İnananların tamamının bildiği, bilmesi gerektiği gibi, İslâm Dünyası ve Müslümanlar 6 Temmuz Cumartesi günü ve ikindi saatlerinde Hicretin 1445. Yılına ‘elveda’, 1446. Yılına da ‘merhaba’ diyecekler inaşaAllah. Yani İslâm Alemi 6 Temmuz cumartesi günü Hicrî 1445 yılının defterini kapatacak, 1446’nın defterini açacak işaAllah… O nedenle ben daha yazımın başında Hicrî yeni yılımızı buruk bir sevinçle kutluyor, bu yılın önce İslâm Âleminin her türlü sıkıntıdan kurtuluşuna, daha sonra da İnsanlık Âleminin hidâyetine vesîle olmasını diliyor, daha sonra da bu yıl hakkındaki nâçiz görüş ve düşüncelerimi siz sevgili okurlarımla paylaşmak istiyorum. Ancak bundan önce, sevgili okurlarıma bu kutlu yıl hakkında kısa bir bilgi aktarmak istiyorum:
Müslümanlar için bir dönüm noktası ve Kurtuluş vesîlesi olan Hicret hâdisesi, tarihe yepyeni, tertemiz bir sayfa veya yaprak açmış ve Hicrî yıl da şöyle olmuş-oluşmuştur.
Hz. Ömer (r.a)’in Halîfeliği döneminde Hicretin gerçekleştiği gün, Hz. Ali (r.a)’nin teklifiyle Hicrî Yılın başladığı gün sayılmış, dolayısıyla da İslâm Ülkelerinde Muharrem ayının 1’inci günü Hicri yılbaşı-yeni yıl olarak kutlanmış ve kutlanmaktadır…Müslümanlar için bir mîlât olan Hicret, Allah (c.c) ve O’nun kutlu elçisi, sevgili Nebisi olan Hz. Muhammed (sav)’e kalpten-gönülden-yürekten bağlanmanın bir ispatı ve tescilidir… Çünkü hicret, sırf Allah rızası ve Peygamber sevgisi için, anadan, babadan, evlattan, yardan, eşten dosttan, doğup büyüdüğün yerlerden, maldan mülkten ve daha da önemlisi ‘gerektiğinde’ candan-cânandan ayrılmanın-vaz geçmenin zor ve meşakkatli ama bir o kadar da isabetli bir yol öyküsü demektir!
Kısacası: Hicret, Yüce Rabbimizin, kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in ve sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in insanlık alemine ulaştırmak için çıkılan yolculuğun adıdır-başlangıcıdır… Öyle ki, tebliğ hicreti gerektirmiş, hicret ise tebliği gerekli kılmış ve hicret ehli, tebliği bihakkın yerine getirmiştir. O nedenle Hicret, Müslümanlar için bir mîlât, inanan ve şartlarına uyup gereğini yapanlar için bir kurtuluş vesîlesidir…
Aşûre Muharrem Ayının 10. Günüdür… Bu yılın ilk gününde mümkünse oruç tutulur, bildik dualar yapılır, sadakalar verilir, nâfile namazları kılınır… Çünkü Müslümanlar için bir mîlât olan hicret, herhangi bir yerden göçmek değil, kaçmak hiç değil, Allah’ın emrini yerine getirmek ve sevgili Peygamberine itaat etmek, yol ve dava arkadaşı olmaktır!
İnsanının yüzde 98-99’u Müslüman olduğu varsayılan Ülkemiz de bazı kesimler Mîlâdî Yılbaşına büyük önem atfediyorlar ve yeni yılı-yılbaşını tıpkı bir Hıristiyan veya gayrimüslim gibi görüyor, kabul ediyor ve öyle kutluyorlar… Hicrî yeni yıldan ise hiç haberleri olmuyor, olsa bile herhangi bir kutlama veya program yapmıyorlar… Hadi onlar neyse ne amma, Müslümanların da bu yıldan ya haberleri olmuyor ya da herhangi bir değerlendirme, en azından bir kutlama bile yapmıyorlar maalesef!
