İlgilenenlerin veya ilgililerin bilecekleri gibi, Dünya genelindeki üye sayıları 194’ü bulmasına rağmen 5 daimi ülkeden, bu 5 daimi ülkeden de sadece 1’inin dediği dedik, çaldığı düdük olan; yani 5 sayısı, hattâ 1 sayısı bile 194 sayısından daha büyük olarak iş gören Bir(leşmiş M(illetler (BM) Genel Kurulu, 1993 yılında aldığı bir kararla 22 Mart tarihini “Dünya Su Günü” olarak îlân ve kabul etmişti. Ve bu mâlûm Teşkilat (BM) Çevre ve Kalkınma Konferansında önerilen “Dünya Su Günü” gerek BM üyelerinin gerekse diğer dünya ülkelerinin giderek büyüyen temiz su problemine dikkât çekmek, içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda müşahhas adımlar atmak veya atılmasını sağlamaktı. Ancak bu bir türlü olmadı, olamadı maalesef…
1945 yılında, yani bundan 79 yıl önce ve 2. Dünya Savaşından sonra ve dünya siyasetine yön vermek, başka savaşlar çıkmasın, dünya barışına, güvenliğe, sosyal eşitliğe ve ekonomik kalkınmaya yönelik çalışmalar yapılmasına katkı sağlamak maksadıyla kurulan Birleşmiş Milletler Teşkilâtı bu güne kadar genelde insanların, özelde de İslâm Ülkelerinin lehine kaç karar alıp verdi ve bu kararlardan kaçına uyuldu ya da uyulmadı onu bilmiyorum! Ki, Teşkilât geçtiğimiz pazartesi günü de İsrail’in aylardır Gazze’de yaptığı soykırımı sonlandırması için ‘ateşkes’ kararı aldı! Ancak yaptırım gücü olmayan Teşkilâtın bu kararı da büyük bir ihtimalle akim kalacaktır, hiçbir işe yaramayacaktır!
Nedenine nasılına gelence; meselâ, aklımda kaldığı kadarıyla Teşkilâtın etkisiz ve yetkisiz, hattâ çaresiz, âciz kaldığı kararlardan bazıları ‘Filistin problemi, Suriye iç savaşı, ABD’nin Afganistan ve Irak işgâli, Irak’ın İran’ı işgâli, ABD’nin Libya ambargosu, Sreprenista soykırımı, Raunda soykırımı, Sovyetler Birliği’nin Macaristan, Çekoslovakya ve Afganistan’ı işgali, Küba füze krizi, Vietnam savaşı, iklim değişikliği, Haiti’deki kolera skandalı, dünya genelindeki kolera salgını, pandemi virüsü, Rusya-Ukrayna savaşı, ve, ve, ve Dünyanın tapesinde Demokles’in kılıcı gibi duran Teşkilatın 5 daimi ülkesinin sopasıdır!..
Her neyse, benim bugünkü konum BM değil. Ancak, gündem, bundan tam 79 yıl önce kurulan Teşkilâtın önceki gün aldığı Hamas-İsrail arasındaki ateşkes kararı ve yine Teşkilâtın bundan 31 yıl önce aldığı ‘Dünya Su Günü’ olunca bu adı var kendisi ya da uyulması-uygulaması yok olan Teşkilâtın hiçbir işe yaramadığını özetlemeden geçemedim… O nedenle şimdi sözü Dünya ‘Su Günü’ne getirmek istiyorum:
Uzmanların ve tecrübe sahiplerinin bildirdiklerine göre, genelde canlılar, özelde da yetişkin ve bünyesi sağlam olan insanlar açlığa 1 ay, hattâ bazen 2 ay kadar dayanabildikleri halde; susuzluğa 2 gün ve en çok 7-8 gün kadar dayanabiliyorlarmış! Yani su bizim için bir ab-ı hayattır-hayat kaynağınızdır… Ve insanlar açlıklarını herhangi bir bitki ile bastırabilir, yatıştırabilirlerken, suyun yerini dolduracak hiçbir şey yok ki, başta nebatat ve bitkiler olmak üzere canlıların tamamının yaşaması da suya bağlı… Ve bırakın her şeyi, insanlar birkaç gün yıkanmasalar ‘nahoş kokudan dolayı’ en yakınları bile yanlarına varmaz-varamaz! Onun içindir ki, Müslüman cenazeler/ölüler suyla yıkanır ve gusül abdesti aldırılır!
