Taceddin Akbaş

Parti başkanlarının kimi can kimi makam-mansıp derdinde

Taceddin Akbaş'ın 'Parti başkanlarının kimi can kimi makam-mansıp derdinde' adlı köşe yazısı

Cumhur İttifâkı cenâhında durum az çok belli… Ancak Millet İttifâkı’nda durum biraz karışık olduğu gibi, biraz da fulü! Çünkü bu İttifâkın en fazla oylu Partisi’nin Genel Başkanı ama Partisinin başına geçtiği 2010 yılından beri 2 halk oylaması, 3 Genel Seçim, 2 yerel seçim ve 1 Cumhurbaşkanı seçimi olmak 8 seçim kaybeden ya da seçim kazanamayan, yani 8 yılda 8 seçim kaybeden veya seçim kazanamayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; 2023 yılının ortalarında yapılacak olan seçimlerde (seçilemese bile) Cumhurbaşkanı adayı olması yeterli olacak! Aday olamaması durumunda ise (yaşının bir hayli ilerlemesi ve girdiği her seçimi kaybetmesi nedeniyle) siyâsî ömrünün ya da Genel Başkanlığının sona ereceğini biliyor veya öyle düşünüyor! Bunun için de ‘can havliyle’ 6’lı masanın bazen önüne, bazen arkasına geçiyor, kendisini bazen masanın altına atıyor, bazen de masanın üstüne çıkıyor ve orada bazen tepiniyor, bazen de bağdaş kurup oturuyor! Yani, Bay Kemal ‘şimdilik’ kendi istikbali, şahsî ikbâlinin peşinde! Ancak Kemal Bey’in aday olması halinde Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybedeceklerine inanan veya düşünen Meral Akşener (olmayan) Başbakanlık makamı veya (güçlendirilmiş olan) Cumhurbaşkanı Yardımcılığı makamı; Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Temel Karamollaoğlu ise önce milletvekilliği, sonra da Meclis Başbakanlığı, bakanlık ve benzer makamlar derdinde!

6’LI MASA LİDERLERİNİN ‘TEK ORTAK NOKTALARI’

CUMHURBAŞKANI TAYYİP ERDOĞAN’I DEVİRMEK

HDP’nin konumu ve konusu ayrı, 6’lı masa etrafındaki parti başkanlarının ve kurmaylarının dünya görüşleri taban tabana zıt! O nedenle Millet İttifâkı’nın bileşenlerinin tek ortak noktaları ve yegâne hedefleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı saf dışı bırakmak, dolayısıyla da Partisi’ni etkisiz ve yetkisiz hâle getirmek… (Ondan sonrasına da birlikte bakacaklar..!)

MERAL AKŞENER KILIÇDAROĞLU’NU İSTEMİYOR

AMA KILIÇDAROĞLU ADAYLIKTA İSRAR EDİYOR!!

Bilindiği üzere Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı’na aday olduğunu her halûkârda ve bazen lisanıyla, bazen de lisan-ı hâliyle hissettiriyor! Ancak genelde Meral Akşener, özelde de kurmayları ve Partisinin önde gelen isimleri, hattâ partili üyeleri, devamlı ama ‘formaliteden’ Ekrem İmamoğlu, gerçekten de Mansur Yavaş’ın isimlerini telaffuz ediyorlar ve Meral Hanım her yerde onlarla yan yana geliyor ve kendileriyle samimi görüntüler veriyor veya vermeye çalışıyor!

Kısacası ve diğerleri varsa da; Erdoğan ile Bahçeli ve Destici’nin ilk hedefleri mevcudu muhafaza etmek ve konumlarını.. korumak, sonra da ellerini güçlendirmek; Akşener’in ilk niyeti seçimlere Cumhurbaşkanlığını kazanacak bir adayla girmek, bu mümkün olmazsa eğer, Partisini Türkiye’nin 2. Partisi, kendisini de ana muhalefet partisinin Başkanı yapmak istiyor! (Ondan sonrasına O’da bir bakacak..!)

KILIÇDAROĞLU ABD, ALMANYA ve İNGİLTERE GİBİ

ÜLKELERLE BİRLİKTE YABANCI DANIŞMANLARDAN

DESTEK ALIP ‘CUMHURBAŞKANI OLMAK İSTİYOR!!’

