Şükürler olsun ki, insanının yüzde 98-99’u şu veya bu şekilde ama mutlaka Müslüman olan büyük Devletimiz, insanının büyük bir çoğunluğu Yahudi Mûsevî, ancak zengin ve azgın, çünkü Siyonist ve kuruluş tarihi 14 Mayıs 1948 olan, yani ortalama bir insan yaşı kadar yaşı olan İsrail Devleti’ni ilk tanıyanların arasında yer alırken; insanının tamamına yakını Müslüman olan Cezayir Devletini en son tanıyan ülkeler arasında yer almış; Dolayısıyla da tarihinin en önemli yanlışını, hatasını ve ayıbını yaparak büyük vebal altına girmişti… O nedenle ben daha yazımın başında ve genelde kurulduğu, özelde de Türkiye gibi İslâm Ülkeleri tarafından tanındığı günden beri Filistinlilere kan kusturan İsrail’in Siyonist yöneticilerini ve onları işbaşına getiren yurttaşlarını tel’in ediyor, Allah (c.c) sizin müstehakınızı versin diyor, şimdide bu dilek veya temennimin neden ve niçinlerine geçmek istiyorum:
Şöyle ki; Dünya genelinde yaşayan Yahudi veya Mûsevi sayısı 25-30 milyon civarında. Ve İsrail’in Yahudi nüfusu ise 8 milyon kadar. Ayrıca Yahudi nüfusunun 5 milyon kadarı Siyonist, bunların 500 kadarı dünya genelindeki holdingleri ve basın yayın organlarını, dolayısıyla da hükümetleri, hükümet veya devlet başkanlarını çekip çevirir, yönetip yönlendirirken, 50 kadarı da Dünyayı yönetenlerin başında..! Yani, 50 Siyonist ve Evangelistlerin ülkesi ABD başta olmak üzere Dünyanın ticaretini ve medyasını çekip çeviriyor… Ve dünya genelindeki sayıları 2 milyara yaklaşan Müslümanlar da bilir bilmez veya ister istemez bu Siyonist, Emperyalist ve Evanjelistlerin değirmenlerine su taşıyor, kirli ve de sapık inanış veya bâtıl ideolojilerine hizmet ediyorlar maalesef…
Şimdi de sadede geliyor ve sözü günümüze getiriyorum:
Yahudi veya dürüst, ya da Siyonist olmayan Mûsevîlere hiçbir diyeceğim yok. ‘Onların yaşayanlarının canları sağ olsun, ölmüşlerinin ise toprak, ışık ve ateşleri bol olsun!’ derim. Orijinal Tevrat’a can feda, ancak, tahrif edilmiş Tevrat’a inanan azgın Siyonistler, yeryüzünde anası babası, ikisi de Yahudi olmayan bir tek kişiyi bile kendilerinden kabul etmiyorlar! Artı genelde Yahudi olmayan, özelde de Müslüman olan tüm insanların dövülüp sövülmesini, hattâ öldürülmesini sevap kabul ediyorlar!
Her neyse bu konu hakkında değil bir köşe yazısı, sayfalar dolusu yazılar veya makaleler yazılsa yeridir… O nedenle Siyonist İsrail Devletinin gelmişini geçmişini ve geleceğini bir kenara bırakıyor; sözü Filistin’in asıl sahipleri ve Müslümanların ilk kıbleleri olan Mescid-i Aksa’da ve mübârek ramazan ayında namaz kılan, ibâdet eden Müslüman Filistinlilere yaptıkları kan dondurucu işkencelere ve eşi emsâli görülmemiş zulümlere değinmek istiyorum:
FİLİSTİNLİLERİ ÖZ VATANLARINDA PARYA DURUMUNA
DÜŞÜREN VE İNSANLARA YAPMADIĞINI BIRAKMAYAN
ÇAĞDAŞ EBULEHEBLER!! ELİNİZ AYAĞINIZ… KURUSUN
Ve NESLİNİZ, SOYUNUZ SOPUNUZ KESİLSİN İNŞAALLAH
Benim bedduam, Erdoğan’ın torunlarına beddua eden mâlûm bayanınki gibi kimsenin çoluğuna cocuğuna değil; Filisti’in genelinde ve ilk kıblemiz, dolayısıyla da kutsal mekânamız olan Mesci-i Aksâ da ve mübârek ramazan ayında, gününde veya gecesinde ibâdet yapmakta olan genelde Müslümanlara, özelde de çocuk yaştaki gençlere ‘ters kelepçe takarak ve yüz aşağı yatırarak tekmeleyen, tokatlayan, coplayan, döven söven, bazılarını şehid ve birçoğunu gâzî eden askerlere, polislere, güvenlik görevlilerine ve onlara bu emri veya yetkiyi veren amirlerine, bakanlarına, hükümet veya devlet başkanlarınadır!
MÜSLÜMANLARIN HİÇ Mİ SUÇLARI YOK?
