Sürekli okurlarımın ve yakınlarımın bilecekleri gibi, bundan 3 ay kadar önce ve İstanbul’da geçirdiğim bir bypass ameliyatından sonra döndüğüm Burdur’daki ata yâdigârı evimizde değil; Burdur eski Millî Eğitim Müdürlüğü ve yeni Şehit Kemâl Sunar Polis Merkezi Âmirliği karşısında kiraladığımız bir konutta ikâmet etmeye başladım… Ve henüz bu ayın başında ikâmet etmeye başladığımız konut oldukça kalabalık bir site ve çok katlı bir bina olduğu için; ve eski komşuluk ilişkileri de yaşamadığı-yaşatılmadığı için olsa gerek ne katımızdaki ne de çevremizdeki komşularla henüz tanışma şerefine nâil olamadık! Amma velâkin, geçtiğimiz salı günü sabahı, yaklaşık bir aydır oturduğumuz 2. Kısım Dostlar Sitesi 1. Blok ve 1. Kattaki dairemizin kapısını açtığımız da bir aydır kapımızın önüne bıraktığımız pazar arabamızın yerinde olmadığını gördük… Ve pazar arabamız çok yeni olmasa da emsalleri gibi 2 değil 4 tekerlekli, oldukça da rahat kullanışlı bir araba, ayrıca İngiltere-Londra’da yaşayan rahmetli Bacanağımın Kızının hatırası olduğu için de oldukça değerli idi! Dolayısıyla da apartmanın tüm merdivenlerine ve çevresinde bulunma ihtimali olan tüm noktalara baktık ama arabamızı bir türlü göremedik-bulamadık. Dolayısıyla da hem üzüldük hem de öfkelendik… Ancak, eski bir Jandarma Karakol Komutanı ve yıllarında bir gazetecisi olduğum, ayrıca hırsızlığın büyüğünün küçüğünün olmayacağına inandığım, hırsızlığa şiddetle karşı olduğum, artı hırsızlara karşı büyük bir öfke duyduğum için olsa gerek; ben maddî değerinden çok manevî yönden değer verdiğim ya da gereğinden fazla anlam yüklediğim pazar arabamızın peşini bırakmadım. Çünkü, şimdiye kadar İlimiz de bizim araba kadar kullanışlı ve bilhassa yeni b-ypasslı hastalar için elverişli başka bir arabaya rastlamadım… O nedenledir ki, bizim arabayı gören dostlar nereden aldığımızı soruyor ve aynı arabaya sahip olmak istediklerini belirtiyorlardı… Ancak biz de İlimiz de bizim arabaya benzer bir arabanın olmadığını, alınıp satılmadığını söyler, dolayısıyla da aramalarına gerek olmadığını vurguluyorduk…
Her neyse, benim bugünkü asıl merâmım-maksadım bizim gariban ve bypasslı işi pazar arabasını övmek veya tanıtmak değil, sâde bir vatandaş olarak bana, küçücük bir Pazar arabasına da büyük önem veren ve bulunmasında yardımcı olan Burdur Emniyet Müdürlüğü/Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı olduklarını sandığım polisler ile onları harekete geçiren Şehid Kemâl Polis Merkezi Âmirliği memurları olacak. Çünkü ben arabamızın kaybolduğu gün yukarıda da izah etmeye çalıştığım nedenlerden dolayı yeni ikâmetgâhımızın karşısında bulunan Şehit Kemâl Sunar Polis Merkezi Âmirliğine gittim ve orada görevli olan âmir ve memurlara ‘arabamızın maddî değeri önemli değil. Ancak hem arabanın bir akraba hatırası olmasından dolayı üzüntümden hem de hırsızların bir pazar arabasına kadar düşmelerinden dolayı duyduğum öfkem nedeniyle kendilerine geldiğimi söyledim… Ayrıca hırsızlığın büyüğünün küçüğünün olmayacağını, olmaması gerektiğini vurguladım!
