Hemen herkesin bildiği gibi Ülkemiz de dün (14 Mayıs Pazar günü) biri 13. Cumhurbaşkanı biri de 28. dönem Milletvekili Genel Seçimleri olmak üzere 2 seçim birden yapıldı ve secimler gayet olgun bir şekilde gerçekleştirildi elhamdülillah… Ve sizler bu yazıyı okurken seçimlerin resmi olmayan sonuçları çoktan alınmış olacak… O nedenle ben seçim sonuçlarının devletimize, milletimize, ülkemize, insanımıza, milletvekillerimize ve seçilmiş olan Cumhurbaşkanımıza, seçilememiş olanlar için de tabii hayırlı uğurlu olmasını diliyor ve ‘Cenab-ı Hakk’tan tüm hayırlı işlerinde kendilerinin yar ve yardımcısı olmasını niyaz ediyorum… Ve şimdi de bugün, yani 15 Mayıs Pazartesi günü kutlayacağımız veya kutlamakta olduğumuz “Uluslararası Aile Günü” hakkındaki görüş ve düşüncelerime geçmek, geçmeden önce de gün hakkında sevgili okurlarıma kısa bir bilgi alıp vermek; sonra da birçok gün, hafta, ay ve yıl da olduğu gibi, bu adı var kendisi yok olan gün hakkındaki görüş ve düşüncelerime geçmek istiyorum:
Şöyle ki; Bir(leşmiş! Milletler (BM) Genel Kurulu bundan 30 yıl önce (1993 yılında) aldığı bir kararla 15 Mayıs tarihini “Uluslararası Aile Günü” olarak îlân etmiş ve bu gün de 1994 yılından itibaren tüm dünyada olduğu gibi, Ülkemizde de kutlanmaya başlamış olan bir gündür-günün adıdır…
Seçim sonuçlarıyla alâkalı yazımı yarın ele alacağım inşaAllah…
Bugün ise seçimler nedeniyle dün yeteri kadar veya gerektiği gibi kutlanamayan ‘’Anneler Günü’’nü, bugün kutlanacak olan “Uluslararası Aile Günü’’ ve ‘’Hava Şehidlerini Anma Günü” ile birleştirerek değerlendirmek ve kısaca kutlamak istiyorum:
ANNELER, AİLELERİN NÜVELERİDİR. O NEDENLE
TAMAMI-İSTİSNÂSIZ SEVGİ ve SAYGI DEĞERDİR!
ŞEHİDLERİMİZ BİZİM ‘YAŞAYAN’ ÖLÜLERİMİZDİR
ONUN İÇİN ŞEHİDLERİMİZİ RAHMETLE.. ANALIM
Her doğanın bir ailesi olmayabilir ama herkesin mutlaka bir annesi (babası da tabii) vardır! Yani, her insan bir anne tarafından doğrulmuştur! O nedenledir ki, tüm anneler sevgi ve saygıdeğerdir… Onun için annelerin değerleri iyi bilinmeli ve mutlaka hayır duaları alınmalıdır! Çünkü Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in bildirdiğine göre ‘’Cennet Annelerin ayakları altındadır…’’ Ve Cennet Annelerin ayakları altında olduğuna göre, Cehennem de onların kırgınlıkları, dargınlıkları, dolayısıyla da bedduaları altında olabilir! Amma ve lâkin, dünyamız da, Ülkemiz dâhil (istisnâlar hâriç) ne annelerin annelikleri, ne de ailelerin ailelikleri kaldı maalesef. Yani, dünya genelinde olduğu gibi annelerimiz ve ailelerimiz Ülkemizde de asimile ve dejenere oldu!
Hâsılı; yukarıda da ifade etmeye çalıştığım gibi, Ülkemiz dün (Pazar günü) biri Cumhurbaşkanı, diğeri de Milletvekili Genel Seçimleri olmak üzere tarihinin en büyük ve en hayâtî iki seçimini yaptı! Ve şükürler olsun ki, genelde olmadığı gibi, bu seçimde de ciddi bir olumsuzluk veya tatsızlık yaşanmadı…
Bizler ve bizim gibi inanan ve namaz ehli olan insanlar, ister vefat etmiş, ister yaşıyor olsun yılda annesini, babasını da tabii, bir gün değil de günde en az 5 defâ ve onlarca kere anne babasına dua eden kişiler için çok fark etmez ama bazıları ‘bu yıl bu seçim gününe isabet eden’ ‘’Anneler Günü’’nü lâyıkıyla veya kendi dünya görüşlerine uygun bir şekilde kutlayamadılar... O nedenle ben, dün geçmiş olan Anneler Günü’nü bırakıyor; bugün dünya genelinde ve ülkemiz de kutlanmakta ya da kutlanacak olan ve annelerimizi de yakından ilgilendiren “Uluslararası Aile Günü” hakkındaki görüş ve düşüncelerime geçmek istiyorum:
GÜNÜMÜZ DE SİSTEMLER AİLE HAYATINI BOZMAK
ÜZERE KURULDUĞU İÇİN ‘AİLELER’ CAN ÇEKİŞİYOR!
