Genelde Ülkemiz de özelde de basın yayın organlarımızın tamamında uzun bir süredir Diyar-i Bekir’in küçük bir köyünde (Tavşantepe) ve hayvânî bir şehvet üzerine kurulan ya da kurulduğu iddia olunan çirkin mi çirkin, ahlâksız mı ahlâksız bir ilişkiyi gördüğü-şahit olduğu gerekçesiyle katledilen 8 yaşındaki ve dünyalar tatlısı bir kız çocuğu olan Nârin (Güran) olayı konuşulup tartışılıyor!
Ben hiç yazmayacaktım amma velâkin, Nârin cinâyeti öyle bir hal aldı ki; klavyem bile beni yazmaya zorladı ve ‘Narin hakkında sen de bir şeyler yaz!’ Çünkü Allah’tan (c.c) korkması, kuldan utanması ve zerre kadar da vicdanı olmayan kâtil ya da kâtiller yalnızca Narin Kızımızı değil; Onunla birlikte inancımızla, namusumuzla, iffetimizle, törelerimizle, gelenek ve göreneklerimizle, örf ve adetlerimizle, ailelerimizle ve uzak yakın akrabalarımızla olan sevgimizi saygımızı, karşılıklı güvenimizi, yani toplumumuzu ayakta tutan değerlerimizi de katlettiler maalesef…
Meselâ; ben ‘çocuk delisi’ bir baba ve dedeyim. Mevlâ’ya emânet, 3 oğlum ve 1’i kız 6 torunum olsa da tüm çocukları kendi evladım ve torunum gibi sever ve kollarım. Çünkü tüm çocukların masum, mazlum ve günâhsız olduklarına inanırım! O nedenle, ben gördüğüm her çocuğu ki, düşmanımın çocuğu bile olsa severim, en azından tebessüm eder, bazen de el sallar geçerim… Amma velâkin, toplumumuz da çocuk istismarcılarının sayıları öyle arttı öyle arttı ki; bu durum, insanların değil masum bir yavruyu sevmesini-öpüp koklamasını, gülümsemesini, el sallamasını bile cesaret edemez hâle getirdi maalesef! Bu da ölenin-öldürülenin sadece Nârin(ler) değil, tüm değerlerimiz olduğunu, yani parçalanmanın veya çürümenin ve kokuşmanın sadece Nârin Kızımızın cesedinde değil, toplumumuzun genelinde olduğunu gösteriyor!
İddialar doğru ise eğer ki, inşaAllah doğru değildir. Ancak, Nârin’in acısından ve olayın ayıbından çok okuyucularına veya seyircilerine savcıdan daha önce ve daha çok bilgiye ulaştıkları havası verme derdinde olan bazı medya kuruluşları, muhabirler ve köşe yazarları; Nârin’in, Amcası ile Annesini ahlâksız bir fiilin tanığı olduğu için öldürüldüğünü iddia ediyorlar. Bu anlatılanlar işlenen cinâyetin sadece cinayetten ibâret değil, son derece ahlâksız bir katliam olduğunu gösterir! Oysa bizim İslâmî anlayışımıza göre de insâni anlayışımıza göre de kardeş karısı ile kardeş arasında hiç fark yoktur… Yani biz ister büyüğümüzün olsun ister küçüğümüzün eşlerini, evlât ve torunlarını da öz kardeşimiz, öz evlâdımız ve torunumuz gibi görür ve saçlarının telini bile görmekten ya da dokunmaktan imtinâ eder-kaçınır ve onları gözümüz gibi koruruz… Ve onların ırzlarını, namus ve iffetlerini korumak için gerektiğin de canımızı bile veririz! Hele hele onların çocuklarının yani yeğenlerimizin kılına bile zarar gelmesine izin vermeyiz!
Günlerdir görüyor ve duyuyoruz ki ister yerel olsun ister ulusal ister yazılı olsun ister görsel tüm basın yayın organları Nârin cinâyeti hakkında, neden ve niçinleri hakkında haberler yapıyor, yorumcularda bulunuyorlar. Ve tümü değil ama bazıları tüm yangın haberlerine olduğu gibi, Nârin kızımızın haberine de körükle veya benzinle gidiyorlar! Ki, bunu yayın yasağı olmasına rağmen yapıyorlar… Dolayısıyla da Ülkemizi iç ve dış kamuoyu önünde de tecavüzcü ve katliamcı amcaların ve annelerin ülkesi veya beldesi imiş gibi görülmesine-gösterilmesine neden oluyorlar!
