Bendeniz bu yağmur rahmeti ve kar nîmeti üzerinde fazla durduğumun farkındayım ama konunun özelde ülkemiz ve coğrafyamız, genelde de dünyamız ve insanımız için hayâtî öneme hâiz bir konu olduğu için bugün aynı konu üzerinde bir kez durmak ve bunu da iki ayrı hikâye ile özdeşleştirmek istiyorum…
O iki hikâyeden biri şöyle:
Eskiden hemen her yerde vardı ama şimdiler de sâdece köylerde kalsa gerek, bizim çocukluğumuz da köy ve kasabalardaki evlerin temelleri taşlarla, davarları ise kerpiçlerle yapılırdı… Ayrıca bazı köyler ve kasabalarda testi üreten ustalar, yani bu işleri meslek edinmiş olan kişi ve aileler vardı… Ve bir ailenin 2 çocuğundan biri kerpiç ve testi imâlâtçısı, biri de çitçi imiş! Hal böyle olunca, testi ve kerpiç imalatçısı evlât ‘kar yağmur yağmasın’ diye dua ederken; çiftçi olan kardeşi de kar ve yağmur yağması için dua edermiş… Yani iki kardeşten biri Allah’tan (c.c)kar yağmur isterken, diğeri kar ve yağmur yağmaması için dua edermiş…
Buraya kadar ki anlattıklarım normal, sıradan veya rutin olarak yaşanmış olan hayat hikâyelerinden idi… Şimdi anlatacağım hikâye ise öyle sıradan, rutin veya normal hikâyelerden değil!
O kikâye mealen şöyle:
Bir beldenin yardım, hayır hasenat sever ve kuraklığı iliklerine kadar hisseden çiftçilerinden biri bir gün yapılan onca fiilî ve kavlî dulara, yalvarış yakarışlara rağmen istenen veya beklenen kar ya da yağmurların yağmamasının nedenlerini niçinlerini veya sebeplerini araştırırken; yolu üzerinde metruk, köhne, yıkılmak üzere ve çatısı delik deşik olan bir binaya rastlar ve binadan içeriye doğru şöööyle bir baktığında içeride bir deri bir kemik kalmış olan ve yalın ayak başıkabak bir şekilde bekleşen yaşlı bir kadını ve kadının çocuklarını görür! Ve onların “Ey Allah’ımız-Yaradan’ımız! Ne olur buraya kar ve yağmur yağdırma..! Çünkü mevsim kış, havalar soğuk, odunumuz ocağımız olmadığı gibi evimizin tavanı da delik… Kar veya yağmur yağdıracak olursan biz ıslanır, üşür ve hastalanırız…” şeklinde dua ettiklerini, Cenab-ı Hakk’a yalvarış yakarışta bulunduklarını görür, duyar ve beldeye niçin uzun süredir kar, ya da yağmur yağmadığını anlar… Ve gözyaşları içinde gerisin geriye dönerek evindeki yiyecek, içecek, giyecek ve yakacaklardan bir bölümünü alır o aileye teslim eder! Sonra da ailenin başlarına göçmek üzere olan evlerinin tamiratını yapar ve aileyi koruması veya himâyesi altına alır! Ondan sonra da o aileyle birlikte yağmur duası yapar ve Cenab-ı Hakk da o duadan sonra beldeye bol bereketli ve zararsız ziyansız ve yağmurlarını yağdırmaya başlar!
Sürekli okurlarımın hatırlayacakları gibi, yağmursuzluğun nedenlerinden birinin bölge de bulunan nemmamlardan, yani koğuculardan-oradan oraya lâf taşıyanlardan, dolayısıyla da insanların aralarının açılmasına neden olan kişiler olduğunu izâh etmeye çalışmıştım…
Bugün de yağmursuzlukların nedenlerini iki darb-ı meselle izah etmeye çalışacağım inşaAllah:
DUA YAĞMUR YADIRMAZ AMA CENAB-I HAKK
KULLARINI KURAKLIKLA DUAYA MACBUR EDER
Genelde günümüz insanı, özelde de gençliği ülkemiz de veya bölgemizde yıllardır yaşanmakta olan kuraklığın farkında değil maalesef! O nedenle insanlar hemen her şeyi olduğu gibi içme, sulama ve kullanma sularını da hoyratça kullanıyor, lüzumsuz yere harcıyor ve israf ediyorlar..! Herhangi bir nedenden dolayı ve kısa bir müddetliğine bile olsa kesilen sular için feryâd-ı fîgan ediyor… Oysa bu havalar böyle giderse eğer, inşaAllah gitmez, yağışsızlık dolayısıyla susuzluk, susuzluk dolayısıyla kuraklık, kuraklık dolayısıyla kıtlık ve yokluk kapımızı çalabilir… Ve bu anlattıklarım yaşanmış örneklerle sabittir!
