Birçoğumuzun hatırlayacağı gibi, 2000 yılında yapılacak olan seçimlerde Cumhurbaşkanı adaylığını açıklayan ve o dönemde MHP’den Devlet Bakanı olan ve önce “Aday ol ağabey, seni destekleyeceğim…” dediği ve sonra da ‘’Yanlış yaptın, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin kararına uymadın…’’ diyerek Sadi Somuncuoğlu’nun tartaklayan ve Partisinden ihraç edilen Cemal Enginyurt’un vukuatları say say bitmiyor. Enginyurt’un diğer vukuatları ayrı, bundan bir müddet önce katıldığı bir televizyon kalanının canlı yayınında tartıştığı Gazeteci dostumuz Lâtif Şimşek’i dövdüğü ya da korumasına dövdürdüğü belirlenmiş ve koruması tutuklanmıştı! Enginyurt, 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan Genel Seçimlerde de Demokrat Parti (DP)’den İstanbul Milletvekili seçilmişti. Ve Cemal Bey, bu sefer de “GÜNAYDIN” sözünün selâmlaşma olarak kullanılmasının doğru olmadığı ifade eden Diyanet İşleri Başkanlığı’nı hedef tahtasına oturtmuş ve “Biz milletçe açız diyoruz SİZİN(!) Diyanet İşleri Başkanınız ‘Günaydın demeyin!’ diyor. Ne diyeceğiz ya? Bunun neyinden rahatsız olduğunuz? Ben Arap mıyım ya? Ben Türkoğlu Türk’üm…” demiş! (Açlıkla selâmlaşmanın ne alâkası varsa!)
Kendi adın Cemal, yani Arapça; eşinin adı Hatice, yani Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in ilk eşi ve mû’minlerin annesinin adından; Kızının ada Miray, Miray’ın kökeni de Türkçe değil, yarı Farsça, yarı Arapça! O nedenle siz dilinizle “Türk’üz-Türkoğlu Türk’üm’’ deseniz de isimlerinizle cisminizle tam bir Arapsınız! Ki, Arap olmak ta utanılacak ya da saklanacak bir şey değildir… Çünkü kimseye nerede, nasıl ve kimden doğacağı sorulmamıştır!
Demem o ki, Arapçanın içine ismiyle cismiyle girmiş olan Cemal Bey, Partisini (DP) destekleyen Yeni Asya’cıların mânevi liderlerinden Said-i Nursi’ye ne isim verir bilmiyorum ki, O’na da nâhoş bir isim vermiştir (…) herhalde!
Hadi o neyse ne amma, insanının yüzde 98-99’u Müslüman olan fakat ister Müslim olsun ister gayri Müslim, ister Türk olsun ister Kürt, ister Laz olsun ister Çerkez, ister Abaza veya Romen, her ne olursa olsun 85-86 milyonluk bir toplumun tamamına başkanlık eden Diyanet İşleri Başkanı’na ‘SİZİN’ Diyanet İşleri Başkanınız diye hitap etmesi benim aklıma, ‘Enginyurt hangi Diyanet İşleri Başkanlığına veya Başkanına tâbî acaba?!’ gibi soru getirdi!
Günümüzde insanların bütün konuşma şekilleri, hal, hareket ve davranışları değiştiği gibi, selâm alıp verme şekilleri de acayip değişti maalesef!
Meselâ bazı insanlar teşekkürlerini ve selâmlaşmalarını İngilizce, Fransızca veya herhangi bir yabancı dille yapıyorlar, bazıları düşük ya da eksik kelime nedeniyle hiçbir anlama gelmeyen ‘selâm’ demeyi, bazıları genelde ve sabahları ‘günaydın’, öğleden sonları da ‘tünaydın’, falan filân demeyi tercih ediyorlar… Oysa hiçbir kelâm ‘selâmünaleyküm’ün yerini dolduramadığı-doldurmayacağı gibi, hiçbir selam da ‘selâmünaleyküm’ün yerine geçmez-geçemez! Hele ‘Merhaba’ hiçbirinin yerini doldurmaz-dolduramaz. Çünkü günaydın kelimesi, Anadolu da erkeklerin herhangi bir yere vardıktan ve selam verdikten sonra orada bulunan kişi ya da kişilerin “Rahat ol, rahat otur, bizden size herhangi bir zarar gelmez” mânasına kullandıkları bir sözdür-kelimedir!
