Yeminli mi değil mi onu bilmiyorum ama katıksız karışıksız bir İslâm ve Müslüman düşmanı veya karşıtı, en azından dostu olmadığını düşündüğüm Gazete(ci) Can Ataklı yine yapacağını yapmış ve Sincan Belediyesi ‘Bebek Kütüphânesi ile Yeni Kent Anne Çocuk Evi’nde ‘Manevî Değerlerimizi çocuklarımızla pekiştiriyoruz. Kültür ve değer inançlarımızı yarınlara mîras bırakacağız’ sloganıyla gerçekleştirdiği bir etkinlik üzerinden hem etkinliği düzenleyen Sincan Belediyesini hem etkinliğe katılan aileleri cahillikle ve patavatsızca suçlamış hem güzelim etkinliği tağşiş, tahriş ve maniple etmiş hem de yandaşlarını tahrik etmeye çalışmış!.. Şükürler olsun ki bunu başaramamış…
Yani, Can Ataklı küçük çocuklara millî bilgiler verilmesinden, geçmişe ve geleceğe dair mânevî şeyler öğretilmesinden o kadar rahatsız olmuş, o kadar rahatsız olmuş ki, bahsime konu yazısında açmış bilgisayarını yummuş gözünü ve o güzelim etkinliğin aleyhinde ne aklına geldiyse yazmış çizmiş ve güzel insanlara vermiş veriştirmiş!
Daha kısası ve açıkçası, Can Ataklı bahse konu etkinliği başlatanları, gerçekleştirenleri ve katılanları câhillikle suçlamış, yapanların toplumun sinir uçlarıyla oynadıklarını, insanları pedagojik bir cinâyete sürüklediklerini söylemiş… Halbuki aynı şeyi yapan kendisi ama Yavuz hırsızın ev sahibini bastırdığı gibi Kendisi de etkinliğin düzenleyicilerini, oyuncularını ve izleyicilerini bastırarak yerden yer vurmuş!
BİZİM GENÇLİĞİMİZ DE ‘’MİNİ… HATTÂ MİDİ ETEKLİ’’
KIZLARIN GÖSTERİLERİYLE KUTLANAN ..BAYRAMLAR
İÇİN ..CAK BAYRAMI DENİR VE GENÇLER SIRF BUNUN
İÇİN KUTLAMALARI İZLEMEYE GİDERLER Dİ!!! AMMA
BUNUN İÇİN ŞİMDİ ARTIK BAYRAM KUTLAMALARINI
BEKLEMEYE HÂCET YOK! AMA ATAKLI’DAN ‘TIK’ YOK
Sincan Belediyesinin düzenlediği yüzde yüz yerli ve bir o kadar da milli olan bir etkinlikte rol alan gençlerin ve izleyicilerin tesettürlü kıyafetleri üzerinden Belediye Başkanını ve öğrenci velîlerini yerden yere vuran Can Ataklı, ‘..cak bayramı’ olmaktan çıkıp vücut veya beden bayramına, hattâ kadınlar hamamına dönüştürülen mahalleler, sokak ve caddeler için şimdiye kadar tek kelime dahî etmedi ve bundan sonra da etmez herhalde… Çünkü O’nun dünyası örtü veya tesettür üzerine değil, çıplaklık üzerine kurulmuş! Ve O, açılmaya saçılmaya, soyunup dökülmeye zerre kadar karşı çıkmazken, örtünmenin ‘ister dînî olsun ister millî, isterse yöresel olsun’ her çeşidine şiddetle karşı çıkar ve örtünenleri hiç ama hiç sevmez! İyi ki de sevmez! Çünkü, Ataklı gibilerin örtüyü ya da tesettürü savunması ve tesettürlüleri sevmesi benim onlara olan güvenimi sarsar, sevgi ve saygımı azaltır!
EL ALEMİN ÇOCUĞUNDAN SANA NE? BAY ATAKLI!
Günümüzde ve insanının yüzde 98-99’u Müslüman olduğu var sayılan Ülkemizde sen ve senin kafada olan insanlar kendilerinin ve karılarının kızlarının bedenlerinin en mahrem yerlerini istedikleri kadar açıyor saçıyorlar ama benim kafada olan hiçbir gazeteciden veya vatandaştan sana ve senin gibi düşünen, senin gibi giyinen kuşanan ve senin gibi yaşayan kişilere en küçük bir eleştiri gelmiyor. Eleştiri gelse bile hakaret.. gelmiyor! Peki sana n’oluyor da Allah’ın (c. c) ‘örtünün’ emrine uyan, tesettüre uygun şekilde giyinen kuşanan ve hareket eden kadınları kızları yerden yere vuruyor, o sevgi ve saygıdeğer hanımları aşağılıyor ve tamamına hakaretler yağdırıyorsun? Bay Ataklı, pardon bay Atakçı!
Her neyse; bu ve bunun gibi yazıp çizen şahıslara söylenecek söz çok ama benim onların seviyesine inmeme imkân ve ihtimal yok! O nedenle ben ‘demokrasiyi veya özgürlüğü sırf kendileri için isteyen ve savunan gazete(ci)lerden biri olan ve genelde tüm olaylara, özelde de inançlı îmanlı kesimlere veya İslâm’a uygun şekilde yaşayan, yaşamaya çalışan Müslümanlara ‘can’dan değil de, ‘cam’dan bakan! Dolayısıyla da fahiş hatalar, bâriz gaflar ve büyük haksızlıklar yapan Ataklı’ya ‘Allah (c.c) tüm Müslümanları Senin ve Senin gibi düşünen ve her aklına geleni yazıp çizen gazetecilerin.. iftiralarından, karalamalarından ve şerlerinden korusun!’ diyor, Atakçıgiler hâriç, herkese saygılar sunuyorum.
MEDENİYET DEDİĞİN AÇMAKSA BEDENİNİN HER YERİNİ
DESENE (..) HAYVANLAR SENDEN DAHA MEDENÎ(!)
ŞARKA BAKMAZ, GARBI BİLMEZ, EDEPTEN YOK PÂYESİ, BİR
KIZARMAZ YÜZ, BİR YAŞARMAZ GÖZ BÜTÜN SERMAYESİ!
Mehmed Akif Ersoy
ARMUT DEYİP GEÇMEYİN, ONUN İLK HECESİ ÇOĞU KİŞİDE
YOKTUR… YA İSLÂM’LA YÜKSELİR YA İNKÂRLA ÇÜRÜRSÜN
BU YOL MEZARDA BİTMİYOR, (..) GİTTİĞİNDE GÖRÜRSÜN!
GENÇLİĞİNE GÜVENİP ‘VAKİT ÇOK ERKEN’ DERKEN;
BELKİ DE ‘ELVEDA’ BİLE DİYEMEMEZSİN GİDERKEN!..
Necip Fâzıl Kısakürek
NE MAKAM NE PARA NE SENET NE ÇEK
“KURTULUŞ İSLÂM DA” VALLÂHİ GERÇEK!
Abdurrahim Karakoç
İNAÇLIYIM, BARIŞ VE DÜZEN YANLISIYIM,
SAVAŞIM BUNUN İÇİNDİR…
Sezai Karakoç
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)