Taceddin Akbaş

MÂRİFET KÖYLÜYÜ ŞEHİRE DEĞİL ŞEHİRLİYİ KÖYE GÖÇ ETTİRMEKTE

Taceddin Akbaş'ın 'MÂRİFET KÖYLÜYÜ ŞEHİRE DEĞİL ŞEHİRLİYİ KÖYE GÖÇ ETTİRMEKTE' adlı köşe yazısı

Taceddin Akbaş

 

Bir zamanlar köylü olmak çarıklı olmaktı ve köylüler bir çok şehirli tarafından aşağılanır horlanırdı. Dolayısıyla da bir çok insan ya ‘köylüyüm’ demeye utanırdı ya da köyünün adını vermekten çekinirdi! Ki, benim güzel Köyüm Düğer Burdur’a 30 küsur kilometre kadar yakındı ve Köylülerimizin yaşantıları olmaz da bilgi ve görgüleri şehirden-şehirliden farksızdı! Fakat, son yıllarda köylü olmak bir ayrıcalık, hatta gurur veya onur vesilesi sayılmaya başladı elhamdülillah. Ve günümüz de insanlar yumurtasından tutun, etine sütüne, meyvesine sebzesine ve daha bir çok şeyine varıncaya kadar hep ‘köy’lü olsun, köyden gelsin istiyor haklı olarak. Ancak, bir zamanlar, yaşlıların ‘gün gelecek odun kiloya binecek, radyolarda sazlarını ve seslerini dinlediğimiz çalgıcıların, şarkıcıların ve türkücülerin kendilerini de göreceğiz… Hatta ‘naylon kızlar çıkacak!’, falan olacak filân olacak derlerdi de biz inanmazdık… Fakat, dedikleri şeyler bir bir olduğu gibi; köylerimiz de profesyonel yetiştiricilerin yetiştirdikleri mevye, sebze, et, süt ve süt ürünleri neyse ne amma, amatör yetiştiricilerin ürünlerine bile hormon, fennî gübre, yem ve sâir sûnîlekler bulaştı.

Kısacası, günümüz de ve hiç bir yerde genetiği değiştirilmemiş organizma (GDO) kalmadığı gibi, hormonlanmayan bir meyve ve sebze de kalmadı; içine sulandırıcı, tatlandırıcı veya uzun süre dayandırıcı madde katılmayan bir ürün ya da gıda maddesi de kalmadı! Yani, günümüz de ve çevremiz de bugün katkı maddesiz tek bir ürün bile yok! Çünkü, katkı maddeleri bugün en küçük mezradan tutun, köy ve kasabalardaki ve şehirlerdeki en büyük ve en kaliteli veya en ünlü ürünlerin yetiştiricisine, imalatçısına varıncaya kadar hemen herkese ulaşıyor-ulaştırılıyor. Ve bu gün evinde bir ineği danası ya da bir kaç koyunu keçisi, hatta tavuğu, ördeği.. olan bir nine veya dede bile mallarına adına ‘fenni yem’ dedikleri suni yemlerden yediriyor! Yine evinin önünde yetiştirdiği tek tük meyveyi, sebzeyi de adına ‘hormon’ denilen zararlı maddelerle yetiştiriyor! Ki, bu insanlar bu ürünleri hem kendileri yiyorlar, hem de başkalarına yediriyorlar. Bu saydıklarımın dışında kalan kişiler varsa da, bu kişeler yetiştirdikleri ürünleri satıyor ve yerine bakkal ya da marketlerde satılan hormonlu ve GDO’lu ürünleri alıp yiyor ve içiyor!

Hâsılı; hormonlu, GDO’lu, fenni yemli, zirai ilaçlı ve bilmem neli ürünler bizim genlerimizi de bozmuş olmalı ki, kendi evimizde yerimizde, bahçemizde bağımızda yetiştirip yiyecek olduğumuz az miktardaki ürünleri; tavuk, koyun, keçi, inek ve danaları bile adına ‘fennî’ denilen, aslında zehir içeren yabancı ya da katkı maddeleriyle hormonlayıp, dolayısıyla da genini bozup yiyor ve içiyoruz!

Yani, biz hepimiz sûnî, hattâ sağlığımıza son derece zararlı olan maddeleri alıyor, satıyor, yiyor, içiyor, giyiyor kuşanıyor ve kullanıyoruz. Ondan sonra da banka banka, doktor doktor, hastane hastane dolaşıp hastalıklarımıza şifa, dertlerimize deva, borçlarımıza edâ yollları arıyoruz! Ama bulamıyoruz. Böyle giderse bulamayı z da! Çünkü, günümüz de maddî mânevî hastalık üretimi yapan merkezler, çare merkezlerinden kat kat daha fazla çalışıyor! Ve malesef ki, malesef bizler de bu merkezlerin değirmenlerine su taşıyoruz!

BU HASTALIKLARA ‘KÖYLÜM’ ADEM GÜRBÜZ DE ÇÂRE ARAMIŞ ve BAZI ÖNERİLER DE BULUNMUŞ

Devamlı okurlarımın bilecekleri gibi, bendeniz bu ve bu gibi konulara sık sık değinir ve kendimce bazı değerlendirmeler de bulunurum. O nedenle olsa gerek, benim devamlı okurlarımdan biri, emekli

öğretmen ve aynı zamanda da köylüm olan, artı genelde şehir de, özelde de köyde yaşayan ve bağ bahçe işleriyle uğraşan Adem Gürbüz, 14 Eylül tarihli köşe yazımın altına bir not düşmüş ve şunları demiş:

“Köylerde üretim tüketim kooperatifleri kurulup destekleme yapılsa, köy yaşantısı câzip hâle gelir. Şehirlerden köylere göç olur. Olmasa da köyden şehire göç azalır, işsizlik ortadan kalkar. Arazi toplulaştırması güzel yapılırsa, kalabalık ailelerdeki toprak sorunları çözümlenir. Bu gün kırk elli kişinin tarlası bir arada.

