İlimizin yetiştirdiği ya da İlimizde yetişen, sonrada Ülkemiz başta olmak üzere İslâm Âlemine şâmil olan haddad ve hâfızı kelamların başında gelen (ki; merhum aynı zaman da büyük Dünürümüz rahmetli Süleyman Demirkaya’nın da dedesinin babası olur) Haddad Kayışzâde Osman Nuri Efendi, memleketi olan İlimizin Ulu Camiinde ve Kur’an tilâvetleriyle ve dualarla anıldığı gibi, akademisyenlerin ve işin uzmanlarının gerekleştirdikleri bir panellerle de katılımcılara anlatıldı… O nedenle, ben dünürümün akrabası olmasının yanında Türkiye’nin sayılı hâfız ve haddadları arasında yer alan, hattâ başında gelen Üstadımızı-Kayışzademizi doğum yeri olan Burdur’umuzda anmayı ve Kendisini tanıtmak için bir panel düzenlemeyi planlayan ve bunu mükemmel bir şekilde gerçekleştiren başta İl Müftümüz Enver Türkmen olmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığı ve Başkanlık Mushafları İnceleme Kıraat Kurulu Başkanı Dr. Osman Şahin’e, Kurul Üyeleri Fatih Okumuş’a, Sedat Aydınlı’ya, Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Araştırma Görevlisi Naci Demirci’ye; ayrıca düzenlenen panel de katılımcılara Merhum’u yakından tanıtan ve rahmetle anılmasına vesile olan Birlik Vakfı Burdur Şube Başkanı ve Burdur eski Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya’ya, Burdur İl Kültür Müdür Yardımcısı Osman Koçiba’ya, Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammed Abay’a, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Beyazıt Yazma Eser Kütüphanesi Müdürü Mehmed Arif Vural’a, Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Araştırma Görevlisi Naci Demir’e ve yine Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Fatih Özkafa’ya; kısaca Âlimimizin yakînen tanınmasında-tanıtılmasında, anılmasında, anlaşılmasında, anlatılmasında ve hayırla yâdedilmesinde emeği bulunan herkese ‘bu köşemden organik bir Burdur’lu, yarım asırlık bir gazeteci ve din diyanet bağımlısı bir vatandaş olarak tebrik ve teşekkürlerimi iletmek istiyorum… Ve ‘hepsi de sağ olsunlar var olsunlar…’ diyorum.
HADDAD HÂFIZ KAYIŞZADE NÛRİ EFENDİ İÇİN
GEÇ KALINMIŞ BİR PRORAM YAPILSA DA ÇOK
GÜZEL BİR ANMA PROGRAMI YAPILMASI HER
TÜRLÜ TAKDİR ve TEŞEKKÜRÜN ÜZERİNDEDİR
‘Övünmek gibi olmasın’ demeyeceğim ve bu konuda biraz övüneceğim ve İlimizin Merkez Köylerinden biri olan Kayış Köyü’nden gelen bir âilenin evlâdı olan Hafız Osman Nurî rahmetullahi aleyh, yazdığı eserlerin ketebisinde ismini bazen Burdurî Kayışzâde es-Seyyid el-Hac Hâfız Osman Nûri olarak kayıt düşmüş bir Burdur’lu ve rahmetli dünürümün de yakın akrabası olduğunu hatırlatacağım!
Ömrünü Kelimetullah’a adayan ve tamı tamına 107 Kur’an-ı Kerim yazan bir hâddad ve Allah (c.c) dostu ve Peygamber sevdalısı bir Hâfız olduğu için olsa gerek; Yusuf Sûresi’nin 12. Âyetine geldiğinde ve Ramazan-ı Şerif’in 4. Günü ve 1311 (11 Mart 1894) tarihinde ve (cemaate taravih namazı kıldırdığı esnada) ruhunu Rabbine teslim etmiş ve İstanbul’un Zeytinburnu İlçesi’nde ve Güngören de bulunan Merkezefendi kabristanlığına defnedilmiş olan Burdur’lu bir âlim…
NASIL YAŞARSANIZ ÖYLE ÖLÜRSÜNÜZ
NASIL ÖLÜRSENİZ ÖYLE DİRİLİRSİNİZ!!
