kadın da “Nasıl yanıp tutuşmayayım, ağlayıp sızlamayayım ki, meydanda toplayıp yakmak istediğin erkeklerden biri kocam, biri kardeşim, biri de evlâdım! Bu acıya ben nasıl dayanayım?’’ der! O an biraz insafa gelen Haccac-ı Zâlim de o kadına, “Peki bu üç yakınından birini kurtarma yetkisini sana versem, hangisini tercih eder, hangisini kurtarmak istersin?” diye bir soru yöneltir… Üç canından ciğerinden ve birbirinden değerli yakınından sadece bir tanesini ateşten kurtarma yetkisi alan kadıncağız şöööyle bir düşünür ve “Kardeşimi…” şeklinde cevap verir!
>Allah (c.c) kimseyi böyle bir seçim yapmak sorunda bırakmasın, böyle bir imtihana tâbi tutmasın ama; ben böyle bir seçim yapmak zorunda kalsam, oğlumu seçerim, oğlumu tercih ederim herhalde! Ancak o kardeş canlısı ve Hakk hakikat yanlısı kadın öyle yapmayıp erkek kardeşini tercih etmiş ve bunun nedenini, niçinini soran Zâlim Haccac’a, “Koca bir daha bulunabilir, evlât bir daha edinilebilir, amma velâkin, kardeş bir daha bulunamaz! O nedenle ben 3 canımdan ciğerimden birisi olan kardeşimi bağışlamanı dilerim…” der! Dolayısıyla da kardeşliğin-kardeş olmanın önemini vurgular!
>>Ki, İslâm hukukuna göre, mîras taksiminde erkek kardeşlere kız kardeşlerden bir hisse daha fazla verilir! Bunun nedeni de, erkek kardeşlerin yanı, ‘evli olan kız kardeşlerin eşlerinden boşanmaları halinde’ sığınacakları en güvenli liman olarak görülmeye ve erkeğin mîrastan aldığı o bir fazla hisse ‘boşanan-dul kalan’ kız kardeşin maişetini temin etmeye mâtuftur!<<
Her neyse; Haccac-ı Zâlim o kadının kardeşini yakmaktan vaz geçti mi geçmedi mi onu bilmiyorum ama, o mübarek kadının, muhtereme hanımın kardeşlik konusunda, paradan puldan, maldan mülkten veya makamdan mevkiden başka bir şeyi gözü görmeyen gününüz insanına çok ciddi bir ders verdiğini biliyorum ve sözüm geçen okurlarımın bu yaşanmış hikâyeden ibret almalarını ve kardeşlerine gerekli önemi ve değer vermelerini diliyorum.
Şöyle ki; Hz. Ömer anlatıyor: “Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’den umreye gitmek için izin istedim. Efendimiz de hem izin verdi hem de bana “Dualarında bizleri de unutma inşaAllah sevgili Kardeşim…” dedi! Yani beni kardeş gibi gördüğünü ya da kardeş olarak kabul ettiğini gösterdi’ dedi!
Ve kardeşlik en güzel şekilde Peygamber Efendimiz ve Sahâbî dönemin yaşanmış olmalı ki; dönemin Müslümanları kurdukları tevhid ve takvâ, birlik beraberlik toplumunda sevgi ve kardeşlik, ülfet ve muhabbet, şefkat ve merhamet, emânet ve adâlet gibi ulvî değerlerle İslâm’ın bayraktarlığını yapmışlar!
Meselâ Dinimiz, nesep ve süt kardeşliği konusu ayrı, din kardeşliğine büyük önem vermiş ve Peygamber Efendimiz Kur’an-a gönül verenleri kardeş olarak kabul etmiş ve tüm kardeşlerine değer vermiş. O nedenle biz Kur’an sevdalılarının ve Peygamber aşıklarının tamamını kardeş sayar ve onların ayaklarına taş, gözlerine yaş değmesin’ isteriz…
Tarih birçok kişiyi, hattâ toplumu doğup büyüdüğü toprakları terk ederek başka başka topraklara taşınmaya ve başka yurtlar da yaşamaya zorlamıştır. Ve bu adına göç denilen olgu da birçok insanı göçmen, muhacir, mülteci ve sığınmacı durumuna düşürmüştür. Ve İslâm Tarihinde gerçekleşen ilk hicret, küçük çapta da olsa Habeşistan’a yapılan hicrettir. Peygamber Efendimizin Hicretinin öncesi ve sonrası her Müslümanın mâlûmû! O nedenle ben Ensar-Muhacir kardeşliğini burada noktalıyor, sözü gününüzün kardeşliğine getirmek ve önce öz kardeşlerimizle yaşanan irtibatı hatırlatmak, bunu da bir Hucûrat Sûresi’nin ve 10. Âyet-i Kerimesinin, ‘’BÜTÜN MÛ’MİNLER KARDEŞTİR; ÖYLEYSE KARDEŞLERİNİZİN ARASINI DÜZELTİN VE ALLAH’A (c.c) GÖNÜLDEN SEVGİ BESLEYİP, O’NA KARŞI GELMEKTEN SAKININ Kİ, O’NUN RAHMETİNE ERİŞESİNİZ!’’ mealiyle yapmak isterim:
Biz bir kız üç erkek olmak üzere 4 kardeş olduğumuz gibi, eşim de biri erkek olmak üzere 4 kardeşler… Ve babam vefat edeli 53 yıl, kayınpederim vefat edeli de 47 yıl oldu ve rahmetliklerin her ikisi de bizlere menkul bırakmasalar da önemli miktar da gayrimenkul (ev yer, tarla, bağ ve bahçe gibi mâraslar) bıraktılar ve bizler bu mirasları paylaşırken uzunca tartışsak bile en küçük bir kavga ve dövüş yapmadık! Çünkü, biz (mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi?) dedik elhamdülillah! Ancak, ben günümüz de ve kardeşler arasında en büyük çekişme ve kavgaların miras taksimlerinde yaşandığı duyuyor, görüyor ve biliyorum. O nedenle ben ‘dünya malı dünya da kalıyor… Önemli olan dünya da hoş bir sada bırakmaktır!’ diyor, herkese ‘kardeşâne’ saygılar sunuyorum.
KARDEŞ KARDEŞİ BIÇAKLAMIŞ, DÖNMÜŞ
YİNE KUCAKLAMIŞ! Atasözü
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)