Beni dikkâtli bir şekilde dinleyen polis memurları ve âmirleri ‘araştırma yapacaklarını’ belirterek benim kimliğimi ve telefon numaramı alarak beni uğurladılar. Aradan daha yarım saat kadar bir süre geçmişti ki, görevli polisler önce bizim sitenin yöneticisini bulmuşlar, sonra da bizim daireye gelerek kısa ama sıkı ve ustaca bir araştırma yaparak bizim yitik arabayı oturduğumuz dairenin alt katında, yani zemin katında, ancak girişi demir kapıyla kapatıldığı ve özel mülkiyet olduğu için bizim bakamadığımız merdiven altına bakarak buldular ve bana teslim ettiler… Ve ben, herhangi bir hırsızlık olmamasını dilediğim, ancak kimin ne maksatla bizim pazar arabasını merdiven altına attığını bilemedim. Ancak işinin ehli ve oldukça tecrübeli-deneyimli olan polisler o arabanın merdiven temizlikçileri tarafından oraya konulmuş olabileceğini hatırlattılar, dolayısıyla da benim muhtemel hırsızlara-hırsızlığa olan öfkemi azalttılar… Ve ben de kendilerine ‘küçük bir araba için’ verdiğim zahmet nedeniyle haklarını helâl etmelerini dileyerek kendilerini uğurladım…
Bu kadar uzun girizgâhtan sonra şimdi de asıl konuma gelmek ve görevlerini bihakkın yerine getiren Burdur İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Şube Müdürlü veya bu Şubenin Hırsızlık Masası polis memurları ile Şehit Kemâl Sunar Polis Merkezi Amirliği görevlilerine teşekkür etmek istiyorum. Çünkü ben ‘kullara teşekkür etmeyen insanların, Allah’a da (c.c) şükretmeyecekleri’ düsturuna inanan kişilerdenim!
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; ben sâde bir vatandaş olarak gittiğim Burdur Merkez Şehit Kemâl Sunar Polis Merkezi Âmirliği görevlilerinin ‘fizîkî olarak’ dar bir mekânda görev yaptıklarına, ancak gönüllerinin oldukça geniş olduğuna şahit oldum! Yani bahsime konu Polis Âmirliği görevlilerinin hem adını aldıkları şehid polisimizin hem de mesleklerinin onuruna yakışır bir şekilde görev yaptıklarına şâhit oldum… O nedenle, ben bahsime konu olan polisleri ve âmirlerini kutluyor, tamamına sağlık sıhhat ve âfiyetler diliyor, herkese saygılar sunuyorum.
KİM, KENDİSİNE YAPILAN BİR İYİLİĞE KARŞI
BUNU YAPANA ‘’CEZÂKELLÂHU HAYRAN”
YANİ >ALLAH (c.c) SANA HAYIRLI MÜKÂFAT
VERSİN< DERSE TEŞEKKÜRÜ EN MÜKEMMEL
ŞEKİLDE YAPMIŞ OLUR!..
Ve MÜKÂFAT VERMEKTE ELİN KISA KALIRSA,
DUA VE TEŞEKKÜRDE DİLİNİ UZUN TUT!
Hz. Muhammed (sav)
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Sosyal medya veya mecradaki yangın mutfaktakinden çok daha tehlikeli!!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Güzel spikere çirkin el hareketi hiç yakışmadı' adlı köşe yazısı.... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Yemeklerde de mi 'yapayzeka' kullanmaya başlasak acaba!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Teşekkürler Burdur Emniyeti, Tebrikler Kemal Sunar Polis Amirliği Memurları' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Sağlık hizmetlerine ‘bir seferinde’ bu kadar zam mı yapılır sayın sağlık bakanlığı yetkilileri?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Bize ne nasihat kar ediyor ne de musibet uyandırıyor!' adlı köşe yazısı.... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Özgür Özel'i muhaliflerinden çok muvafıkları uyarma hazırlığında' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Miracımız mübarek, medyamızın BİK'deki başarısı kutlu olsun' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Tedbire rağmen kaza olmuşsa kader, değilse o bir cinayettir' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Özel sağlık sigortasına yapılan zamlar sigortalıların sigortalarını attırıyor!!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)