Birçoğumuzun bildiği gibi, Parlamenter Sistem de partiler ‘genel seçimlere’ ortak girmez veya giremezlerdi! Ama bu sistemle yapılan seçimler de herhangi bir parti de tek başına iktidar olacak veya hükümet kuracak sayıda milletvekili çıkaramazdı! Hal böyle olunca da Hükümeti kurmakla görevlendirilen bir siyasi partinin genel başkanı, iki-üç, hattâ daha fazla partinin genel başkanı veya yetkilileriyle bir araya gelir ve hükümetler,uzun uzun pazarlıklar, milletvekili transferleri yapıldıktan sona kurulurdu! Ancak birkaç partiden, artı dünya görüşleri birbirine taban tabana zıt olan partilerden oluşan koalisyon hükümetlerinin ömürleri de aylarla, hattâ günlerle sınırlı olur, dolayısıyla da ülke günlerce ya güvenoyu almamış, ya da güvenoyu alsa bile koalisyon ortakları arasında güven bunalımı yaşayan hükümetler tarafından yönetilirdi! Daha doğrusu yönetilemezdi!
Hal böyle olunca, usta ve oldukça tecrübeli bir siyasetçi olan Recep Tayyip Erdoğan ve kurmay heyeti, Türkiye’yi Başkanlık-Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile yönetilme işini referanduma götürdü… Ve halkımız tarafından kabul edilen sistem yürürlüğe girdi. Dolayısıyla da ‘yürütme yetkisi, yani hükümeti kurma ve hükümet etme yetkisi Cumhurbaşkanına verildi. Çünkü yeni yasaya göre ‘Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Cumhurbaşkanı partili olabilir’ deniliyordu!
Hepimizin bildiği gibi, yapılan anayasa değişikliğinden sonra seçime giren Recep Tayyip Erdoğan, Ülkemizin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı oldu ki; Cumhurbaşkanlığı sisteminde bakanlar Cumhurbaşkanı tarafından TBMM dışından da atanabilmektedir…
Bu durumu yorumlayan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, “Cumhurbaşkanı siyasi kararları verme kanosunda tek yetkilidir... Bakanların hiç bir siyasi yetkisi ve TBMM’ye karşı sorumluluğu yoktur… Bakanlar Cumhurbaşkanının ‘teknik çalışma ekibidirler…” diyor.
Bu kadar mukaddimeden ve hatırlatmadan sonra asıl konumuna geçiyor ve sözü Millet İttifâkı’nın Cumhurbaşkanı seçilemeyen, milletvekili de olamayan, ancak birçok Milletvekilini küçük ortaklarına ikram eden, dolayısıyla da kendi parti yönetimi ve seçmeni tarafından yoğun bir eleştiriye maruz kalan CHP’nin Genel Başkanı ve Millet İttifâkı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun en yakın rakibi olduğunu belli eden Ekrem İmamoğlu’na getirmek istiyorum:
Şöyle ki; görüldüğü ya da bilindiği gibi, CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakının Cumhurbaşkanı Adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu, (her şeye rağmen) Partisinin Genel Başkanlığını bırakmamak için efor sarf ediyor... Ancak Ekrem İmamoğlu; kendisi sıradan bir İlçenin Belediye Başkanı iken İstanbul gibi büyük bir şehrin Belediye Başkanı olmasını sağlayan; ayrıca Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı da gösteren Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu altından kaydırmaya çalışıyor… Öyle bir hakkı olsa bile, İmamoğlu bence bayrağı erken açtı! Çünkü orta da siyaseten mağlup olmuş, dolayısıyla da yaralanmış olan bir Genel Başkan var ve İmamoğlu’nun, Genel Başkanının yarası kanarken koltuğunu altından almaya çalışması hoş olmuyor!
DÜŞMANLARIN TAŞ ATTIĞI ESNÂ DA DOSTLARIN
ATTIĞI GÜL VEYA ÇİKEK DE TAŞ YERİNE GEÇER!!!
