Hemen her şeyin bir gününü, haftasını, ayını ve yılını ihdas ederek insanları veya kendilerini günlük ya da anlık mevhumlarla avutmaya çalışan etkili ve yetkili çevreler; 30 Temmuz tarihini de “Dünya Dostluk Günü” olarak îlân etmişler… O nedenle ben önce bu mevhumu, sanal âlemi ‘her şeye rağmen-yine de’ kutlamak istiyor, ardından da dostluğun tarifini yaparak konuma girmek istiyorum:
DOSTLUK AYRI, ARKADAŞLIK AYRI ŞEYDİR!
Bence dostluk, aralarında kan veya herhangi bir dünyalık menfaat bağı, ya da çıkar ilişkisi bulunmayan, yâni sırf Allah (c.c) rızası için ve iki insan arasında oluşan veya kurulan samimi ve güçlü bir bağın adıdır! Ve insanlar bu bağın sâyesinde kurdukları ve ‘dostum’ dedikleri kişi veya kişileri her bakımdan kollayıp gözetmesi, kötü günlerinde ve dar zamanlarında da, mutlu zamanlarında da onların yanında olmasıdır…
Mesela; hemen her insanın bir asker veya hacı arkadaşı olmasa-olamasa bile, bir okul veya herhangi bir şekilde yol ve saire arkadaşı mutlaka vardır… Ancak herkesin ‘gerçek-samimi-içten’ bir dostu olmayabilir! Ki, benim de kendisiyle ölüme gidebileceğim birkaç dostum var! O nedenle dostluk ile arkadaşlık arasında dağlar kadar far vardır ki; günümüzde birçok kişi, karşı cinsten insanlarla arkadaşlık ediyor, hattâ bu arkadaşlıkların birçoğu kısa süreli olduğu gibi, bazıları dövmeyle sövmeyle, hattâ yaralamayla, hattâ hattâ öldürmeyle sonuçlanıyor!
Bu ve bu gibi nedenlerden dolayı ben mücrim, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in, “KİŞİ DOSTUNUN DÎNİ ÜZEREDİR. O YÜZDEN, HER BİRİNİZ KİMİNLE DOSTLUK ETTİĞİNE DİKKÂT ETSİN… RUHLAR, BİR ARAYA GELMİŞ TOPLULUKLARDIR. ONLARDAN BİRBİRLERİYLE UYUŞANLAR KAYNAŞIR, UYUŞMAYANLAR DA ANLAŞAMAZ AYRILIR… MÛ’MİN, KENDİSİYLE DOSTLUK KURULABİLEN İNSANDIR. KİMSEYLE DOSTLUK KURMAYAN VE KENDİSİYLE DE DOSTLUK KURULAMAYAN İNSAN DA HAYIR YOKTUR… KİM KENDİSİNE ALLAH (c.c) İÇİN BİR DOST EDİNİRSE, ALLAH ONU, CENNETTE HİÇ BİR AMELİYLE ULAŞAMAYACAĞI BİR DERECEYE YÜKSELİR…”; “Hz. Ömer (r.a)’in “İYİ DOST; İYİ GÜNDE ÇAĞRILDIĞINDA, KÖTÜ GÜNDE İSE ÇAĞRILMADAN GELENDİR” şeklindeki özlü sözünü ve Oscar Wilde’nin “’GERÇEK DOSTLAR YILDIZLAR GİBİDİR. KARANLIK ÇÖKÜNCE ORTAYA ÇIKARLAR” şeklindeki güzel sözünü düstur edinmiş bir Müslüman’ım elhamdülillah…
Ve ben bu iddiamı ‘yaşanmış’ bir hikâyemle müşahhaslaştırmak isterim:
O hikâyem şöyle; önceleri kullansa bile sonradan her türlü müskiratı bırakan, namaza niyaza başlayan, hacca da giden, dolayısıyla da dostum olan eski bir komşumu, vekil öğretmenlik ve bir banka da idarecik yapan arkadaşımı, câhiliye döneminde aldığı bir alkol nedeniyle kalabalık bir ortamda hiç tanımadığım bir kişi ile yumruk yumruğa dövüşürken görmüş ve ayırmak için derhal aralarına girmiştim… Özünde iyi bir insan olan ve bundan birkaç yıl öncede vefat etmiş olan (Rabbim bütün seyyiatlerini hasenâta tebdil eylesin) o arkadaşım, aldığı alkolün tesiriyle, kavga ettiği kişiyi bırakıp beni yumruklamış; ayıldıktan sonra da benden af ve özür dilemişti! Ben de çevre kurbanı olduğuna inandığım o arkadaşıma o akşam hiç kızmadığımı, darılmadığımı belirtmiş ve bir daha alkol almamaya söz vermesi hâlinde kendisiyle dost olabileceğimi söylemiştim. Ve o eski komşum ve sonradan dostum olan arkadaşım bana bir daha alkol almamaya söz verdiği gibi namaza niyaza da başlamış ve hacca da gitmişti! Ve genelde camilerde bir araya geldiğimiz ve benden 3-5 yaş büyük de olan o arkadaşım beni gördüğü her yerde sevgi ve saygıyla karşılaşmış ve bana hep ‘güzel kardeşim, sevgili dostum…’ şeklinde hitap edip iltifatlarda bulunmuştu!
