Bir ara kendim de kısa adı BUR-EMDER, açılımı ise Burdur Emekliler Derneği adı altında bir dernek kurmuş, birkaç yıl Başkanlığını yürütmüş; sonra da nedeni niçini bende mahfuz olan bir sebepten dolayı Derneği feshetmiştim! Ancak Mesleğim icabı, başta Gazeteciler Cemiyeti’nin yıllarca II. Başkanlığını ve Yönetim Kurulu Üyeliğini yürüttüğüm gibi, Ziraat odası ve Tüm Emekliler Derneği’nin de Yeşilay Cemiyeti’nin de sade bir üyesi idim. Ancak, Yeşilay’ın Burdur Şubesi Başkanı ve değerli Yönetim Kurulu Üyeleri beni (gıyabımda) Denetim Kurulu Başkanı yapma lütfunda bulunmuşlar. Hal böyle olunca da Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Merkezi’nin yöneticileri, geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul’un Fatih İlçesine bağlı Sarayburnu Semti ve Sepetçiler Kasrı’ndaki Merkez Binalarında gerçekleştirdikleri 74. Genel Kurullarına bizi de davet etme nezaketi göstermişler. Ve biz de Burdur Şube Başkanı (İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı) Osman Koçibay; Derneğin Kadın Kolları Başkanı (Diş Hekimi ve Burdur Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi Başhekimi) Hatice Özen Zeybek olmak üzere 3’ümüz Yeşilay Cemiyeti’nin gerçekleştirdiği Genel Kuruluna katıldık. Dolayısıyla da Cemiyeti 3 yıl boyunca yönetecek olan Genel Başkanı, Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerini seçtik.
Kendi başkanlığım ve yönetim kurulu üyeliklerim ayrı, mesleğim icabı ben bugüne kadar parti, dernek, cemiyet ve vakıf olmak üzere çok sayıda sivil toplum teşkilatının (STK) kongresine, genel kuruluna ve benzer toplantılarına katıldım. Amma velâkin bu gördüklerimin hiçbirisinde Yeşilay Cemiyeti’nin son Genel Kurulunda gördüğüm kadar inanmışlık ve adanmışlık, hoşgörü, samimiyet, muhabbet, birlik ve beraberlik, yardımlaşma, dayanışma ve kaynaşma yoktu ya da ben görmedim veya kaçırdım! O nedenle ben geçtiğimiz Cumartesi Günü yapılan Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin Genel Kurulu’nda müşahede ettiğim durumlardan bazılarını siz sevgili okurlarımla paylaşmak; ayrıca sözüm geçen tüm okurlarımı bu Cemiyete üye yapmak ve maddî olmasa-olamasa bile mânevi katkıda bulunmaya davet etmek istiyorum:
Şöyle ki; birinci paragrafımda da ifâde etmeye çalıştığım gibi, bendeniz, Osman Bey ve Hatice Hanım ile birlikte (Süleyman Demirel Havalimanı uçağıyla) İstanbul’a gittik. Ve orada adı gibi kendi de güzel olan Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin Sepetçiler Kasrındaki güzel mi güzel olan Genel Merkez Binasında gerçekleştirdiği Kurultaya (Kurultay delegesi sıfatıyla) katıldık ve oylarımızı kullanıp tercihimizi yaptık.
Ve Genel Kurul, 3 dönem kuralına takıldığı için yeniden aday olamayan çok değerli Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk’ün Cemiyet çalışmaları hakkında verdiği kapsamlı bilgi ve anlamlı konuşmasıyla başladı.
Bu yıl ‘kuruluşunun 104. Yılı kutlanan Cemiyetin Genel Kuruluna Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahihur Özdemir Göktaş Hanımefendi’nin de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kızı ve Berat Albayrak’ın sevgili eşi Esra Albayrak Hanımefendi’nin de (Cemiyetin üyesi sıfatıyla) katıldıkları Kurultay da kararların tamamı oybirliği ile alındığı gibi, yeni Genel Başkan Doç. Dr. Mehmet Dinç de Yönetim ve Denetim Kurulu’nun Başkan ve üyeleri de oybirliğiyle seçildi. Ayrıca Cemiyete uzun süre hizmet etmiş, maddî mânevi katkı da bulunmuş olan üyelere birer anmalık verilerek tamamı onura edildi.
Hâsılı; bundan 104 yıl önce ve insan sağlığını bağımlılık doğurucu risk faktörlerinden korumak ve insan onuruna saygı göstermek, insanlar arasında karşılıklı anlayışı, kardeşliği, dostluğu, iş birliği ve kalıcı barışı desteklemek gibi birbirinden ulvî maksatla kurulan ve geçtiğimiz cumartesi günü de 74’üncüsü yapılan Yeşilay’ın Genel Kurulu’nda her şey yerli yerinde ve birçok şey organikti, iyiydi, güzeldi. Yeşilay Danışma Merkezi (YEDAM)’ın hizmetleri ise her türlü takdirin üstünde idi… O nedenle ben Yeşilay ve YEDAM’ın icraatlarını değil, Kurultay da gördüğüm bazı iyilik ve güzellikleri siz sevgili okurlarıma paylaşmak istiyorum:
Meselâ; Genel Başkanından ve Genel Müdüründen tutun, güvenlik görevlilerine, kayıt memurlarına, teşrifatçılarına ve yiyecek içecekleri sunan hizmet ehline varıncaya kadar çalışanların tamamı güler yüzlü, hoşgörülü, anlayışlı ve görevinde dikkâtli idiler… Ayrıca, delegelere ikram edilen tüm yiyecek ve içecekler hazır alınmış değil, bizzat yerinde ve usta aşçılar tarafından temiz ve leziz bir şekilde yapılmış olduğu gibi; kaplar da katılımcılara plastik veya alüminyum gibi zararlı maddeler içiren kaplar içinde değil, cam şişe, bardak ve benzer kaplar içinde, dolayısıyla da sağlıklı bir şekilde sunulmuştu!
