Dünya geneli ayrı, günümüz de ve ülkemiz de mânevî, millî, dînî ve yerli-yerel birçok değerimizi kaybettik, ama benim bugünkü konum İlimiz de kaybettiğimiz bazı maddî değerlerimiz ve tabii güzelliklerimiz olacak.
Şöyle ki; yaşı müsait olanların bilecekleri veya hatırlayacakları gibi, İlimiz de bir zamanlar az da olsa tekstil tezgâhları varmış, zamanla o tezgâhlar Denizli’ye kaptırılmış, kaymış veEya kaydırılmış! Benim bildiğim dönemlerde de neredeyse her evde halı tezgâhları vardı ve kadınlar kızlar ilmek ilmek dokudukları halılardan kazandıkları paralarla çeyizleriyle birlikte aile bütçelerine katkıda bulunurlardı! Ki, Ulu Cami yanında bir ‘Halı Pazarı’mız olduğu gibi şu anda Belediye Başkanlığı olarak kullanılan Binanın adı da ‘Halı Sarayı…’ Ancak, el dokuma halıları, fabrika halıların kadrine uğradı, yani el dokuma halıcılığı Ülke genelinde olduğu gibi, İlimizde de tarih oldu! O nedenle şu anda elde dokunan halı var mı yok mu onu bilmiyorum ama benim bildiğim kadarıyla yok!
Bir zamanlar mis gibi kokan, bazı tatlılarımıza katılan gülümüz, hattâ gülcülük sektörümüz vardı… Çünkü, Fransa menşeli de olsa, Millî Eğitim Müdürlüğü’nün hemen üst kısmında ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nün alt kısmında bir Gülyağı Fabrikamız bile vardı!..
Ayrıca Burdur Antalya Karayolu üzerinde ve astım hastalıklarına iyi geldiği belirtilen ve içindeki gölleri, göletleri, sarkıt ve dikitleriyle ünlenen, dolayıyla da yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri hâline gelen bir (İNSUYU) Mağaramız vardı… Ama son yıllarda bir çok gölümüzün, göletimizin ve barajımızın olduğu gibi, o Mağaramızın da suyu gitti ‘ini kaldı!’ maalesef!
Yine bir zamanlar “Türkiye’nin Hollanda’sı veya Süt Pınarı”, artı “Tekeler Yöresi” gibi unvanlarımız vardı… O nedenledir ki İlimiz Burdur ‘’Göller, güller ve Gönüller Diyarı’’, artı ‘Tekeler Yöresi’ gibi unvanlarla anılırdı… Ayrıca biz bir dönem, ‘Eğitimin Başkenti, Eğitim Kenti Burdur’ gibi unvanlarla da ünlendik… Ancak, bu özellik ve güzelliklerimiz bir bir yok olmaya başladı, hattâ yok oldu maalesef…
Hasılı; tekstilciliğin ve halıcılığın geri gelmesi mümkün değil! Ancak, eğitimdeki başarımızı yükseltebilir, tarım ve hayvancılığımızla birlikte gülcülüğümüzü geri getirebilir, İnsuyu Mağaramızı bir şekilde kurtarabilir ve her gün suyu çekilmekte olan Burdur Gölümüzü kurtarabilir, Salda Gölümüzü en iyi bir şekilde değerlendirebiliriz herhalde!
Gölümüz konusunda Yeni Gün Medya’ya uzun, detaylı ve gerçekçi açıklamalar da bulunan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Eğitim Fakültesi Matematik ve Fen Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Genç; Göl konusunda sorumluların ellerini taşın altına koymaları gerektiğini, ancak problemin şu ana kadar sadece konuşulduğunu söylemiş… Genç, “Yaklaşık 30 yıldır Burdur’dayım. Hep ‘yapılacak yapılacak’ deniyor ama her şey havada kalıyor. Burdur Gölü’nün çevresinde bir yeşil kuşak oluşturulacak olsa, Gölün suyunun buharlaşmasına engel olacaktır. Aynı zamanda suyu çekilen alanlardan toz kalkmasını engelleyecektir…” demiş.