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsası; övünmek gibi olmasın ama ben katıksız karışıksız bir Türk oğlu Türk ve Müslüman’ım ama istisnaları hariç Arapları 3 nedenden dolayı, 1’ncisi Peygamber Efendimiz (sav) Arap olduğundan (ki ‘Arap’ demek güzel demektir) 2’incisi Kur’an-ı Kerim Arapça olduğundan, 3’üncüsü de âhiret dili Arapça olduğundan dolayı seviyorum… Dolayısıyla da Arapça öğrenmeye çalışıyorum… Kaldı ki kimseye ‘nerede, nasıl veya hangi anadan babadan doğmak istersin?’ diye sorulmamıştır… O nedenle Cemal Bey de Sînâ çöllerinde, ya da Afrika’da doğabilir, hattâ Amerikalı bir zencinin oğlu ya da kızı olabilirdi! Hem üstünlüğün ırk, soy sop ile değil, takva ile olduğu her Müslüman’ın mâlûmudur!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netece; Cemal Bey’in soyadı Engin (yurt) ancak kendisi soyadı kadar engin değil! Yani Cemal Bey soyadının tam tersine dar görüşlü ve ırkçı bir yapıya sahip… Ona kimsenin bir diyeceği olmaz ama büyük Türkiye’nin ve koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devletinin saygın, ehliyetli ve liyâkatli, sahasında uzman ve otorite kişilerden oluşan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın veya Fetva Kurulu’nun bir düzeltmesi üzerinden ırkçılık yapmasına benim bir diyeceğim var ama onu demeyecek; bu konu hakkındaki yazımı kısaca ‘selâmünaleyküm’ şeklinde verilen daha geniş kapsamlısı ise ‘Esselâmualeyküm ve rahmetullahi ve berekâtühü ve magfiretüh…’ şeklinde ilâve edilebilen, ayrıca ‘Ve aleykümselâm ve rahmetullahi ve berekâtühü ve mafiretüh’ şeklinde alınibilen selam kelimesinin veya cümlesinin anlamı, aklımda kaldı kadarıyla, ‘Allah’ın (c.c) selâmı, rahmeti, bereketi af ve mağfireti üzerinize olsun…’ gibi anlamlara gelir. Dolayısıyla bir Allah kelâmı olan selam oldukça kısa ama öz ve geniş kapsamlı bir duadır! O nedenle olsa gerek Diyanet İşleri Başkanlığı, selâmın yerine geçmeyen bir kelimeyi düzeltme ihtiyacı duymuş ve doğru da yapmış. Ancak bazı çakma Türkler ve Cemal Enginyurt gibi siyaset adamları da Başkanlığın bu düzeltmesini yanlış bulmuş. İyi ki yanlış bulmakla ve eleştirmekle yetinmiş. Ya eski Partisinin milletvekili ve eski Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu veya Gazeteci Lâtif Şimşek’e yaptığı ya da yaptırdığı gibi bir şey yapsaydı o zaman ne olacaktı!’ diyor; alan okurlarıma ‘selâmünaleyküm…’, almayan ya da almak istemeyenlere ise ‘merhaba’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
SİZE BİRİ SELÂM VERDİĞİ ZAMAN, ONDAN DAHA GÜZELİYLE VEYA AYNI SELÂMLA KARŞILIK VERİN. ŞÜPHESİZ ALLAH (c.c), HERŞEYİN HESABINI GEREĞİ GİBİ YAPANDIR… Nisa Sûresi, âyet 86
SİZ ÎMAN ETMEDİKÇE CENNETE GİREMEZSİNİZ; BİRBİRİNİZİ SEVMEDİKÇE DE ÎMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ. YAPTIĞINIZ ZAMAN BİRBİRİNİZİ SEVECEĞİNİZ BİR ŞEY SÖYLEYEYİM Mİ? ARANIZDA SELÂMI YAYINIZ…
EY ÎMAN EDENLER! ARANIZDA SELÂMI YAYINIZ, YEMEK YEDİRİNİZ, AKRABALARINZLA ALÂKANIZI VE ONLARA YARDIMINIZI DEVAM ETTİRİNİZ VE ORLAR UYURKEN SİZ NAMAZ KILINIZ. BU SAYEDE SELÂMETLE CENNETE GİRERSİNİZ… Hz. Muhammed (sav)
SELÂMI VE SELÂMLAŞMAYI YAYGINLAŞTIRIN!
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)