Ben çok izlemediğim ama zapping yaptığım esnâda gözüme takılan ve ‘hakkında bilgi sahibi olmak için’ birkaç dakikalığına da olsa izlediğim show programlarından biri de Show TV’nin ‘’Güldür Güldür” adlı showu idi… Ve ilgilenenler ile izleyenlerinin bilecekleri gibi, karşısında gülmeye hazır ve sadece gülmek eğlenmek için oraya gelen kişi veya topluluklar; showcular veya tiyatrocular hangi hareketi yaparlarsa yapsınlar ya da hangi sözü söylerse söylesinler gülmeye şartlanmış ve eğlenmeye odaklanmış olan insanları playback veya efekt, optik, mekanik vb. yollarla da destekleyip kahkahaların dozajlarını ve süresini attıran programlan biri olan “Güldür Güldür Show’’ adlı oyuna-oyuncağa son verilmiş… Konu hakkında bir açıklama yapan Kanal Yönetimi “Sosyal medyada eleştiri konusu olan Güldür Güldür skecinde kullanılan ifadeler, kanal yönetiminin yayın ön izleme sonucunda ve program yapımcısı ile yapılan görüşmeler neticesinde uygun bulunmadığı için Show TV ekranlarında yayınlanmamaktadır…”
Ve benim birinci paragrafımda da belirttiğim gibi, kanal değiştirmek için yaptığım bir zappink esnada sarıklı cübbeli, yani imam kılıklı kıyafetli bir adam görmüştüm ve o imam müsveddesi, yani imam bozması veya hoca kılıklı adam bir fenomenin cenazesindeki imamı oynuyor ve adına ‘skeç’ denilen o oyunda imamlar küçük düşürülüyordu! Ki, o zavallı adamın sarığından ve cübbesinden başka imama benzer hiçbir yeri ya da yanı, sözü, kısaca adamın imamlıkla uzaktan yakından alâkası yoktu!
Show’un bahsime konu programı bana bir adada yaşanan bir hikâyeyi hatırlattı ve o hikâye şöyle:
Bir balıkçı teknesi, bir gün şiddetli bir fırtınaya yakalanır ve kayalara çarparak parçalanır ve kayıktaki kafadarlar, yüzme kabiliyetinden yoksun kalan kayıklarını terk ederek kendilerini en yakın gelen bir adaya atarlar… Derken aradan bir müddet geçince canları sıkılmaya başlar ve aralarında birer hikâye ya da skeç anlatma kararı alırlar. Derken her gün kendi aralarında kararlaştırdıkları hikâyeleri anlatarak gülerler, dolayısıyla da hem eğlenirler hem de gülme ihtiyaçlarını karşılarlar. Ancak içlerinden bir tanesi ‘aynı hikâyeyi tekrar tekrar anlatıp kendimizi yoracağımıza hikâyelerimize bir numara verelim ve herkes sırasıyla hikayesinin numarasını söylesin biz de o hikâyeyi hatırlayarak-düşünerek gülüp eğlenelim!’ der ve bu teklif kabul görür! Derken herkes sırasıyla kendi hikâyesinin numarasını söyleyince orada bulunanların, yani kayık zedelerin tamamı güler, kahkaha atar. Derken bir vakit sonra bir başka kayık ta benzer akıbete uğrar ve kayık zedeler de aynı adada toplanıp önceki kayık zedelerle buluşur, tanışır ve kısa zamanda arkadaş olurlar…
Adadaki gülme ihtiyaçlarını numara verdiği hikâyelerle karşılayan önceki kayık zedeler numaralarını birer birer sayar ve arkadaşları hep birlikte gülerler... Bu duruma muttâli olan yeni kayık zedeler de kendilerince bazı numaralar söylerler amma velâkin kimseyi güldüremezler… Durum karşısında şaşıran yeni kayakzedeler bunun nedenini niçinini sorduklarında eski kayıkzedeler, ‘’Bizim saydığımız numaraların kendine göre hikâyeleri var. O nedenle, bir arkadaşımız kendi numarasını söylediği anda bizi hepimiz onun hikâyesini hatırlar ve hep birlikte güler eğleniriz. Yani tılsım veya kerâmet numara da değil, numaranın hatırlattığı hikâye de!’ derler.
Bu ara başlığımın sahibi ben değil, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)… Ve diğer yerler ve zamanlar varsa da Mîrac Gecesi 7 kat semâya yükseltilen ve sidret’ül müntehaya çıkartılan Peygamber Efendimize Cennet de, Cehennem de gösterilmiş… Gayrimüslimlerin, müşriklerin ve münafıkların.. durumları ayrı, Sevgili Peygamberimiz ve iki cihan Serverimiz, günâhkâr Müslümanların Cehennemdeki hâllerini görmüş, dolayısıyla da çok üzülmüş olmalı diki, “Eğer siz benim gördükleri görmüş ve bildiklerimi bilmiş olsaydınız, az güler çok ağardınız!” buyurmuş! Amma velâkin, bahsime konu Show programları insanları eğlendir ve güldürürlerken biraz da düşündürebilseler ve hayatın gerçeklerini hatırlatıp önemi vurgulayabilseler ‘eyvallah, çünkü insanların gülmeye de eğlenmeye de hakları ve ihtiyaçları var’ diyeceğim… Ancak, izleyenlerini genelde uygunsuz söz ve davranışlarla, özelde saçma sapan hal ve hareketle güldüren ‘’Güldür Güldür Show” ve benzer şekildeki programlar ile showmenler çoğu zaman insanları güldüreceğiz derken kendileri gülünç duruma düşüyorlar ama bunun farkında değiller!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; Peygamber Efendimiz (sav), Müslümanın bir başka Müslümana tebessüm etmesini sadaka yerine geçtiğini ya da geçeceğini belirtirken, kahkaha atmanın veya aşırı gülmenin insanın kalbini fesada uğratabileceği’ konusunda uyarıyor! Bendeniz de, sinema filmleri ve tv. dizileri ayrı, bahsime konu Show Programları insanların ağlanacak hallerini güldürerek hem reyting yapıyorlar hem de deli paralar kazanıyorlar! Oysa günümüz insanının gülüp eğlenmeden çok iyi güzel şeyler düşünmeye, yararlı-faydalı şeyler üretmeye ihtiyacı var!’ diyor, herkese ‘ölçülü’ saygılar sunuyorum.
KİM GÜLEREK GÜNÂH İŞLERSE, AĞLAYARAK
CEHENNEM ATEŞİNE GİRER!..
İKİ ÇEŞİT GÜLME VARDIR: BİR GÜLME VARDIR Kİ,
ALLAH (c. c) SEVER…
ÖLÜM KENDİSİNİ KOVALADIĞI HALDE, KENDİSİ
DÜNYAYI KOVALAYAN KİŞİYE ŞAŞARIM!
Hz. Muhammed (sav)
GÜLME KOMŞUNA, GELİR BAŞINA..!
Atasözü
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Ben sizi kesin hoş bulurum, siz de beni hoş görürsünüz İnşaallah!!!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)