İlgilenenlerin bilecekleri gibi, 21 Aralık tarihi ‘’Nevruz Bayramı”, ‘’Dünya Şiir Günü”, “Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü” ve “Dünya Kukla Günü’’ olarak kutlanıyor… O nedenle ben bugün kutlanacak olan ‘’Kukla Günü”nü pas geçiyorum. Çünkü dünyamızda kukla insanların ve yöneticilerin sayıları o kadar arttı, o kadar çoğaldı ki, bunları say say bitmez! Onun için bugünkü değerlendirmeme “Nevruz Bayramı” ile başlamak ve Down Sendromu Günü ile noktalamak istiyorum:
Şöyle ki; Nevruz sözcüğü Farsça ‘nev’ ve ‘ruz’ sözcüklerinin birleşiminden meydana gelmiş olup yeni gün anlamına gelmektedir. Dünyanın en eski bayramlarından biri olarak ta ülkemizin içinde bulunduğu geniş coğrafya da kutlanan ve Bir(leşmiş! M)illetler! Eğitim, Bilim ve Kültür(süz) Teşkilâtı (UNESKO) ‘İnsanlığın Müşahhas olmayan Kültürel Mîrâsı Temsil Listesi’nde yer alan ve 21 Mart tarihi gece ile gündüzün eşit olduğu gündür ve bu tarihten sonra gündüzlerin gün dönümüdür. Ve Nevruz bir inanışa göre baharın ilk günü ve yılbaşıdır-yeni yıldır. Kış aylarının sona erip bahara erişilmesi nedeniyle Ülkemiz de ve Türk coğrafyamızda çeşitli şenlikler düzenlenir ve envai türlü yemeklerden oluşan sofralar hazırlanır, oyunlar oynanır, boyalı yumurtalar yenilir ve ateşler yakılıp üstünden atlanır…
Dînimizdeki yerine gelince, tıpkı Hıdrellez gibi Nevruz’un da dînî bir yönü yoktur ama yıllardır kutlanageldiği, millî kültürümüze yerleştiği ve dine aykırı bir uygulaması da olmadığı ya da olmaması gerektiği için kutlamakta bir beis yoktur… Hattâ bu ve buna benzer günleri istismarcıların ellerine bırakmamak için kutlanması bile gerekir!
Şiir Günü hakkındaki bilgilerim; ilk defa 1999 yılında yine ÜNESKO tarafından îlan edilen ve Dünya çapında kutlanmaya başlanan ‘’Dünya Şiir Günü’’nün amacı ‘farkındalık oluşturmak ve ulusal, evrensel, bölgesel şiir hareketlerine taze enerji sağlamak” olarak nitelendiriliyor. Ve şiir okumayı, yazmayı, yayınlamayı teşvik etmeyi amaçlayan ‘Dünya Şiir Günü’ önceleri 5 Ekim tarihlerinde kutlanırken, 20. yy sonlarına doğru 15 Ekim de kutlanmaya başlamış, uzun süredir de 21 Mart tarihlerinde kutlanmaktadır…
Birçok şey elimden gelmediği gibi, matematik yeteneğim ve coğrafyam bilgim oldukça zayıftır ama tekvandoculuğum, Türkçem ve şaiirliğim olabildiğince iyidir… Ki, câhiliye döneminde yazdığım çok sayıdaki dünyalık ve duygusal şiirlerim ehli dünyadan birinin eline geçse onları mutlaka değerlendirebilir ama ben bunu yapmam-yapamam…
Sözü bugünün ve insanımızın üzerinde durması gereken olgulardan-gerçeklerden biri olan ‘’Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü’’ne; yani Down Sendromlu kişilere bu kişilerin ana balarına ve uzak yakın akrabalarını getirmek istiyorum… Ancak buna gelmeden önce ‘Cenab-ı Hakk’tan hiç birimizi, ama hiç birimizi down ve benzer sendromlara düçar etmemesini niyaz ediyorum! Ve sevgili okurlarıma şimdi de bu önemli gün hakkında kısa bir bilgi alıp vermek, daha sonra da kendi görüş ve düşüncelerime geçmek istiyorum:
