Bugünkü yazıma bir Nasreddin Hoca klasiğiyle başlamak istiyorum ve o klasik de şöyle:
Kocasının haksızlıklarından, işkence veya baskılarından bıkan bir kadın, bir gün Hoca Nasreddin’e gelerek kocasından yakınır. Kadını dikkâtle dinleyen Hoca, ‘haklısın…’ der ve kadını evine gönderir. Az sonra da o kadının kocası Hoca’nın yanına gelir ve karısından dert yanar. Hoca, adamı da dikkatle dinler ve ona da ‘haklısın…’ der ve onu da evine uğurlar… Ancak o sırada yanında olan bir arkadaşı, ‘’Sen ikisine de ‘haklısın’ dedin, bunların hangisi haklıydı Hocam?” şeklinde bir soru yöneltir… Hoca Nasreddin de O arkadaşına, ‘Sen de haklısın…’ der, dolayısıyla da zevahiri kurtarır!
Bugün ben de zevahiri kurtarmak için değil ama ikisinin de hatırını kırmamak için hem Fatih Altaylı’ya, hem de Muharrem İnce’ye ‘siz de haklısınız, amma velâkin alacağınız yok!’ diyeceğim ve gerekçesini de aşağıda özetlemeye çalışacağım:
Şöyle ki; Habertürk’ün ve sağı solu belli olmayan, daha doğrusu sağ gösterip sol veya bir nalına bir mıhına vuran yazarlarından ve Kanalın ünlü moda(!)ratörlerinden biri olan Fatih Altaylı, 27 Mart tarihli ve “Aslı varken, çakmaya müşteri çıkar mı!” başlıklı yazısın da; 14 Mayıs tarihinde yapılacak olan Seçimlerde Cumhurbaşkanlığı değil ama adaylığı kesinleşen 5 kişiden biri olan Muharrem İnce için ‘Çakma Aday’ yakıştırması yapmış… Altaylı o mâlûm ve karmakarışık ama asıl maksadı veya muradı belli olan yazısında şunları söylemiş:
“Geniş bir muhalif çoğunluğunun Cumhurbaşkanı olmamasını talep ettiği siyasetçi.
Bu kez Muharrem İnce’ye tepki gösterip aday olmamasını isteyenler, bir önceki Cumhurbaşkanı seçiminde Muharrem İnce’nin mitinglerini durduranlar aslında.
Seçim gecesi ortadan kaybolup, ‘Adam kazandı’ demesine kızgın olanlar İnce’nin bir kez daha ‘Adam kazandı’ demesini istemiyorlar.
Buna takılmayan bir bölümü de Muharrem İnce’nin daha önce Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkması sözü verdiğini hatırlatıp ilkeli davranmasını istiyorlar.
Sanki siyasetteki tek ilkesiz kişi Muharrem İnce imiş gibi.
Açıkçası düne kadar bunlar beni ilgilendirmiyordu.
Ben herkesin, Anayasa’nın yaptığı tanıma uyan herkesin Cumhurbaşkanı adayı olma isteğine saygı duyarım.
Canı çeken, memlekete borcunu bu yolla ödeyebileceğine inanan, kendini o makama layık gören, ‘Ben bu işi en iyi yaparım’ diyen ya da bambaşka amaçlayan herkesin aday olma hakkını düşünürüm.
Ama dünden beri bir kişinin, tek bir kişinin Cumhurbaşkanı olmaması gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü o kişi ‘Sırça köşklerde yaşayanlar, sırça köklerinden çıkmayanlar, salon siyasetçileri, oturdukları yerden benim aleyhimde tiweet atan, sözde sanatçılar… Siz bunları gördünüz mü? Bu zorlukları gördünüz mü? Boğaz da viskisini yudumlarken, memlekete yol gösterenler…’ cümlesini kuran kişi.
Bu sözleri söyleyen yeni bir zatı muhtereme Türkiye’nin hiç ama hiç ihtiyacı yok.
Türkiye zaten bu cümleleri bize ezberleten bir anlayış tarafından yıllardır yönetiliyor…
Bu kafa ile hiç ama hiç yeni değilsiniz Muharrem Bey.
Bu sözlerin orijinal sahibi varken, siz ancak çakması olursunuz.
Aklı başında herkes eski bir orijinali, yeni görünümlü çakmaya tercih eder. Bilesiniz.
Tabii amacınız yıpranmış orijinale yeniden değer kazandırmak değilse…”
Fatih’in mâlûm yazısı uzayıp gidiyor ve Muharrem İnce’ye akıl veriyor ve kendisine kibarca ‘adaylıktan çekil...’ diyor!
ALTAYLI İNCE’DE İSTİKBAL GÖRMEMİŞ OLACAK Kİ,
KILIÇDAROĞLU’NA ZARAR VERMESİNİ İSTEMİYOR!