Gölün etrafına yapılan göletleri de gündeme getiren Prof. Dr. Hasan Genç, “Habire göl daralıyor ama etrafını bir sürü gölet yapmışız. Ve bu göletler Burdur Gölü’nün suyunu tutuyor. Karaçal Barajı, Karamanlı da var baraj. Elmacık Göleti… Öğrenmenin yaşı yoktur. Ben Karataş Gölünü bugüne kadar doğal göl sanıyordum. Meğer orası yapay göl imiş. Burdur Gölünün suyu bu yüzden çekiliyor. Ancak bu yüzden ah vah çekmek fayda vermez! Bunları vaktiyle daha önce düşünüp tedbir amaçlı bazı çalışmalar yapmalıydık ama maalesef yapmadık ve çok geç kaldık. 30 yıl önce Süleyman Demirel Havalimanının bulduğu noktaya su ulaşıyordu. Şimdi ise su çekildi ve karşıdaki Isparta’nın köyüne karayolu ile ulaşabiliyoruz. ‘Gölün kaçınılmaz sonu’ diye bir şey yok! Söylediklerim uygulanırsa Göl belki de tekrar canlanma pozisyonunu gelecektir…”
Her neyse, dileyen okurlarım ve Burdur’un derdiyle dertlenen hemşerilerimi, Hasan Genç Hoca’nın detaylı açıklamalarını Yeni Gün Medya’nın 8 Temmuz 2024 tarihli nüshasından veya internet üzerinden bularak okuyabilirler… O nedenle ben şimdi doğma bir Köylü (Düğer), çiftçi bir ailenin en küçük evladı, büyüme bir Burdurlu ve nâçiz de bir gazeteci olarak İlimizin ve bölgemizin derdiyle dertlenen herkesi olduğu gibi, her geçen gün suyu çekilen, dolasıyla da küçülen Burdur Gölümüzü kurtarmanın, Salda Gölümüzü iyi değerlendirelim ve yıllarını arayan-araştıran ve bu araştırmalarını basın yayın organları aracılığıyla ilgililere ve yetkililere duyurmaya çalışan MAKÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Genç’e yürekten teşekkür ediyor ve işinin ehli olduğu gibi burada doğmasa da doyduğu İlimiz bir problemini gündeme getiren dertli bir bilim adamı olarak kendisinin görüşlerinin dikkâte alınmasını diliyorum…
Ve bu konu da Hasan Hocamın sözünün üzerine söz söylemeyi zait gördüğüm için, konu hakkındaki yazımı söz ustalarının başarı üzerine söyledikleri sözleriyle noktalamak istiyor; noktalarken de kaybettiğimiz ‘maddi’ değerlerimizden bazılarını siz sevgili okurlarıma hatırlatmakla yetiniyor, herkese saygılar sunuyorum.
COŞKU ZEKÂDAN DAHA ÖNEMLİDİR!
BAŞARI BİR YOLCULUKTUR, BİR VARIŞ NOKTASI DEĞİL!
NEREDE OLURSANIZ OLUN, ELİNİZDEKİLERLE
YAPABİLECEĞİNİZİ YAPIN!
DENEYİM DÜŞÜNCENİN, DÜŞÜNCE İSE EYLEMİN ÇOCUĞUDUR!
İNSAN SAHİP OLDUKLARININ TOPLAMI DEĞİL,
HENÜZ GERÇEKLEŞTİREMEDİKLERİNİN TOPLAMIDIR.
BAŞARININ SIRLARINDAN BİRİ, GEÇİCİ BAŞARISIZLIKLARIN
BİZİ YENMESİNE İZİN VERMEMEKTİR!
BAŞ(ARTI) ARI: OLMAK İÇİN “ARI” GİBİ ÇALIŞMAK GEREKİR!
ÜSTLENMEK BAŞARININ TEMEL UNSURUDUR. KAPIYI
YETERİNCE UZUN SÜRE VE YÜKSES SESLE ÇALARSANIZ,
BİRİLERİNİ UYANDIRACAĞINIZDAN EMİN OLABİLİRSİNİZ!
BAŞKALARININ YARARINA İYİ BİR ŞEY YAPMAK GÖREV DEĞİL,
ZEVKTİR. ÇÜNKÜ BU SİZİN SAĞLIK VE MUTLULUĞUNUZU ARTIRIR!
ENGELLER BENİ DURDURMAZ, HERBİR ENGEL BENİM
KARARLILIĞIMI DAHA DA GÜÇLENDİRİR:
Başarı üzerine söylenmiş sözlerden seçmeler
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)