Velhâsıl-ı kelâm; Cenab-ı Hakk nasip kısmet ederse eğer ki, hepimize daha nice nice yıllar nasip eder inşaAllah, bu cumartesi günü ikindi saatlerinde Hicretin 1445’in yılının defterini kapatıp, 1446’ıncı yılının tertemiz, bembeyaz defterini açacağız… Ve dün geçmiştir geri gelmesi mümkün değildir… Yarının da gelip gelmeyeceği de belli değildir… Çünkü nefesimizi alıp ta geri verememek, verip te alamamak, dolayısıyla da ölüm var! O zaman biz bugünün, hattâ içinde bulunduğumuz ânın ve mekânın kıymetini bilelim! Meselâ hicret yapamıyorsak bile hicret yapanlara dua edelim! Hele hele hicret edecek bir yer ve mekân dahî bulamayan başta Filistinli, Gazzeli, Somalili, Suriyeli, Arakanlı ve benzer ülkeler ile birlikte Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin selâmetleri ve çileden kurtuluşları için dua edelim… Dua edelim ki dualarımızın arasına kattığımız sabi çocuklar, masum insanlar, kadınlar kızlar, saçı sakalı ağarmış ve beli bükülmüş ihtiyarlar, piri fâniler, mecnunlar ile hayvanlar haşerelerin hatırına Allah’mız bizim dualarımızı kabul ve karîn, günah ve kusurlarımızı affı mağfiret etsin…
Hülâsâ-i netice; genelde İnsanlık, özelde de İslam âlemi Hicri 1445 yılını kan revan, aç susuz, pelli perişan bir şekilde, yani oldukça mutsuz başladı ve kapattılar maalesef… O nedenle ben ‘7 Temmuz Pazar günü fiilen başlayacak olan Hicrî 1446 yılının önce İslâm âlemi, sonra da insanlık âlemi için hayırlı uğurlu olmasını’ diliyor, herkese saygılar sunuyorum.
KİM ALLAH (c.c) YOLUNDA HİCRET EDERSE, YERYÜZÜNDE
BARINICAK PEK ÇOK GÜZEL YER VE MADDÎ-MÂNEVÎ
GENİŞLİK VE BOLLUK BULUR. KİMDE EVİNDEN YERİNDEN
ALLAH VE RESÛLÜNE HİCRET ETMEK NİYETİYLE ÇIKAR,
SONRA DA HEDEFİNE VARAMADAN KENDİSİNİNE ÖLÜM
YETİŞİRSE, ARTIK ONUN MÜKÂFÂTI ŞÜPHESİZ ALLAH’A
AİTTİR. ALLAH ÇOK ESİRGEYİCİDİR-BAĞIŞLAYICI VE
ENGİN MERHAMET SÂHÎBİDİR… Enfal Sûresi, âyet 72
GÖKLERİ VE YERİ YATATTIĞI GÜN DE ALLAH’IN
(c.c) YAZISINA GÖRE ALLAH KATINDA AYLARIN
SAYISI ON İKİ OLUP, BUNLARDAN DÖRDÜ HARAM
AYLARDIR. İŞTE BU DOSDOĞRU HESAPTIR. O AYLAR
İÇİNDE (ALLAH’IN KOYDUĞU YASAĞI ÇİĞNEYEREK)
KENDİNİZE ZULMETMEYİN VE MÜŞRİKLER NASIL
SİZİNLE TOPYEKÜN SAVAŞIYORLARSA, SİZ DE ONLARA
KARŞI TOP YEKÜN SAVAŞIN VE BİLİN Kİ ALLAH
(KÖTÜLÜKTEN) SAKINANLARLA BERABERDİR…
Tevbe Sûresi âyet 36
AYLARIN EFENDİSİ MUHARREM, GÜNLERİN EFENDİSİ
CUMADIR… NAFİLE ORUÇ TUTACAKSAN, MUHARREM
AYINDA TUT! ÇÜNKÜ O ALLAH’IN (c.c) AYIDIR. O AY DA
BİR GÜN VARDIR Kİ, O GÜNDE ALLAH GEÇMİŞ
KAVİMLERDEN BİRİNİN TÖVBESİNİ KABUL ETTİ. YİNE
O GÜN, TEVBE EDENLERİN GÜNAHLARINI DA AFFEDER:
Tirmizî Hadis-i Şerifi
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)