Hemen herkesin bildiği gibi, Recep Tayyip Erdoğan’ın kurucusu olduğu ve Genel Başkanlığını yaptığı AK Parti, 31 Mart tarihinde yapılan Mahallî İdâreler Seçimlerine kadar hiç ikinci parti olmamıştı. Yani Erdoğan’ın Partisi girdiği hiçbir seçimden bu kadar düşük oranda oy almamıştı! O nedene, Erdoğan ve AK Partililerin bu olumsuzluğun şokunu atlatabilmeleri için mâkul bir süreye ihtiyaçları vardı ki, tam bu sırada Ramazan Bayramı ve 9 günlük Bayram tatili imdatlarına yetişti ve bu süre AK Partililere bir süreliğine de olsa düşünme ve birbirleriyle istişare yapma imkânı verdi… Ve bir haftadır İstanbul’da bulunan Erdoğan bugün (Çarşamba) günü Ankara’ya dönecek ve Partisinin grubunda 31 Mart Seçimlerine ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yapacak ki; Erdoğan önce Merkez Yürütme Kurulu’nda (MYK) ilk değerlendirmesini yapmış, ruh ve kan kaybından yakınmış ve “Ben dahil bu masanın etrafındakilerin tamamı hesap verecek…” demişti. Ve bu açıklamalar da Erdoğan’ın, Partisinin yönetim kadrosunda da kabinesinde de önemli değişiklikler yapacağı gibi ihtimalleri akla getirmişti…
Bazı CHP’lilerin falan il ya da ilçeden ‘kimi aday göstersek, daha da kötüsü odun koysak yine seçimi alırız’ dedikleri gibi olmasa da kendilerini, ‘Reis veya Partimiz kimi aday gösterirse göstersin kazanır…’ düşüncesine kaptıran AK Partililer; 31 Mart akşamı bu düşüncelerinin ne kadar yanlış olduğunu yaşayarak gördüler ve üzülerek öğrendiler… Ancak, mübârek Ramazan Bayramı ve 9 günlük bayram tatili Partililerin imdadına yetişti! Dolayısıyla da partililer birbirleriyle istişare yapma, diğer vatandaşlarla da görüşüp değerlendirme imkânı buldular ve Parti yönetiminde de, kabinede de köklü değişikliğin yapılması gerektiği kanaatine vardılar!
Bu atasözü ışığında ben genelde her vatandaş ve özelde her gazeteci gibi 31 Mart seçimlerinin sonuçlarını ben de araştırdım ve bu araştırmam esnasında AK Parti tabanında kadere inanma veya seçimlerin sonuçlarına katlanma ile birlikte özeleştiri yapma, sorgulama yeteneği olduğunu gördüm, duydum ve öğrendim… Yani aklıselim ve gerçek AK Partililer, ekonomideki kötü yönetimin ve yükselen enflasyonun ve bir türlü denetlenemeyen, hattâ söz geçirilemeyen zincir ve büyük marketlerin, dolayısıyla da sürekli ve gerekli gereksiz yere değiştirilen etiketlerin, emeklilerin ve dar gelirli, asgarî ücretli birey ve ailelerin belini büktüğünü biliyor ve bunu dillendiriyorlar…
Kısacası; ekonominin seçim sonuçlarına olumsuz yansıdığını kabul etmeyen bir vatandaş olmadığı gibi, herhangi bir AK Partili de yok… Ancak, insanlar birçok ilde yapılan aday belirleme kriterlerinin ve gösterilen yanlış adayların da en az ekonomi kadar etkili olduğunun altını çiziyorlar… AK Parti’ye en büyük zararı veren kişilerin ise ‘AK Partili imiş gibi görünüp gönülleri ile beraber tercihleri CHP ve diğer partilerde olanlardır!’ diyorlar.
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; Burdur özeli ile Ülke genelinde ve bundan daha 10 ay kadar önce yapılan Genel Seçimlerin tek gâlibi olan ve Partilerinin Genel Başkanını 2. kez Cumhurbaşkanı yapan seçmenin, 31 martta yapılan Yerel Seçimler de AK Partiyi uyarma konusundaki tek neden ekonomi değil; Parti’nin il, ilçe, kadın ve gençlik kolları başkanları ile bunların danışmanları ve ‘kimi aday gösterirsek gösterelim kazanır’ zehabına kapılan parti yöneticileridir! Yani, genel seçimlerde de aynı olsa bile, istisnalar hâriç Yerel Seçimler öncesinde AK Parti yöneticilerin, hüsnükuruntularına kapılarak gösterdikleri adaylar ve bu adayların plansız projesiz ve programsız çalışmaları! (Bunu derken suçu sadece isimlerin üzerine atmanın doğru olmadığını da hatırlatmak isterim!)
Ve daha da önemlisi, dizginlenemediği gibi mahmuzlanan konut fiyatları ve konut kiraları ile ‘serbest piyasa’ şemsiyesi altına gizlenerek ve girdi fiyatlarının yüksekliğini bahane ederek milletin en zarurî ihtiyaç ve bilhassa gıda maddelerine fahiş fiyatlar uygulayan fırsatçıların bu yaptıklarının yanlarına kâr kalması… Yani 11 ayın sultanı olan, dolayısıyla da fitre, zekât ve sadaka gibi sosyal yardımların-yardımlaşma ve dayanışmaların tavan yaptığı bir ayda bile bırakın fiyatları düşürmeyi ya da sabit tutmayı, tam tersini yapıp artıran-yükselten süper ve zincir marketlerin, gıda toptancılarının ve benzerlerinin yaptıklarının bedellerinin ödetilmesi hususunda hukuk ve sosyal devletinin gücünü göstermemesi!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; 31 Mart Yerel Seçimlerinde AK Parti, Erdoğan’ın da îtiraf edip yakındığı gibi ciddi bir kan ve ruh kaybına uğramıştır. Bu iki kaybın telâfisi de ancak teşkilatlarda ve kabinede yapılacak olan radikal ama gerçek yenileme, taze kan değişikliği veya takviyesi ile birlikte ruh güçlendirmesi ile olur!’ diyor, herkese ‘isâbetli’ saygılar sunuyorum.
İNSANLAR GELECEKLERİNE KARAR VERMEZLER
ALIŞKANLIKLARINA KARAR VERİRLER… VE
ALIŞKANLIKLARI DA GELECEKLERİNE KARAR VERİR
F. Matthias Alexander
BAZEN DOĞRU KARAR VERİRSİN, BAZEN KARARI
DOĞRU HÂLE GETİRİRSİN… Phil McGraw
SEÇİMLERİ BİLGELİKLE YAP; ÇÜNKÜ İSTEDİĞİN ŞEY
ELİNE GEÇEBİLİR… Marlo Morgan
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)