Dönemin Başbakanı Abdullah Gül’ün ya da Tayyip Erdoğan’ın Yardımcılığını yaptığı bir sırada Şarap Üreticileri Derneği’nin toplantısına katılan ve orada değişik bir konuşma ya da yorum yapan Abdüllâtif Şener, “Diyebilirsiniz ki, Sen ne anlarsın şaraptan? Ama ben şarabın tadı hâriç her şeyini bilirim…” diyerek şarabın ya da üretiminin yabancısı olmadığını göstermişti…
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde (TOBB) düzenlenen “Topraktan Kadehe AB Yolunda Bağcılık” konulu toplantıya da katılan Bakan Şener, “İspanya, Portekiz ve İtalya’da üretilen üzümün yüzde 90’ı şaraba dönüştürülüyor. Türkiye ise yüzde 2’sini şaraba dönüştürüyor… Yani ‘biz yiyoruz, Avrupa içiyor. Bizim uluslararası piyasaya şarap satar hâle gelmemiz, etikete ‘şu bölgenin şu üzümünden yapılmıştır’ diyebilmek için bu şart. Tevekkül içinde şarapçılık sürmez. Ayrıca içkiye yasak ta konulamaz…” demiş! Ben de o zaman kendisine, ‘meğer sen de şarapçılardan biriymişsin be Şener!’ demiştim… Ancak zaman içinde kendisini unutmuştum… Amma velâkin, geçtiğimiz günlerde bir televizyon programına katılan ve o program da Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerinin bir değerlendirmesini yapan Abdüllâtif Şener, “Kılıçdaroğlu’na oy vermedim. Çünkü Kılıçdaroğlu verdiği sözleri tutamaz! O nedenle, ben oyumu ilk turda Sinan Oğan’a, ikinci turda da geçersiz oy kullandım...’ demiş; sandık görevlilerinin, Şener’in ‘geçersiz oy kullandığı yolundaki’ sözlerini yalanlayınca da, ‘’Yav çapraz mapraz, sorular morular, ben de ‘biraz rahatlatayım onları’ dedim. Biraz kafa buldum! Gürültüsü ne kadar olur? Bu kadar gürültü beklemiyordum…” diyerek çark etmişti! Hal böyle olunca da Bay Şener, televizyonların canlı yayınları esnasında söylediği yerli yersiz, gerekli gereksiz sözlerini yine televizyon kanalları aracılığıyla tevil etmek için çabaladı durdu… Ama çabaladıkça da battı!
Her neyse, yazımın burasında bir parantez açmak ve sevgili okurlarıma Abdüllâtif Şener’i biraz tanıtmak, daha sonra da kendisi görüş ve düşüncelerime geçmek istiyorum:
Şöyle ki; Aslen Sivas/Yıldızelili olan ve yaşı 70’ini bulan Şener, Türk siyâsetçi, ekonomist, mâliyeci, akademisyen (doçent), Milletvekili, eski Başbakan Yardımcısı, eski Mâliye Bakanı, eski Türkiye Partisi’nin kurucu Başkanı; 54. Erbakan Hükümetinin Mâliye Bakanı, 58. ve 59. T.C Hükümetlerinde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, 19 ve 20. Dönem Refah Partisi, 21. Dönem Fazilet Partisi, 22. Dönem Adalet ve Kalkınma Partisi Sivas Milletvekili ve en son olarak ta Cumhuriyet Halk Partisi 27. Dönem Konya Milletvekili olarak görev yaptı! Ve Şener’in 14 Mayıs ta Millet İttifâkı’nın Cumhurbaşkanı adayı olacağı konuşuluyordu. (Ki ben de böyle bir öngörü de bulunmuş ve bunu bir yazım da belirtmiştim!) O da olmayınca CHP’den tekrar Milletvekili adayı olmayı umuyor, bekliyor ve bunu şiddetle arzuluyordu, ama o da olamadı-olamadı… Bütün bunlar olamayınca da CHP’nin ve Millet İttifâkının aleyhinde ileri geri konuşmalar yapmaya, acayip cümleler kurmaya, dolayısıyla da gündemin birinci sırasını işgal etmeye başladı! Ancak, bu milletin boş lâflara karnı tok olduğu için sözleri faza bir itibar görmedi… Ama ben Abdüllâtif Şener’in boş bir adam olmadığını düşündüğüm için kendisinin mâlûm sözlerini yabana atmayıp değerlendirmek istedim…
ABDÜLLÂTİF ŞENER’İN ‘REKTÖR OLMA HAKKI YOK’
Ankara Hacı Bayram Velî Üniversitesi’ne Rektör olduğu ya da olacağı yolundaki haberlerin aslı astarı yoktur! Çünkü Şener’in yurt içinde ve herhangi bir üniversiteye rektör olarak atanabilmesi için profesör olması, bunun içinde en az bir yıl beklemesi gerekir. Ve Şener şu anda bir profesör değil doçenttir!..
