TV100 adlı televizyon kanalı izleyicilerinin büyük bir çoğunluğunun ‘kahrolarak’ dinledikleri gibi, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, şanlı Ordumuz ve kahraman Mehmetçiğimiz hakkında hezeyan dolu şeyler söylemiş, cümleler kurmuş! Kısaca STK’ya iftiralar atmış! Yani Kendisi CHP Diyar-ı Bekir Milletvekili ve soyadı da Tanrıkulu olmasına rağmen HDP’nin vekili ve PKK’nın kulu gibi konuşan Sezgin Bey mâlûm kanal da şunları söylemiş:
“TSK’nın yaptığı her şey eleştiriden âzâde değil. Biz milletvekiliyiz her şeyi sorgularız… Bu Türk Silahlı Kuvvetleri değil mi 12 Eylül de faşist darbeyi yapan? Bu Ordu değil mi 15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunan… Köyleri yakan, onlarca faili meçhul cinâyetleri olan. Benim takip ettiğim davalar var. 15 köylüyü helikopterden atan TSK değil mi? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AYM) kararıyla sabit hale gelen? Biz milletvekiliyiz, o nedenle sorular sorarız. Bir şeyin doğru olup olmadığını sorar ve araştırırız... En azından TSK üzerinden bu tür şaibelerin kalkması amacıyla bunu sorarız… Bu kadar köylü yaktı! Daha yeni Roboski ve Uludere oldu…”
Sizin tâbirinizle 12 Eylül faşist darbesini yapan TSK değil, Kenan Evren ve dönemin komuta kademesi olduğu gibi, destekçileri de senin sahip çıktığın HDP’nin o dönemki yöneticileri veya önde gelenleri olduğu gibi; 15 Temmuz darbe fiilinin failleri de yine aynı veya benzer görüş ya da düşüncelerinin mensuplarıdır… Yani Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) şimdiye kadar ‘kurumsal veya genel olarak’ hiçbir suçun içinde yer almamıştır, bundan sonra da almayacaktır. Çünkü bizim Silahlı Kuvvetlerimiz, Peygamber Ocağı’nın onurlu birer mensupları olduklarını bilirler ve bir Peygamber Ocağında da bilinçli ve sistematik bir şekilde suçlar işlenmez, hele hele insanlar helikopterlerden atılmaz, bir tane bile köylüyü ya da herhangi bir vatandaşı, hattâ eli kanlı bir teröristi bile yakmaz ve cinayet işlemez! Ve Avrupa İnsanı Haklar(!) (AİHM)Mahkemesi’nin de her kararına katılınmaz! Bunları derken, 2023 yılının rakam ve açık kaynakların verilerine göre 359 general ve amirali, 40 bin 458 subayı, 98 bin 832 astsubayı, 22 bin 439 uzman jandarması ve 675 bin küsur da eri ve erbaşı-Mehmetçiği bulunan koca bir ordu içinde herkesin pirüpak olduğunu veya sıfır kusur olacağını söylemiyorum. Yani ‘küçük bir aile içinde bile yanlış yapan bireyler çıkabilirken, bir milyon küsur bin mensubu veya personeli bulunan koca bir Ordu içinde de yanlış yapan general veya amiraller, subay, astsubay, uzman veya erler mutlaka olmuştur, bundan sonra da olacaktır! Ve bu suçların askerî olanlarını yargılayan Askerî, sivil olanlarını yargılayan sivil mahkemeler, hâkim ve savcılar var! Yani TSK’da işlenen askerî suçlar askerî savcılarca sorgulanır ve askerî hakimler ve mahkemeler tarafından yargılanırlar… Kendileri asker, suçları sivil olan asker ve komutanlar ise sivil mahkemelerde yargılanırlar!