Tapuları olmadığı için, herkes yerini bilmediği için şehirlerde yaşıyor. Bilinse hep emekli ve işsiz olan gençler köye döner. Tabiiki köyler de modernleşmeli”

Velhâsıl-ı kelâm, hülasa-i netice; bendeniz de ‘bir çok muvazzaf veya emekli imam hatibin, müezzin kayyımın, vaizin, murakıbın veya ilâhiyatçının camiden eve, evden camiye gidip geldiği ki, bazıları onu da yapmıyor..! Birçok emekli memurun veya öğretmenin de evden kahveye, kahveden eve gidip geldiği ve oyun oynayıp vakit öldürdüğü bir devirde emekli bir öğretmen olan Adem Hoca, köyün-köylünün, şehirin-şehirlilerin de tabi sorunlarını araştırmış ve kendince bazı öneriler de bulunmuş’ dedim ve konuyu bugünkü köşem de açmaya çalıştım. O nedenle, ben ‘takdiri siz sevgili okurlarıma bırakıyor, herkese ‘yerli-yerel, orijinâl-organik ve millî’ saygılar sunuyorum.

NE ZAMAN BİR KÖYLÜ YAZISI GÖRSEM

KÖŞE YAZARLIĞIMDAN UTANIRIM!

Taceddin Akbaş

———————————————————–

KÖYLÜNÜN KAHVE CEZVESİ BAKIRDAN YA DA

GÜMÜŞTEN DEĞİLDİR… AMA, MİSÂFİRLERİNİ

AĞIRLAMAK İÇİN SÜREKLİ KAYNAR

Anonim

Bu içerik size ne hissettirdi?

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ÜZÜLDÜM
  • 0
    KIZDIM
  • 0
    ŞAŞIRDIM
  • 0
    BEĞENDİM
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    GÜLDÜM
  • 0
    ALKIŞ

Yorumlar (0)

Bu içerik ile ilgili henüz yorum yazılmamış

Taceddin Akbaş Diğer Yazıları

16
KASIM

2024

Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu

Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı

26
EKİM

2024

Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum

Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı

25
EKİM

2024

Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor

Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı

24
EKİM

2024

Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!

Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı

23
EKİM

2024

BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş

Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı

22
EKİM

2024

Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!

Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı

21
EKİM

2024

Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!

Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı

20
EKİM

2024

Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!

Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı

19
EKİM

2024

İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!

Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı

17
EKİM

2024

Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!

Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı

İlgili Haberler

Yağdonduran geçidindeki tünel isyan çıkarttı
Bölgesel

Yağdonduran geçidindeki tünel isyan çıkarttı

Sivas’ta kış aylarında sürücülerin korkulu rüyası olan Yağdonduran geçidinde yapılan tünelin açılmaması sürücülerin tepkisine neden oluyor.

Başkan Uysal 'Masa kurmak marifet değil, sistem kurmak marifet
Bölgesel

Başkan Uysal 'Masa kurmak marifet değil, sistem kurmak marifet

Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, belediyenin halkla ilişkiler ve yönetişim sistemi Turunç Masa’nın 10’uncu yaş kutlamasında, 200’e yakın belediyeye sistemi verdiklerini belirterek “Masa kurmak marifet değil, sistem kurmak marifet” dedi.

Mansur Yavaş, Çayırhan'daki grevci madencileri ziyaret etti: "işçilerimizin yanındayız"
Bölgesel

Mansur Yavaş, Çayırhan'daki grevci madencileri ziyaret etti: "işçilerimizin yanındayız"

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Çayırhan'da özelleştirmeye karşı grev başlatan 500 maden işçisini ziyaret etti. Detaylar haberimizde..

Engelli rampasına park eden araçlar Tanju Mete'yi çıldırttı
Bölgesel

Engelli rampasına park eden araçlar Tanju Mete'yi çıldırttı

Antalya'da evine gittiği sırada engelli rampasına park eden otomobil nedeniyle kaldırıma geçiş yapamadığı için, araca elindeki penseyle vurarak zarar veren bedensel engelli Tanju Mete (51), yine aynı rampada araç görünce çılgına döndü.

Antalya'da halk otobüsüne tutunarak tehlikeli paten yolculuğu kamerada
Bölgesel

Antalya'da halk otobüsüne tutunarak tehlikeli paten yolculuğu kamerada

Antalya'da halk otobüsünün arkasına tutunarak trafiğe karışan patenli 2 çocuğun tehlikeli yolculuğu kameralara yansıdı.

Örtü altı tarımda dünyanın en büyük fuarı 2024 Antalya GROWTECH  23. Kez kapılarını açtı.
Bölgesel

Örtü altı tarımda dünyanın en büyük fuarı 2024 Antalya GROWTECH 23. Kez kapılarını açtı.

60 bin metrekare alanda; sera ve teknolojileri, sulama sistemleri ve teknolojileri, tohumculuk, bitki besleme ve bitki koruma ürün gruplarında lider firmaları uluslarası ziyaretçilerle buluşturuyor.