Cumhuriyet Gazetesi’nin yaşı 90’a merdiven dayamış, yani bir ayağı çukura düşmüş olan yazarlarından biri olan Özdemir İnce, arada bir yaptığı gibi, elmalarla armutları karıştırmış! Yani, İnce Yazar, kalın bir yazı daha yazmış ve Gazetesinin 23 Temmuz tarihli nüshasında ve kendisine ayrılan köşesinde, “Değerli okur, 1 Ocak 2001 ile 1 Nisan 2022 tarihleri arasında Hürriyet Gazetesi’nde, 22 Nisan 2012 ile 2 Haziran 2014 tarihleri Aydınlık Gazetesinde yazdım. Alet çantamı açıyorum başlıklı yazı ile 18 Eylül 2018 günü Cumhuriyet Gazetesi’nde yazmaya başlamıştım. Ve 5 Haziran 2017 günü o sitede yayımlanan ‘Bilimin dine dinin bilme ihtilacı yok’ başlıklı yazımı beş bölümlük dizi olarak öneriyorum. Yazı bağımsız bölümlerden oluşmadığı için devamlı olacak dilerim sizleri hayal kırıklığını uğratmam…” demiş.
İnce Yazar yazısını şöyle sürdürmüş:
“Her şeyi bilen, her şeyi kapsayıp içen Kuran’ iddiası ne zaman başladı, bilemem. Ancak Avrupa karşısında bilim ve teknik olarak geri kalmanın inkar edilmez gerçekleri (teselli olarak) ortaya çıkmaya çıkmasıyla başlamış olmalı. Bir başka tuzak daha var. İslam son dindir. Hz. Muhammed son peygamberdir. Kuran son kutsal kitaptır, bu nedenle en mükemmeldir doğması.(!) İslam son din olabilir. Hz. Muhammed son peygamber olabilir ama Kuran indiği (ya da yazıldığı) dönemin dışında gelecek çağların bilgisinin dışında gelecek çağların bilgisini içermesi mümkün değil…”
Hâsılı; Özdemir İnce’nin (Bilimin dine ihtiyacı yok, dinin bilime ihtiyacı yok) başlıklı yazısı uzayıp gidiyor… O nedenle ben İnce’nin o kalın ve uzayıp giden yazısının tamamını değil, ana temasını köşeme aldım. O nedenle ben yazının tamamı üzerinde değil, ana teması üzerinde duracağım:
Özdemir bey bir(kaç) üniversite bitirmiş ve birkaç yabancı dil de biliyor olabilir… Ancak, yazılarından din konusunda birçok şeyi bilmediği ya da yanlış bildiği anlaşılıyor amma yine de ‘iki de bir’ dinden îmandan, Kur’andan ve Peygamberden bahsediyor… Ancak, Özdemir Bey din konusunda hiç konuşmasa veya yazmasa iyi olur! Çünkü, kişi bilmediğinin câhilidir! Amma velâkin, O arada bir dînî konularda yazılar yazıyor, dolayısıyla da birçoğunda hem kendisi yanılıyor hem de inançlı imanlı okurlarını yanıltıp kafalarını karıştırıyor…
İnce Yazar, konu ile alâkalı yazısının başında ‘Dilerim sizleri hayal kırıklığına uğratmam…’ diyor. Ve burada doğru söylüyor! Çünkü İnce bazı yazılarında olduğu gibi mâlûm yazısında da okurlarından bazılarını hayal kırıklığına uğratmış olabilir. Ama beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı! Çünkü Yazar’ın bazı konuları doğru olsa bile, dinle, bilimle ve Kur’an-ı Kerimle alâkalı yazılarının kaynağı ya bilgisizliğe ya da eksik veya yanlış bilgiye dayanıyor!
Yazar’ın ilgili yazısındaki yanlışlarından bazıları şöyle:
Meselâ; Kuran değil, Kur’an-ı Kerim... Allah lâfzının geçtiği bir yazıda en az bir kez C.C demek gerektiği gibi Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in adının geçtiği bir yazı ve konuşma da en az bir kere SAV demek gerekir! İslâm’ın son din olması bir tuzak değil, gerçektir! Ve Kur’an-ı Kerim sadece içinde bulunduğu çağa ya da çağlara ve toplumlara değil, ister Müslüman olsun münafık, isterse ateist olsun insanların tamamına ve kıyâmet gününe kadar hitâbeden, yani kutsal kitabımız Kur’a-ı Kerim uçsuz bucaksız, eşsiz ve mucize cinsinden bir kitaptır… Çünkü İnce gibi düşünen insanlara vaktiyle ‘bir âyet yazın getirin ki, insanlar size inansınlar’ denmiş ama bir âyet bile yazamamışlar! Oysa Kur’an-ı Kerim tam 6 bin 236 âyet-i kerimeden oluşuyor ve her bir âyet Hz. Âdem’den bugüne, bugünden kıyâmet gününe kadar herkese hitap ediyor. Dolayısıyla da inananlara yer de ve gökte ne varsa ve he olacaksa tamamının işaretini, ip ucunu veya şifresini veriyor!
Demem o ki, kutsal kitabımız Kur’an-ı kerim, Hz. Adem’e hitap etmekle başlamış ve son insana kadar da hitap edecek bir kitaptır… Ve Cenab-ı Allah ‘’Kur’an-ı biz indirdik, biz koruyacağız…” buyuruyor! O nedenle, Özdemir Beyin de Özdemir Bey gibi düşünenlerin de ve dinin de bilme ihtiyacı olmayabilir, ama inananların ve bilimin dine ihtiyacı ilk insanla başlamış ve son insana kadar da olacaktır!’
Bir insan profesör, hattâ ordinaryüs profesör bile olsa, din câhili olduktan sonra fazla işe yaramaz! Kendi ilk yaradılışını ve öleceğini bilen ki, herkes ölümün kaçınılmaz bir son olduğunu bilir. Tekrar yaratılacağını ve hesaba çekileceğini bilir-bilmesi gerekir. Eğer bunları bilmiyorsa o zaten kâfirdir ve ona söylenecek tek söz önce ‘Allah (c.c) hidâyet versin’, hidâyetten de nasibi yok ve inkârla ölecekse eğer, ona da ‘toprağın bol olsun ve mezarın ışık… dolsun!’ denir.
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; kendi ilk yaradılışını bilen, Cenab-ı Allah’ın takdirine, dolayısıyla da kaderine razı olan, O’nun terbiyesiyle terbiyelenen ve bunlar sebebiyle kendini bilen, tanıyan kişi, ilmi de bilimi de Allah’ın yarattığını da bilir. Ve din bilimsiz olabilse bile, bilimin dinsiz, dolayısıyla da Kur’an’sız bir din olamayacağını bilir…
Kısacası ve açıkçası ‘kendini bilen Rabbini, Rabbini bilen de Kur’an’ını, Kur’an’ın da bir ilim ve bilim kitabı olduğunu bilir’ diyor, herkese (Kur’an-î) saygılar sunuyorum.
KALP DENİZ, DİL KIYIDIR. DENİZDE NE VARSA
KIYIYA O VURUR… Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
DİNSİZ BİLİM TOPAL, BİLİMSİZ DİN KÖRDÜR!
Albert Einstein
NE OLDUKLARINI YÜZLERİNE VURMADIĞIMIZ İÇİN
KENDİLERİNİ KUSURSUZ SANAN İNSANLAR VAR!
İnsta Quos
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)