Ve TSK’nın içinde bireysel veya kurumsal olarak işlenmiş bir suç varsa ki, olabilir-mümkündür! O zaman o suçu ya da suçluları televizyon kanallarında deşifre veya ifşâ etmek yerine Türkiye’nin en küçük ilinden tutun en büyük iline varıncaya kadar hemen her ilden ve partiden seçilerek TBMM’ye giren tam 600 milletvekili, adı üzerine 85-86 milyon kişinin vekili-temsilcisi var. Ve Sezgin Tanrıkulu’nun iddia ettiği yenilir yutulur cinsten olmayan konuşmalar da Parlamento da ve tabii ki kapalı bir oturumda yapılabilir… Veya bu iddianın sahibi bir Milletvekili olduğuna göre TBMM’den iddialarının araştırılması yönünde bir karar çıkartabilirdi. Meselâ bir Meclis Soruşturma ya da Araştırma Komisyonu kurulmasını sağlayabilirdi. Dolayısıyla da ‘Ermeni Soykırımı’ gibi iftiralara mâruz kaldığı bir dönem de milletin Ordusu’nu-TSK’yı yabancıların, Türkiye ve Türk düşmanı milletlerin eline koz vermemiş olurdu… Ancak CHP’li Canan Kaftancıoğlu da, TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ da bundan bir müddet önce Sezgin Bey’in iddialarına benzer iddialar da bulunmuşlardı ama, bunlara hiçbir CHP’li yetkiliden hiçbir uyarı ya da eleştiri gelmemişti… Fakat nâçiz bir gazeteci ve sade bir vatandaş olarak benim bile mezara götüreceğim, özel, genel ve bilhassa millî sırlarım var… Peki koca bir ülkenin ve bir milyondan fazla mensubu bulunan, dâhili ve hârici düşmanlarının çıkasıca gözleri üstünde olan büyük bir Ordu’nun millî ya da ulusal ve uluslararası sırları olmaz-olamaz mı? Elbette vardır ve bundan sonra da olacaktır! Amma velâkin bu sırları ulu orta konuşmak, hele hele olmamış bazı şeyleri olmuş varsayarak veya öyle görüp göstererek ülkesinin Silahlı Kuvvetlerini töhmet altında bırakmak büyük bir yanlıştır… Bunu, kurucusu ve STK’nın eski Başkomutanı Atatürk olan bir Partinin Kuruluşunun 100. Yıldönümünün kutlandığı bir günde yapmak ise katmerli bir yanlıştır! Ve olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermek ise kuyruklu bir yalandır, karalamadır, kuru bir iftiradır!
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; bendeniz de birçok yaşıtım gibi tam 20 ay askerlik yaptım ve bunun 14 ayı Konya’nın bir beldesinde jandarma asayiş karakol komutanlığı ve bir nahiyesinde de karakol komutan vekilliği ile geçti. Ki, benim askerlik yaptığım sırada ve bazı köylerde çok sayıda doğu kökenli vatandaşımız ve bölgede sıkıyönetim uygulaması vardı. Ve ne ben bir kişiye işkence yaptım ne de komutanlarınızın herhangi bir yanlışlarına şahit oldum. Sezgin bey de askerliğini ya kısa dönem olarak ya da yedek subay olarak yapmıştır ama mutlaka bir askeri birlikte bulunmuştur… Orada şahit olduğu ferdî bir yanlışı televizyon kanallarında çıkıp anlatsa belki anlayışla karşılanabilir veya hoş görülebilirdi… Ancak, bizzat yaşamadığı gibi hiçbirine şahit olmadığı, dolayısıyla da sağdan soldan duyduğu ya da birilerinin uydurduğu olayları yaşanmışçasına televizyon kanallarının canlı yayınlarında anlatması TSK’ya yapılabilecek en büyük bühtandır, iki kelimeyle hezeyandır, ayıp ve günahtır! O nedenle, Sezgin Bey önce televizyon kanallarına çıkıp kendisini tekzip etmeli, dolayısıyla mâzisi de, âtisi de tertemiz olan ve milletimizin ‘Peygamber Ocağı” olarak nitelendirdiği Kahraman Ordumuzun mensuplarından ve asil Milletimizin kendisinden özür dilemeli. Sonra da yine önce CHP Yönetimi Kedisi hakkında gerekeni yapmalı, sonra da TBMM Sezgin Bey hakkında gerekli kararı almalı! Daha kısası ve açıkçası, HDP’nin temsilcisi ve PKK’nın sözcüsü gibi konuşan Sezgin Tanrıkulu’na, kimin kulu olduğu sorulmalı!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
EY ÎMAN EDENLER! EĞER BİR FÂSIK SİZE BİR HABER
GETİRECEK OLURSA ONU İYİCE TAHKİK EDİN-ARAŞTIRIN!
YOKSA GERÇEĞİ BİLMEYEREK BİR KAVME (TOPLUMA)
KÖTÜLÜKLE SATAŞIP HAKLARINA TECAVÜZ ETMİŞ DURUMA
DÜŞER, SONRA DA BU YAPTIĞINIZDAN PİŞMAN OLURSUNUZ!
Hucûrat Sûresi, âyet 6
YERYÜZÜNDE BULUNANLARIN ÇOĞUNA UYACAK
OLURSAN, SENİ ALLAH’IN YOLUNDAN SAPTIRIRLAR.
ÇÜNKÜ ONLAR ZANDAN BAŞKA BİR ŞEYE TÂBİ OLMAZ,
YALANDAN BAŞKA BİR SÖZ SÖYLEMEZLER!
En’am Sûresi, âyet 116
ZANDAN KAÇIN ÇÜNKÜ ZAN SÖZÜN YALANIDIR!
Hadis-i Şerif
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)