Yılda iki kere kapılarımızı çalan, lâyık tüm zaman ve mekânlarımızı şereflendiren, kalplerimizi nurlandıran, inananları onurlandıran, hânelerimizle birlikte maddî mânevî kazançlarımızı artıran-bereketlendiren dînî bayramlarımızdan biri olan mübârek ‘Kurban Bayramı’na sayılı günler kaldı! Ve her bayram olduğu gibi bu bayram hazırlıkları da piyasalara veya pazarlara bolluk getirdi ama bereketlilik getirdi mi onu bilmiyorum. Ancak ciddi bir hareketlilik getirdiğini görüyor, duyuyor ve biliyorum… O nedenle ben daha yazımın başında Cenab-ı Hakk’tan ‘bu hareketlilikleri bereketliliğe dönüşmesini, bereketliliği de artırarak devam ettirmesini niyaz ediyorum.
Şöyle ki; Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevî Palandöken, kurban bayramı öncesinde yaptığı yazılı açıklama da esnafın bayrama hazır olduğunu hatırlattı ve konu hakkında şunları söyledi:
“Bu bayram yapılacak harcamalarla piyasaya yaklaşık 100 milyar girmesi bekleniyor… Dolayısıyla her sektör de karınca kararınca bir hareketlilik olacağını öngörüyoruz…” dedi. Palandöken, ayrıca bayrama sayılı günler kala vatandaşların seyahat harcamalarının piyasaları hareketlendirdiğini de hatırlatarak, “Kurban bayramı alışverişleri başladı… Vatandaşların çarşı Pazar dolaşıp kendilerine uygun, dînî vecîbelerini yerine getirmek için başta kurbanlarını, sonuçta da tabi bayramlarda şeker, çikolata veya tatlı ve börek gibi ikramlarda bulunur, bunlar da hep ekonomiyi canlandırır. Bu yıl tahmin ediyoruz 100 milyar lira civarında bir hareketlilik olacak, bildiğiniz üzere insanlar çarşıya pazara alışverişe ve de tatil uzun bir süre olduğu için turizmde de önemli bir hareketlilik bekliyoruz. Neredeyse şimdiden otellerin bir kısmında doluluk oranında önemli artışlar olacak. Fiyatların yükselmesi, piyasalardaki sıkışıklık, dolayısıyla güvenin artmasıyla birlikte artık, siyasetten de seçimler bitti. Dolayısıyla da insanlar rahatlamak üzere köylerine, memleketlerine, bulundukları vilâyetlerden diğer vilâyetlere akrabalarına gidecek. O zaman turizmin yanı sıra kendi memleket ziyaretlerinde de yine vasıtalar kullanılacak. Bu vasıtaların birçoğu, bildiğimiz gibi şehirlerarası otobüsler olacak. Yani her sektörde karınca kararınca bir hareketlilik bekliyoruz, rakam da çok yüksek…”
DÎNÎ BAYRAMLARIN ‘MADDÎ GETİRİLERİ VARSA DA’
EN BÜYÜK GETİRİSİ SILA-İ RAHİM UYGULAMASIDIR
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, temsil ettiği kesimin kurban bayramında 100 milyar lira gibi bir ticarî kazancından, çarşı ve pazarların, esnaf ve sanatkârın maddî hareketliliğinden söz etmiş haklı olarak… Ben de Palandöken’e aynen katılıyorum ancak ben bayramların daha çok mânevî getirileri üzerinde durmak istiyorum:
Sıla-i rahim; ‘akrabaların birbirlerini ziyaret etmeleri, ata dostlarıyla irtibâtlarını kesmemeleri ve doğup büyüdükleri topraklarla beraber vefat etmiş olan yakınlarının mezarlarını her fırsatta ziyaret ve dua etmeleri’ gibi birbirinden iyi güzel anlamlara gelir… Çünkü bu konu da Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav), “Her Cuma gecesi insanoğlunun amelleri Cenab-ı Hak’a arz olunur. Yalnız sıla-i rahim de bulunmayanların amelleri kabul olmaz!” Ayrıca “Kim rızkının bollaşmasını yahut ecelinin gecikmesini arzu ederse akrabası ile irtibatını sürdürsün… Ve, ve, ve kimse akrabası ile ilişkisini kesmesin! Çünkü akrabası ile ilişkisini, alâkasını kesen kişi Cennete giremez…” buyuruyor!
Peygamber Efendimiz (sav)’in sıla-i rahim hakkında çok tavsiye ve uyarıları var, ancak bu yazım da O’nun,
KİM GENİŞLİK VE İMKÂN BULUR DA KURBAN
KESMEZSE NAMAZGÂHIMIZA YAKLAŞMASIN!