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; cennet misâli bir ülkede bu kadar reyting düşkünü, bu kadar ‘oto’ kontrolsüz, kuralsız ve kaidesiz, bu kadar seviyesiz, bu kadar tatsız tuzsuz bir medya ya da sosyal medya olmaz-olamaz veya olmamalı! Ancak, bahsime konu kişi, kurum ve kuruluşlar Nârin kızımızın cansız, hattâ paramparça edilmiş bedeni üzerinden akla hayale gelmedik tahminler de bulunuyor ve hiç olmayacak yorumları yapıyorlar. Bunu da kendi olumsuz veya kötücül fantezileriyle destekliyorlar! Yani, bu çevreler mâlum fantezileri nedeniyle, sonucu henüz netleşmemiş veya kesinleşmemiş olan bir olay nedeniyle ve daha ilk günden itibaren bir amcayı ırz düşmanı ve yeğen katili, anneyi de namussuz olmakla ve evlâdını katletmeye yardım ve yataklık etmekle yargılayıp hüküm giydiriyorlar… Ve bunu olayın en yetkili ve en deneyimli savcıları veya güvenlik güçlerinden daha önde giderek, yani delillere kolluk kuvvetlerinden, hakim ve savcılardan daha çabuk, daha kapsamlı, daha kesin kesin bir şekilde yapıyorlar… Oysa Şer’i yasalarımıza göre de Medenî yasamıza göre de bir zanlı veya şüpheli, suçu ispat edilene ve kesinleşene kadar masumdur-suçsuzdur… Olur ya, kendilerini kolluk kuvveti, uzman polis ya da jandarma, avukat, hakim savcı yerine koyup suçluyu bulup çıkardıklarını öne süren ve bunu da iç ve dış kamuoyu ile paylaşan basın mensuplarının veya medya kuruluşlarının iddialarının hiç biri doğru çıkmadı; Meselâ Nârin Kızımız tamamen başka başka sebeplerden dolayı ve başkaları tarafından katledildi! O zaman bu aile, köy, kasaba, il, ilçe, daha da önemlisi koskoca bir ülke bu olayın temizliğini nasıl yapacak?
Velhâsıl-ı kelâm; hülâsâ-i netice; ‘bir şeyin şüyuunun vukuundan beter olduğunu da, Nârin Kızımızın taaa.. Dayarbakır’ın Tavşantepe Köyünde ve alçakça kirletildiğini ve hunharca katledildiğini de duyuyorum… Ancak O’nun acısını yüreğimin taaa.. derinliklerinde hissettiğimi de biliyorum. Ayrıca, anlatılanlara veya anlaşılanlara göre bu kişilerin ve ailenin Nârin’e yaptıkları şeyin dünyanın en aşağılık fiillerinden biridir!’ diyorum. Ve bahse konu olan fiiller insanlığa sığmadığı-sığmayacağı gibi, yapılan yayınlar ve yayılan spekülâtif veya sansansiyonel haberler de gazeteciliğe sığmamalıydı! Ama olmadı-olamadı maalesef’ diyorum ve ‘ben bu yazıyı noktaladığım anda ve sevgili okurlarım okuma fırsatı bulduğu anda durum ne olur onu da bilmediğimi hatırlatıyor…’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
İNSANLAR SENİ YANLIŞ ANLADIĞINDA DERT
ETME. ÇÜNKÜ, DUYDUKLARI SENİN SESİN,
AKLINDAN GEÇİRDİKLERİ İSE KENDİ
DÜŞÜNCELERİDİR!.. Hz. Mevlânâ (r. aleyh)
CENAB-I HAKK BİZLERİ GÜVENDİĞİMİZ KİŞİLERİN
ŞERLERİNDEN-KÜTÜLÜKLERİNDEN KORUSUN!
(Âmin)
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)