Bizler neyse ne amma, bunun sıkıntısını evlâtlarımız ve torunlarımız çeker…
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; ilimiz, bölgemiz veya ülkemiz de aç ve açıkta kalan kişi ya da aile var mı, varsa bile bunların sayılarını ve durumlarını bilmiyorum… Ancak, insanımızın günâh denizinde, hattâ günâh okyanusunda yüzdüğünü biliyorum… Ayrıca yer altı yer üstü kazılar vesaireler nedeniyle ekolojik dengenin veya ekosistemin altüst edildiğini bunun da yağışların bazı noktalara normalden kat kat daha fazla kar ve yağmur yağmasına, bazı noktalara ise hiç yağmamasına neden olduğunu iyi biliyorum…
Ve dua kar ya da yağmur yağdırır mı yağdırmaz mı onu da bilmiyorum ama Cenab-ı Hakk’ın, yağmursuzlukla, kuraklık, katlık ve benzer felâket veya âtetlerle insanları imtihan ettiğini, sınava tâbi tuttuğunu, dolayısıyla da kendini hatırlattığını ve duaya mecbur bıraktığını biliyorum!’ diyor, herkese ‘zararsız ziyansız karlı yağmurlu ve bereketli’ saygılar sunuyorum.
GÖRMEZLER Mİ Kİ, ALLAH (c.c) BULUTLARI SEVK EDİYOR, SONRA AÇIKLARINI BİR ARAYA GETİRİYOR, SONRA ONLARI ÜSTÜSTE SIKIŞTIRIYOR. BİRDE GÖRÜRSÜN Kİ BUNLARIN ARASINDAN YAĞMUR ÇIKIYOR. O, GÖKTEN, ORADAKİ DAĞLAR BÜYÜKLÜĞÜNDE BULUTLARDAN DOLU İNDİRİYOR DA ONU DİLEDİĞİNİ VURUYOR, DİLEDİĞİNDEN DE ONU ÖTEYE ÇEVİRİYOR. O BULUTLARDAN ÇIKAN ŞİMŞEĞİN PARILTISI İSE GÖZLERİ ALIVERECEK! Nûr Sûresi, âyet 43
ONLARDAN ÖNCE NİCE NESİLLERİ HELÂK ETTİĞİMİZİ GÖRÜP HİÇ DÜŞÜNMEZLER Mİ? ÜSTELİK BİZ ONLARA YERYÜZÜNDE SİZE VERMEDİĞİMİZ İMKÂNLARI VERMİŞ, ÜZERLERİNDE BOLBOL YAĞMURLAR
YAĞDIRMIŞ, EV VE BAĞLARININ ALTLARINDAN IRMAKLAR AKITMIŞTIK. EVET, GÜNÂNLARI SEBEBİYLE ONLARI HELÂK ETTİK VE ONLARIN ARDINDAN BAŞKA NESİLLER MEYDANA GETİRDİK. En’âm Sûresi, âyet 6
BAĞIŞLANMA DİLEYİN Kİ ÜZERİNİZE BOL BOL
YAĞMUR YAĞSIN... Nuh Sûresi, âyet 11
İNSANLAR UMUTLARINI BÜSBÜTÜN KAYBETMİŞKEN YAĞMURU İNDİREN VE RAHMETİNİ YAYAN DA ODUR. O, HERTÜRLÜ ÖVGÜYE LÂYIK GERÇEK DOST VE GÖZETİCİDİR. Şûra Sûresi, âyet 28
SİZE ANCAK ZAYIFLARINIZ SEBEBİYLE YARDIM
EDİLİYOR VE RIZIK VERİLİYOR DEĞİL Mİ?
Hz. Muhammed (sav)
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)