HİÇ ŞÜPHE YOK Kİ ‘BAŞKAN SUÇLU!’ PEKİ! HAKEM’İN HİÇ Mİ SUÇU YOK?
Amatör ve eski bir tekvandocu olsam da iyi güzel bir ata sporu olan güreş sporunu ve pehlivanları, dolayısıyla da er meydanlarını sever sayar ve güreş müsabakalarının tamamını izlemeye çalışırım… Futbol, basketbol ve voleybol gibi müsabakaları ise sadece millî maçlar olduğu zaman izlerim! Ama her insanın ve her meslek erbabının olduğu-olması lâzım geldiği gibi, hangi dalı-branşı olursa olsun sporcuların ve hakemlerin de sadece dürüstlerini ve ahlâklılarını, artı çeviklerini-atiklerini-pratiklerini severim… Çünkü, sporcu ve spor hakemi denilen kişiler, ister bayan olsun ister erkek (dürüst ve ahlâklı olmaları konusu ayrı) doğası ve işi gereği sportmen, centilmen, çevik-atik-pratik olmaları gerekir.
Meselâ; bende eski bir tekvandocuyum… Ve bizim Tekvando Hocamız Ticaret Lisesi Beden Eğitimi Öğretmeni rahmetli Selami Akdemir idi ve rahmetli hocamız, spora başladığımız ilk ünlerde bize ‘siz siz olun bugünlerde kimseyle dövüşmeyin! Çünkü siz şimdi sokak dövüşlerini unuttunuz, bir savunma sporu olan tekvando tekniğini de henüz geliştiremediniz! Ama eğitiminizi tamamladığınızda ise ve tabii ki de çok mecbur kalmadıkça 7’den az kişiyle de dövüşmeyin!’ der, dolayısıyla da tekvandonun, tekvandocunun ahlâklı olmasının önemini vurgulardı! O nedenle, ben ‘futbolun da futbolcuların, hakemlerin ve kulüp başkanlarının da bir spor ahlâkı olmalı…’ derim. Ancak, bazılarının bizzat yerinde, hemen herkesin de üzülerek, hattâ utanarak televizyon kanallarından izlediği gibi, Makine Kimya Endüstrisi MKE Ankaragücü Kulübü Başkanı Faruk Koca, geçtiğimiz Pazar günü ‘Süper ligde oynanan ve berabere (1-1) sonuçlanan’ Çaykur Rizespor müsabakasının hemen andından sahanın içine girerek ve bir hışımla Maçın Orta Hakemi Halil Umut Meler’i yumruklayarak yere düşürmüş, Koca’nın yanındaki bazı kendini bilmez kişilerde yere düşen Meler’i tekmelemişlerdi!
Faruk Koca, bu menfur saldırısı esnasında maçın hakemine attığı yumruğun ardından kendisi de rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldığı ve sağlık kontrolünden geçtikten, yani o anda giden aklı veya spor ahlâkı yerine geldikten sonra Hakem Meler’den özür üstüne özür dilediği gibi, görevinden de istifa ettiğini açıkladı. Dolayısıyla da o yanlıştan sonraki hatasını, kusurunu, hattâ ayıbını telâfi etmeye çalıştı … Ayrıca bir zamanlar Milletvekilliğini yaptığı AK Parti’den de Koca’nın disipline sevk edildiği haberleri geldi… Koca o açıklamasında şunları söyledi:
“Dün akşam Çaykur Rizespor ile oynadığımız müsabaka sonrası maçı yöneten Halil Umut Meler’e karşı sergilediğim tavır başta Sayın Meler ve ailesi olmak üzere; Tüm Hakem camiasından, spor kamuoyundan ve milletimizden özür diliyorum.
Konunun nasıl ve neden buraya geldiği yaşanan olaydan bağımsızdır. Nasıl büyük bir haksızlık ya da yanlışlık olursa olsun hiçbir şey, kesinlikle arzu etmediğim şekilde faili olduğum şiddet olayını ne meşrulaştırır nede bir açıklama getirir.
Spor sahaları centilmen müsabakanın mekanı olması gerekir. Benim tavrım daz dahil olmak üzere Fairplaye gölge düşüren hiçbir tavrın standardlarda, salonlarda olmaması gerekir.
MKE Ankaragücü Başkanlığına geldiğim günden bugüne her zaman bu yönde yapıcı inisiyatifler almış birisi olarak, aksi bir ortamın oluşmasına vesile olduğum için büyük bir mahcubiyet duyuyorum…”
Bendenizde; hangi nedenle olursa olsun bir hakemin değil yumruklanmasını, dövülmesi ya da sövülmesini itilmesini bile istemem… O nedenle, saygın bir spor kulübünün Başkanı ve yılların da bir siyasetçisi olan Faruk Koca’nın bu yaptığını sonuna kadar ayıplıyor, kınıyor, tel’in ediyor ve özrünün kabul edilip edilmemesi hususunu Hakem Hakan Umut Meler’in Kendisine, kendisini ve futbol severlere bırakıyorum… Ancak Hakem Meler’e değinmeden geçemeyeceğimi de ifade etmek istiyorum:
MELER ‘GELİYORUM’ DİYEN YUMRUĞU ENGELEYEBİLİR YA DA BİR İKİ YUMRUKTA KENDİSİ KOCA’YA ATABİLİRDİ
Futbolun içinden ya da sağından solundan gelen biri olmasam da vasat bir güreş sever veya izleyicisi, artı eski bir tekvandocu olarak ben Hakem Beler’in kendisini savunamamasına, yani göre göre gelen bir yumruğa karşı koyamamasına bir anlam veremiyorum! Çünkü, Başkan Koca Hakem Beler’in yanına saklı gizli değil, yumruğunu ve dişlerini sıkarak geldi ve yumruğunu göstere göstere attı… Amma ve lâkin, gencecik, uyanık, hassas, oldukça güçlü kuvvetli ve çevik te olması lâzım gelen Hakem Meler saldırgana ya da saldırıya karşı fizikî bir refleks gösteremediği yani en azından O’da bir yumruk atamadığı gibi, yere düştü ve kendini bilmez Koca dostlarının tekmelerine muhatap oldu… Yani, bu konuda suç yüzde yüz Başkan Koca’nın, kabahat ise kendisini savunma da acizlik gösteren Hâkemindir… Ama her şeye rağmen, yine de ben Koca’yı tel’in ediyor, Meler’e geçmiş oluşun’ diyor ve bu tür hareketlerin son bulmasını diliyor, herkese ‘yumruksuz’ saygılar sunuyorum.
BEN SPORCUNUN ZEKİ, ÇEVİK VE AYNI ZAMAN DA
AHLÂKLISINI SEVERİM… K. Atatürk
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)