Gayrimüslimlerin aile hayatları ayrı, ama günümüz de Müslümanların aile hayatları da yerlerde sürünüyor, dolayısıyla da aileler, aile hayatları can çekişiyor maalesef… Çünkü yazılı ve görsel medyanın aile hayatına verdiği maddî mânevî zararlar ayrı, son yıllarda hemen herkesin evine, yerine, hâttâ cebine cepkenine giren akıllı telefonlar ve internet gibi imkânlar aile hayatımızı yerle yeksan etti ve etmeye de devam ediyor… Bunu derken, benim asıl kastımın veya muhatabımın, envai türlü bir şekilde üretilen ve her gün biraz daha geliştirilen iletişim araçlarını icat eden, kullanıcıların yararına sunan ya da hayır hasenat yolunda kullanan kişiler olmadığını; lüzumlu lüzumsuz, yerli yersiz ve bilhassa fütursuz ve sansürsüz bir şekilde kullanan kişiler olduğunu bilmem hatırlatmama gerek var mı?
HER KOYUNUN KENDİ BACAĞINDAN ASILDIĞI DOĞRUDUR
AMA KOKAN BİR KOYUNUN BACAĞI DA ÇEVREYİ RAHATSIZ
ETTİĞİ VEYA EDECEĞİ HİÇBİR ZAMAN UNUTULMAMALIDIR
Halkımız arasında ‘her koyun kendi bacağından asılır’ şeklinde yanlış ya da açıklamaya veya îzaha muhtaç bir söz vardır ve birçok kişi bu sözü herkesin sadece kendisinden sorumlu olacağı ya da tutulacağı mealinde kullanır… Oysa bu konu da sevgili Peygamberimiz mealen, “Kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin, ya da ortadan kaldırsın. Şayet buna gücü yetmiyorsa, diliyle düzeltmeye çalışsın. Diliyle düzeltmeye de gücü yetmez ise kalbiyle düzeltmeye çalışsın veya buğuz etsin ki, bu da îmanın en zayıf derecesidir…” buyuruyor!
Ancak günümüzde kötülük sayısı ve çeşidi o kadar çoğaldı o kadar çoğaldı ki, insan bunları düzeltmeye veya ortadan kaldırmaya kalsa kendisi bozulur veya yok olur herhalde! Ancak, Mevlâ bizlere kaldıramayacağımız hiçbir yükü kaldırmakla mükellef tutmamıştır… Günümüz de bizim yapacağımız ilk hareket kendimizi, hemen ardandan da ailemizi ve bakmakla yükümlü olduğumuz kişileri veya söz geçirebildiğimiz kişileri sırat-ı müstakime dâvet ve sevk etmek olmalıdır. Amma velâkin, günümüzde doğrularla yanlışlar, helâllerle haramlar, iyilerle kötüler öyle girift hale geldi ki, bunlarla mücadele etmek de, bunları ayırt etmek de oldukça zorlaştı! Ancak teknolojinin, iletişim ve ulaşım araçlarının olabildiğince geliştiği ve yaygınlaştığı bir zaman ve mekân da helâl de, haram da az çok bellidir. Arada bazı şüpheli şeyler vardır, onlardan da uzak kalarak kendimizi kurtarabiliriz!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum…
RABBİNİZ SİZE KENDİSİNDEN BAŞKASINA KULLUK
ETMEMENİZİ VE ANNE BABASINA KARŞI HER ZAMAN
İYİ DARANMANIZI EMRETTİ… ANNEN YA DA BABAN
YANINDA İHTİYARLARSA ONLARA ‘ÖF’ BİLE DEME!
ONLARI AZARLAMAK YERİNE ONLARA GÖNÜL
OKŞAYICI SÖZLER SÖYLE!
İsrâ Sûresi, âyet 23
ALLAH (c.c) YOLUNDA ÖLÜR VEYA ÖLDÜRÜLÜRSENİZ,
ŞUNU İYİ BİLİN Kİ, ALLAH’IN RARMETİ ve MAĞFİRETİ
ONLARIN TOPLADIKLARI BÜTÜN ŞEYLERDEN DAHA
HAYIRLIDIR…
Âl-i İmrân Suresi âyet 157
KİŞİNİN, BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU KİŞİLERİ
İHMAL ETMESİ O KİŞİYE GÜNAH OLARAK YETER…
BİR KİŞİ, SEVABINI ALLAH’DAN (c.c) UMARAK
AİLESİNE HARCAMA YAPTIĞINDA, BU HARCAMA
ONUN İÇİN SADAKA OLUR…
2 Hadis-i Şerif
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)