Hemen hepimizin bildiği gibi, ilk ve orta dereceli okullar da “2023-2024 ‘Öğretim ve Eğitim Yılı’’ 14 Haziran Cuma günü Îtibariyle sona erdi ve bu okullar yaklaşık 3 ay sürecek bir ‘yaz tatiline’ girdiler… Ve nasip kısmet olursa ki, inşaAllah herkese nasip olur, bu okullar 9 Eylül 2024 tarihinde okul öncesi, ilkokul 1. sınıf, ortaokul 5 ve lise 9. Sınıftan itibaren kademeli bir şekilde açılacak ve bu okullarda ‘2024-2025 Öğretim Eğitim Dönemi’ başlayacak… Yani ilk ve orta dereceli okul öğrencileri yaklaşık 3 ay bir tatil yapacaklar. Dolayısıyla da >bu yıl pek kış olmadı ama< uzun sayılabilecek bir öğretim eğitim döneminden sonra tatile girecek olan öğrenciler kendilerini boşlukta hissedecek ve havaların da aşırı derece de ısınmasıyla birlikte her türlü riski bünyesinde barındıran göl, gölet, baraj, havuz, dere yatağı, arık, park ve bahçe, hattâ güvensiz sokak, kalabalık cadde ve benzer mekânlara atabilecekler. Ve Allah (c.c) korusun ama buralarda hem fizîkî hem de maddî mânevî zararlara uğrayabilecekler! Bu durumun tecrübelerle sabit olduğunu bilen, gören, duyan Diyânet İşleri Başkanlığı da Millî Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı ilk ve orta dereceli okullarda başlayan yaz tatili sonrasında Başkanlığa bağlı tüm câmiler ve Kur’an Kurslarında “Yaz Kur’an Kursları” adı altında kurslar açıyor ve birçok velî de, çocukları için âdetâ birer emniyet supabı veya güvenli liman olarak gördükleri bu kurslara gönderiyorlar… Ve bu kurslarda çocuklar belki yeterli derece de Kur’an-ı Kerim okumayı öğrenemeseler de bir çocuğa lâzım olan dînî bilgeleri öğreneceklerdir… Hele bir de mesleğinin erbabı veya vazifesinin ya da sorumluluğunun bilincinde hareket eden bir hocaya tevâfuk ederlerse ki, inşaAllah hepsi tevâfuk ederler; o zaman dünyalık ve âhiretlik daha çok şey öğrenip yaşayan anne ve babaları için müteşekkir, rahmeti Rahman’a kavuşmuş olan ebeveynleri için de şefaatçi olacaklardır! Ancak bazı velîler bu kurslardan haberleri olmadığı, bazı velîler de gerek duymadıkları için olsa gerek çocuklarını buralara göndermiyorlar… Yani, bu kursları gereksiz veya faydasız bulan bazı velîler çocuklarını bale, dans, tango, yoga, yüzme, jimnastik gibi efor ve spor kurslarına göndermeyi tercih ediyorlar… O, onların bilecekleri bir şey tabii! Benim muhatabım kendisinin ve çocuğunun sadece bu dünyasını değil, öte dünyasını da düşünen velîler-ebeveynlerdir! O nedenle ben, daha önceki yıllarda da yazdığım bir hikâyeyi bugün bir kez daha yineleyecek ve sevgili okurlarımın dikkâtlerini Kur’an kurslarının ‘küçücük’ faydası, ama ‘oldukça büyük’ ehemmiyeti üzerine çekmeye çalışacağım inşaAllah:
Hikâye şöyle: Mûsâ (a.s) bir gün bir mezarlığın yanından geçmekte iken, kabirlerin birinden feryadı fîgan sesleri duyar ve o feryatlara dayanamayarak mezarın yanından uzaklaşır… Kendisini durumun vahametine kaptıran Hz. Mûsâ, dönüşte yine aynı mezarlığın yanından geçer ama o kabirden bu defa hiçbir ses gelmez… Durum karşısında şaşıran Hazreti Mûsâ bunun sebebi hikmetini Cenab-Allah’tan öğrenmek ister… (Mâlûm olduğu üzere, peygamberler Allah >c.c< ile konuşabilirler!) Cenab-ı Allah da “O kulum sâbit bir asî olup kabir azabı çekmekte idi! Ancak hâmile olan eşi o kulum öldükten sonra bir çocuk dünyaya getirdi ve çocuk büyüyünce annesi de O’nu bir hocaya gönderdi ve hoca da O’na besmeleyi öğretti… Be de o besmelenin yüzü suyu hürmetine o kulumdan kabir azabını kaldırdım! Çünkü, bir kulumun evlâdı yeryüzünde beni zikrederken, o kuluma yeraltında azap etmek benim şanımdan değildir!’’ buyurur. Yani Cenab-ı Hakk evlâdının öğrenip çektiği bir besmele-i şerifin yüzü suyu hürmetine bir babayı kabir azabından kurtarıyor… Öyleyse ki, öyle! Biz de çocuklarımızı Diyânet İşleri Bakanlığının ‘her yıl olduğu gibi bu yıl da’ câmi ve Kur’an Kurslarında ve 1 Temmuz Pazartesi gününden itibaren başlatacağı Yaz Kur’an Kurslarına gönderelim, dolayasıyla da kendilerimizi en azından kabir azabından kurtaralım ve tâbiri caizse eğer ‘çocuklarımızı da maddî mânevî bakımdan ve meccanen sigorta yaptıralım!’ diyor, herkese ‘besmeleli, hamdeleli ve salveleli’ saygılar sunuyorum.
HİÇ BİLİNLERLE BİLLEYENLER BİR OLUR MU?
Zümer Sûresi, âyet 8-9
İSLÂM DÎNİNDE İLİM, ALLAH’IN (c.c)
RIZASINI KAZANMAK VE AMEL ETMEK
İÇİN ÖĞRENİLİR. İNSANOĞLU İÇİN GERÇEK
HAYAT, İLİM VE İRFANLA KÂİM OLACAĞINDAN
ÖĞENMEYİ VE ÖĞRETMEYİ İHMAL EDENLER,
HAYATTA DAHÎ OLSALAR ÖLÜ SAYILIRLAR!
VE ÖĞRENDİĞİ BİLGİ, KENDİSİNİ HAKİKATE
ULAŞTIRMAYAN KİMSE, O BİLGİNİN ANCAK
HAMALIDIR… Hadis meali
İLİM ÇİN’DE BİLE OLSA GİDİP ONU ALINIZ!
Hadis
BANA BİR HARF ÖĞRETENİN KIRK
YIL KÖLESİ OLURUM… Hz. Ali (r. a)
EĞİTİM, FERDİN YAŞAMA SANATINI İDRAK
EDEBİLMESİ İÇİN REHBER OLMALIDIR…
N.North Wihitehead
BİR ŞEYİ BİLMEK NASIL BECERİ İSE,
ONU ÖĞRETEBİLMEKTE BECERİDİR
M.T Cicero
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)