Demem o ki, insanlar bir(kaç) damla ve nahoş kokulu sudan (meniden) yaratıldıkları ve hayatları boyunca suya ihtiyaç duydukları gibi, cesetleri de suyla yıkanarak toprağa verilir-defnolunurlar! Yani, doğumumuz da, yaşantımız da, ölümümüz de suya bağlı… Hattâ insanlar yaşarken suya muhtaç oldukları gibi, öldüklerinde de suya muhtaç olurlar! Çünkü, Müslüman ölüler Rablerine temiz ve abdestli bir halde kavuşmak isterler…
Her neyse konu ‘su’ olunca ve canlılar için havadan-oksijenden hemen sonra gelen suyun değerini anlatabilmek için mukaddime mi bu kadar uzattım… O nedenle sözü şimdi günümüzde kullandığımız ve içtiğimiz ‘su’lar’ konusuna getirmek istiyorum:
Annem rahmetli ‘’Oğlum! Yılan bile toprağı gıda ile yalarmış!’’ yani, küçücük bir yılan bile 149 milyon metrekareden oluşan kara topraklarını yerken ve kullanırken israf etmez demek isterdi… Ve bırakın kullanırken, abdestini alırken bile âzamî derecede tasarruf ederdi. Ancak biz bugün ‘değil kuraklık ve sair nedenlerden dolayı’ suları çekilen göllerimizi, göletlerimizi, denizlerimizi ve barajlarımızı, azalan sulama, hattâ içme sularımızı bile kirletiyor, hoyratça kullanıyor, olabildiğince israf ediyoruz… Dolayısıyla da geleceğimizi karartıyoruz maalesef!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; ülkemiz de ilimiz ve bölgemiz de su zengini olmadığı gibi, yıllardır devam eden kuraklık, iklim değişiklikleri, küresel ısınma, nüfus artışı ve israf edilen sular geleceğimizi tehdit ediyor! Ancak bunu çok az insan fark ediyor veya dillendiriyor… O nedenle ben hiçbir şeyi, hemen hiçbir şeyi olduğu gibi sularımızı da israf etmeyelim! İsraf etmeyelim ki hem su kanallarımızı kurutmayalım hem de günaha girmeyelim!’ diyor, herkese ‘israfsız’ saygılar sunuyorum.
EY ÂDEM OĞULLARI! HER MESCİDE ÇIKIŞINIZDA-GİRİŞİNİZDE/İBÂDETİNİZDE ELBİSELERİNİZİ GİYİNİZ; YİYİNİZ İÇİNİZ, FAKAT, İSRAF ETMEYİNİZ; ÇÜNKÜ ALLAH (c.c) İSRAF EDENLERİ SEVMEZ… A’raf Sûresi, âyet 31
ABDESTİNİZİ DERE KENARINDA ALIYOR OLSANIZ
BİLE, SUYU İSRAF ETMEYİNİZ! Hz. Muhammed (sav)
SIZIYI GİDEREN SU. SUYUN SIZLADIĞINI KİMSELER BİLMEZ!
İsmet Özel
SU: AKARSA NEHİR, DÜŞERSE ŞELÂLE, DURURSA GÖL OLUR
İbrahim Seyidani
EĞER SU KAYNAĞI SENİN KENDİ RUHUHDAN FIŞKIRMAZSA
SUSUZLUĞUNU DİNDİREMEZSİN… Wolfgang Van Goethe
SUYUN DEĞERİ KUYU KUYURUNCA ANLAŞILIR Thomas Fuller
SUYU KİRLETMEK HAYATI KİRLETMEKTİR! Anonim
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Ben sizi kesin hoş bulurum, siz de beni hoş görürsünüz İnşaallah!!!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)