Yine ismi var kendisi yok olan teşkilatların başında gelen Birlemiş Milletler Teşkilâtı, 10 Kasım 2011 tarihinde 21 Martı resmen ‘’Dünya Down Sendromu Günü” olarak îlân etmiş… Ve 21 Mart günü (21/3) Down sendromlu insanlarda 21. Kromozomun üç tane olmasını simgelemektedir “Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü’’nün maksadı bu sendrom hakkında toplumsal farkındalık oluşturmak, Down sendromlu bireylerin ayrımcılık ve ön yargıya maruz kalmalarını önlemek, erken ve sürekli eğitimin önemine dikkât çekmektir… Amma velâkin, yukarıda da ifade etmeye çalıştığım gibi, tıpkı ismi var kendisi veya hiçbir gücü kuvveti ya da yaptırımı olmayan Bir(leşmiş M(illetler Teşkilâtı’nın ÜNESKO’su tarafından ve belki de çok iyi maksatla oluşturulan bu günlerden biri ve bu gün her yıl olduğu gibi bu yılda bir günlüğüne ve sembolik olarak kutlanacak veya kutlanıyor! Ertesi günde sözleşmeler ya da verilen sözler tozlu raflardaki yerine atılıyor… Dolayısıyla da Down sendromlu insanlar, çocuklar, büyükler ve aileleri kendi başlarına bırakılıyor! O nedenle ben bugün itibariyle ne kendimiz de, ne uzak yakın akrabalarımız da, ne de konu komşularımız arasında down ve benzer sendromlu kimsemiz olmayabilir ve bunlara şükretmek gerekir… Ancak, bu da (Cenab-ı Hakk korusun ama) herhangi birimizin bundan sonra down ve benzer rahatsızlıklara dûçar olmayacağı anlamına gelmez! Amma velâkin, biz inanan insanlar, ‘Allah’ın (c.c) kahrı da hoştur, lütfu da ama Allah bize ne verirse versin mutlaka lütfundan, fazlından versin…” diye dua ederiz…
Velhâsıl-i kelâm, hülâsâ-i netice; günümüz dünyasında hemen her şeyin göstermelik veya sembolik bir günü, haftası, ayı ve yılı ihdas edilmiş… Ancak bu ihdas edilen günler de anlık ve sembolik kutlama programlarının dışına çıkılmıyor-çıkılamıyor maalesef… O nedenle ben bahsime konu gün, hafta, ay ve yılların amacına ulaşmasını diliyor, Cenab-ı Hakk’tan bizleri çok daha iyi güzel gün, hafta, ay ve yıllarda buluşturmasını ve bunları lâyıkıyla değerlendirmemize yardımcı olmasını niyaz ediyor, herkese saygılar sunuyorum.
SIKINTI YOK EFENDİLER. DERT İNSANA YOL GÖSTERİR
ACI ACIYLA İYİLEŞİR. AŞK İSE DAHA BÜYÜK BİR AŞKLA!
SOPAYLA KİLİME VURANIN GAYESİ KİLİMİ DÖVMEK
DEĞİL, TOZUNU ALMAKTIR. ALLAH (c.c) SANA SIKINTI
VERMEKLE TOZUNU, KİRİNİ ALIR! NİYE KEDERLENİRSİN?
OLMAZ DEDİĞİN NE VARSA HEPSİ OLUR. DÜŞMEM DERSİN
DÜŞERSİN, ŞAŞMAM DERSİN ŞAŞARSIN. ÖLDÜM DER DURUR,
YİNE DE YAŞARSIN! KUSUR BULMAK İÇİN BAKMA BİRİNE,
BULMAK İÇİN BAKARSAN BULURSUN, KUSURU ÖRTMEYİ
MARİFET EDİN KENDİNE. İŞTE O ZAMAN KUSURSUZ OLURSUN!
KALP DENİZDİR, DİL DE KIYI. DENİZDE NE VARSA, KIYIYA
O VURUR… AŞK ACISI TAŞIMAYAN YÜREK; YA DELİYE
AİTTİR YA DA ÖLÜYE! Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (r. aleyh)
HER AĞLAYAN GÜÇSÜZ DEĞİLDİR. TIPKI HER GÜLENİN
MUTLU OLMADIĞI GİBİ… SEVMEK ZAMAN AYIRMAKTIR,
BOŞ ZAMANLARINI DOLDURMAK DEĞİL. Özlü sözlerden
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Ben sizi kesin hoş bulurum, siz de beni hoş görürsünüz İnşaallah!!!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)