Bu ara başlık bana değil, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’e ait. Ve Merhum Kayışzade de Kur’an-ı Kerim yazmanın ve had belirlemenin yanında Sıbyan Mektebi hocalığı, Müşir Hüsnü Paşa’nın konağında ramazan imam hatiplikleri vazifelerinde de bulunan ve Kazasker Mustafa İzzet Paşa ekolünün önde gelen haddadları arasında yer alan Üstad’ın; Mushaf yazma da ve nesih yazının güzelleşmesinde büyük emeği ve hüneri bulunmuş, dolayısıyla da döneminden günümüze kadar ve çok kere basılarak İslâm ülkelerine yayılan ayet-berkenar tabiriyle yazdığı mushaf-ı şerifleri İslâm dünyasında büyük bir hüsnü kabul görmüş ve görmeye de devam ediyor…
Ayrıca Kayışzâde Haddat Hâfız Osman Nûri’nin had sanatına kazandırdığı birbirinden güzel, birbirinden değerli ve eşsiz eserlerinin yanı sıra birçok Kur’an talebesi yetiştirdiği ve hâfız yaptığı biliniyor…
Her neyse; Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in buyurduğu vechile yaşayan ve vefat eden Zat-ı anmak, anlamak ve anlatmak benim bahtıma düştüğü için hem üzüntülü, hem de sevinçliyim..! O nedenle ben haddimi daha fazla aşmamak için bu konuya burada ara veriyor, bu günkü yazımı benzer iki hatırlatma ile noktalamak istiyorum:
ELMALI MUHAMMED HAMDİ YAZIR’I DA, HACI
RAHMİ SULTAN R. ALEYHİ DE UNUTMAYALIM!!
İlimizin yetiştirdiği ya da ilimizde yetişen çok sayıda âlim vardır ama benim şu anda aklıma gelen âlimlerden biri ki, Türbesi Yeşiltepe’nin alt kısmında ve Burdur Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü kaşrısında olan Hacı Rahmi Sultan Hazretleri; İkincisi de Kur’an-ı Kerim’i Türkçe olarak ve en kapsamlı ve anlaşılır bir şekilde tefsir eden hemşerimiz Muhammed Hamdi Yazır’dır. Ki, bu Mübarek de ‘benim bildiğim ya da hatırlayabildiğim kadarıyla’ İlimiz de sadece bir defaya mahsus olmak üzere ve bundan 10 yıl kadar önce (2013 yılında) ve Baba ocağı olan Çavdır İlçemizin Yazır Köyü’nde anıldı ve anlatıldı…
Mübareğin anılmasın dönemin Burdur Valisi Şerif Yılmazın gayretleriyle ve merhum İlâhiyatçı Ömer Döngeloğlu’nun katılıyla gerçekleştirildi. Vaktiyle doğum yeri olan Çavdır-Yazır Köyünde anılan Merhum için o tarihten sonra herhangi bir program gerçekleştirilmedi, gerçekleştirildiyse bile benim haberim veya bilgim olmadı maalesef…
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsası Peygamber Efendimizin buyurduğu gibi, ‘âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir..!’ O nedenledir ki, âlimlerin ölümleri âlemlerin de ölümüne neden oluyor herhalde! Ancak, biz Müslümanlar da âlimlerin birer müritleri veya yollarının yolcuları olarak onları unutmayalım… Ve bundan sonra ki programlar da merhum Kayışzâde Haddad Hâfız Nuri Efendi ile birlikte Elmalı Hamdi Muhammed Hamdi Yazır Efendi ve Hacı Rahmi Sultan Hazretleri gibi âlimlerimizi de unutmayalım!’ diyor, herkese ‘vefalı’ saygılar sunuyorum.
YÜREĞİMİZ KIYMET BİLENE EMÂNET…
ÜZÜLME! HERKES ÖLÜR, KİMİ TOPRAĞA GÖMÜLÜR KİMİ YÜREĞE…
GÖNÜL ALMAYI BİLMEYENE ÖMÜR EMÂNET EDİLMEZ:
Hz. Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî (r.aleyh)
MAHARET GÜZELİ GÖREBİLMEKTİR, SEVEBİLMENİN
SIRRINA EREBİLMEKTİR…
DERVİŞ DEDİKLERİ HIRKA İLE TAC DEĞİL, GÖNLÜN
DERVİŞ EYLEYEN, HIRKAYA MUHTAÇ DEĞİL!
Yunus Emre (r.aleyh)
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)