Din görevlileri, gönüllüleri ve namazda gözü, ezanda da kulağı olanların bilecekleri gibi, Ülkemiz de 1-7 Ekim tarihleri arası “Câmiler ve Din Görevlileri Haftası’’ olarak kutlanıyor… O nedenle ben daha yazımın başında, hayatta, yani görevinin başında ve mesleğinin idrâki içinde olan tüm din görevlilerimizin ve gönüllülerimizin haftalarını kutluyor; tamamına daha nice nece haftalar diliyor ve başta fahrî bir din görevlisi ya da gönüllüsü, hattâ din, diyânet, câmi, cemaat ve namaz delisi olan Babam olmak üzere vefat etmiş olan tüm din görevlilerine ve gönüllülerine ganî ganî rahmetler diliyorum… Şimdi de bu hafta hakkındaki nâçiz görüş ve düşüncelerime geçmek istiyorum… Buna geçmeden önce de merhum Ziya Gökalp’in câmileri ve mû’minleri mükemmel bir şekilde özetleyen duasının-şiirinin ‘ilk iki dörtlük bölümünü’ siz sevgili okurlarımla paylaşmak istiyorum:
Büyüklü küçüklü tüm câmi ve mescidlerimiz ‘bugün olduğu gibi’ yıllardır hayırsever insanlar tarafından yapılmış-yaptırılmış, tefriş edilmiş-donatılmış, yakıt ve diğer giderleri karşılanmış, temizliği yapılmış ve açılıp kapanmış; namazlar ise ya fahrî mollalar ya da karın tokluğuna vazife yapan imam hatipler, müezzin kayyımlar, vâizler veya ‘her mû’minin dîninin görevlisi olması lâzım gelen’ gönüllüler, görevliler tarafından, hattâ ‘’Ümmînin ümmiye imamlığı câizdir!’’ düsturu gereğince ümmî kişiler tarafından kıldırılmış… Ancak, nüfusumuz ve dünya meşakkâti arttıkça câmi ve mescidlerimizin sayıları da artmış, dolayısıyla da buralara birer görevli atanması zorunlu hâle gelmiş… Bunun böyle olduğunu gören hükümetler de önce kur’an kursları, imam hatip okulları, sonra da yüksek islâm enstitüleri ve ilâhiyat fakülteleri açmış; buralardan mezun olan kişileri de büyüklü küçüklü câmilere ve mescidlere ‘kadrolu’ imam hatipler veya müezzin kayyımlar tayin etmiş-atamış ve bu görevliler de görevlerini bihakkın yerine getirmeye çalışmışlar… Amma velâkin, az da olsa bazı görevliler ‘zamanla namaz kıldırma memurlarına dönüşmüş veya dönüştürülmüşler! Dolayısıyla da ‘kıldır 5’ini, bil işini, kaybetme eşini veya işini’ mantığı geliştirmişler! Yani bazı görevliler, bir imam hatibin veya müezzin kayyımın görevinin namaz kıldırmaktan ibaret olmadığını, vaizliğin de sadece kürsülerden vazetmek-konuşmak olmadığını unutmuşlar-unutturulmuşlar… Hal böyle olunca da bazı görevliler ‘gönüllü olamadıkları için’ kendilerini geliştiremedikleri ve sosyalleşemedikleri gibi, cemaatlerinin de kemiyet ve keyfiyetlerini artıramıyorlar, hattâ mevcutları bile muhafaza edemiyorlar maalesef!
Ve biraz uçuk ya da olumsuz bir düşünce olacak ama, bunu yazmak istiyorum ve meselâ ‘hocalarımıza cemaatleri sayısı oranında maaş ya da artı ücret verilecek olsa, bir tane bile cemaat kaybetmek istemeyecekleri gibi, câmilerine yeni yeni cemaatler kazandırabilmek için var güçleriyle çalışacaklardır herhalde!