Burdur Yeşilay’ın kurucu Başkanı Murat Yarar’ın rahatsızlığı nedeniyle görevi bırakmasından (Ki, Mevlâ O’na da kısa sürede ve kalıcı şifalar versin) sonra yerine getirilen yeni Başkanı Osman Koçibay’ı yıllardır tanır ve kendisiyle görüşürdüm. Ancak, Diş Hekimi Hatice Özen Zeybek Hanımefendi’yi ismen tanısam bile yakînen tanımazdım… Amma velâkin Hatice Hanım’ı yolda ve Genel Kurulda yakından tanıdım ve kendisiyle iyi bir yol arkadaşlığı ve sağlam bir dostluk kurdum. Ve ben bunu Osman Bey’e ‘seni bilmiyorum ama ben şahsiyetli ve eğitimli bir dost kazandığımı(zı) düşünüyorum’ diyerek te bir hüsnü zan ve ihsas-ı rey de bulundum!
Uzun lâfın kısası ve meselenin hülâsâsı; Kurultay da biz 81 ilden gelen yüzlerce Kurultay Delegesinin neredeyse tamamı ile selamlaştık ve birçoğuyla gönül ve vücut diliyle konuşup görüştük. Çünkü, benim bildiğim, gördüğüm ve duyduğum kadarıyla üyelerin tamamı gönüllü, yani Cemiyetten şahsi bir talep veya beklentileri olmadığı gibi, hiçbirinin elinde sigara, cebinde sigara paketi gibi şeyler yoktu ve olmaması da gerekirdi! Ki, Cemiyetin sâde bir üyesi, ama gönüllüsü olan Mâhinur Hanım da Esra Hanım da bu güzelliklere dâhil idi. Çünkü bu hanımefendilerden biri Cumhurbaşkanı Kızı, diğeri de bir bakan idi! Ve bu iki hanımefendi de Genel Kurula eskortsuz, korumasız sessiz sedasız geldiler ve Genel Kurulda hiç söz almadılar. Ama Genel Kurul sonunda biz dahil, isteyen bütün delegelerle hoşsohbet, mütevazı ve samimi muhabbetler edip, herkesle hatıra fotoğrafı çektirdiler…
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; bu Kurultay anlat anlat bitmez… O nedenle ben konu hakkındaki yazımı burada noktalamak istiyorum, noktalarken de yarım asırlık bir gazeteci, büyük bir müskirat karşıtı ve Derneğin de naçiz bir Denetim Kurulu Başkanı olarak Yeşilay Cemiyeti’nin tüm eski ve yeni yöneticilerine, üyelerine ‘hizmetlerinden dolayı’ teşekkür ediyor, yeni seçilen Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerine görevlerinde kolaylıklar, üstün başarılar, kendilerine ve ailelerine ise kalıcı sağlık sıhhat ve afiyetler diliyor, herkese ‘müskiratsız…’ saygılar sunuyorum.
HERKESİN NİYETİ NEYSE, ELİNE GEÇECEK ODUR!
Hz. Muhammed (sav)
İNANDIĞINIZ GİBİ YAŞAMAZSANIZ, YAŞADIĞINIZ
GİBİ İNANMAYA BAŞLARSINIZ(!) Hz. Ömer (r. a)
KİMİNLE GEZDİĞİNİZE, KİMİNLE ARKADAŞLIK
ETTİĞİNİZE DİKKÂT EDİN. ÇÜNKÜ BÜLBÜL GÜLE
KARGA ÇÖPLÜGE GÖTÜRÜR. Hz. Mevlânâ (r. aleyh)
AĞACIN KALİTESİ ÖZÜNDEN, İNSANIN KALİTESİ
SÖZÜNDEN BELLİ OLUR… BAŞARININ SIRRI, HEDEFE
ULAŞMAK DEĞİL, YOLA ÇIKMAK VE YOLU SEVMEKTİR!
HAYATINIZIN AMACINI BULUN, ONA TÜM KALBİNİZLE
VE RUHUNUZLA TUTKULU BİR ŞEKİLDE BAĞLANIN…
KAR TANELERİ NE GÜZEL ANLATIYOR, BİRBİRİNE ZARAR
VERMEDEN DE YOL ALMANIN MÜMKÜN OLDUĞUNU.
Özlü sözlerden seçmeler…
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)