Bırakın insanları, hayvanlara-hayvan haklarına, hiçbir din ve hiçbir peygamber İslâm Dîninin ve sevgili Peygamberinin, dolayısıyla da aklı başında bir Müslümanın verdiği değer veya önem kadar vermez veremez! Yani yüce Dinimiz İslâm da kutsal Kitabımız Kur’an ve sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) de hayvanları sevmeyi, korumayı, hele hele aç susuz bırakmamayı ve işkence yapmamayı emreder; gücünün üstünde bir yük yüklemeyi yasaklar ve bırakın öldürmeyi, onları incitmeyi dahî yasaklar! Ki, Dînimiz İslâm, evindeki yerindeki kedisini aç susuz bırakarak ölümüne neden olan bir kadını Cehennemlikler arasında saydığı gibi; bir kuyunun başında beklemekte ve susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeği kuyuya inerek ve ayakkabısıyla su çıkararak sulayan ‘günâhkâr..’ bir kadını Cennetlikler arasında sayıyor! Ancak günümüzde bazı insanlar gerçekten de çok hayvan sevdikleri, bazıları kendilerine iş edindikleri, bazıları da sırf ..muş gibi yaptıkları için olsa gerek, Hindistan da ineklere verilen kutsal değerin bir benzerini köpeklere vermeye; yani bazı kesimlerce köpekler kutsanmaya, kutsal havyan muamelesi görmeye başladı maalesef…
Ve bir Peygamber (Hz. İbrahim) âdeti, yani imkânı olan her Müslümana vâcip olan kurban kesimlerini ‘hayvan kıyımı’ olarak niteleyen sözde hayvanseverler, köpeklere ‘hoşt’ denmesine bile tahammül edemiyorlar! Ki; bazıları köpeğiyle kedisiyle yiyip içiyor ve köpeğiyle kedisiyle yapıt kalkıyor; bazıları da semtlerinde, hattâ kafeslerde, hattâ hattâ belgesellerde bile hayvan görmek istemiyor! Amma velâkin yaşlı ve bakıma muhtaç annesini babasını veya ninesini dedesini ya huzurevine ya da yaşlı bakım evlerine yatırıyor, hattâ bazıları sokaklara atıyor ve biri ‘anneler günü’, diğeri de ‘babalar günü’ olmak üzere yılda 2 kere ziyaret ediyor ve çiçek böcek hediye edip güya evlatlık veya torunluk yapıyorlar! Kaldı ki, bunları yapmayan hayvanseverler veya vatandaşlar bile var maalesef!
Kısacası, günümüzde ve genelde bazı hayvanlara, özelde de kedi ve köpeklere öyle bir önem atfedilmeye başlandı ki, bunlara dokunan insanlar ‘hayvan düşmanı’ olarak kabul ve îlân edilip suçlanıyor, dolayısıyla da dışlanıyorlar…
Yukarıda da ifade etmeye çalıştığım gibi bizim inanç ve îmânımıza göre katli vacip olan 4 hayvan türü dışında tüm hayvanlar korunmalı, kollanıp gözetilmeli… Ancak günümüzdeki gibi köpekler, her türlü aşısı veya kısırlaştırılması yapılsa bile (ki, ben şahsen hayvanları kısırlaştırmanın ve ömür boyu kafes vb. mekânlarda ‘eşsiz’ yaşamaya mecbur bırakmanın da doğru olmadığını düşünüyorum) köpeklerin şehir merkezlerinde ve başıboş bir şekilde bırakmanın da hayvan sevgisiyle izah etmenin mümkün olmadığına inanıyorum! Çünkü insan eşrefi mahlûktur! Yani insanlar yaratılmışların en şereflileridir! O nedenledir ki, ben şahsen ‘bir köpek herhangi bir çocuğu, genci veya bir insanı ısıracağına ya da saldırıp korkutacağına, dolayısıyla da canını yakacağına, bin köpeğin veya kedinin canı yansın!’ derim.
