METİN UCA’YA ‘CENÂZESİNDE’ HAKSIZLIK YAPILMIŞ(!)
Televizyon izleyicilerinin az çok tanıyacakları veya hatırlayacakları gibi, liseden sonra Kimya Mühendisliğinin yanı sıra Jeoloji Mühendisliği, Tiyatro ve Gazetecilik eğitimi alan ve birçok medya kuruluşunda çalışan Metin Uca; geçtiğimiz günlerde Kocaeli’nin Dilova İlçesinde geçirdiği bir trafik kazasında yaralanmış, kaldırıldığı hastanede ölmüş, Pazar günü de toprağa verilmişti… O nedenle ben daha yazımın başında ‘ışıklar içinde yat ve toprağın bol olsun Metin’ diyorum! Ancak cenazesinde kendisine haksızlık yapıldığını düşünüyorum… Nedenine ve nasılını gelence onu da aşağıda özetlemek istiyorum:
Şöyle ki; yine birçok kişinin bildiği gibi, Metin Uca geçirdiği bir trafik kazasında yaralanmış ve 62 yaşında ölmüş, ölmeden önce de katıldığı bir televizyon kanalında yaptığı bir konuşma sırasında; öldükten sonra cesedi üzerinde teçhiz, tekfin, teşyi, telkin ve defin gibi dînî bir uygulama yapılmamasını ve cesedinin yakılmasını istemiş… Yani, Metin Uca, “Ben öldükten sonra cesedimin yakılmasını ve küllerimin İstanbul Boğazına serpilmesini istiyorum… Çünkü ben ikiyüzlü cenaze namazlarını istemiyorum. Umarım dostlarım, cesedim üzerinde ‘bu konuda bıraktığım’ vasiyet çerçevesinde uygulama yaparlar…’’ şeklinde bir vasiyette bulunmuş… Ancak, bana göre Metin’in bu vasiyetine uyulmayarak kendisine hem haksızlık hem de vefasızlık, kendi ifadesiyle iki yüzlülük yapılmış! Çünkü Metin Uca öldükten sonra Gasilhâneye götürülmüş ve kendisi burada bir hoca tarafından ve İslâmi usullerle yıkandıktan sonra önce Cemal Reşit Rey Konser Salonu’na getirilmiş ve burada bir veda töreni yapılmış; ardından da tabutu Türk Bayrağına sarılmış vaziyette ve bilmem ne Mozart’ın Marşı eşliğinde, bir Belediye’nin cenaze aracı ve zabıtaların omuzları üzerinde Ankara-Kocatepe Camii Şerifi’ne götürülmüş…
Burada kendisinin namazını kaç kişi kıldı, kılanlar nasıl niyet ettiler ve namazın ardından ne dediler-nasıl dua edip dilek ve temenni ya da niyaz da bulundular onu bilmiyorum ama ‘resmî görevli olduğu tahmin edilen ve sarıklı cübbeli de olan’ bir imam Metin’in cenaze namazını kıldırmış… Ve televizyon ekranlarından izleyebildiğimiz kadarıyla imam cenaze namazını tam kıldırmaya niyet edeceği esna da bir (kaç) kişi, “Metin Bey Cenaze namazı istemiyordu hocam...’’ diye bağırdı, ama imam efendi Metin’in cenaze namazını ‘şeklen’ kıldırdığı gibi, bir grup cemaatinde imama uyduğu görüldü…
Hâsılı; Metin Uca’nın toprağa nasıl verildiğini, yani cesedinin nasıl gömüldüğünü de kendisine nasıl bir telkin verildiğini de ben görmedim, duymadım bilmiyorum ama Kendisine büyük bir haksızlık yapıldığına; çünkü milyonlarca televizyon işleyicisinin şahitliğinde yaptığı vasiyetine uyulmadığına inanıyorum…
UCA ASLINDA ‘DÜRÜST DAVRANMIŞ VE BİR TV. KANALINDA ‘VASİYETİNİ’ MÜSLÜMANA DOSTUNA DÜŞMANINA’ DUYURMUŞ! AMA VÂRİSLERİ VÂSÎYETİNİ YERİNE GETİRMEMİŞ
Metin Uca ölmeden önce ölmüş! Yani vasiyetini mertçe, açıkça ve dürüstçe yapmış! Ancak vârisleri her nedense Metin’in vasiyetine uygun bir şekilde davranmadıkları-yakmadıkları ve küllerini İstanbul Boğazı üzerine serpmedikleri gibi; ömründe hiç girmediği bir Camii Şerife götürmüşler ve cenaze namazını yıllarca horladığı.., küçümsediği.. ve kınadığı Müslümanlara kıldırmışlar… Dolayısıyla da hem toprağı bol ve ışığı çok olasıca Metin’e ayıp etmişler hem de vasiyetine vefasızlık etmişler!
