Ülkemiz de Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) den başka okuyanı olmayan gazeteler, dergiler, haber siteleri ve köşe yazarları ile birlikte hiç dinlenmeyen ya da çok az dinlenen radyolar ve pek izlenmeyen televizyonlar olduğu gibi; yakın tarih de hattâ hiçbir zaman iktidar olma ihtimalleri bulunmayan partiler de var ki, bunlar birçok örneklerle sâbit!
Bahsime konu basın yayın organları-medya kuruluşları ile yazarlar fütursuzca yayınlar yaptıkları, yazarların destursuz veya kontrolsüz yazılar yazdıkları gibi; iktidar olma ihtimalleri bulunmayan partiler veya cirimleri büyük cürümleri ise cirimlerinden kat kat daha büyük olan ve uzun süredir de iktidar olamayan partiler seçmenlerine popüler, uçuk, hiç olmadık ve akla hayale gelmedik vaatlerde bulunuyorlar… Yani bahsime konu parti yetkililerinin seçmene vaat etmedikleri bir gök kubbe kalıyor… Hal böyle olunca da, iktidar partileri muhalefet partilerinin vaatlerinin gölgesinde veya gerisinde kalıyorlar! Çünkü iktidar partileri realist-gerçekçi olmak durumunda oluyorlar ve öyle olmaları da gerekir... Çünkü, iktidar partileri verdikleri sözleri tutmadıkları takdirde inandırıcılıklarını kaybediyor, güvenirlikleri kalmıyor. Dolayısıyla da ilk seçim de ‘seçmen tarafından’ cezalandırılıyorlar! Ancak, muhalefet partilerinin vaatleri veya sözleri genelde ya unutulur ya da umutla beklenilir…
2015 yılına kadar gerçekçi ve reel politikalar izleyen AK Parti Hükümetleri, muhalefet partilerinin, etkili basın yayın organlarının ve sivil toplum teşkilâtlarının (STK) bastırmaları sonucunda popülist politikalar izlemek zorunda kaldı ve bunlardan birisi, hattâ başında geleni emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) düzenlemesi…
Mâlûm olduğu üzere, yoğun bir toplum baskısı altında kalan Hükümet, EYT sorunun çözdü, ancak kademelendirme yapmadığı-yapamadığı için kimseyi memnun edemediği gibi, ülke ekonomisinin de rayından çıkmasına neden oldu!
Evet, EYT düzenlemesi AK Parti’nin veya Cumhur İttifakının yeniden iktidar olmasını, Erdoğan’ın ikinci kez Cumhurbaşkanı olmasını sağladı! Ancak Mahallî İdareler Seçimlerini kaybetmesini önleyemedi…
Bu psikolojik ve ekonomik baskı ile hareket eden iktidar, borç sağmalı altında kalan ve SGK borçlarını ödemeyen veya ödeyemeyen belediyelere ‘borçlarınızı ödeyin!’ deyince de; olmayacak veya yerine getirilmesi imkânsız ya da çok zor vaatlerle bir çok büyükşehir, şehir ve ilçe belediye başkanlığını AK Parti’nin elinden alan CHP’liler ‘’Hükümet halka hizmetimizi engellemek için bezi SGK’ya olan borçlarımızı tahsil etmeye zorluyor…” diyerek, hizmetlerin aksamasının suçlusunu SGK, dolayısıyla da Hükümet olarak görmeye göstermeye başladılar…
CHP’li belediye Başkanlarının, borçlarını AK Partili belediyelerden devir aldıkları yönündeki iddialarını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın tek tek ve rakamlarla çürütmesine rağmen aynı bahanenin arkasına sığınmaya devam eden CHP’li belediye Başkanları, en sonunda Belediyelere ait olan camileri Hükümete devrederek borçlarını azaltmayı planlıyorlar! Ancak, 3 dönemdir Burdur Belediye Başkanlığını yürütmekte olan Ali Orkun Ercengiz Belediyenin hiç borcu olmadığını açıkladı, dolayısıyla da hükümete restini çektiği gibi partili belediye başkanlarına cevap vermiş oldu…
Demem o ki, yıllardır Merkezî Hükümetlerde yer alamadığı gibi, Yerel Seçimlerde de ciddi bir başarı elde edemeyen CHP Genel ve Yerel Seçimler öncesinde seçmene uçuk vaatlerde bulundu. Sütten ağzı yanan AK Partililer yoğurdu üfleyerek yemeyi tercih ettiler ama bunun siyâsî bedelini de oy ve belediye kaybederek ödediler!
Ve uzun zamandır iktidar olamamanın heyecanıyla Yerel Seçimlere giren ve başarılı da olan CHP’nin belediye Başkanları, muhalefet partisi olmakla iktidar partisi olmanın arasındaki farkı fark etmeye başladılar ve ilk çareye belediyelerine ait camileri iktidara devretmekte buldular… Oysa ülkemizdeki camilerin bir çoğu halkımız tarafından yaptırılır, tefriş edilir ve tüm giderleri yine cami cemaati tarafından karşılanırken; CHP’nin İktidara devretmek istediği camilere de sahip çıkacaktır… Ancak, camiler konusunda birtakım şaibeleri olan CHP bunu halka asıl anlatacaktır bilmediğimi itiraf ediyor, bir bilen varsa beri gelsin!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
ELİNİZDE OLMAYAN ŞEYLER İLE, BİR KEDİYİ DAHÎ
KENDİNİZE ÇAĞIRMAK İÇİN KANDIRMAYIN.
BUNUN HAKKINI MAHŞERDE ÖDEYEMEZSİNİZ!
Hz. Muhammed (sav)
AKILLI İNSAN DÜŞÜNDÜĞÜ HERŞEYİ SÖYLEMEZ
FAKAT SÖYLEDİĞİ HERŞEYİ DÜŞÜNÜR… KENDİNİ
BÜYÜK GÖRME! BUGÜN AYAĞININ ALTINDA
BİTEN OT, YARIN MEZARININ ÜSTÜNDE BİTECEK…
PİŞMAN OLMAMAK İÇİN; MUTLUYKEN SÖZ VERME,
ÜZGÜNKEN CEVAP, ÖFKELİYKEN KARAR VERME!
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (r. aleyh)
BİZE BİR NAZAR OLDU. CUMAMIZ PAZAR OLDU
NE OLDUYSA HEP BİZE AZAR AZAR OLDU!
Ârif Nihat Asya
HERŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ OLSAYDI, ELİNE
ALDIĞIN DENİZ SUYU MAVİ OLURDU!..
KUŞ, KONDUĞU DALIN KIRILMASINDAN KORKMAZ
ÇÜNKÜ GÜVENDİĞİ DAL DEĞİL, KENDİ KANATLARIDIR!
Özlü sözlerden
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)