Yine herkesin hatırlayacağı gibi, CHP’li Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş bundan kısa bir süre önce yaptığı bir açıklama da, Amerika Bitişik(!) Devletleri’nin (ABD) Siyonist destekli emperyalist, bunak ve alzaymır hastası Başkanı Jeo Biden’ın, “Türkiye de muhalefeti desteklediğimizi ve destekleyeceğimizi göstermeliyiz…” şeklindeki sözlerini hatırlatmış ve kendisine yöneltilen, ‘‘CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının kim olacak?’’ şeklindeki bir soruya da, “Ulusal ve uluslar arası karar vericilerin işâret edeceği bir kişiyi aday yapacaklar…(!)” demişti. Yani Lütfü Savaş, kendisinin, ‘ben bir ilin Belediye Başkanıyım ama Kılıçdaroğlu’ndan daha güçlü, daha ulusalcı, daha yerli, daha ilkeli, dolayısıyla da potansiyel sahibi bir siyasetçiyim..!’ demiş, demek istemiş. Ki, Lütfü Bey, geçtiğimiz hafta yaptığı bir açıklamada da, “Altılı Masa bir aday çıkaramaz ise ben hazırım…”demiş!

Demem o ki, Dünyanın cadı kazanına döndüğü-döndürüldüğü, genelde coğrafyamızın, özelde de Ülkemizin ateş çemberi altına alındığı, enflâsyonun ve hayat pahalılığın pik yaptığı, dolayısıyla da alt gelir grubunun; hattâ orta halli kişi ve ailelerin, yani bırakın dar gelirli kişi veya aileleri, orta direğin bile çatırdadığı SOS-alarm verdiği bir devirde, 6 partinin genel başkanı bir buçuk yıldır bir araya geliyor ama ne bir aday üzerinde anlaşabiliyor ne ekonomik, ne de millî veya ulusal bir iç dış politika

belirleyebiliyor veya ortaya koyabiliyor! Bu durum da onlara olan güveni sarsıyor… O nedenle ben genelde herkesi, özelde de mukaddesatçı veya mütedeyyin.. olarak bilinen ya da kendilerini öyle lânse eden tüm partilerin başkanlarını ve yöneticilerini Millî Görüşün kurucu ve onursal Başkanı ve 54. T. C Hükümetinin ‘Mücâhid’ Başbakanı olan merhum Erbakan Hocamız ile Milliyetçi Hareketin kurucu ve onursal Başkanı merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in ayet, hadis ve tecrübelerden yola çıkarak söyledikleri birbirinden değerli sözlerini kendilerine ilke ve destur veya şiar edinmelerini; meselâ, Erbakan’ın “Bir çiçekle bahar olmaz ama her baharda bir çiçekle başlar… Malıyla canıyla cihad eden bir Müslüman olarak anılmak isterim… Cihad üstünlük ve aydınlık, gevşeklik ise zillet ve karanlıktır… Haksız bir davada zirve olmaktansa, Hakk davada zerre olmayı tercih ederim… Çünkü Hakk’ı üstün tutmak her zaman saadet getirir… Ve kırk çürük yumurta bir tane sağlam yumurta etmez… Dünyayı ezen sömürü canavarının beyni Siyonizm, kalbi haçlı Avrupa, sağ kolu Amerika, sol kolu Rusya’dır… Fırtınalara yön veren kelebeklerin kanat çırpışlarıdır!..”şeklindeki özlü sözlerini; Türkeş’in, “Ülküsüz insan çamurdan farkı olmayan bir varlıktır… Zafer asla mahvolduklarını zannedenler tarafından kazanılmaz… Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman’ız… Hepiniz birer Türk Bayrağısınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin, yere düşürmeyin… Allah (c.c) bir, Vatan bir, Bayrak bir, Kitap bir, Millet bir… Böldürtmeyeceğiz:” şeklindeki birbirinden değerli söylemlerini eyleme dönüştürmelerini diliyor, herkese saygılar sunuyorum.

EY ÎMAN EDENLER! ŞÂYET ALLAH’TAN (c.c) İTTİKA

EDERSENİZ, O SİZE HEM FURKAN (HEM ZÂHİR,

HEM DE BATINDA HAKK OLANI OLMAYANDAN, İYİYİ

KÖTÜDEN, TEMİZİ HABİSTEN AYIRT EDİCİ BİR MÂRİFET

VE NUR) VERİR… Enfâl Sûresi, âyet 29

BU (KUR’AN) MÛ’MİN BİR TOPLUM İÇİN REHBERİNİZDEN

GELEN BASÎRETLERDİR. (KALP GÖZÜNÜ AÇAN BEYANLARDIR)

HİDÂYET REHBERİDİR, RAHMETTİR. A’raf Sûresi, âyet 203

YENECEK PİLAV BUĞUNDAN BELLİ OLUR..!

GÖMLEĞİN İLK DÜĞMESİ YANLIŞ İLİKLENİRSE

DİĞERLERİ DE YANLIŞ İLKLERİR! 2 Atasözü