Tuzu kuru veya emekli aylığı yüksek ve birde karı koca emekli olan emeklilerin durumlarını bilmiyorum ama benim gibi tek ve asgari ücretin altında emekli maaşı ile geçinen emekliler, diğer bayramlara göre daha masraflı olan Kurban Bayramı’nda bayram ikramiyelerine artış, aylıklarına zam istiyorlar… Yani asgarî ücretin altında bir aylık gelirle geçinmeye çalışan emekliler, Hükümetin yeni uygulamaya koyduğu tasarruf tedbirlerinin kadrine uğramaktan, aylıklarına düşük zam yapılmasından ve bayram ikramiyelerinin aynı kalmasından endişe duymaya başladılar…
Yılın ikinci yarısında, yani bir yandan temmuz ayı zammını bir yandan da bayram ikramiyesini sabırsızlıkla bekleyen 16 milyon civarında bir emekli; (âhir vakitlerinde) 3 bin liralık Kurban Bayramı ikramiyelerinde de, aylıklarında da ciddi bir artış yapılmasını sabırsızlıkla bekliyor ve şiddetle istiyorlar… Kurban Bayramının hem dîni hem de mâlî bir bayram olduğunu hatırlatan dar gelirli ve düşük maaşlı emekliler; her şeyin fiyatının ikiye üçe katladığı bir devirde emeklilere verilen 3 bin liralık bayram ikramiyesinin çok yetersiz, aylık gelirlerinin temel ihtiyaçlarını bile karşılamaktan uzak kalacağını hatırlatıyorlar ve ‘Kurban Bayramı Ramazan Bayramından daha fazla masrafı gerektiren bir bayram; o nedenle bayram ikramiyelerimiz en az 5-6 bin liraya yükseltilmeli!’ diyorlar...
Yılın ikinci yarısında beklenen yüzde 25 oranındaki TÜFE zammının (enflasyon farkının) yanı sıra göreceli refah payı da verilmesini isteyen SGK ve BAĞ-KUR emeklileri; ‘ayda ortalama 10 bin lira maaş alan bir emeklinin aylığına yapılacak olan yüzde 25’lik bir zam, o emeklinin aylığını 12.500 TL’ye yükseltmiş olacak, bu artış ta fazla bir işe yaramayacak’ diyorlar!
Hâsılı; Hükümet çok gecikmeli de olsa Kamu da ciddi bir tasarruf genelgesi yayımladı. Umar ve dilerim ki, bu tasarruf genelgesi ciddi bir şekilde uygulanır, gereksiz, yersiz yurtsuz ve zamansız harcamalardan artan paraların bir bölümü ‘emekli aylıklarına’ yansıtılır inşaAllah’ diyor, şimdi de benzer bir konuyu daha değerlendirmek istiyorum:
Bu yıl olacak mı olmayacak mı bilmiyorum ama Millî Eğitim Bakanlığına bağlı ve adı ana okulu olmasına rağmen anası olmayan okullardan tutun, ilk ve orta dereceli okullarda her yıl mezuniyet törenleri, kep atma ve kapma gösterileri, yılsonu etkinlikleri yapılır ve bu etkinlikler hem okullara hem de velîlere maddî külfet yüklediği gibi, sınırsızca düzenlenen eğlenceler de hoş olmayan görüntüler ortaya çıkarırdı… O nedenle ben bugün, bazı Üniversitelerin gerçekleştirilmeye hazırlandıkları ‘Bahar Şenlikleri’ni ve mezuniyet törenlerini veya etkinliklerini değerlendirmek istiyorum:
Şöyle ki; ‘Kamu da Tasarruf Genelgesi’ yürürlüğe girerken, üniversiteler kendilerini kamu dışında görüyor olmalılar ki, ‘bahar şenliği’ ve ‘mezuniyet töreni’ adı altında düzenledikleri ya da düzenleyecekleri etkinlikler de israf ekonomisine katkı sağlamaya hazırlanıyorlar maalesef. Ki, bu etkinliklere alkollü bir şekilde katılan ve akla hayale gelmeyecek hareketler yapan bazı öğrenciler, ebeveynlerinin dişinden tırnağından artırarak kendilerine gönderdiği paraları bu etkinlikler de hem har vurup harman savuruyorlar hem de eğlenceleri maskaralığa çevirip kendilerinden sonra gelecek öğrencilere kötü örnek oluyorlar! Yani, üniversitelerde her yıl düzenlenen mezuniyet törenleri neyse ne amma, bazı üniversiteler, ‘bahar şenlikleri’ adı altında gerçekleştirilen nâhoş etkinlikler zincirine birer halka daha eklemeye; dolayısıyla da gereğinden fazla yapılan, inanç ve imanımıza, örf, âdet, gelenek ve göreneklerimize uymayan etkinlikler düzenleyerek tüketim veya israf ekonomisine katkı sağlamaya hazırlanıyorlar!..
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; Gazze’de yapılan soykırımlar, Doğu Türkistan ve dünyanın çeşitli bölgelerinde dindaş ve soydaşlarımıza yapılan maddî mânevî zulümler-işkenceler artarak devam ederken; pandeminin ülkemiz de ve insanımız da oluşturduğu maddî mânevî hasarlar ve açtığı derin yaralar ile Güney Doğu da meydana gelen depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın acıları ağrıları henüz taze iken ve herkes hayat mamat arasında çırpınır ve bir çok kişi hayat pahalılığından ezim ezim ezilirken; üniversitelerin her ne ad ve şekilde olursa olsun şenlik düzenlemeleri bence doğru olmaz! O nedenle, ben ‘okullar bu yıl olsun bahsime konu etkinlikleri düzenlemeyerek veya iptal ederek hem tasarruf tedbirlerine katkı sağlamış olsunlar hem de ağrısı acısı taze olan insanlara saygı göstersinler!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
ZAMAN ÎMÂNI KURTARMA ZAMANIDIR..!
DÜNE TÖVBE, BUGÜNE SECDE, YARINA
DUA YAKIŞIR…
KENDİNİ HAKK İLE MEŞGUL ETMEYENLER
BÂTIL İLE İŞGAL EDİLMEYE MAHKÛMDUR!
Özlü sözlerden seçmeler
BİL Kİ, BİR MEZAR TAŞIDIR İNSANDAN YARINA
KALAN. UNU DA BAŞKASI YAPTIRIR, GERİSİ YALAN!
Mehmed Âkif Ersoy
BİR İNSANIN ASIL KARAKTERİ, EĞLENCESİ İLE
ANLAŞILIR… Reynolds
YARINI TEHLİKEYE ATACAK EĞLENCELERDEN UZAK
DURMALISINIZ… George Herbert
EĞLENCENİN YOLU YOKSULLUĞA GİDER! İncil
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)