Ara başlığımda da vurgulamaya çalıştığım gibi, düşmanların taş attığı esnada dostların attıkları gül ya da çiçeklerin de taş yerine geçtiği ve bu gülün veya çiçeklerin insanları daha çok yaraladığı ya da incittiği gibi; siyaseten yaralı durumunda olan ve ‘dostum…’ dediği bir partilisi tarafından koltuğundan edilmeye çalışılması da Kemal Bey’i yaralar!
KILIÇDAROGLU İMAMOĞLU’NU CUMHURBAŞKANI
YARDIMCISI ADAYI GÖSTERMESEYDİ, 29 MAYIS’TA
GENEL BAŞKAN ADAYLIĞINI AÇIKLAMIŞ OLURDU!!
Velhâsılı-ı kelâm, hülâsa-i netice; biz de ‘sarımsağı gelin etmişlerde kırk gün kokusu çıkmamış’ derler… Bende Kemal Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nu İstanbul gibi bir dünya şehrine Belediye Başkanı adayı gösterdi ve kazanması için çırpındı; Ayrıca 14 Mayıs ta yapılan Cumhurbaşkanı seçimlerinde de Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı göstererek Kendisine büyük önem veya değer verdiğini gösterdi… Ancak, İmamoğlu, Genel Başkanı’nın seçim yenilgisi henüz taptaze iken bir video yayınladı ve Genel Başkanının koltuğuna talip olduğunu îmâ etti! Dolayısıyla da Kılıçdaroğlu, kendisini Cumhurbaşkanı Adayı göstermemiş olsaydı, İmamoğlu daha seçim sonuçları kesinleşmeden CHP Genel Bakanlığına aday olduğunu îlân edibilecek durumda idi! O nedenle, ben İmamoğlu ‘ittifak öldü, yaşasın ihtilaf’ veya kral çıplak’ diyerek; ‘yaralı’ Genel Başkanının yarasına merhem olmak yerine tuz bastı!’ diye düşünüyorum.
6’LI MASANIN 4 AYAĞI AYRILDI! AMA 2 AYAKLI
BİR MASA DAHA KURULMA İHTİMÂLİ YÜKSEK!!
6’lı Masanın en kuvvetli 2 ayağından biri olan İYİ Parti’nin Genel Sekreteri Uğur Poyraz, 6’lı Masanın sona erdiğini, yani Millet İttifâkı’nın dağıldığını söyledi ama ben CHP ve İYİ Parti’nin yaklaşık 10 ay sonra yapılacak olan Yerel Seçimler öncesinde resmî ve total olmasa bile gayriresmî ve lokal bir ittifak oluşturup 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin rövanşını almaya, yani Yerel Seçimleri kazanmaya çalışacaklarını düşünüyorum… Ve hemen her konuda olduğu gibi, bu konuda da ‘Görelim Mevlâ neyler, neylerse güzel eyler…’ diyor, herkese ‘zaman ayarlı ve vefâlı’ saygılar sunuyorum.
KİMSEDEN VEFÂ GÖRMESEM DE
VEFÂ GÖSTERMEYE DEVAM EDECEĞİM!
Hz. Ali (r.a)
İNSANA SADAKAT YARAŞIR GÖRSE DE İKRAH
YARDIMCISIDIR DOĞRUNUN HZ. ALLAH(c.c)
Ziya Paşa
BİR İNSANIN DİĞER BİR İNSANA VEREBİLECEĞİ
EN GÜZEL HEDİYE, ONA AYARICAĞI ZAMANDIR
Dale Carnegie
CÖMERTLİK OLMAYINCA MALIN, VEFA
OLMAYINCA ARKADAŞIN HAYRI YOKTUR!
Kolektif
EMÂNETİN EN FASÎLETLİSİ AHDE VEFA ETMEKTİR!
Kolektif
EVRENİN EN GÜÇLÜ SAVAŞÇILARI SABIR VE ZAMANDIR
Kolektif
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)