İlgilenenlerin bilecekleri gibi, FOX TV’nin Enkormen eskilerinden biri olan F. Portakal isimli vatandaş, 14 Mayıs seçimlerinin ardından yaptığı bir açıklama da seçmene, daha doğrusu Cumhur İttifâkına, dolayısıyla da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a oy veren 27 milyon 88 bin kişiye, oran olarak ta milletin yarısına “Kör Cahil” diyerek aşağıladı ve ağır hakaretler de bulundu! Ancak o kişiliksiz kişiye kendisinden en küçük nedamet-pişmanlık duyma dolayısıyla da herhangi bir şekilde özür dileme erdemliliği gelmediği gibi, taraftarlarından veya aynı kafaya sahip olan siyasetçilerden de herhangi bir reddetme veya kınama gelmedi maalesef… O nedenle ben önce bu ve bunun gibi okumuş olan cahillere ve bakarkörlere ‘kem sözün sahibine ait’ olduğunu hatırlatmak, sonra da konu hakkındaki diğer görüş ve düşüncelerime geçmek istiyorum:
BU KAFA İLE ‘DÜNYA DÖNÜYOR’ DEDİĞİ İÇİN
GALİLEO’Yİ ASAN KAFA ARASINDA FARK YOK!
Bayraktar’ların ürettikleri en son teknoloji hârikası olan ve birbirinden etkili silahlı ya da silahsız araçlar (İHA’lar-SİHA’lar vd.) ile Savunma Sanayinin savunma maksatlı olarak ürettikleri devasa tanklar, toplar, tüfekler, gemiler, uçak gemileri, uçak ve helikopterler ve benzer üretimlerle zerre kadar gurur duymayan, bunlarla hiç iftihar etmeyen insanlar; hattâ bu iftiharlıkları eleştiren, yerden yere vuran insanlar yüzde 100’e yakını yerli olan TOGG’la da dalga geçtikleri gibi, bu ülkenin yetişmiş ve seçme seçilme hakkı elde etmiş olan insanlarına da ‘Kör câhil’ diyerek kendi câhilliklerini, hattâ bu asil ve necip millete ve büyük devlete olan hasımlıklarını ilân ettiler! Ve ben, ‘Dünya dönüyor…’ dediği, ‘dönmüyor de..!’ seni asmayalım!’ diyen, ancak ‘Ben dönmüyor…’ desem de dönüyor!’ diyen Galileo’yi asan-idam eden kafa ile bu yerli ve millî olmanın ötesinde emsali az bulunan araç gereç ve savunma silâhlarını îmal eden kişileri ve bu kişilerin ürünlerini mânen asan kafa arasında fazla bir fark görmüyorum!
‘KÖR CÂHİL’ DEDİĞİN SENİN GİBİ OLUR BAY PORTAKAL!
Bayraktarların ve Savunma Sanayi’mizin ürettiği birbirinden mükemmel silahları veya savunma araçlarını bizzat yerinde görmedim ama… Televizyonlarda veya sosyal medya organlarında görünce hop oturdum, hop kalktım..! Çünkü ömrümde ben ‘yakın tarihde’ Ülkemizin böyle bir teknolojiye sahip olduğunu ya da olacağını tahayyül bile edemiyordum… Ancak yüzde 100 yerli-yerel ve buram buram Anadolulu kokulu, tamamen organik, inadına inanç ve iman yüklü üç beş yiğidin (Türkiye Otomobil Girişim Grubu’nun) ülkemizde imal ettiği TOGG’un bir tanesini Burdur’da gördüm ve sevincimden yerim de duramadım! Yani bu otomobile sahip olma imkânım olmadığı halde kendiminmiş gibi sevindim… Çünkü otomobil benim ülkemde ve benim insanım tarafından üretilmiş olan elektrikli, dolayısıyla da oldukça yakıt tasarruflu, ekonomik ve hava kirliliğine neden olmayacak bir tasarımla üretilmiş ve olabildiğince yerli olan bir otomobildir… Ve damarlarında biraz Türk kanı, kalbinde de hardal tanesi kadar îmanı olan her insan yerli, millî ve yerinde olan her iyi güzel şeyi beğenir; hiç beğenmese ve övmese bile yermez-yeremez-yerden yere vurmaz-vuramaz! O nedenle ben destek veya gönül verdiği partisine ya da liderine oy destek vermeyen seçmenleri ağzını doldura doldura ‘’Kör câhil” diyen F. Portakal’ın bence babasının anasının durumunu bilmiyorum ama kendisinin kör câhil olduğunu düşünürüm… Çünkü ‘bu zat-ı muhterem bu ülke seçmeninin yarısının mesajını okuyamamış-anlayamamış, ya da tersine yorumlamış’ derim!