Şeklindeki uyarısını ara başlık yapmak istiyor ve kurban kesmek diğer mezhepler de sünnet olsa da, Hanefî mezhebi müntesiplerinin kurban kesmelerinin vacip olduğunu hatırlatmak istiyorum. O nedenle aklı başında olan ve maddi durumu müsait olan her Müslüman’ın üzerine vâcip olan kurbanı mutlaka kesmesi, kendisi kesemiyorsa eğer ehil birine vekâlet vermesi ve kestirmesi gerekiyor… Çünkü sevgili Peygamberimiz, üzerine vâcip olup ta kurban kesmeyen bir mû’min câmiye cemaate girmemesini emrediyor! Ve bu da bir Müslüman’a yapılabilecek en ciddi uyarı, en ağır vebâldir! Onun için, bunun bilincinde olan tüm Müslümanlar bu vecîbelerini mutlaka yerine getiriyorlar… Bu vecîbeler piyasaları madden de, mânen de hareketlendiriyor (bereketlendiriyor) elhamdülillah… Bu yılki Kurban Bayramı da hareketin yanında bereketi de getirir inşaAllah…
KARBAN KESMEK BİR HAYVAN KATLİAMI DEĞİL,
KURBANLIK HAYVANLARI ŞEREFLENDİRMEKTİR!
Bazı hayvanların şerefleri kurban olmaktır… Ve kurban olmaktan korkan veya kaçan o hayvanlar ya et olurlar ya da leş! O nedenle, birilerinin dediği gibi Kurban Bayramında kesilen hayvanlar, diğer hayvanlardan daha şanslı, daha kutlu ve mutlu, daha mübarek hayvanlar olmalıdır! Ki, bizim Dînimize-inancımıza göre, küçükbaş bir hayvanın kurban olabilmesi için bir yaşını, büyükbaş bir hayvanın ise iki yaşını doldurması gerekirken; diğer dinlerin müntesibi ya da dünya ehli olan insanlar ‘sırf lezzeti için’ binlerce kuzu ve oğlak kesiyor, kestiriyor ve bunları acımasıca yiyor, bazıları da bunların yanında içki de içiyor! Bu da hem et rekoltesinin düşmesine neden oluyor, hem körpe kuzuların canlarının yanmasına, hem de insanların haram işlemesine neden oluyor!
Velhâsal-ı kelâm, hülâsâ-i netice; Millî bayramlarımızın konusu ayrı, günümüz de ihdas edilen ve kutlanan birçok gün ya da hafta çarşılara pazarlara kısa bir süre hareketlilik getiriyor ama bu gün ve gecelerde kullanılan ve tüketilen birçok ürün de günübirlik oluyor ve ertesi gün herhangi bir işe yaramaz hale geliyor-getiriliyor! Yani bazı gün ve haftalar israf ekonomisine ediyor! Ancak Kurban Bayramlarında kesilen kurbanlar hayvan yetiştiricilerinin de, iç piyasaların da canlanmasına, daha da önemlisi yıl boyunca et yüzü görmeyen insanların ve ailelerinin ete doymasına veya tatmasına neden oluyor… Bu bile Kurban Bayramının önemini vurgulamaya yetip artıyor!’ diyor; bu günkü yazımı Şair Ahmet Kısa’nın bir şiiriyle noktalamak istiyor, herkese ‘bereketli’ saygılar sunuyorum.
KÜSTÜN İSE BARIŞ, İSLÂM FIRSAT DÎNİ
UZAKTAYSAN YAKLAŞ, DIŞLAMA KENDİNİ
RESMİYETİ BİTİR, KALDIR ÇİN SEDDİNİ
BESMELEYLE SÖNDÜR, KALBİNİN REDDİNİ
ALLAH ASLA SEVMEZ AŞMAZSAN KENDİNİ
NEDÂMET KÂR ETMEZ, BEKLETME CEDDİNİ…
BU BAYRAMI HİSSET, KURBAN KES VÂCİPTİR
ALLAH KATINDA KUL MAKBUL VE NECİPTİR
YEDİ HÂNEYE VER KURBANININ ETİNDEN
RÂZI OLSUN ALLAH, DOSTÇA NİYETİNDEN
ANA, BABA, KARDEŞ HERKES NEŞE DOLSUN
MÛ’MİNİN KALBİNDE ŞER, AÇMADAN SOLSUN
ISLANMASIN GÖZLER, BAYRAMLAR ŞEN OLSUN:
Ahmet Kısa
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Karayolu güvenliği ve trafik haftası ile iş güvenliği haftasını kutlarken!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bayramlar kavga dövüş değil barış nedeni olmalı' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bugün ben 'Kardeş Haftası'na bir daha değinmek istiyorum' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Gün 'Hazreti Mevlanaları ve Hacı Bektaş-ı Velileri örnek alma günü' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Kardeşlik haftası kutlu tüm müslümanlar kardeş olsun' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'ABD'nin İsrail'e 26 milyar dolar yardım etmesi Gazze'nin 26 milyar yerinden vurulması demektir!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın ''Veteriner Hekimlerin günleri kutlu' Türkiye İstatistik Kurumu var olsun' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Temel ihtiyaç mallarından KDV alınmamalı' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bugün 'Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı' Günü' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın ''Duyduk duymadık' demeyin ve bugünün 'Dünya Günü' olduğunu unutmayın!!' adlı köşe yazısı Devamı
Yorumlar (0)