İyi bir televizyon izleyicisi olduğumu söyleyememem ama, haber kanallarında ve akşamları yayınlanan, gece geç saatlere kadar da devam eden tartışma ve kültür programlarını, dînî içerikli yayınları; artı sabah kuşağında ve Kanal D’de de yayınlanan ‘’Neler Oluyor Hayatta?’’ programı ile TRT 1’de yayınlanan ‘’Alişan ile Hayata Gülümse” programını kaçırmamaya çalışırım…
İlgilenenlerin bilecekleri gibi, Hakan Ural ve Nur Tuğba Namlı tarafından yapılan “Neler Oluyor Hayatta?’’ isimli program Kanal D’de yayınlanıyor ve program hafta da 5 gün ve sabah 09.15’lerde başlayıp 11.15’lerde sona eriyor... Ancak ben Kanalın 10.30’larda reklama girmesiyle birlikte zaping yaparak TRT 1’de ve Alişan tarafından yapılan ‘’Alişan ile Hayata Gülümse” programını izlemeye koyuluyorum. Çünkü o program bana göre benzerlerinin veya emsallerinin en iyisi, en güzeli….
Yukarıda da vurgulamaya çalıştığım gibi, klasik bir Türk dizi ve sinema oyuncusu olmasına rağmen, yılarca TV8’de birkaç yıldır da Kanal D’de program yapan Hakan Ural ile Nur Tuğba Namlı’nın birlikte yaptıkları “Neler Oluyor Hayatta?” isimli program da (geliştirdiği genel kültürü ve edindiği bilgisi sayesinde) tıpkı bir üniversite mezunu ve iyi bir hatip gibi konuşan kişi Hakan Ural değil, sanki benmişim gibi geliyor!.. Yani Ural, tek tük istisnâsı hâriç, benim hislerimin, düşüncelerimin tercümanı oluyor…
Şöyle ki; hiç kompleks yapmadan ve hemen her program da geldiği ve bulunduğu yeri, yaşını ve ilkokul mezunu olduğunu hatırlatan Hakan Ural, Nur Tuğba’ya söyleyecek fazla söz bırakmıyor ama lâfını da hiç esirgemiyor… Ve ben Hakan Ural’ın söylediklerinin yüzde 90’ını beğeniyor ve destekliyorum…
Hasılı; ben Ural’ın birçok programında söylediği sözlerin büyük bir kısmını can kulağı ile dinledim, ancak geçtiğimiz haftaki bir programında turizmcilere ‘yüksek perdeden’ seslenen Hakan Ural, “Birbirinden lüks, ihtişamlı, konforlu oteller yapıyorsunuz ama otelinizde doktor yok, sağlıkçı yok. Oysa parayı kıyıp sağlık hizmetini de en üst düzeye çıkarmalısınız…” dedi! Dolayısıyla da birçok kişinin ağzına almayı dahî cesaret edemediği veya hatır saydığı için gündeme getirmediği bir problemi yüksek bir sesle dillendirdi ve gündeme taşıdı!
Tâbiri yerinde ise tam bir ‘Doğrucu Davut’ olan Hakan Ural, bazı konuları kişilerin-şahısların üzerinden, isim ve cisim vererek, bazılarını kendisi, bazılarını da Nur Tuğba üzerinden, yani çok şahsileştirerek-özelleştirerek veya gereğinden fazla müşahhaslaştırarak yorumluyor… O da pek hoş olmuyor… O nedenle ben Hakan Ural’ın tek kusurunun bu olduğunu ifade etmekle yetiniyor ve o kadar kusurun kadı ..oğlunda da bulunduğunu hatırlatıyor, sözü şimdi de Alişan’ın TRT 1’de yaptığı ‘’Alişan ile Hayata Gülümse’’ adlı programına getirmek istiyorum:
Yukarıda da izah etmeye çalıştığım gibi, en çok izlediğim kanallardan biri TRT, programlardan biri de TRT1’de yayınlanan ‘’Ali Şan ile Hayata Gülümse” programı…
Kendisi ünlü bir müzisyen ve hoş bir sese de sahip olan Alişan, haftanın 5 günü ve saat 10.30’larda başlayıp 13, 00’lerde biten programlarında Ülkemizin ve yörelerimizin, hattâ Türk cumhuriyetlerinin yerel ses ve saz sanatçılarını, folklorcularını, aşçılarını ve bilhassa kooperatifleşmiş olan hanım girişimcileri konuk ediyor… Dolayısıyla da Ülkemizin Türk Cumhuriyetlerimizin tüm bölge, il, ilçe ve beldelerimizin millî, yerli-yerel iyilik ve güzelliklerini hem tanıtıyor, hem de bu tür oluşumlara destek verip teşvik ediyor… Dolasıyla da millî bir görevi îfâ ediyor…
Haftanın 4 gününü yerel-yerli ve millîliğe özen gösteren saz ve söz sanatçılarını, il ve ilçelerin birbirinden leziz ve temiz yiyecek ve içeceklerini tanıtan; millî ve dînî özelliklerini, yöresel kılık ve kıyafetleri veya hassasiyetleri olan kişileri konuk eden Alişan Cuma günleri de Haseki Abdurrahman Gürses Eğitim Merkezi Müdürü İlâhiyatçı Osman Eğin’i konuk ediyor, Osman Hoca’nın, izleyici ve dinleyicilerden gelen dînî soruların cevaplandırılmasına vesîle oluyor…
Güler yüzü ve tatlı diliyle izleyici ve dinleyicilerden gelen tüm soruları cevaplandıran Osman Eğin Hoca ile Alişan’ın pozitif enerjileri hemen herkesi olduğu gibi, beni de mutlu ediyor… O nedenle ben, Hakan Ural’a da Osman Eğin Hoca ve Alişan’a da bu iyi güzel programları dolayısıyla teşekkür ediyor, yürekten kutluyor; Cenab-ı Hakk’ın tüm hayırlı işlerinden kendilerinin yardımcısı olmasını diliyor, herkese saygılar sunuyorum.
ALLAH’A (c.c) DÂVET EDEN, SÂLİH AMEL İŞLEYEN
VE ‘BEN GERÇEKTEN MÜSLÜMANLARDANIM’ DİYEN
KİMSEDEN DAHA GÜZEL SÖZLÜ KİM OLABİLİR..?
Fussilet Sûresi, 36. Âyet-i kerîmenin meali şerifi
BEN DERDİMİ NE DOSTUMA SÖYLERİM NE DE
DÜŞMANIMA. ZİRA DOSTUM ÜZÜLÜR, DÜŞMANIM
SEVİNİR. BENİ EN İYİ RABB’İM BİLİR…
Hz. Ömer (r.a)
BANA BİR HARF ÖĞRETENİN KIRK YIL KÖLESİ OLURUM!
Hz. Ali (r.a)
EDEP AKLIN TERCÜMÂNIDIR. HERKES EDEBİ KADAR
AKILLI, AKLI KADAR ŞEREFLİ, ŞEREFİ KADAR DEĞERLİDİR
Ve İYİYİ ARA, DOĞRUYU ARA, GÜZELİ ARA, FAKAT
KUSURU ARAMA! Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (r. aleyh)
ÖĞRENMENİN YAŞI, YERİ VE ZAMANI YOKTUR…
Taceddin Akbaş
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)