Üzülerek, hattâ kahrolarak izleyebildiğim kadarıyla, Ülke genelimiz de meselâ burnumuzun dibindeki Antalya olmak üzere Aydın, İzmir, Manisa, Muğla, Uşak ve Karabük gibi birçok il ve ilçemizde ve 3-4 gün içinde 72 yerde 250’ye yakın noktada orman yangını çıkmış… Ben öyle inanıyorum ki, bu orman yangınlarını pek azı kaza ile çıkmıştır… Yani orman ve anız yangınlarının kahır ekseriyeti insan kaynaklı ve kasıtlı olarak çıkmış veya çıkarılmıştır… Ve bendeniz, hemen her Mûmin gibi kaza ve kadere şek ve şüphesiz inanırım… O nedenle, ihmal veya elde olmayan herhangi bir nedenden dolayı çıkan yangınlar konusu ayrı. Ancak ben, öncekiler dahil, son 3-4 gün içinde çıkan ya da çıkarılan 250’ye yakın orman yangınının 200 küsurdan çok daha fazlasının ihmalden ya da nemelazımcılıktan çıkarıldığını düşünüyorum…
Kısacası, ben şahsen ‘çıkan yangınların kahır ekseriyeti, anız yakmaktan, ormanlık alanlara sönmemiş sigara izmariti atmaktan, yakılan piknik ateşlerini söndürmemekten ve benzer nedenlerden kaynaklanıyor olmalı’ diye düşünüyorum… Ki, bu yangınlardan bazıları yerleşim noktalarını, gariban köylülerin evlerini yerlerini, hatta ‘mal canın yongasıdır’ dedikleri hayvanların diri yanmalarına neden oldu oluyor ve muhafazanAllah daha da olacak gibi gözüküyor!
Şeytan kulağına kurşun İlimizin genelinde bu yıl ve bu güne kadar çok büyük bir yangın çıkmadı, bundan sonra da çıkmaz inşaAllah… Ve Ülke genelinde ve bölge özelinde çıkan yangınlar ve yanan ağaçların acıklı durumları varsa da yangında yanan orman-afat ve sağlık görevlisi gibi insanlar, ayrıca diri diri yanan böcekleri ve diğer hayvanları gördükçe insanın canını taaa ciğerinden yakıyor… O nedenle ben organ yangını ile alâkalı haberleri izlerken bile mahvoluyorum!
Yukarıda da ifade etmeye çalıştığım gibi, orman yangınlarının yüzde 5 kadarı taii nederlerden kaynaklansa bile yüzde 95’i ya ihmal kaynaklı ya da kasıtlı çıkarılan yangınlardır…
Ve bugün, anız yakma, güya araziyi temizleme maksatlı çıkarılan yangınların araziye hiç faydası olmadığı gibi, zarar verdiği bilimsel olarak ispatlanmış ve bu tüm çiftçilere duyurulmuş durumda. Ancak ilim ve bilim insanlarından çok çarıklı erkana inanan-itibar eden çiftçiler hâlâ anız yakmaya, dolayısıyla da orman yangını çıkarmaya ve çok sayı da canın canlının canını yakmaya devam ediyorlar maalesef!
Bir çoğumuzun gördüğü ya da duyduğu gibi, yüzleri maskeli teröristler bundan bir müddet önce bir video yayınlamış ve “Türkiye’yi yakacağız…” demişlerdi! O video eski mi yeni mi onu bilmiyorum ama o teröristler mutlaka bulunup çıkarılmalı gerekleri yapılmalı!’ diye düşünüyorum… Yani ormanlarımızı, dolayısıyla da ciğerlerimizi yakan ve ‘yakacağız’ diyen hainler mutlaka bulunmalı ve yasal yollardan icaplarına bakılmalı!
Velhâsıl-ı kelâm; aslında ve fiiliyatta yanan ormanlarımız olsa da aslında ciğerlerimiz de yanıyor..! Ve orman yangınlarına itfaiyeciler karadan, havadan gerekli müdahaleleri yapıyorlar. Dolayısıyla da yangınları önce daha büyümemesi için gerekli tedbirleri alarak kontrol altına alıyorlar-almaya çalışıyorlar. Sonra da tamamen söndürmeye çalışıyorlar ki, bu görevliler arasında uçağı ya da helikopteri düşerek şehid olan pilotlar, yaralılara müdahale ederken şehid ya da gazi olan sağlık ve orman ve kurtarma görevlileri oluyor… O nedenle ben burada bir parantez açarak tüm savaş, terör ve orman şehidlerimize ganî ganî rahmetler, gazilerimize acilen ve kalıcı şifalar, bundan sonraki ekiplerimizin tamamına da kazasız belasız günler diliyorum…
Hülâsâ-i netice; günlük hayatımızda çeşitli kazalar yapsak bile kasten, hattâ ihmal yüzünden herhangi bir kişinin, hattâ hayvanın canını yakacak olursak bunun ciddi bir bedeli olmalı ve değil koca koca orman ağaçlarını yakmak, bilerek-isteyerek bir ağacı ve hayvanı dahî yakan, dolayısıyla da büyük, yangına, insan, can ve mal kaybına neden olan ve büyük günaha giren kişilere verilen cezalar caydırıcı olmalı ki, kimse bir ormanı ateşe vermesin veya herhangi bir yangınına neden olmasın… Ki, cennetmekan ve Cihan Padişahı olan Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri, ormanların-orman ağaçlarının oldukça çok olduğu ve bugünkü kadar yanmadığı-yakılmadığı bir devir ve bölgede bile “Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim..!” şeklinde ve olabildiğince ağır ve caydırıcı bir ferman yayınlayarak ağaca verdiği önemi göstermiş ve vurgulamış! O nedenle, ben de ‘ormanlarımızı isteyerek, bilerek, herhangi bir kasta mahsus yakan, içindeki canlı varlıkların yanarak ölmelerine, dolayısıyla da ciğerlerimizin yanmasına neden olan kişilerin suçları sabit görüldüğünde başları kesilse, yani idam edilseler yeridir!’ diyor, herkese ‘yangınsız…’ saygılar sunuyorum.
BİR ULUSUN GERÇEK ZENGİNLİĞİ
AĞAÇ ÖRTÜSÜYLE ÖLÇÜLEBİLİR…
BİR MİLLETİN MEDENİYET SEVİYESİ
ÜZERİNDE YAŞADIĞI TOPRAKLARI
AĞAÇLANDIRMASIYLA ÖLÇÜLÜR…
ORMAN YURDUN ÖZ EVLÂDI,
ORMANSIZ YOK DÜNYANIN TADI…
BİR VATANIN KALBİ ORMANLARIN
DERİNLİKLERİNDE SAKLIDIR VE ORMANSIZ
BİR MİLLET, ÖLMÜŞ BİR MİLLETTİR!..
AĞAÇ MÂZİYİ İSTİKBÂLE BAĞLAR. SİZE
SABRI ÖĞRETİR, BERABER YAŞAMANIN
BİRBİRİNE FAYDALI OLMANIN ZEVKİNİ VERİR!
Ağaçla ilgili olarak söylenmiş sözlerden seçmeler
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Ben sizi kesin hoş bulurum, siz de beni hoş görürsünüz İnşaallah!!!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)