Uzun lâfın kısası, kendisi viski içer mi içmez mi veya alkol sever mi sevmez mi onu bilmiyorum ama Habertürk’ün çakma değil orijinal yazarlarından ve ülkenin katıksız karışıksız solcularından, artı Kanal’ın eski teke tekçilerinden, şimdilerde ise çifte çitçilerinden, hattâ çoğulcularından biri olan Fatih Altaylı; aslında İnce’ye sahip çıkması gerekirken, azda olsa seçilme ihtimali bulunduğunu düşündüğü Kemal Kılıçdaroğlu’nu, seçilme ihtimalini sıfır gördüğü Muharrem İnce’ye tercih ettiğini ve İnce’nin söylemlerini Tayyip Erdoğan’ın söylemlerine benzettiğini, dolayısıyla İnce’yi ince ince eleştirdiğini, hatta yerden yere vurduğunu biliyorum…
Yani, Altay’lı Fatih, Gelecek Partisi’nin Genel Başkanı ve 14 Mayıs ta yapılacak olan seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı olan ve bunun için de gerekli ya da yeterli imzayı toplayarak adaylığını kesinleştiren Muharrem İnce’yi Recep Tayyip Erdoğan’ın kötü bir taklidi-çakması olmakla suçluyor! Oysa Muharrem İnce’nin inançlı kesimlere veya dindar insanlara söylediği sözleri ayrı bir konu; amma velâkin ister Boğaz’da olsun ister başka yerde viskisini yudumlarken, memlekete yol gösterenler…’ şeklindeki sözlerinde yerden göğe kadar haklı olmasına rağmen özür dilemesi, viskicilerin veya içkicilerin ya da solcuların Kendisine olan güvenlerini artırmaya yetmedi!
Kaldı ki, İnce’nin Altaylı gibi gazetecilerin tırstırmasıyla muhataplarından özür dilediği o sözleri yalnız veya sadece Recep Tayyip Erdoğan değil, yıllarca merhum politikacılar Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Osman Bölükbaşı, Ferruh Bozbeyli, hattâ Turan Feyzioğlu vb. sağcı partilerin liderleri veya genel başkanları tarafından söylendi ve o sözler genelde mütedeyyin, milliyetçi muhafazakâr halkımız tarafından benimsendi… Ve sözlerin sahiplerinden bazılarını iktidar yaptı… Ancak şek ve şüphesiz, katıksız karışıksız bir Tayyip, hattâ dindar kesim karşıtı olan ve CHP gibi sol bir Partiden ayrılarak yeni bir parti kuran ve oy oranı genelde CHP’den, özelde de solcu seçmenden aldığı oylarla birlikte artışa geçen İnce’nin, Kemal Kılıçdaroğlu’na veya Millet İttifakına zarar verdiğine inanan Fatih Altaylı, Muharrem İnce’ye
“DÜN DÜNDE KALDI CANCAĞIZIM,
ŞİMDİ YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LÂZIM”
şeklinde akıllar veriyor… Yani İnce’ye ‘Kılıçdaroğlu’nun lehine adaylıktan çekil, hatta Kendisini destekle!’ diyor, demek istiyor. Ancak, boşa çabalıyor. Çünkü geçti Bor’un Pazarı.. Fatih Bey!
BU SEFER MUHARREM, ‘GEL BAKALIM KEMAL’ DEDİ!
Velhâsıl-ı kelâm; Fatih Altaylı, eski yoldaşı ya da gönüldaşı olan Muharrem İnce’nin genelde orada burada ve özel de Boğaz’da, sırça köşklerinde viskilerini yudumlarken ahkâm kesen salon siyasetçiler ve sözde sanatçılar için sarf ettiği sözlere fena içerlediği gibi; Kendisinin, Erdoğan’ın söylemlerine sahip çıkmasını ve bunları dillendirmesini hazmedememiş. Dolayısıyla da İnce’yi Erdoğan’ın çakması olmakla suçlamış ve İnce’nin 15 Mayıs gecesi ‘yine Adam kazandı’ demesinden endişe duymuş…
Bendeniz de yazımın burasında muhataplarıma Mehmed Akif Ersoy’un,
ŞUDUR CİHANDA BENİM EN BEĞENDİĞİM MESLEK
SÖZÜM ODUN GİBİ OLSUN, HAKÎKAT OLSUN TEK(!)
Şeklindeki veciz sözlerini hatırlatmak ve bugünkü yazımı Necip Fazıl Kısakürek’in bir serzenişiyle noktalamak istiyor, herkese saygılar sunuyorum:
DEVRİMBAZ KODAMANLARIN VİSKİ ÇEKTİĞİ
KAMIŞTAN BORULARLA CİĞERİMDEN KALEMİNE
KAN ÇEKEREK YIRTINDIĞIM, KIVRANDIĞIM VE
ZİNDANLARDA ÇÜRÜDÜĞÜM BU GENÇLİK
KARŞISINDA; UYKUSUZ, SUSUZ, EKMEKSİZ
BAŞIMI SECDEYE MIHLAYIP BİR ÖMÜR ALLAH’A
C.C HAMD ETME MAKAMINDAYIM…
Necip Fâzıl Kısakürek
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Ben sizi kesin hoş bulurum, siz de beni hoş görürsünüz İnşaallah!!!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)