Her neyse; Metin Uca’nın bu vasiyeti bana ismi lâzım değil ve ünlü bir âteistin bir zamanlar dürüstçe ve mertçe yaptığı vasiyetini hatırlattı…
O ateist vasiyetinde “Ben ileride yaşlanır veya bunar ve ‘Allah’a Peygamber’e inandım-îman ettim’ falan diyecek olursam benim o sözlerine inanmayın-itibar etmeyin! Bugünkü beyanlarıma itibar edin ve benim cenazemi de camiden değil, evimden yerimden kaldırın! Kaldırınken de herhangi bir dîni işlem yapmayın…’’ demiş, dolasıyla da dürüst davranmıştı!
Bahsime konu ateistin cenaze töreni nasıl yapıldı hatırlamıyorum ama, Metin de tıpkı ismi bende mahfuz olan O ateist gibi dürüst davranmış fakat yakınları veya vârisleri kendisine haksızlık yapmışlar! Dolayısıyla da hem mezardaki ışığını.. zayıflatılmışlar hem de toprağını azaltmışlar..!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; Toprağı ve ışığı bol olasıca Metin Uca’nın vasiyetine uyulmayarak kendisine büyük bir haksızlık yapıldığına inandığımı yineliyor; bende bugünkü yazımı vasiyet niteliğinde ve niceliğinde bir dua ile noktalamak istiyorum:
‘Allah’ım! Senden duanın da sevgimin de hayırlısını, eşin de işinde hayırlısını, ömrün ve ölümün de hayırlısını niyaz ediyor, diliyor ve dileniyorum. Ne olur ‘bu dilenciyi’ kapından, katından veya huzurundan boş çevirme!’ diye dua ediyor ve kendi duama kendim ‘âmin’ diyor, herkese saygılar sunuyorum:
EY ÎMAN EDENLER! ALLAH’TAN (c.c) KORKUN
VE HERKES YARINA NE HAZILADIĞINA BAKSIN
ALLAH’TAN KORKUN, ÇÜNKÜ O, ALLAH TÜM
YAPTIKLARINIZDAN HABERDARDIR…
el-Haşr Sûresi ve âyet 18
YÜZLER VARDIR Kİ, O GÜN IŞIL IŞIL
PARILDAYACIKTIR… YÜZLER VARDIR Kİ,
O GÜN BURUŞAKTIR: el-Kıyame Sûresi, âyet 22-24
NASIL YAŞARSANIZ ÖYLE ÖLÜRSÜNÜZ
NASIL ÖLÜRSENİZ ÖYLE DİRİLİRSİNİZ!
Hadis-i Şerif
CENÂZEM DE OLMASIN ÇELENGİM, TOP ARABAM
TABUTUMU TAŞISIN, DÖRT TAM İNANMIŞ ADAM!
Necip Fâzıl Kısakürek
YA İSLÂM’LA YÜKSELİR YA İNKÂRLA ÇÜRÜRSÜN
BU YOL MEZARDA BİTMİYOR, GİTTİĞİNDE GÖRÜRSÜN!
Abdurrahim Karakoç
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Ben sizi kesin hoş bulurum, siz de beni hoş görürsünüz İnşaallah!!!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)