Bence dostluk bu ve bunun gibi olmalı ve gerçek dost yanlış yol ve yerde gördüğü bir arkadaşını dışlayıp eleştirmek yerine, uygun bir lîsanla uyarmalı ve dünya arkadaşlığını ahret arkadaşlığına-yoldaşlığına, yani ebedi dostluğa çevirmeli… Dolayısıyla da hem Allah’ın (c.c) rızasını kazanmalı, hem de yanlış yolda yürüyen arkadaşlarını doğru yola yönlendirerek hem kendisinin hem de ailesinin ebedî saadetine vesîle olmalı!
GERÇEK DOSTLUKLAR PAZARA KADAR DEĞİL
MEZARA KADAR SÜRMELİ-SÜRDÜRÜLMELİ!!
Velhâsıl-ı kelâm; benim anladığım kadarıyla gerçek ya da Allah rızası için kurulan dostluklar pazara kadar değil, mezara kadar sürmeli-sürdürülmeli ki, o dostluk bir işe yarasın… Ancak günümüzde dostluklar ya herhangi bir dünya menfaati dayalı olarak kuruluyor, dolayısıyla da pamuk ipliğine bağlı olarak sürdürülüyor… Ve günümüz de bırakın diğer dostlukları, en yakın akrabalar ve konu komşular arasında bile gerçek bir dostluk kurulamadığı için, insanların aralarında cinler şeytanlar cirit atıyor! maalesef… Hal böyle olunca da dostlukların herhangi bir yararı veya hayrı olmuyor-olamıyor!
KUSURSUZ DOST ARAYAN DOSTSUZ KALIR!
Hülâsâ-i netice; ‘bal bal’ demekle ağızlar tatlanmadığı gibi, ‘dostum’ demekle de gerçek dostluklar oluşmuyor-kurulamıyor, kurulsa bile sürdürülemiyor. Ve atalarımızın dediği gibi, ‘kusursuz dost arayan dostsuz kalıyor’ Onun için insanlar hayata daha çok gerçek dost ve ahbaplarıyla tutundukları gibi; sevinçlerini dostlarıyla paylaşarak artırmak, acılarını veya üzüntülerini de yine dostlarıyla paylayarak azaltmak isterler… Ve insanlar herhangi bir kişiden, rakibi veya düşmanı tarafından bir haksızlığa uğradığında ya da bir kötülük gördüğünde o kadar üzülmezler! En azından hayal kırıklığı yaşamazlar. Ama ‘dostum’ dediği ya da öyle sandığı kişilerden gördükleri küçük bir kötülüğe veya eziyete katlanmakta zorlanırlar’ diyor, bugünkü yazımı Hallac-ı Mansur Hazretlerinin “DÜŞMANLARIN TAŞ ATTIĞI ESNÂDA DOSTLARIN ATTIKLARI GÜL DÜŞMANLARIN TAŞLARINDAN DAHA FAZLA YARALAR BİZİ!” sözüyle noktalıyor, herkese ‘dost’ saygılar sunuyorum.
BANA DOSTUNU SÖYLE, SANA KİM OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM…
DOSTUN BİN İSE AZDIR, DÜŞMANIN BİR İSE ÇOKTUR!
DOST BAŞA, DÜŞMAN AYAĞA BAKAR…
GERÇEK DOST KARA GÜNDE BELLİ OLUR…
APTALIN DOSTLUĞU KÖY GÖRÜNÜNCEYE KADARDIR.
ARSLAN POSTUNDA, GÖNÜL DOSTUNDA…
HERŞEYİN YENİSİ, DOSTUN ESKİSİ:
Dostla ilgili Atasözlerinden seçmeler…
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)