BEN ABDÜLLÂTİF ŞENER’İ BURDUR’DA CAN KULAĞI
İLE DİNLEMİŞ VE KENDİSİNE HAYRAN OLMUŞTUM!!
Velhâsıl-ı kelâm; Erbakan Hükümetinde ve Mâliye Bakanı olduğu sırada gıyaben tanıdığım Abdüllâtif Şener, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı iken Burdur’a geldiği ve Mehmet Akif Ersoy Üniversitemizin (MAKÜ) 2006-2007 Akademik Yılı açılışına katıldığı sırada biraz daha yakında tanıdım. Ancak, şimdi yıkılan Burdur Belediyesi’nin eski Düğün Salonu’nda verdiği bir konferansta ise daha yakından tanıma fırsatı buldum…
O da şöyle oldu: Dönemin Burdur Valisi merhum M. Râsih Özbek’in, Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya’nın, isimlerini şu anda hatırlamadığım Vali Yardımcılarının, milletvekillerinin, rektör ve rektör yardımcılarının, profesörlerin, doçent ve doktorların, yani çok sayıda akademisyenin katıldığı konferansına başlarken Şener, “Beni lütfen dikkâtle dinleyin! Çünkü ben burada şimdiye kadar hiçbirinizin bilmediği ya da duymadığı şeyleri söyleyeceğim…” şeklinde çok iddialı sözlerle konferansına başlamış ve bir saatten fazla süren konferansını herkes gibi ben de, (şiddetli baş ağrıma rağmen) can kulağı ile dinlemiş, dolayısıyla da istifade etmiştim… Çünkü Şener o konferansın da yerin yedi kat altındaki canlı cansız varlıklardan tutun, uzaydan, galaksilerden, aydan, yıldızlardan ve güneşin tüm katmanlarından bilimsel bilgiler vermiş, geniş ve detaylı açıklamalar yapmıştı… Yani, Abdüllâtif Şener bir muhasebeci ya da mâliyeci olmasının yanında meğer uzay, yer ve gök bilimlerinin de muhasebesini yapmış ve maliyesini tutmuş. Dolayısıyla da gizemli bir astrolog veya ciddi bir yer ve gök bilimcisi de olmuş!
Hülâsâ-i netice; yılların muhasebecisi, mâliyecisi ve siyasetçi olan Abdüllâtif Şener siyâsi yelpazesini değiştirip durmasaydı ve konuşmalarında ölçüyü kaçırmamış olsaydı, milletvekili de, bakan da olabilirdi… Hattâ Cumhurbaşkanı adayı bile gösterilebilirdi! Kazanamazdı, ama bugünkü kadar da yıpranmazdı!’ diyor, herkese ‘ölçülü ve zaman ayarlı’ saygılar sunuyorum.
GÜZEL SÖZLER PETEKTEN DAMLA DAMLA SIZAN BALA BEZER!
VE İNSANIN RUHUNA TAT VERİR..!
Hz. Süleyman (a.s)
İNSANDA GÜZEL OLAN YÜZDÜR, YÜZDE GÜZEL OLAN GÖZDÜR.
AMA İNSANI İNSAN YAPAN AĞZINDAN ÇIKAN SÖZDÜR!
Hz. Mevlânâ (r.aleyh)
KURU KAŞIK AĞIZA, KURU SÖZ KULAĞA YAKIŞMAZ!..
Kaşgarlı Mahmud
NE SÖYLEYEYİM DİYE BAŞTA DÜŞÜNMEK; NE SÖYLEDİM DİYE
SONUNDA PİŞMAN OLMAKTAN İYİDİR!
Sâdi
LÜZUMSUZ SÖYLENEN SÖZ ATEŞ GİBİDİR; ONU AĞIZDAN
ÇIKARMAMALISIN, SONRA KENDİN YANARSIN! DİLİN SÖYLEDİĞİ
İYİ-GÜZEL SÖZ İSE AKARSU GİBİDİR; NEREYE AKARSA ORADA
ÇİÇEKLER-GÜLLER AÇAR… SÖZÜ, AKIL İLE SÖYLE; BİLGİ İLE SÜSLE!
Yusuf Has Hacip
KONUŞMA SANATINI BİLEN ADAM, DÜŞÜNDÜKLERİNİN
HEPSİNİ SÖYLEMEZ. FAKAT SÖYLEDİKLERİNİ DÜŞÜNÜR DE SÖYLER
Aristoteles
SÖZ VAR GELİR GEÇER, SÖZ VAR DELER GEÇER VE SÖZ VAR İŞ BİTİRİR
SÖZ VAR BAŞ YİTİRİR!
Atasözü
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)