Yıllarca ‘başörtüleriyle’ bırakın üniformalı veya resmî kurum ya da kuruluşlarda çalışmayı, imam hatip liselerinde ve ilâhiyat fakültelerinde bile okuyamayan kız öğrenciler son yıllarda üniforma giyilmesi zorunlu olan okullarda bile başörtüleriyle okuyabildikleri gibi, kadınlar kızlar tüm resmî kurum ve kuruluşlarda ve rahatlıkla ‘en küçük bir baskı görmeden veya tepki almadan’ çalışabiliyorlar… Amma velâkin, çok azı hâriç birçoğu bu hakkın ya kıymetini bilmiyor, ya istismar ediyor, ya da tesettürün ne anlama geldiğini bilmiyor, biliyorsa bile bunu kâle almıyor! O nedenle ben bu arada bir parantez açarak bilmeyen sevgili okurlarıma tesettürün ne demek veya nasıl olması gerektiği konusunu açmak, sonra da konu hakkındaki nâçiz görüş ve düşüncelerime geçmek istiyorum:
Şöyle ki; tesettür ister kadın veya kız olsun, ister erkek olsun her Müslüman’a farzdır… Ve erkekler konusu ayrı, bir kadın veya kızın el, ayak ve yüzü hariç vücudunun herhangi bir yerini kendisine nikâh düşen ve reşit olan bir erkeğe, hattâ gayrimüslim bir kadına bile’ bilerek-isteyerek’ göstermesi caiz değildir, yasaktır, çünkü bu büyük bir haramdır..!
Tesettür konusunda Peygamber Efendimiz (sav), “Ateş ehlinden iki sınıf vardır, ‘henüz onları görmedim.’ Yanlarında sığır kuyruğu gibi bir şeyler taşıyıp onu insanlara vuran insanlar; kâsiyatün âriyatün (giyinmiş çıplak) kadınlar ki bunlar Allah’a (c.c) taatten dışarı çıkmışlardır. Bunlar başkalarını da baştan çıkarırlar. Başları deve hörgücü gibidir. Bu kadınlar Cennete girmek şöyle dursun, kokusunu dahî alamazlar. Halbûki onun kokusu şu kadar uzak mesafeden bile duyulur…” buyuruyor, dolayısıyla da mû’mineleri-mû’min kadınları, kızları ve erkekleri de tabii, uyarıyor!
TESETTÜR ‘SADECE’ GİYİNMEK DEĞİL; İSLÂM’A
UYGUN BİR ŞEKİLDE ÖRTÜNMEK VE ÖRTÜNÜN
HAKKINI HER YERDE ‘HER ZAMAN’ VERMEKTİR!
Bizim îman ve inancımıza göre tesettür, giyinmekten veya örtünmekten.. ibâret değildir… Tesettür İslâm’a uygun bir şekilde örtünmek; yani giysilerimiz vücut hatlarımızı belli etmeyecek, dolayısıyla da karşı cinsleri birbirlerine karşı tahrik etmemek, hattâ dikkat veya ilgi çekmemektir! Amma velâkin, yıllarca başörtüleriyle resmî hiçbir kurum ve kuruluşta çalışamayan-çalıştırılmayan, İmam Hatip Okulları ve Yüksek İslâm Enstitülerinde veya İlâhiyat Fakültelerinde bile öğretim göremeyen, hattâ bu okulların bahçelerine dahî alınmayan kadınlarımız kızlarımız, bu hakları elde etmeleriyle birlikte büyük oranda rahatladılar ve çok mutlu olup sevindiler! Ancak kendilerini bir anda rahatlamanın verdiği atmosfere kaptıran birçok kadın ya da kız ya İslâm’a uygun örtünmemeye, örtünse bile örtünün hakkını vermemeye başladı maalesef… Yani birçok örtülü, ama tesettürlü olmayan kadın, diğer kadın ya da kızlardan, hattâ çarşıda pazarda ve yarı çıplak vaziyette gezip dolaşabilen hanımlardan daha fazla rahat yaşamaya, dolayısıyla da tüm dikkâtleri üzerine çekmeye başladı. Çünkü istisnâlar hâriç, bahsime konu kadın veya kızların bazıları Allah (c.c) emrettiği için değil de kendisine yakıştırdığı-moda haline geldiği için, bazıları eş veya iş bulmak için, bazıları da mevcut iktidara şirin görünmek için örtünüyorlar! Ki, bunların birçoğu da örtünmüş açıklar saçıklar durumundalar maalesef!