(OLMAZ OLUR MU? VAR! HEM ÇOK VAR)
İsrail’in bu yaptıkları benim aklıma aşağıda nakledeceğim bir hikâyeyi getirdi. O hikâye de şöyle;
Kendisi yokken evine giren ve evinden bir şeyler çalan hırsızı mahkemeye veren kişiye hakim, ‘Kapını niye iyi kilitlemedin? Niçin evinden ayrıldın? Niçin şöyle yapmadın, böyle yapmadın?’ şeklinde sorular sormasından, dolayısıyla da hakimin hırsızı kurtarmaya çalışmasından endişelenen davacı adam, bir anda celâllenir ve “Hırsızın hiç mi suçu Yok? Hakim Bey!” diyerek davasını geri alır!
ZULME RIZA ZÛLÜM VEYA KÜFRE RIZA KÜFÜRDÜR!
Ara başlığımda da ifade etmeye çalıştığım gibi Siyonist İsrail Devletinin ve terörist yöneticilerinin beslenip, büyümelerinde, şımarmalarında ve astıkları astık, kestikleri kestik hâle gelmelerinde en büyük pay yine sayıları 50’leri bulan ve dünyanın yer altı yer üstü zenginliklerine sahip olan, ancak bu nîmetlerin deve de kulağı kadarını ülkesinin ve halkının yararına değerlendiren İslâm Ülkelerinin sözde Müslüman yöneticileri ve bu mâlum yöneticileri seçen ya da yönetici olarak kalmalarına rıza gösteren veya değişmeleri-değiştirilmeleri, ya da düzelmeleri için hiçbir çaba sarf etmeyen Müslümanlarda sorumludur. Çünkü zulme rıza zulümdür, küfre rıza küfürdür…
Velhâsıl-ı kelâm; genelde her zaman, özelde de mübârek ramazan aylarında azan, gemlerini azıya alan Emperyalist Amerika Bitişik Devletleri (ABD) ve müttefikleri destekli Siyonist ve işgalci İsrail’in terörist yöneticileri, militanları asker, polis veya güvenlik güçleri günlerdir Mescid-i Aksa’da namaz kılan insanlara ve çocuk yaştaki gençlere yapmadıklarını bırakmıyorlar! Amma velâkin, bütün yapılanlara Müslüman ya da hakkaniyet sahibi birkaç Sivil Toplum Teşkilâtı ve Türkiye hâriç, 50’ye yakın ve bilhassa dünya zenginliklerinin içinde yüzen ve saltanatlarından başka bir şeş düşünmeyen İslâm Ülkelerinden veya yöneticilerinden ya hiç ses gelmiyor ya da yapılan zûlümler, işkenceler ve öldürmeler kınamalarla geçiştiriliyor! Oysa Müslümanlar yekvücut olabilseler, Siyonistleri tükürükleriyle bile boğabiliriler!
HERKESLE VEYA HER İNSANLA OLMASA DA
AĞLAYAN… HER ÇOCUK BENİ DE AĞLATIR!!
Hülâsa-i netice; ‘erkekler ağlamaz!’ denir ama ben kaybettiğim dünyalık hiçbir şeye ağlamam ama genelde günâhlarıma, özelde de Müslümanlara, artı mâsum insanlara, felâketzedelere ve bilhassa yetim ya da öksüz çocuklara yapılan haksızlık hukuksuzluk ve işkencelere dayanamam, dolayısıyla da kimsenin olmadığı yerde sessiz sessiz, diğer zamanlarda ise için için ağlar ve gözyaşlarımı içime akıtırım! O nedenledir ki, Ülkemiz de meydana gelen âfetlerde yakınlarını ve bilhassa analarını ya da balarını kaybeden çocuklar başta olmak üzere, Filistin’de-Mescid-i Aksa da Müslümanlara yapılan işkenceleri, yaralamaları ve öldürmeleri gördükçe kendimi ağlamaktan alıkoyamadım. Ve elimden başka bir şey gelmeyince de kendimden veya genelde Müslümanlığımdan, özelde de erkekliğimden utandım! Ve bu yazıyla (karınca misali) ‘bâri tarafımı belli edeyim’ dedim! O nedenledir ki, Cenab-ı Hakk genelde tüm Müslümanları, özelde de masum insanları Siyonistlerin, Emperyalistlerin. Teröristlerin ve benzerlerinin şerlerinden korusun!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN ‘DİLSİZ’ ŞAYTANDIR!
VE MÛ’MİNLERİN DERTLERİYLE DERTLENMEYEN VEYA
MÜSLÜMANLARIN DERTLERİYLE DERTLENMEYEN KİŞİ
BİZDEN DİĞİLDİR!..
Hz. Muhammed (sav)
‘BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN’ DİYEREK
YAŞATTIĞINIZ YILANLARIN BİR SONRAKİ HEDEFLERİ
SİZ OLURSUNUZ!..
Fatih Sultan Mehmed Han (r.aleyh)
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)