DESTEĞİNİ ‘MİLLET İTTİFÂKI’NDAN YANA VERECEĞİNİ
AÇIKLAYAN ‘ADALET PARTİSİ GENEL BAŞKANI VECDET
ÖZ İLE ZARER PARTİSİ GENEL BAŞKANI ÜMİT ÖZDAĞ’I
KAHRAMAN; DESTEĞİNİ “TAYYİP ERDOĞAN’A.. YA DA
CUMHUR İTTİFAKI’NA VERECEĞİNİ AÇIKLAYAN SİNAN
OĞAN’I İSE ‘VATAN HAİNİ’ ÎLÂN EDEN ‘ESAS’ HAİNLER
PORTAKAL’IN BU HEZAYANI KARŞISINDA SUSKUNLAR!
Adı üzerine bir seçim tercihi veya parti ya da lider seçimi olan bir tercihi kendi partilerinden ya da liderlerinden yana yapan kişileri kahraman îlân eden Sayın Portakal gibi kişi ve çevreler, tercihlerini bir başkasından yana yapan kişilere demediklerini bırakmıyorlar! Dolayısıyla da seviyelerini ortaya koyuyorlar…
Bu kişiler sıradan kişiler olsalar veya bu hakaretlerini mahallelerinin kahvesinde veya kendi dostları arasında yapsalar neyse ne amma, bunu çalıştıkları televizyonların canlı yayınlarında veya kamuya açık sosyal medyalarında vesairelerinde yapıyorlar! Dolayısıyla da hakaretlerini, hattâ hakaret yaptıkları kişileri genelleştiriyorlar… Oysa demokrasilerde herkes herkesi desteklemek zorunda olmadığı gibi, çekimser kalmakta bir haktır ve hiç kimse verdiği ya da vermediği kararından dolayı kınanmamalı, hele hele hiç aşağılanmamalı veya kınanmamalı! Ama yol yordam bilmeyen ya da istemedikleri veya sevmedikleri kişileri her türlü hakareti veya olumsuz yolu mubah görüyorlar… Dolayısıyla da hakaretleri birbiri ardına yağdırıyorlar..!
F. ALTAYLI’DA F. PORTAKAL’IN AKİBETİNE UĞRADI!
Basın yayın organlarıyla az çok ilgilenen ve ülke insanımızın dertleriyle dertlenen herkesin bildiği, gördüğü ya da duyduğu kadarıyla, FOX TV’nin ana haber sunucularından ve baş spikerlerinden biri olan F. Portakal, bundan bir müddet önce kanalından atıldığı gibi; uzun zamandır Program yapımcılığı yapan, ancak objektif bir program yapmamakla suçlanan F. Altaylı da ‘bir zamanlar sahibi olduğu’ Habertürk adlı televizyon kanalında işine son verildi! Yani, kendilerini dev aynasında veya karaköz aynasında gördükleri ve bir dönem çalıştıkları televizyon kanallarında milletin mânevî değerlerine hakaret yağdırdıkları için, sağduyulu insanların haklı tepkileri nedeniyle işine son verilen enkormenlerden biri F. Portakal, diğeri ise F. Altaylı! Ve bu iki enkormen veya yapımcı eskileri, sözüm ona sosyal medya fenomenleri, şu veya bu şekilde sahip oldukları kendi özel ya da tüzel kanalları aracılığıyla sevmedikleri ya da istemedikleri kişilere hakaretler yağdırıyorlar… Bende yarım asırlık bir gazeteci olarak bahsime konu kişilerin kem sözlerini aynen kendilerine iade etmekle yetiniyor, herkese saygılar sunuyorum.
BİLİYORSAN ÖYLE BİR SÖZ SÖYLE Kİ, İBRET ALSINLAR.
BİLMİYORSAN SUS Kİ, SENİ ADAM SANSINLAR!
BEN BİR LÂFA BAKARIM LÂF MI, BİR DE SÖYLEYENE
BAKARIM ADAM MI? BİZİM SÖLYENECEK HER LÂFA
VERİLECEK CEVABMIZ VARDIR VE SUSKUNLUĞUMUZ
ACZİMİZDEN DEĞİL, ASALETİMİZDENDİR!
Kolektif
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)