Tamam, günümüz de ve kent merkezlerinde yaşayan kedi ve köpek gibi evcil hayvanların sokaklarda rahatça ve kimseye zarar vermeden dolaşabilmeleri için gerekli aşılar yapılıyor, cipler takılıyor ve dijital kimlikler veriliyor…Dolayısıyla da bu hayvanların insanları ısırmaları, ısırsalar bile kuduz ve benzer hastalıkları bulaştırmaları önleniyor… Ki bu köpekler normalde insanlara saldırmaz veya ısırmazlar… Ancak 2’si, 3’ü 5’i bir araya geldiklerinde saldırabiliyor, ısırabiliyor ya da kovalayabiliyorlar… Ki, Şehrimizin Cumhuriyet Meydanı’na yakın noktalar da, yani Şehrimizin Merkezinde oturan bazı insanlar bile, ‘bilhassa sabah namazlarına camilere giderken köpeklerin saldırısına uğruyor ve korkuyoruz. O nedenle bu problem bir an evvel çözülmeli’ diyorlar…
Ve bırakın diğer sokak veya mahalleleri, bizim kenar mahalledeki Çınaraltı Camimize bile sabah namazı kılmaya gelen bazı kişiler elinde sopa ile gelirlerken, bazıları da köpekleri görünce ya camiye hiç gelemiyorlar ya da cami veya yol değiştiriyorlar…
Ayrıca; sokak köpeklerinin saldırılarından kurtulmak için kaçmaya çalışan insanlar ve bilhassa çocuklar bazen seyir halindeki araçların altında kalabiliyorlar! Ve gün geçmiyor ki, bu ve buna benzer olaylar basın yayın organlarına yansımasın!
Her neyse, konu hakkındaki yazımı yaşanmış bir hikâye ile renklendirerek noktalamak istiyorum:
Hikâye şöyle; bir kişi bir gün köyden kente gelir ve köpeklerin saldırısına uğrar… Köpeklerin saldırısından kurtulmak için yere eğilir ve yerden alacağı bir taşla onları kendisinden uzaklaştırmak ister! Ancak taşlar parka taşı ve birbirine kenetli-bağlı olduğu için taşları yerinden oynatamaz! Bu ilginç ve çaresiz kaldığı durum karşısında ne yapacağını ne diyeceğini bilemeyen köylü “Vay anasına be! Burada taşları bağlayıp köpekleri salıvermişler!’’ diyerek hayıflanır ve oradan uzaklaşır…
Demem o ki, günümüz insanı hiçbir şeyde olduğu gibi hayvan sevgisi ve nefreti ya da korkusu konusunda da ya ifrat yapıyor ya da tefrite kaçıyor! Yani hiçbir şeyi gerektiği kadar sevemiyor, kızamıyor veya olması gerektiği yere koymuyor-koyamıyor maalesef… O nedenle ben ‘konunun uzmanları ve kanun koyucuları bu probleme uygun bir yasa çıkarmalı veya düzenleme yapmalı! Ayrıca insanlar her şeyde olduğu gibi, hayvan sevgisinde de ölçülü olmalı ve ifrat veya tefrite kaçmamalı!’ diyor, herkese ‘ölçülü’ sevgiler sunuyorum.
SENDE ALLAH’IN (c.c) SEVDİĞİ İKİ HASLET VARDIR
BUNLARDAN BİRİ HİLM, DİĞERİ İSE TEENNİDİR..!
Müslim (r.a)
HAYVANLARI SEVERİM. HAYVANLARI SEVENİ DE
SEVERİM. AMA KUTSAYANLARI ASLA! Taceddin AKBAŞ
SEVGİNİN HERKESTEN ŞİKÂYETİ VAR! Yılmaz ODABAŞI
BALIĞA DENİZDEN BAŞKA YER AZAPTIR!.. Ve İNSANIN
İNSANDAN KAÇIŞIDIR HAYVAN SEVGİSİ! Özlü sözler
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)