Bunun farkında ve fevkinde olan Diyanet İşleri Başkanlığı da din görevlilerinin gayretlerini artırabilmek, câmileri sevdirebilmek, cemaate, câmilerde ve cemaatle kılınan namazların önemini anlatabilmek, artı cemaat sayılarını artırabilmek için; 1987 yılından beri 1-7 Ekim tarihleri arasını içeren Ekim ayının ilk haftasını ‘’Camiler Haftası’’ olarak kutlanmakta iken, bunu geçtiğimiz yıl (2023 yılında) ‘Camiler Haftası’na ‘Din Görevlilerini’ de eklemiş ve bu hafta içinde gerçekleştirilen etkinliklerin sayılarını, kapsamlarını, nitelik ve niceliklerini artırmayı hedeflemiş. Mesela her cami de bir kütüphane oluşturulmasını ve başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere Başkanlık onaylı kitapların okunmasını, fıkıh, hadis ve siyer gibi derslerin verilmesini, dînî sohbetler yapılmasını planlanmış! Artı ihtiyaç duyulan câmilerin ve ses cihazlarının onarılmasını ve câmilerin her zamankinden daha fazla temiz tutulması gibi çalışmalar yapılmasını tamim etmiş…
Başkanlığın, dolayısıyla da İlimiz Müftülüğünün bu haftaki herhangi bir etkinliğine ‘beş vakit namazını camide kılan’ bir vatandaş ve naçiz de bir gazeteci olarak ben şahsen rastlayamadım… O nedenle ben bunun nedenini niçinini de iletişim noksanlığımıza veya enformasyon yetersizliğimize bağladım! Dolayısıyla da ‘cami-cemaat karşıtlarını etkileyecek bir etkinlik gerçekleştiremedik…’ diye hayıflandım!
Velhâsıl-ı kelâm; sevgili okurlarıma iki kere iki dört katiyetine temin etmek isterim ki, ‘ben şahsen en küçük bir köyümüzün veya mahallemizin câmiinde imam ya da müezzin olmayı, büyük bir ilin ya da ilçenin en üst düzeydeki yöneticisi olmaya tercih ederim… O nedenle, ben saygıdeğer hocalarım hariç, yeni ve bilhassa genç hocalarımızın temsil ettikleri makamın bir peygamber makamı olduğunu unutmamalarını, görevlerinin bilincinde olmalarını ve görevlerini bu bilinçle yapmalarını diliyorum.
Hülâsâ-i netice; İslâm, din diyanet karşıtları sistemli ve koordineli bir şekilde çalışırlarken, hocalarımız maalesef aynı ölçüde çalışmadılar ya da çalışamadılar. Dolayısıyla da bu haftaki amaçlarına ulaşamadılar maalesef! Ancak ben ‘ömür biter ama câmilerin ve din görelileri ile gönüllülerinin haftaları bitmez (52 hafta devam eder)!’ diyor, herkese ‘gönüllü’ saygılar sunuyorum.
MESCİDLER YERYÜZÜNDE ALLAH’IH (c.c) EVLERİDİR!
GÖKTEKİ YILDIZLARIN YER EHLİNİ AYDINLATTIKLARI
GİBİ, ONLARDA GÖK EHLİNİ AYDINLATIRLAR…
CENAB-I HAKK ‘’BEN YERYÜZÜ HALKINI AZAP ETMEYİ
MURAT ETTİĞİMDE MESCİDLERİ İNŞÂ, TEFRİŞ, TÂMİR
VE TENVİR EDENLERİ, BENİM RIZAM İÇİN SEVİŞENLERİ
VE SEHER VAKTİNDE İSTİĞFAR EDENLERİ GÖRÜNCE
ONLARA AZAP ETMEKTEN VAZ GEÇERİM’ BUYURUYOR!
Hz. Muhammed (sav)
EZANLA BİRLİKTE CÂMİ DE OLUNUZ. CÂHİLLER
SİZDEN İLERİDE BULUNMASIN! Hacı Bayram Velî
CÂHİLLER SERBEST AMA BÜTÜN YOLLAR YASAK.
ONLAR MEYDANA HÂKİM, BİZSE CÂMİDE TUTSAK!
Necip Fazıl Kısakürek
CÂMİ BİR RUHTU, BİR BİLİNÇTİ. O CANLI OLDUĞU
SÜRECE TOPLUM DA CANLIYDI! Sezai Karakoç
BİZ KISIK SESLERİZ. MİNÂRELERİ SEN EZANSIZ BIRAKMA
ALLAH’IM! YA ÇAĞIR ŞURADA BAL YAPANLARINI,
YA KOVANSIZ BIRAKMA ALLAH’IM! (c.c) A. NİHAT ASYA
CÂMİLERİN GÜZELLİKLERİ SÂDELİKLERİNDE, SÜSLERİ İSE
CEMAATLEDİR! Anonim
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)