EHLİDÜNYAYA BİR DİYECEĞİM OLMAZ-OLAMAZ
AMA MÜSLÜMAN HANIMLAR DİKKATLİ OLMALI
Biz insanlar, 2.-3 şahısların veya diğer insanların iç dünyalarını bilemeyeceğimiz için sadece onların şekillerine, hal hareket, tutum ve davranışlarına bakarak haklarında bir kanata varırız… Ve ülkemizde örtülü her bayanı dindar bir bayan sanırız… Ve öyle bir bayanın en küçük kusur veya hatasını tüm örtülü bayanlara, daha kötüsü tesettürlü, sünnet sakallı ve sarıklı cübbeli Müslümanlara mâlederiz… O nedenle ben klasik veya yöresel örtülü bayanlara ve erkeklere bir şey demeyeceğim ama tesettür giyimli ama tesettürle uzaktan yakında alâkası olmayan giyimli kuşamlı ve davranışlı hanımlara bazı hatırlatmalarda bulanmadan da geçemeyeceğim:
Bir Müslüman her hâli ve hareketiyle iyiliğe güzelliğe örnek olduğunda veya önderlik ettiğinde ne kadar çok ecir alır ve sevaba girerse, bir kötülüğe ya da herhangi bir çirkinliğe önderlik ettiğinde de o kadar günâha girer! Ve günümüz de erkekler arasında sakal bırakmalar nasıl ve ne kadar yaygınlaştı ise, kadın ve kızlar arasında örtünmeler de o kadar yaygınlaştı… O nedenle hangi erkeğin sünnet niyetli ve sünnete icâbet maksatlı sakal bıraktığını, hangi kadın veya kızın da ‘Allah’ın emri olduğu için’ örtündüğünü ayır etmek çok zor! Onun için biz insanları giyiniş ve kuşanışlarına, hal ve hareketlerine veya davranışlarına bakarak kendileri hakkında bir kanaate varırız… Ve bu kişiler hakkında bazen yanlış bir kanaate varsak veya olumsuz bir itnibâ edinsek bile, birçoğunda doğru kanaate varır, olumlu intiba ediniriz… Çünkü biz su-i zanna değil, hüsnü zanna memuruz! Onun için benim ehli dünya insanların giyiniş kuşanışlarına, şekil ve şemâllerine veya davranışlarına bir diyeceğim olmaz-olamaz! Olsa bile bir işe yaramaz… Amma kendisinin Müslüman olduğunu ve İslâm’a uygun bir şekilde giyinip kuşandığını ve İslâm’a uygun bir şekilde yaşadığını veya yaşamaya çalıştığını, dolayısıyla da sünnete uygun davranışlarda, hal ve hareketlerde bulunduğu sanan kadınların ve kızların (erkeklerin de tabii) bu durumlarını yeniden gözden geçirmelerini dilerim… Ve bu konuyu kendimden ve çok uç bir örnek vererek daha müşahhaslaştırmak ve konumu özetlemek isterim:
Şöyle ki; meselâ bendeniz, yüz felci geçirdiğim yıllar hâriç, 40 yıla yakın bir süredir sakallıyım ve tiryâki olmamakla beraber sakallı olarak içtiğim hiçbir sigarayı açıktan veya halkın içinde içmedim, hattâ bunu evlatlarımdan.. bile gizledim! Bunu da hem israf, dolayısıyla da haram olduğuna ve sağlığa zarar verdiğine inandığım için, hem de çoluğa çocuğa, hattâ diğer insanlara ve bilhassa gençlere kötü örnek olmamak için yaptım… Ama günümüzde bırakın erkekleri, birçok açık ya da kapalı kadının kızın bir elinde telefon, bir elinde de sigara, kolunda veya sağında solunda da yabancı bir erkekle görüyorum ve bu insanların bunu çok normal bir davranış gibi gördüklerini sanıyorum…
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; günümüzde helâllerle haramların, yarı çıplak kadın ve erkeklerle ve gerçek tesettürlü bayanların bir arada yaşamak durumunda olan samimi, ya da Allah’ın (c.c) emrine ve Hazreti Peygamber’in sünnete uygun bir şekilde yaşamak isteyen Müslümanların işlerinin çok zor olduğunu görüyor, duyuyor ve biliyorum! O nedenle, Cenab-ı Hakk onlara kolaylık, diğerlerine de hidayetler versin!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
EY ÂDEMOĞULLARI! SİZE HEM EDEP YERLERİNİZİ ÖRTECEK
BİR ELBİSE, HEM DE GİYİNİP SÜSLENECEĞİNİZ BİR ELBİSE
İNDİRDİK. TAKVÂ ELBİSESİNE GELİNCE; EN GÜZEL VE EN
HAYIRLI ELBİSE İŞTE ODUR. BUNLAR, İNSANLAR DÜŞÜNÜP
ÖGÜTLER ALSIN DİYE ALLAH’IN İNDİRDİĞİ ÂYETLERDENDİR!..
Âraf Sûresi, âyet 26
EY PEYGAMBER! HANIMLARINA, KIZLARINA VE MÛMİNLERİN
HANIMLARINA SÖYLE EVLERİNDEN DIŞARI ÇIKTIKLARI ZAMAN
DIŞ ÖRTÜLERİNİ ÜZERLERİNE ALSINLAR. BU ONLARIN İFFETLİ
KADIRLAR OLARAK TANINMALARI VE KÖTÜ İNSANLAR
TARAFINDAN SÖZLÜ VEYA FİÎLÎ TÂCİZE UĞRAYIP İNCİTİLMEMELERİ
AÇISINDAN EN UYGUN YOLDUR. ALLAH (c.c) ÇOK BAĞIŞLAYICIDIR!..
ENGİN MERHAMET SÂHİBİDİR…
Ahzap Sûresi, âyet 59
‘MEDENİYET’ DEDİĞİN AÇMAKSA BEDENİ,
DESENİZE HAYVANLAR BİZDEN DAHA MEDENÎ!
Mehmed Âkif Ersoy
GÖKLER AĞLIYOR, BİZ AĞLAMIŞIZ ÇOK MU?
BİZE ‘YOBAZ..’ DİYORLAR, HABERİN YOK MU?
Necip Fâzıl Kısakürek
ÇAĞDAŞLIĞI BULUNCA İFFETİ YİTİRMİŞİZ
SÜRÜ, YIĞIN OLUNCA MİLLETİ YİTİRMİŞİZ
NE KARNIMIZ DOYUYOR, NE GÖZÜMÜZ
ŞÜKRE UZAK KALINCA NÎMETİ YİTİRMİŞİZ…
Abdurrahim Karakoç
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)